Irkçılık kavramı bu kadar kolay kullanılabilir mi? Kullanılmalı mı?

featured

Ahmet Müfit yazdı…

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, geçtiğimiz hafta içerisinde Habertürk yayınında yapmış olduğu açıklamaların, esas olarak her gün değişen gündemin -orman yangınları, Sedat Peker açıklamaları- gölgesinde kalıp üzerinde çok konuşulmasa da, özellikle “ırkçılık” gibi önemli bir kavrama vurgu yapıyor olması nedeniyle üzerinde durulmasını, tartışılmasını gerektiriyor. Böyle düşünüyor olma nedenim, “ırkçılık” gibi bir önemli bir kavramın, algıları yönetmek/yönlendirmek amaçlı olarak kullanımının neden olabileceği risklerin son derece büyük ve yıkıcı olabileceğini düşünüyor olmam.

Kılıçdaroğlu’nun, “O politik atmosfer içinde, kendi seçim bölgesinin getirdiği politik atmosfer içinde söylemiş olabilir. Ama CHP’nin politikası asla ve asla ırkçı olamaz. İnançlara, kimliklere saygı gösteririz. Temel hedefimiz budur.” diyerek, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın, halihazırda Bolu Belediye sınırları içerisinde, “geçici koruma” adı altında ve hukuki durumları tartışmalı bir biçimde ikamet eden yabancı ülke vatandaşlarının belediye hizmetlerinden yaralanma koşullarıyla ilgili -üslup açısından şüphesiz ki tartışılabilecek- sözlerini “ırkçılık” olarak nitelemesinden bahsediyorum.

Son yıllarda çok farklı kesimlerce, sıklıkla ve çok farklı içerikler yüklenerek kullanılmaya başlanan “ırkçılık” kelimesinin anlamı, Türk Dil Kurumu sözlüğünde, “İnsanların toplumsal özelliklerini biyolojik, ırksal özelliklerine indirgeyerek bir ırkın başka ırklara üstün olduğunu öne süren öğreti, rasizm” olarak ifade ediliyor.

Türkçe de böyle, başka dillerdeki karşılığının ne olduğuna baktığımızda da durum benzer şekilde. Irkçılık kavramı, Webster sözlüğünde; “Irkın, insan özelliklerinin ve kapasitelerinin temel bir belirleyicisi olduğuna ve ırksal farklılıkların belirli bir ırkın doğal üstünlüğünü ürettiğine dair bir inanç” olarak ifade edilirken, Fransızcadaki,  Almancadaki tanımları da farklı değil.

Kelimenin anlamı böyleyken, yönettiği beldede yaşayan vatandaşlarının sayısına göre, merkezi bütçeden pay alan ve sorumluluğu altındaki beldenin halkına hizmet verme yükümlülüğü taşıyan bir belediye başkanının bu insanların belediye bütçesinde oluşturduğu ekstra yükü, toplumun geneline yaymak yerine, bu insanlardan farklı bir tarifeyle almak istiyor olmasından “ırkçılık” sonucu çıkarılıyor olmasını hukuken nasıl değerlendirmek gerekmektedir.  

En fazla, ekonomik olarak eşit davranmamak, adil olmamak olarak nitelenebilecek bir söylemin/eylemin ırkçılık olarak nitelenmesi konusu hukuken tartışılmak istenildiğinde bakılması gereken ilk yer, mültecilerin statüsü ve haklarını belirleyen, ülkemizin de imzacısı olduğu Cenevre Sözleşmesi. Söz konusu sözleşme hükümlerine –sözleşmenin 1. Maddesinde yer alan mülteci tanımı ve ülkemizin söz konusu sözleşmeyi kabulü esnasında koymuş olduğu “coğrafi kısıt” dikkate alındığında- göre, Tanju Özcan’ın açıklamasına konu insanların “mülteci statüsü” taşımadığını ve mültecilere tanınan haklardan yararlanmalarının hukuken söz konusu olamayacağı son derece açık. Benzer şekilde, Cenevre Sözleşmesi hükümlerini dikkate alınmaksızın, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun Hemşehri Hukuku başlıklı 13. Maddesinin, hukuki statüleri tartışmalı bir şekilde ülkemizde bulunan, bayramlarda ülkelerine dönüp geri gelebilen bu kişileri kapsayacağını iddia etmenin de gerçeği yansıtmadığını, hukuken doğru olmadığını söylemeliyim.  

Hukuki durum bu denli açıkken, bir dönem AKP’nin yanında olup, AKP’ye karşı olanları, karşı olma gerekçelerini tartışmaksızın paranoyaklıkla, darbecilikle, demokrasi karşıtı, vesayet yanlısı olmakla suçlayıp susturmaya çalışanların, son dönemde ağızlarından düşürmedikleri lafların başında geliyor ırkçılık.

Sonuç olarak, Tanju Özcan’ın söyleminden nasıl olup da, “ırkçılık” çıkarımı yapılabildiğini anlamak gerçekten zor. Kavramın manipüle edilerek bu denli rahat kullanılıyor olması göz önüne alındığında, neoliberal küreselleşmeci dünya düzeni projesine karşı çıkarak, ulus devleti ve ulusal çıkarları savunanların, kumpas davaları döneminde yaşananlara benzer, gerçek dışı suçlamalarla muhatap olmak zorunda kalacakları bir döneme girdiğimizi söylemek de mümkün. Bütün bunlarda şaşırtıcı bir şey olmadığını da ilave edeyim

Enteresan ya da şaşırtıcı olan, geçmişte bu çizgiye mesafeli yaklaşan, karşı çıkan, bu tavır yüzünden o dönem AKP’yle kol kola ülkeyi “demokratikleştirmeye” çalışan AB cephesinden gelen bir çok suçlamanın muhatabı olan Cumhuriyet Halk Partisinin, bu gerçek dışı provakatif dili benimsemiş görünüyor olması.

Bu günden göründüğü kadarıyla seçimler yaklaştıkça bu konunun daha çok gündeme geleceğini de ekleyerek bitireyim. 

1- https://www.haberturk.com/son-dakikachp-genel-baskani-kemal-kilicdaroglu-ndan-onemli-aciklamalar-3155138

2- https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1008706#:~:text=Ge%C3%A7ici%20Koruma%20stat%C3%BCs%C3%BC%20YUKK’un,%C3%BCzere%20geli%C5%9Ftirilen%20korumay%C4%B1%20ifade%20etmektedir.

3- https://multeci.org.tr/wp-content/uploads/2016/12/1951-Cenevre-Sozlesmesi-1.pdf

4- https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/o-isim-akpnin-yeni-yonetiminde-askeri-vesayeti-bitirmek-icin-biz-cemaat-ve-abd-ortak-calistik-1822906

5- https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1664154

Irkçılık kavramı bu kadar kolay kullanılabilir mi? Kullanılmalı mı?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

8 Yorum

  1. yapsın, yapsın da bir sınırı olsun, darbecilerin arasından sıvışmasın, fetöcülerin sahte belgelerini mecliste kürsüden sallamasın, ypg terör örgütü değil demesin, demirtaş pkk üyeliğinden aldığı cezaları madalya gibi göğsüne taksın demesin, teröriste komutanım çeken kaftancıoğlunun kıçına tekmeyi vursun, orman yakan pkklılara selam çakan pervin buldanla fidan diken şovmen başkana bi “hooop kardeş sen ne ayaksın” desin, öztırak a otel köşesinde imf lilere neyi peşkeş çektin diye sorsun, yürüyen merdivene binmeyi, kunut dualarının ayet olmadığını, iftarda ezan okunmadan su içilmeyeceğini öğrensin falan filan işte

  2. adam daha yürüyen merdiveni kullanmayı bilmiyor, tersten biniyor, kunut dualarını ayet sanıyor, ülke yönetecek, “analarının memeleri süt analarından sütten kem küm” ne gülmüştüm yahu

  3. 11 Ağustos 2021, 14:19

    Irkçilik degil, siyaset yapti, yapiyor; yapmasin mi?

  4. Belediye başkanının konuşmalarını bilmiyorum ama “ırkçılık” bu tartışmalarda doğru kavram değil. Bazı kişiler şovenist davranmış olabilir.

    Şovenizm: Kendi ulusunu öne çıkararak değişik ırk ve uluslar arasında düşmanlık yaratmayı amaçlayan ve bu yolda kışkırtmada bulunan aşırı akım.

  5. 11 Ağustos 2021, 06:56

    bir genel baskan dusunun,partısının ilkelerini yerle bir etmiş. kendı bld bsk nın haklı gerekcelerıne ısyan edısıne karsın cıkıp ozur dıler bır bıcımde kem kum edıyor. ve bu adamın halen (ne yapalım alternatıfımız yok) bahanesi ile pesınden tıpış tıpış gıdııyor. sasılacak bır durum.

  6. Biz bolu belediye başkanı kadar ırkçı politikacılar istiyoruz yaptığı ırkçılık ise yeni türkiyede siyaset böyle olacak aksi siyasiler tasfiye olur

  7. 11 Ağustos 2021, 05:49

    Çok tuz kullanmakta şeker gibi , şeker hastalığını arta bilir, yani tuz ve şeker farklıdır ama ikiside bir tehlike yaratıyor. Bu iktidar ve muhalefette öyle. Tam mühendislik olmuş bir iktidar ve muhalefet, her ikiside emperyalizme hizmet, ve Türk değerlerini ve varlığını yıkmakta ant içmiş. Birisi Rabia gösteriyor birisi gülenci birisi dağdaki PKK’yı savunuyor birsi şeriatçı Arap sevdası ve her biri göz göre göre vatanı tahrip ediyor ama sadece Türkçülük ve Atatürkçülük ve bozkurt işareti ırkçılık oluyor. Bize PKK YPG asala ve ekonomik saldırı ve bilim insanlarımızın terörü ve mavi vatanımızın baskısı ve ormanlarımızın yanması ve tarikatçı şeriatçı İngiliz muhipleri saldırılar ile bitirmeye çalışıyorlar ve açıkça bize diyorlar ki türkü Anadolu ve kafkazdan kovacağız ve biz susacağız, öyle mi? Neymiş ab bize AB’ye üyelik vaad etmiş, ingiltere bize Osmanlı’nın kurulmasını vaad etmiş, bizde geçinmek zorundayız, BOP eşbaşkanıyız. Biz BOP falan istemiyoruz, Araplar ile imparatorluk kurmak istemiyoruz bize tek çıkış yolu türk birliği, ama böyle giderse biz Türkiye’de bile Türkçe konuşamayız.

  8. KK nun çapı nedir, düşünsel birikimi nedir? Anti emperyalizm (sömürgecilik karşıtlığı) nedir, desen bir açık oturumda, yanıtlayabilir mi? Hayır. Kuklacılar baktılarki bunun sığ görüşleri kendilerine uyuyor, önünü açtılar ve CHP nin başına bir proje olarak oturttular.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!