Rahmi Turan’ın Sözcü gazetesindeki köşesinde CHP Genel Başkanlığı’nı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belirlediği veya belirlemek istediği yönünde iki gün boyunca yazı yazması sonucu başlayan tartışmalara Yurt gazetesi farklı bir yerden katıldı.
Yurt gazetesinde yer alan başyazıda “En acar muhabirin bile yapmayacağı türden bir iddiayı ortaya atıp, sonra da Cumhurbaşkanı açıklasın, demek, kurnazca bir kaçış olabilir, ama gazetecilik değildir” denilerek Rahmi Turan’ın iddialarının asılsız olması durumunda gazeteciliğin kaybedeceği vurgulandı.
İşte o yazı:
Sayısız meslektaşının ‘gazetecilik öğretmenim’ diyerek karşısında ceketini iliklediği…
Defalarca sıfırdan alıp zirveye gazeteler çıkarmış-yaratmış bir isim Rahmi Turan…
Saygısızlığı asla düşünmeyiz… Ama, bu kez ciddi bir hata yaptı!
Belge göstermeden, kanıt sunmadan, tanık konuşturmadan…
CHP Genel Başkanlığı’nı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belirlediği veya belirlemek istediği yönünde iki gün boyunca yazı yazdı. Dedikodu mekanizmaları çalıştı, isimler ortaya atıldı. Bu isimler kendi kulağına da geldiği halde, en azından, ‘hayır,o değil’ de demedi…
Örneğin…
Muharrem İnce sosyal medya hesabından şöyle yazdı: “CHP Genel Başkanını özgür iradeli kurultay delegeleri seçer, Saray CHP’ye müdahale edemez.
Sözcü Gazetesi yazarı Rahmi Turan’ın yazısında isim vermeden belirttiği kişi ortaya çıkmalıdır.
Çıkmıyorsa Saray kapılarında CHP Genel Başkanlığı kovalayan o ismi Rahmi Turan açıklamalıdır.” Rahmi Turan sustu, isim vermedi…
Yurt gazetesi başyazarımız İsmet Orhan açıkça Rahmi Turan’ın kaynağı Ak Parti mahfilleri olan bazı çevreler tarafından kullanıldığını, hem de Turan’a haberi getiren kişiyi kaynak göstererek iddia etti!
Rahmi Turan iddiası üzerindeki kuşkuları giderecek herhangi bir kanıt, belge, tanık sunmak yerine yine susmayı tercih etti.
Hürriyet’in çiçeği burnunda genel yayın yönetmeni Ahmet Hakan bir adım daha ileri gitti ve ciddi bir şüpheyi dile getirdi: ‘Rahmi Turan .. bu işe alet mi oluyor?’
Kamuoyu, Rahmi Turan neden susuyor, diye sorarken sonunda cevap geldi: “Saray’ı kim ziyaret ettiyse medeni cesaret gösterip kendisi açıklamalı.
Ya da AKP Genel Başkanı Erdoğan’a sorulmalı. İşin aslı nedir? Parti genel başkanı olduğu gibi aynı zamanda Cumhurbaşkanı olarak da görev yapan Erdoğan’ın yapacağı açıklama bire bir doğru olacaktır. Koskoca Cumhurbaşkanı yanlış söz söyleyecek değil herhalde…
Onun açıklaması tüm tereddütleri bitirir!” Yani? Rahmi Turan, kanıtsız, belgesiz, tanıksız konuşmaya devam ediyordu!
En acar muhabirin bile yapmayacağı türden bir iddiayı ortaya atıp, sonra da Cumhurbaşkanı açıklasın, demek, kurnazca bir kaçış olabilir, ama gazetecilik değildir ve sanıyorum bunu hepimizden daha iyi bilen kişi de yine Rahmi Turan’dır.
Olmadı, hem gazeteciliğin ilkelerinin bu denli rencide edilmesi ve hem de Cumhuriyet Halk Partisi’nin hedef alındığı bir algı operasyonuna Sözcü gazetesinin alet edilmesi hiç olmadı…
Dört yandan kuşatılmış Cumhuriyet Halk Partisi seçmeni elbette aklıselim davranıp, kendisi üzerinden oynanan oyunlara asla izin vermeyecektir.
Ama, günün sonunda kaybeden gazetecilik olmasın!
Uzun yıllardır yurdumuzdaki dizaynları emperyalizm ve işbirlikçileri yapmaktayken başka dizayncı aramaya gerek yok. Mantıkta önermenin değilinin değili kendisi olduğuna göre çoktan dizayn olmuşların vatansever halkımızca aslına dönmesi memleketimizin hayrına olacaktır.
Rahmi Turan denen zatin nasil bir firsatci oldugunu nasil yalan haberlerle toplumu galeyana getirip tiraj yapmak ugruna her türlü rezilligi mübah gördügünü iyi biliriz.