Kahramanmaraş depremi sonrası AİHM’e ‘Hatay’ başvurusu

Cumhuriyetçi Vatanseverler Hareketi'nden Avukat İsmail Hakkı Atal, 11 ilde yıkıma yol açan Kahramanmaraş depreminden sonra Hatay'daki insan hakları ihlalleri nedeniyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) doğrudan başvuru yaptı.

featured

VERYANSIN TV

6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerde 50 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybetti. 11 ilde büyük yıkıma yol açan depremin ardından başlayan kolon kesme, malzeme çalma ve kalitesiz malzeme kullanımı gibi birçok skandalın ortaya çıkması vicdanları yaraladı.

Deprem yönetimindeki eksiklikler gündemi sarsarken, Cumhuriyetçi Vatanseverler Hareketi’nden Avukat İsmail Hakkı Atal dikkat çeken bir adım attı. 6 Şubat depreminden sonra Hatay’daki insan hakları ihlalleri nedeniyle, Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE) ve Hataylı vatandaşlar adına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) doğrudan başvuru yaptı.

‘ANAYASA MADDELERİ İHLAL EDİLDİ’

Avukat Atal, konuya ilişkin açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“AKP hükümeti depremden sonra Hatay’daki uygulamalarıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2. maddesi yaşam hakkı, 14. madde ayrımcılık yasağı, 8. madde özel ve aile hayatına saygı hakkı,
sözleşmeye ek protokolün 1. Maddesi Mülkiyet hakkı ve Sözleşmeye ek protokolün 3. Maddesi serbest seçim hakkını; Anayasanın 10.,17.,35., 56. ve 67. maddelerini ihlal etmiştir.

‘DEVLET AKLI VE BÜROKRASİSİ ORTADAN KALDIRILDI’

İhlal edilen temel hak ve özgürlükler Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda da koruma altına alınmış olsa da, Anayasa Mahkemesinin kararlarının uygulanmadığı ülkemizde artık Anayasal bir korumadan bahsetmek
mümkün değildir. Yeni Türkiye Yüzyılında Anayasal haklarımız ve kanunlar sadece kağıt üzerinde kalmış, yargıdaki hiyerarşi yok olmuş, devlet aklı ve bürokrasisi ortadan kaldırılmıştır. Türkiye’de temel insan hakları ihlalleri idari bir pratik haline gelmiş olup, hükümetin kontrolünde olan mahkemelerde sadece görünüşte ve şekli bir yargılama yapılmaktadır. AKP ile organik bağı olan hakimler artık dilekçelerimizi dahi okumadan otomatik red kararı vermektedir.

‘KANSER İSTATİSTİKLERİ SAKLANMAKTA’

Bu nedenlerle AİHM içtihatları doğrultusunda, yargı sistemi işlemeyen bir ülkede herhangi bir iç hukuk yolu tüketmeden Avrupa İnsan Hakları mahkemesine doğrudan başvurumuzu yapıyoruz. Deprem bölgesindeki asbest faciasıyla son noktaya gelen, doğal ekosistemler üzerindeki kirletme ve yok etme politikaları ‘bir idari pratik haline’ gelmiştir. Nitekim AKP hükümetinin doğal ekosistemler üzerindeki yıkıcı -yok edici-kirletici politikaları sonucu 2002 ile 2016 yılları arasındaki kanser patlaması olmuş, Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2002 ile 2016 yılları arasında erkeklerde kanser vakaları 12 kat, kadınlarda 7,8 kat artmıştır. Sağlık Bakanlığı 2016 sonrası kanser istatistiklerini de saklamaktadır.

‘ZEYTİN YASASI DEPREM BÖLGESİNDE YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILDI’

Hal böyleyken Kahramanmaraş depreminin sonrasındaki ‘toplum psikolojisi ve ihtiyaçları’ bir kaldıraç olarak kullanılmak suretiyle; başta sağlıklı çevrede yaşam hakkı olmak üzere insan hakları ihlalleri derinleştirilmektedir. Yaşam hakkına, mülkiyet hakkına, sağlıklı çevrede yaşama hakkına yönelik yıkıcı politikaların önünü kesecek Zeytin Yasası gibi yasalar deprem bölgesinde yürürlükten kaldırılmıştır.

5.04.2023 tarih ve 7452 sayılı ‘Olağanüstü Hal Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Kabul edilmesine dair kanunla; AKP hükümeti, deprem bölgesindeki yerleşme ve yapılaşma için orman vasıflı alanlar, zeytinlik ile zeytinlik sahaları’ da imara açmıştır.

Deprem bölgesindeki asbestli ve diğer kimyasal-zehirli atıklar ise, milyonlarca insanın önümüzdeki 8-10 yıl içinde ölümüne veya kanser olmasına neden olacak şekilde doğal ekosistemlere karıştırılmaktadır.

‘YURTTAŞLARIN MÜLKİYET HAKKI GASP EDİLMEK İSTENMEKTEDİR’

Diğer yandan deprem bölgesinde yürürlükten kaldırılan yasa hükümleri vasıtasıyla, özellikle Hatay ilindeki Alevi yurttaşların (Dikmece örneğindeki gibi ) zeytinlikleri başta olmak üzere özel mülkleri ‘kamulaştırma kılıfı altında’ gasp edilmektedir. Kırsaldan sonra sıra kent merkezine gelmiş bu defa da 6306 sayılı yasada yapılan değişiklikle başta Samandağ olmak üzere kent merkezlerindeki yurttaşların mülkiyet hakkı gasp edilmek istenilmektedir. Hataylı yurttaşlara karşı ‘ayırımcılık yasağı’ ihlal edilerek, AKP hükümetinin ideolojik politikalarıyla Hatay’ın demografik yapısı değiştirilmek istenilmektedir. Alevi canlara ait zeytinliklerin yanıbaşındaki devlete ait Hazine arazileri ise bomboş durmaktayken toplu konut için kullanılmamaktadır.

Hataylıların uğradığı ayırımcılık genel seçimlere kadar yansımıştır. Hatay halkının iradesiyle milletvekili olarak seçilen Av. Can Atalay’ın Anayasal hükümler ihlal edilerek ve Anayasa Mahkemesi kararı uygulanmamak suretiyle halen cezaevinde tutulması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ek 1 2 No’lu protokolün 3. Maddesiyle güvence altına alınan Serbest Seçim hakkının ihlaline evrilmiştir. Hataylıların seçim iradesinin seçmen olarak Meclis’e yansıması engellenmiştir.

‘AİHM’E DOĞRUDAN BAŞVURUMUZU YAPIYORUZ’

Biz bu başvurumuzla, Hataylıların başta yaşam hakkı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı, mülkiyet hakkı ve serbest seçim hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklerimizin ihlallerini; Uluslararası hukukta uygulanmaya başlanılan ‘ihtiyatlılık’ ve ‘öngörülebilirlik’ ilkeleri gereğince, sadece bir ‘sonuç’ olarak değil, bir ‘süreç’ olarak da tespit edilmesini talep ediyor ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne doğrudan başvurumuzu yapıyoruz.”

 

Kahramanmaraş depremi sonrası AİHM’e ‘Hatay’ başvurusu

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!