Ahmet Özer’in tutuklanarak Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atanmasının ardından belediyede gerginlik yaşandı.
ANKA’nın haberine göre; Esenyurt Belediyesi’nin CHP’li üyeleri bu sabah belediyeye alınmadı. Belediyedeki CHP Grup Toplantı Odası tabelası da indirildi.
Meclis üyesi Erdinç Aktaş, “Bu bir faşizm! Esenyurt Belediyesi CHP Grup Odamız, Kayyum’un talimatıyla kilitleniyor. Halkın iradesini gasp ediyorsunuz, altında kalacaksınız” derken, İBB Meclisi CHP Grup Başkanvekili Ülkü Sakalar, “Öyle anlasılıyor ki Esenyurt Kayyumu kendisini Olağanüstü Hal Valisi zannediyor. Meclis üyelerinin Belediyeye alınmaması hangi kanunda yazıyor!..” diye tepki gösterdi.
Tabela bir süre sonra “Esenyurt halkındır halkın kalacak”, “Direne direne kazanacağız”, “Kayyum gidecek, Ahmet başkan gelecek” sloganları arasında tekrar yerine yapıştırıldı.
Aynı saatlerde belediye önündeki barikatların meclis üyelerine ve halka açılmasını isteyen CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, görevlilere “suç işliyorsunuz” diye tepki gösterdi.
‘DEMOKRASİ TALEBİYLE AYAKTAYIZ’
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da barikatın önünde şu açıklamayı yaptı:
“Bariyerlerle Esenyurt Belediyesi’nin etrafı çevrilmiş durumda. Bu bir demokrasi görüntüsü değildir. Bugün bu sabah, tabi yalnızca Esenyurt’ta değil, bunun yanında Mardin’e, Batman’a ve Halfeti’ye de kayyum atandığını öğrendik.
Belediye başkanlarıyla herhangi bir bağımsız gözlemciyi tatmin edecek kalitede olmayan hukuk süreçlerinden bir terör oluşturmak, bir terör suçu oluşturmak, savcılık aracılığıyla adeta basın bülteni gibi kamuoyu oluşturmaya çalışmak demokratik devletlere özgü değildir.
Burada arama yapılırken Ahmet Özer’in avukatı içeriye alınmadı. Burada dijital materyallere el konurken herhangi bir şekilde imaj alınmasına izin verilmedi. Adeta suçun temelleri oluşturulmaya çalışılıyor ve biz bugün bir kere daha ifade ediyorum ki Türkiye’nin dört bir tarafında demokrasi talebiyle ayaktayız.
Bir milletvekilini içeriye sokmamaya çalışan kolluk kuvveti. Bu polisin vazife ve salahiyetleri kanunuyla açıklanabilir bir durum değildir.
‘ESENYURT’U ATANMIŞ KAYMAKAMA YA DA ATANMIŞ VALİ YARDIMCISINA BIRAKMAYACAĞIZ’
Şüphesiz burada bulunan Türk kolluk kuvvetleri, polis arkadaşlarımız aldıkları görevleri yapmaya çalışıyorlar. Ancak emir hukuksuzdur. Bu emri kim verdiyse Cumhurbaşkanı’ndan İçişleri Bakanı’na kadar bu emri kim verdiyse emir hukuksuzdur bu hukuksuz emre uyanlar da hukuku çiğnemektedirler.
Buradan herkesi ikaz etmek istiyoruz. Esenyurt’u atanmış kaymakama ya da atanmış vali yardımcısına bırakmayacağız. Hatırlıyor musunuz 2019’da Ekrem İmamoğlu mazbatasını aldıktan sonra mazbatayı iptal etmişler ve valiyi kayyum olarak atamışlardı. Milletin iradesi tecelli ettiği zaman o kayyum vali yani Atatürk’ün resmini duvardan indirmek ilk işi olan kayyum vali tekrar valiliğine dönmüştü.
Belediye binasını milletin iradesine terk etmek zorunda kalmıştı. Şimdi o kayyum vali, İçişleri Bakanı sıfatıyla bir günde vali yardımcısı yaptığı kaymakamı Esenyurt’a kayyum olarak atıyor. Bu kayyum da gidecek.
Belediye seçilmiş belediye meclis üyelerini içeriye almayan on gün içerisinde bir belediye başkan vekili seçmesi gerekirken bu konuda bir iş yapmayan ilk işi fotoğraf çektirmek ve belediye binasının önünü bariyerlerle engellemek olan kayyum kaymakam da buradan çekecek geri gidecek. Milletin iradesini er geç tecelli ettireceğiz. Bu çerçevedeki kararlılığımızı ifade etmek isteriz.”
‘HUKUKİ DİRENİŞİMİZ ARTACAK’
“Siz bugün CHP grup odasında olacaktınız. Esenyurt Belediyesi içinde ama şu an kapısının önündeyiz. Bu aşamadan sonra ne yaşanacak” sorusuna ise Günaydın şunları söyledi:
“Arkadaşlar bir kere daha ifade edeyim. Ahmet Özer’in terörle ilişkilendirilebilecek bir suçu yoktur. Ben bunu ayakları havada bir değerlendirme olarak yapmıyorum. Emniyet ifadesini, savcılık ifadesini ve sulh ceza hakimliği müzekkeresini satır satır okumuş bir arkadaşınız olarak ifade ediyorum. Yanında seçim ve hukuk işlerinden sorumlu Gül Çiftci arkadaşımız var. Beraber bütün değerlendirmelerimizi yaptık.
12 yıl öncesine giderek bir kere daha ifade ediyorum. 12 yıllık HTS kaydı alarak orada hayatın olağan akışı içerisinde telefonla konuştuğu kişiler üzerinden bir terör suçlaması yapmaya çalışmak, kendisinin bulunmadığı ortamlarda bulunmadığı şekillerde adının geçmesini bir suç vesilesi saymak. Ya da benzer bir biçimde aslında yurt dışında AKP milletvekillerinin birlikte yemek yediği, fotoğraf verdiği kişiyle tam 12 yıl evvel yalnızca iki gün içerisinde telefon konuşması yapmasını terör suçu saymak ancak AKP demokrasisine özgü bir abesliktir.
Bunu bir tarafa bırakalım. Elbette soruşturma aşaması devam ediyor. İddianameyi göreceğiz. Yargılama aşamalarına hep beraber tanık olacağız. Ahmet Özer şu anda hukuksuz bir şekilde tutukludur bunun altını çizelim. Pekala tutuksuz olarak süreç sürdürülebilirken bir kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Peki geriye gelelim 28 belediye meclis üyesine. Bunlardan herhangi birisi için bir suçlama var mıdır? Adeta Ahmet Özer için yaptığınız aslı astarı olmayan suçlamaları yapabildiniz mi herhangi birisine?
Peki bu arkadaşların şu anda belediye meclis üyeliği görevi devam ediyor mu ediyor. İçeride Cumhuriyet Halk Partisi’nin grup salonu var mı? Var. Hangi hakla o grup toplantı salonunu Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediye meclis üyelerine kapatıyorsunuz? Hangi hakla bu bariyerlerle belediyeyi girilmez kılıyorsunuz? Bunlar zalimin zulmünün arttığını gösteriyor. Zalimin zulmü artarsa bizim de hukuki direnişimiz artacaktır. Göreceğiz ki biz Esenyurt’u hiçbir yere terk etmeyeceğiz.”