İsrail, İran’a yenilmeye mahkûm

Mustafa Özgür Sancar yazdı…

Emperyalizmin klasik yalanı, demokrasi İran – İsrail çatışmasında bir kez daha ortaya çıktı.
ABD ve İsrail’in iddiası İran’da rejim değişikliğinin Ortadoğu’ya barış getireceği hatta dünyayı bir nükleer savaştan kurtaracağı yönünde…

HERKES BİLİYOR, DÜNYANIN EN BAĞNAZ DİNCİ DEVLETİ İSRAİL

Asgar Ferhad’ın psikolojik-gerilim türündeki “Todos Lo Saben” (Herkes Biliyor) isimli filmi aklıma geliyor. Suçu işleyenin kim olduğunu bildikleri hâlde, kendi çıkar ve korkularından bilmiyormuş gibi davranıyorlar.
Bu sinsi argümanların doğru olmadığını herkes biliyor.
Mesele ne İran’daki Molla rejimi ne de nükleer silahlar.
Mesele dinci rejim ise, İsrail dünyanın en dinci devleti, en dinci anayasasına sahip “ülkesi”.
İran’ın nükleer çalışmaları var, ancak nükleer silahları yok. İsrail’in nükleer silahı var.
İran’a yapılan suçlamaların tamamı, somut olarak İsrail’e yapılmalı. İsrail nükleer güç açısından dünyada ilk 6 içinde, 300 nükleer savaş başlığına sahip; bu durumda Ortadoğu ve dünya barışına tehdidi İran değil, İsrail oluşturuyor.

İSRAİL SEVİCİLER

Türkiye’deki farklı ideolojilerden İsrail seviciler, İran düşmanlığında birleşiyor. İran’ı küçümseyip, İsrail’i kutsuyorlar. Seküler gözükenler İran’ı rejimi nedeni ile küçümseyip, kötülerken; dinciler Sunni-Şii mezhepsel çatışmasından hareketle İran düşmanlığı yapıyorlar.
Oysa vatansever olan herkes, İran’ın bütünlüğü ve güvenliğinin Türkiye’nin güvenliği ile doğrudan bağlantılı olduğunu görür.

Irak’ı 4 parçaya böldüler, Suriye’yi 3 parçalı bir federal devlete dönüştürüyorlar; aynı planı İran için devreye soktular, emperyalizm için son durak Türkiye. Böylece 2000’lerde icat edip, temellerini attıkları Büyük Ortadoğu Projesi’ni gerçekleştirmeyi hedefliyorlar.

ORTADOĞU’DA HARİTAYI DEĞİŞTİRME MESELESİ, ‘2. İSRAİL’

İran’a saldırı, bir demokrasi, dincilik ya da nükleer savaşı engelleme meselesi değil.
ABD ve İsrail bağlaşıkları ile birlikte Ortadoğu’da haritayı değiştirmeye çalışıyor.
Amaçları, müslüman görünümlü ikinci İsrail’i yani “Kürdistan” kurmak.
Türkiye’deki etnik bölücülerin İran’a saldırı konusunda sesizliği, sessiz sevinç çığlığı olarak siyaset kulislerinde yankılanıyor.
ABD’nin liderliğinde İngiltere, İsrail ve Fransızlar‘ın Ortadoğu’yu tamamen kontrol altına alarak, kendilerine bir devlet vadetmesi için el avuç ovuşturuyorlar.

İran’ı füze saldırıları karşısında “ezildi” diye küçümseyenler yanıldıklarını daha ikinci günde anladılar.
İran şu anda sadece İsrail’e karşı değil, doğrudan ABD, İngiltere ve Fransa’ya; hatta Ürdün’e karşı savaşıyor. Ürdün’de oldukça etkin çalışan bir NATO ofisi var.

İRAN, SADECE İSRAİL’E KARŞI DEĞİL 4 DEVLETE KARŞI ZAFER KAZANIYOR

İran, 2000 kilometreye gönderdiği süpersonik füzelerle, İsrail’e ön savunma oluşturan, Doğu Akdeniz’deki Amerikan savaş gemilerini, bölgedeki Fransız ve İngiliz üstlerinden sağlanan hava koruma desteğini geçiyor, Tel Aviv, Hayfa’yı vuruyor. İran tek başına ABD, İsrail, İngiltere ve Fransa’ya karşı savaşıyor. Bu gücü küçümsemek mümkün mü?
Selçuklu, Gazneli, Safevi gibi Türk devletlerinin hüküm sürdüğü, büyük Fars ülkesi İran, gerçek bir anti emperyalist savaş veriyor.

Siyonist İsrail yönetiminin yanında en azılı emperyalistler, ağır silahları ile yer alıyor. İsrail, ABD’den aldığı silahlarla İran’a saldırıyor, uçakları Suriye hava sahasında yakıt ikmali yapabiliyor.
Suriye’de Esad olsaydı, İsrail Suriye üzerinden İran’a saldıramazdı.
İran, teorik olarak yanında yer alan Rusya, Çin gibi küreselleşen Güney ülkelerinin stratejik konumlanışı dışında ne siyasi ne de askerî bir desteğe sahip…
Rusya, Çin jeopolitik ve ekonomik nedenlerle İran’a yakın kalmaya devam ediyor; ancak açık destekten kaçınıyor.

KÜRECİK, NATO, DEZENFORMASYON

Türkiye’de her bir yurtseverin görevi İran’ın yanında yer almaktır. Malatya Kürecik’teki radar üssünün faaliyetleri tamamen durdurulmalı. Bu üstten İsrail dolaylı olarak, ama çokça yararlanıyor.
Dezenformasyon ile Mücadele Merkezi, Kürecek’in sadece NATO üyesi ülkelerle bilgi paylaştığını, İsrail’e hizmet etmediğini söylüyor. Ama NATO zaten bu saldırının içinde. İran’dan kalkan füzelerle ilgili sinyal Kürecek’e geliyor; oradan da Akdeniz’deki Amerikan savaş gemisine ulaşıyor, bu gemi İsrail’in en önemli hava güvenlik hattını oluşturuyor. Üstelik İsrail, 2016’ta NATO içinde özel bir odaya/masaya sahip oldu. İsrail’i NATO’nun uzağında görmek mümkün değil. Dolayısı ile dezenformasyon İsrail’in Kürecik’ten istifade etmediğini söylemektir.

İRAN’IN GÜVENLİĞİ, TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİDİR

Özetle, ABD resmî olarak İsrail’e açık destek veriyor, hava savunma sistemlerine lojistik/istihbarat desteği sağlıyor; Trump yönetimi İsrail’in stratejik adımlarını destekliyor.
Birleşik Krallık (İngiltere) Almanya, Avustralya gibi Batılı ülkeler “kendini savunma hakkı” iddiası ile İsrail’e destek oluyor. İsrail’de halk büyük bir panikle ve yenilgiyi kabul ederek kaçıyor; onlara Batı’ya tam tabîyet gösteren Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan kucak açıyor.

Önümüzde net bir fotoğraf, dünyanın kendilerinden gayrı olan tarafını, yani Kürsel Güney’i egemenlikleri altına alıp, tam sömürge yapmak isteyenler ile bağımsızlık ve eşitliği savunanlar arasında İran düzleminde bir savaş yaşanıyor. İnsanlıktan yana olanlar ile ya da Filistin’de yardım noktalarının önünde kuyrukta beklerken öldürülen masum ve çocuklardan yana olanlarla mı birlikteyiz; yoksa dünyayı sömürgeleştirmek isteyenlerle mi..?
İnsanlıktan yana olanlar, bugün İran’ın yanında olmak zorunda; çünkü İran’ın bütünlüğü, Türkiye’nin üniter ve ulusal devletini koruma mecburiyeti ile birbirine sıkı sıkıya tutunuyor.