İstanbul’da özellikle TEM Otoyolu ve D-100 Karayolu’nda görülen çakarlı minibüsler sürücüler zor anlar yaşatıyor. Trafiğin yoğun olduğu sabah ve akşam saatlerinde çakarlı minibüslerin kendilerini sıkıştırıp tehlikeye attığını söyleyen sürücüler şikayet yağdırdı. Bir çoğunun camlarında film bulunan sivil plakalı minibüslerin yeni kabus olduğunu belirten Fesih Halitli, ‘Yol istiyorlar, yol istemeyi bırak adamın üzerine sürüyorlar’ dedi.
İstanbul’da trafiğin en yoğun olduğu saatler olan iş giriş ve çıkış saatlerinde ortaya çıkan çakarlı minibüs ve midibüsler trafikte yeni kabus oldu. Daha çok TEM Otoyolu ve D-100 Karayolu’nda, genellikle camları filmli çakarlı minibüs ve midibüsler trafikte diğer sürücülere zor anlar yaşatıyor. Zaten yoğun trafikte ilerlemekte zorlanan sürücüler bu çakarlı araçların yol istemesi ve sıkıştırmasıyla daha da zorluk yaşıyor. Emniyet şeritlerini de kullanan araçlardan şikayetçi olan sürücüler yetkilerden duruma çözüm bulmasını istiyor. Sürücüler, kendilerini sıkıştıran minibüsleri cep telefonuyla çekip sosyal medyada da paylaşıyor.
Çakarlı minibüslerin kendilerini trafikte zora soktuğunu söyleyen Fesih Halitli, ‘Çakarlı minibüslere denk geliyoruz. Genelde minibüsler sıkıntılı zaten. Sıkıntı yaşatıyorlar. Yol istiyorlar, yol istemeyi bırak adamın üzerine sürüyorlar” ifadelerini kullandı. Kime ve hangi kuruma ait oldukları anlaşılamayan bu camları filmli çakarlı minibüs ve midibüsleri bazı sürücüler sivil polis sanıyor. Sürekli sıkıştırıyorlar diyen bir başka sürücü de ‘Kazaya sebebiyet veriyorlar. Sıkıntılı işler devletin bir çözüm bulması lazım. Yoksa olmaz. Sürekli yol istiyorlar. Belki sivil bile değil ama biz öyle görüyoruz’ diye konuştu. Bir taksi sürücü de ‘Sürekli çakarlı minibüsleri görüyoruz. Sürekli yol istiyorlar. Sanki bu yol onlara verilmiş. Biz taksici olduğumuz halde gidemiyoruz, onlar rahat rahat gidiyorlar’ dedi.
Irak’ta saddam’ın, libyada kaddafi’nin saltanatlı faşist yönetimlerini bizatihi görmüş biri olarak yazıyorum . Her iki ülkedede her iki lider mutlak hakimdiler , saraylarda yaşıyorlardı , gıkını çıkaranı gecenin bir yarısında alır götürürlerdi gidiş o gidişti . Yollarda çakarlı arablar kol gezerdi. Sürücüler aynadan çakarlı araba gördümü çil yavrusu gibi dağılırlardı. Bu sistemin adı diktatoryal faşizmdi . Yani eski moda faşizmdi bu. cezalandiracagi adamin kulağını hemen keserlerdi . Sistem aynı ama cezalandırma metodu demokratik gorunsun , zamanın degerlerine uyuyormuş gibi görünsün diye kulak hemen kesilmiyor. Fare politikası uygulanıyor. Fare birinin kulağını yemeden önce onun derin uykuya dalmasını bekler , sonra sessizce yaklaşıp dilinin ucuyla hafif hafif yalayarak kulagı uyuşturup yer. Adam uyandığında kulağın gittiğini anlar ancak. Yani eften püften bahanelerle hakaret etti diye dava açılır , dava sürüncemeli devam ettirilip etrafada korku salınır , kişi hertürlü mağdur edilirek süründürülür sonrada hapse atılarak maksat hasıl olunur. Böylece zamana uygunmuş gösterilen insanların ses çıkarmayacağı şekilde yeni model ” demokratik faşizm ” ile yukarıdaki ye kürküm ye saltanatı ve yağma düzeni sürdürülür. Sizce dünyada böyle ülkeler varmıdır acaba , yada size tanıdık gelen bir sistemmi bu . Dünyanın neresinde ” çakarli terör ” görürseniz bilinki orada ya klasik yada demokratik görünümlü faşizm vardır.
ben bir tanesine sürekli denk gelirdim sabahları :)) Adlye çalışanlarının SERVİSİ :)))
ülkemde herkes kral olmuş :(