Mehtap Kaynak yazdı…
22 yıllık AKP iktidarıyla ülke, her sabah dayanılmaz kokulara uyandığımız bir çöplük haline geldi.
İktidar, kindar ve dindar nesil yetiştirme sözünün bir adım ilerisine giderek kriminal ve kayıp bir nesil yetiştirdi.
27 yaşındaki polis memuru Şeyda Yılmaz’ı şehit eden 19 yaşındaki Yunus Emre Geçti’nin 26 suç kaydı bulunuyor. Sokaklarda yolunuzun her an kesişebileceği binlerce genç suçludan biri.
Hakkında uyuşturucu ticareti, gasp, cinsel taciz, çocuğa cinsel istismar, ruhsatsız silah, yağma, hırsızlık, kasten yaralama ve mala zarar suçlarından 26 kez işlem yapılıyor, tutuklanıyor ve her seferinde serbest bırakılıyor.
Henüz 19 yaşında bir kişinin 26 suç kaydı olması ve buna rağmen dışarda suç işlemeye devam edebilmesi içinde bulunduğumuz kanunsuzluğa, güvenlik güçlerinin ve yargının ne hale geldiğine, yaşadığımız cinnet haline, bir çocuktan katil yaratan sefaletimize ayna tutuyor.
AKP iktidarının yarattığı karanlık düzen çocukların kaçırılmasına, taciz ve tecavüze uğramasına, öldürülmesine engel olamazken, derinleştirdiği yoksulluk ve pompalanan lümpen kültür suça sürüklenmesinin önünü açıyor.
Çocukları ve yetişkinleri koruyamayan, can ve mal güvenliğini sağlayamayan, insani, ahlaki ve vicdani değerlerin kayıplara karıştığı, çetelerin sokaklarda kan döktüğü çürümüş bir düzenden bahsediyoruz.
TÜİK’in istatistiklerine göre 2020 yılında 1009 çocuk, 2023 yılında 2304 çocuk öldürülmüş. Üç yılda bu sayı 3,5 katına çıkmış.
2020 yılında 18 bin 450 çocuk,2023 yılında 25 bin 685 çocuk ‘cinsel suç’ mağduru olmuş. Üç yılda artış oranı yüzde 39 olarak kaydedilmiş. Bunlar sadece resmi sayılar.
2008-2016 yılları arasında toplam 104 bin 531 çocuk kaybolmuş. Prof. Dr. Sevil Atasoy, ’İstatistiklere göre kaybolan ya da kaçırılan 10 çocuktan biri canlı bulunmuyor. Sayısal olarak Türkiye’de kaçırılan çocukların sayısı son 10 yılda üç kat artmış gibi görünüyor’ diyor.
Kaçırılan çocukların önemli bir kısmının suç örgütlerinin ağına düştüğüne dikkat çeken Gürsel Tekin, ’Bu çocuklar uyuşturucu çeteleri dahil birçok çete tarafından suç geliri elde etmek için kullanılıyor veya suça sürükleniyor ve suç bataklığı içinde kaybolup gidiyor.’ diyor.
TÜİK 2016 yılından itibaren kayıp çocuk istatistiğini yayınlamayı bırakmış. 8 yılda kaç çocuk kayboldu bilinmiyor. Büyük bir kayıp çocuk sorunu gizlenmeye çalışılıyor.
Cinsel istismara uğrayan, kaybolan, öldürülen binlerce çocuktan bahsediyoruz. Çocuklarımız tacize, tecavüze uğramakta, iş kazalarına kurban edilmekte, öldürülmekte, intihar etmekte, kaybolmakta, temel bir insan hakkı olan eğitim ve yaşam hakkından mahrum edilmektedir.
22 yıldır tek başına iktidar olan AKP ülkeyi koyu bir cehalete, derinleşen bir yoksulluğa ve çaresizliğe teslim etmiştir. Huzur İslam’da diye iktidara gelmiş huzur ve güvenlikten eser bırakmamıştır.
Ekonomi çökmüş, yargıda adalet yok edilmiş, insani, vicdani ve ahlaki değerler kaybolmuş, eğitim tarikatlara terk edilmiş, yoksullaşma dayanılmaz boyutlara varmıştır.
Suç örgütlerine ve suç makinalarına terk edilen sokaklar, suça itilen, uyuşturucuyla beslenen, suç makinası haline getirilen, tacize, tecavüze uğrayan, iş kazalarına kurban edilen, öldürülen, intihar eden, kaybolan çocuklar, katledilen kadınlar, derinleşen yoksulluk, işsizlik ve yaygınlaşan uyuşturucu kullanımı, masumlara cehennem olmuş bir Türkiye fotoğrafıdır.
Bu durumun tek sorumlusu toplumsal dengeleri alt üst eden, sömürü düzenini derinleştiren AKP iktidarıdır.
İktidar, ülkeyi suç ve yoksulluk batağına saplamıştır.
Toplumun en savunmasız kesimleri olan kadınlar ve çocuklar iktidarın yarattığı kötülüğün, lümpen küstahlığının ve şerrinin kurbanı olmaktadır.
Ülkemizde şiddet ve cezasızlık olağan hale gelmiştir. Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet ve tecavüz yaygınlaşmış, kadınlar sokaklarda en vahşi şekilde katledilirken halk seyreder hale getirilmiştir.
Sokaklar suç örgütlerine ve çocuk yaşta suç makinalarına terk edilmiştir.
Her gün ortalama 6 kadın cinayeti işlenmektedir.
Okullarımız tarikat ve cemaatlere terk edilmiş, üniversitelerimiz medreseleşmiş, sınav kazanmış yüz binlerce öğrenci üniversitelere kayıt yaptıramamış, gençlerimizin geleceği ve umutları çalınmış, eğitim yok edilmiştir.
Ülkemizi yıkmak, çökertmek ve yok etmek için akla gelebilecek her şey yapılmaktadır.
Türkiye, bu iktidarla kayıp çocukların karanlık ülkesi haline gelmiştir.
Cumhuriyetin kurucu ayarlarına dönmek için elimizi taşın altına koymadan, ahlaksızlıkta sınır tanımayan dinciliği, imam hatipleriyle, vakıflarıyla, kuran kurslarıyla, cemaat ve tarikatlarıyla hayatımızdan söküp atmadan çocuklarımızı tarikatların ve sokak çetelerinin pençesinden, sefaletten ve cehaletten kurtarmamız, bu cinnet halinden, gasp ve soygun düzeninden kurtulmamız mümkün görünmüyor.