1. Haberler
  2. Analiz
  3. Katliama ortaksınız!

Katliama ortaksınız!

featured

Eren Kalpakcı yazdı…

Dünyada ve ülkemizde yaşanan doğal afetler, soykırımlar, savaşlar ve son gelişmeler vicdan sahibi olan ve insan onurunu taşıyan herkesin içini yakıyor. Bir yanda ülkemizdeki ekonomik krizi iliklerimize kadar hissederken, yakın zamanda yaşadığımız deprem felaketiyle binlerce insanımızın hayatını kaybetmesinin acısını yaşarken; diğer yanda her gün bir yenisi eklenen katliamlarla yüzleşiyoruz. Doğa, madenler yoluyla katledilirken, kendi öz kaynaklarımız bir grup yerli işbirlikçi eliyle Akbelen, İliç, Kaz Dağları, Mersin Akkuyu, Tokat, Ankara, Nevşehir, Niğde başta olmak üzere tüm ülkede sömürü altında. Sanki tüm vücuda yayılmış bir kanser hücresi gibi…

Küresel ve emperyalist düzen, ülkemizdeki yerli ve yabancı işbirlikçileriyle bizi her noktadan kuşatmış durumda. Ekonomi çökmüş, 10 milyonu aşkın sığınmacı ve kaçak ülkeye dolmuş, vatan toprağı ve vatandaşlık satışa çıkmış. Hemen güneydoğu sınırımızda kurulmaya çalışılan emperyalistlerin kukla terör devleti, Ege’de Yunan’a terk edilmiş adalar, kuzeyde Rusya-Ukrayna savaşı, Filistin’de uluslararası savaş suçu işlenen bir soykırım bizlere izletiliyor.

Uluslararası arenada sermaye arayan IMF kuyruğuna girmiş bir iktidar, iktidarla normalleşmeye çalışan bir muhalefet, iradesini malikânelere, suskunluğunu ahbap-çavuş ilişkisine hapsetmiş “üçüncü yolcular”, işçiyi ve emekliyi iktidara teslim etmiş sendikalar ve doğası katledilen bir Türkiye! Katliam… Bu ülkede katliamlar yeni değil ama böylesi daha önce hiç görülmedi.

Katliamın bazı kurbanları İliç, İkizköy, Kirazlı… Tanıdık geldi mi? Küresel emperyalistlerin taşeronluğunu yapan yerli işbirlikçiler eliyle talan edilen yeraltı ve yerüstü zenginliklerimiz! Şimdi size somut verilerle katliamı anlatmaya çalışacağım.

***

İLİÇ: SAHTE KAHRAMANLAR KATLİAMA ORTAK OLDU!

Erzincan, İliç, Çöpler madeni Kanadalı Anagold Firması’nın elinde. Bu bir altın madeni ve Fırat nehrine komşu. Yakın zamanda 9 vatandaşımızı kaybettiğimiz facianın yaşandığı yer. Burada “liç yığını” denilen, siyanürlü ve onlarca kimyasalı barındıran ve içinde 20 ton altın olduğu iddia edilen atık toprak yığının kayması sonucu büyük felaket yaşanmıştı. Bu facia sonrası yeraltı sularına altını ayrıştırmak için kullanılan siyanür ve birçok kimyasal atık sizce Fırat nehrine sızmış mıdır? Cevabını hepimiz biliyoruz.

Fırat Nehri; Keban Barajı’nı, bir koluyla Atatürk Barajı’nı ve GAP bölgesinin tarımsal suyunu beslerken, Urfa Halfeti üzerinden Suriye’nin Cerablus bölgesine, oradan Assad Nehri’ne, Assad Nehri’nden Irak’a ve son olarak Basra Körfezi’ne kadar uzanıyor. Bölgede milyonlarca insanı besleyen su kaynakları, bitki örtüsü, hayvancılığı, balıkçılığı, havası ve doğası zehirlendi.

Bu katliamın yaşandığı yere 19 Mayıs 2024 tarihinde Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi’nin kuruluş ilanı için gitmiştim. Gördüğüm manzara dehşet vericiydi. Bir kasaba büyüklüğünde siyanür havuzu ve havuzdan büyük maden alanı… İliç ilçe merkezinden büyük bir katliam sahası vardı.

Facia yaşandığında sahte kahramanlar meydana çıktı. Katliam göz göre göre gelirken, kimse Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi(CVP) kurucularından Sedat Cezayirlioğlu’nun uyarılarını dikkate almadı. Cezayirlioğlu’nun yaklaşık 9 yıl önce başlatmış olduğu mücadelede yanında sadece Avukat İsmail Hakkı Atal, CVP Sözcüsü Serkan Öz ve Veryansın Tv vardı. İktidarından muhalefetine herkes Cezayirlioğlu’nun çığlığına kulak tıkadı! Üç maymunu oynayanlar katliama ortaktı!

***

AKBELEN MUHALEFET VE İKTİDAR ELİYLE YOK EDİLDİ!

Bir diğer işgal ve talanın adresi, oksijen madenimiz olan, LİMAK-İÇTAŞ ortaklığıyla işletilen Muğla Milas Akbelen bölgesiydi.

Öncelikle bu görmüş olduğunuz uydu fotoğrafı 1984 tarihli. İşte bu bölgede (İkizköy ve civarı) maden sahası açıldı. 2023 tarihli uydu fotoğrafı incelendiğinde katliamın boyutları oldukça ürkütücü. Bölgedeki toplam tahrip edilmiş alan 14.000.000 metrekare, yani yaklaşık 1960 futbol sahası büyüklüğünde. İstanbul’un Adalar, Bayrampaşa, Beyoğlu, Gaziosmanpaşa, Zeytinburnu ilçelerinin yüzölçümünden büyük, Fatih veya Kağıthane ilçelerinin yüzölçümü kadar! Burada milyonlarca ağaç, bitki ve hayvan katledildi. Şimdi sıra madene yakın köylerdeki vatandaşların yüzlerce yıllık topraklarından koparılmasına geldi!

Bu katliamlar olurken merkezde AKP, yerelde ise CHP’li ilçe ve büyükşehir belediyeleri görev aldı! Son 3 yıldır Akbelen Ormanları’na muhalefetten bazı cılız tepkiler geldi. Peki, 19 yıl boyunca muhalefet neredeydi? Bu maden, AKP iktidarından önce de faaliyetteydi. Muhalefet edebilecek imkan ve kabiliyet varken bunca yıldır kim neden sustu? Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi(CVP) kurucularından Avukat İsmail Hakkı Atal, yaklaşık 5 senedir bölge halkının haklı davası için hukuki mücadelesini sürdürüyor.

Konforlu alanlarından sosyal medyada büyük cümleler kuranlar, sözde muhalefet partileri ve iktidara muhalefet eder gibi yapıp milyon dolarlık malikanelere sığınanlar, barolar ve bazı STK’lar bu katliama ya hiç ses çıkarmadılar ya da İliç’te olduğu gibi sahte kahramanlıkların peşinden koştular!

***

MADEN SAHASI AÇILMIYOR, ASIL ‘MADEN’ YOK EDİLİYOR!

Kamuoyunda yeterince gündeme gelmeyen köylerimiz de bu tahribata maruz kaldı. Ankara’nın ilçeleri Beypazarı’ndan 3 köy, Güdül’den 9 köy dahil olmak üzere yaklaşık 80.000.000 m2 alanı kapsayan tarım ve hayvancılık bölgesi de hedefte. Bu noktada, Beypazarı Uruş köyünde MYB Madencilik AŞ tarafından açılması planlanan maden ocağına karşı bölge halkının topyekun mücadelesini size anlatmak istiyorum. Veryansın TV ve CVP Ankara İl Temsilciliği olarak Mayıs ayının sonunda Uruş köyünü ziyaret etmiştik.

Köyde karşılaştığımız manzara; madene karşı bir bütün olmuş bilinçli bir köy halkı ve kararlı bir muhtar…

Uruş muhtarı Murat Uz ile yaptığımız görüşmede, bana maden sahalarının açılacağı çalışma sahasına ait sınırları gösteren bir uydu fotoğrafı gösterdi ve bu madenin hammaddesinin “kedi kumu” diye tabir edilen Sepiolit, Bentonit olduğunu ifade etti.

Uydu fotoğrafını gördüğümde tehlikenin anlatılandan daha büyük olduğunu anladım. Eğer hedeflerine ulaşırlarsa 11.205 futbol sahası büyüklüğünde tarım ve hayvancılık yapılan bölge yok edilecek!

Büyük mücadele verilen bu alanda yok edilmek istenen tarım arazilerini ve meraları görmeye gittik. Bölge, Ankara’nın cennet bahçelerinden biri… Burada en kıymetli ‘maden’ tarım ve hayvancılık! Türkiye’nin asıl zenginliklerini göz göre göre yok eden iktidara ve buna ses çıkarmayan muhalefete bizi muhtaç eden sisteme orada bir kez daha lanet ettim! Bölge halkı ise kararlı. Maden sahası için verilen “ÇED gerekli değildir” kararı yargıya taşınmış ve yürütme durdurulmuş. Yeni ÇED süreci için de “Madene karşı toprağımızı, havamızı, suyumuzu ve geleceğimizi koruyacağız” diyorlar.

Ziyaret süresince gözlemlediğim ve öğrendiğim kadarıyla bu talan girişimine karşı herhangi bir siyasi parti ve demokratik kitle örgütü ses çıkarmamış. Ama ne olursa olsun bölge halkının ata topraklarını koruyacaklarını beyan eden o iradelerini görmek benim için çok kıymetliydi.

Düşünün… Başkent Ankara’nın dibinde ağacı kereste, tarlayı arsa gören bu zihniyetle mücadele etmek zorundayız! Örgütlü mücadelenin ve direnmenin kabiliyetini, toprağını ranta satmayan ve peşkeş çekmeyen onurlu bir yaşam sürmenin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha bana hatırlatan başta Uruş ve çevre köylere kendi adıma teşekkür ediyorum.

Bu onurlu mücadelelerinde yalnız olmadıklarını ve Türk milletinin evlatlarının yanlarında olduğunu buradan tekrar bildirmek istiyorum.

***
HEPİNİZ KATLİAMA ORTAKSINIZ!

Doğa katliamlarına, Kanadalı Alamos Gold’un 350 bin ağacı kestiği Kazdağları’nın Çanakkale Kirazlı bölgesiyle devam edelim.

Görmüş olduğunuz ilk uydu görüntüsü 2003 yılına, AKP iktidarının yeni geldiği döneme ait. İkinci uydu görüntüsü ise 2020 yılına ait. Burada tahrip edilen alan yaklaşık 2.350.000 metrekare, yani yaklaşık 330 futbol sahası büyüklüğünde. Yine milyonlarca ağaç ve hayvan doğal yaşamdan koparılmış, yine acı bir katliam…

Veryansın TV’nin 25 Ocak 2022 tarihli haberindeki başlık aynen şöyle:

“Kazdağları’nda siyanürle altın çıkarma hazırlığı yapması sonrası kamuoyunda büyük tepki çeken Kanadalı Alamos Gold’un ruhsat süresi dolmuş, Tarım ve Orman Bakanlığı orman kullanım iznini iptal etmişti. 60 yıllık ruhsat hakları olduğunu söyleyen Alamos Gold şirketi Doğu Biga’nın genel müdürü Ahmet Şentürk ise “Kazdağları’ndan hiçbir yere gitmiyoruz” demişti. CVP’den Avukat İsmail Hakkı Atal ise “Emperyalizm I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale’yi geçemedi. Çanakkale’ye saldıran emperyalist kuvvetlerin içinde Kanadalı askerler de vardı. Bu savaşta emperyalistleri sınırlarımızda bırakmadık. İnşallah bu sefer de geldikleri gibi gidecekler” dedi.“

Peki bu süre zarfında işlemeyen maden bölgesinde sizce bu tahrip edilen alan ne durumda?

Evet, gördüğünüz gibi katliama uğramış ve kelleşmiş çorak arazi hayata tutunmaya, direnç göstermeye çalışıyor. İlk fırsatta kendini yeniden yaratacak bir varoluş mücadelesi veriyor.

Türk milleti olarak vatanımızda yeraltı ve yerüstü kaynaklarının insanlık dışı bir akıl ve yöntemle küresel emperyalizmin hizmetine sunulmasına izin vermemeliyiz. Bu ruh bizim içimizde var. Binlerce yıllık tarihimizde ve kültürümüzde toprağımıza, doğamıza, geleceğimize sahip çıkacak aklımız, irademiz ve hafızamız var. Cumhuriyet ağır işgal altındadır. Bir araya gelmek, Cumhuriyet hukukunda ve milletin iradesinin tecelli edeceği ortak akıl ve kararlarla toplumsal muhalefeti tesis etmek zorundayız. Biz kararlıyız, katliamı yapan iktidara ve etkili bir direnç örgütlemeyen muhalefete karşın asla bu katliama ortak olmayacağız ve Cumhuriyet hukuku işlediğinde onlara “Hepiniz katliama ortaktınız!” diyeceğiz!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!