İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik ‘mali suçlar’ soruşturmasında tutuklanan şüpheli Ertan Yıldız’ın, etkin pişmanlık kapsamında ifade vermesinin ardından vekaleti olmayan avukatlar tarafından cezaevinde baskı altına alınmaya çalışıldığı iddialarına ilişkin soruşturma başlatıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, yürütülen soruşturma kapsamında, “suç örgütü yöneticisi olmak” suçundan tutuklanan şüpheli Ertan Yıldız hakkında 11 Mayıs’ta, “etkin pişmanlıkta bulunmak için dilekçe verdiği ve etkin pişmanlık içerir ifade verdiği” şeklinde sosyal medya ve bazı basın yayın organlarında haberler yer aldığı belirtildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Haberler sonrası özellikle son 3 gündür suç örgütü elebaşı Ekrem İmamoğlu isimli şüphelinin avukatları olan Kemal Polat ve Mehmet Pehlivan organizesinde, şüpheli Ertan Yıldız ile herhangi bir vekalet ilişkisi bulunmayan avukatlar aracılığıyla halen tutuklu bulunduğu Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda ‘söz konusu ifadenin baskı ile alındığına ilişkin basın açıklaması imzalattırılmaya çalışıldığı’, bunun için Yıldız’ın ailesi ve kendisinin tehdit edildiği ihbarları ve cezaevi idaresince yapılan tespitler kapsamında Cumhuriyet Başsavcılığımızca resen soruşturma işlemlerine başlanmıştır.”
İMAMOĞLU’NUN AVUKATINDAN AÇIKLAMA
Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan ise iddialar hakkında açıklama yaptı.
Pehlivan X paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
“İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, etkin pişmanlıkta bulunan bir kişiye baskı ve tehditte bulunduğuma dair hakkımda bir soruşturma başlatıldığını basından öğrenmiş bulunuyorum. Söz konusu kişiyi, yalnızca ilk tutuklandığı hafta bir kez, geçmiş olsun dileklerimi iletmek amacıyla ziyaret ettim. Bu ziyaret dışında kendisiyle herhangi bir görüşmem olmamıştır. Cezaevi kayıtları da bunun açık ispatıdır. Aksine, birçok kez benimle görüşmek istediğine dair çeşitli yollarla haber göndermesine rağmen, bu taleplerin hiçbirine karşılık vermedim. Cezaevi ziyaretlerim esnasında görüş kabininde bulunan adı geçen kişiyle de tanıdığım diğer kişilerle de kabin önünden selamlaşmak tokalaşmak haricinde hiçbir temasım olmamıştır. Cezaevinde tanıdığım tutuklu birçok kişi olmasına rağmen, soruşturma süreçlerinin hassasiyeti nedeniyle yalnızca vekâlet ilişkim bulunan müvekkilimle görüşmekteyim. Vekâlet ilişkisi dışında hiçbir tutukluyu ziyaret etmediğim gibi, başkaları aracılığıyla böyle bir ziyaretin gerçekleştirilmesini de organize etmedim. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan ya da müvekkilim aleyhine beyanda bulunan kişiler hakkında bugüne kadar ne kamuoyuna dönük bir açıklamada bulundum ne de herhangi bir girişimim olmuştur. Zira bu tür beyanlara verilecek yanıt, ancak iddianame düzenlenip yargılama başladığında, Mahkeme huzurunda yapılacak hukuki savunmadır. Bu bakış açım dışında herhangi bir yaklaşımım, niyetim ya da girişimim söz konusu değildir. Ayrıca, söz konusu kişinin bir basın açıklaması yapmasının, yürütülen soruşturma kapsamında müvekkilim lehine herhangi bir hukuki değer taşımadığı da açıktır. Zira hukuk, basın açıklamalarıyla değil, dosyada yer alan bilgi, belge ve delillerle işler. Bu nedenle, hukuki hiçbir karşılığı olmayan bir eylemin tarafı olmam da mümkün değildir. Ben sadece avukatlık yapıyorum. Bugüne kadar, hukuki mücadele haricinde tek bir mücadele yönteminin parçası olmadım. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak. Bugüne kadar yapmış olduğum tüm yazılı ve sözlü açıklamalarımı da bu ilke doğrultusunda yaptım. Kamuoyuyla paylaştığım her görüş, yalnızca hukuki argümanlara dayalı olmuştur. Hiçbir açıklamamda dezenformasyona ya da spekülasyona yol açacak tek bir cümle dahi kurmadım. Bu tavrım, hukuk dışı yöntemlerden uzak durma konusundaki kararlılığımın açık göstergesidir. Bu vesileyle açıkça beyan ediyorum: Bu soruşturmanın başlatılmasına neden olacak şekilde, soruşturma makamına hatalı veya yanıltıcı bilgi aktaran herkesle hukuk önünde hesaplaşacağım. Savcılığı yanıltmak ve bir kişiyi temelsiz bir soruşturmaya maruz bırakmak, sadece o kişiye değil; savunma mesleğine, yargının saygınlığına ve adalet duygusuna da zarar verir.”