AK Parti Milletvekili Jülide İskenderoğlu’nun eşinin Çanakkale’de çevrecilerin yaptığı eyleme seyyar tuvalet kiraladığı ortaya çıktı.
Kirazlı Balaban Mevkisinde Kanadalı Şirket Alamos Gold’un yürüttüğü altın madeni çalışmalarını TBMM’de yaptığı konuşmada destekleyen AK Parti Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu’nun, reklam-promosyon-organizasyon işi yapan eşi Yücel İskenderoğlu’nun bölgede çevrecilerin yaptığı eyleme günlük bin 470 TL bedelle seyyar tuvalet kiraladığı ortaya çıktı. Haberi “Ablanın siyaseti eniştenin ticareti” başlığıyla Çanakkale Aynalı Pazar gazetesi yaptı.
Çanakkale Aynalı Pazar yerel gazetesinde yer alan habere göre, AK Parti Çanakkale teşkilatında ‘abla, güler yüzlü vekil’ olarak adlandırılan Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu’nun ticaretle uğraşan eşinin Kirazlı Balaban mevkiinde devam altıncı şirketi protesto etmek için sürdürülen Su ve Vicdan Nöbeti eylemine seyyar tuvalet kiraladığı belirlendi.
İlgili haber: Kazdağları’ndaki şirket CHP’li belediyenin sponsoru çıktı
Jülide İskenderoğlu’nun TBMM ve Eceabat ilçesinde muhtarlara hitaben yaptığı konuşmada bölgedeki madencilik faaliyetlerini savunması ve çevresel örnek olarak Güzelyalı’da kanalizasyonun denize aktığı iddiasını gündeme getirmişti. Bu karşın reklam-promosyon-organizasyon işi yapan eşi Yücel İskenderoğlu’nun günlük bin 470 TL bedelle Çanakkale Kent Konseyi’ne 15 gün süren seyyar tuvalet kiralaması dikkat çekti. Tuvaletlerin kiralanmasının bir ticaret olduğunu belirten Milletvekili eşi Yücel İskenderoğlu “Ben 10 yıldır Çanakkale Belediyesi ve Kent konseyine hizmet veriyorum. Yapmayayım mı? Faturamı kesiyorum. Vergi veriyorum” dedi.
Aynalı Pazar gazetesi bu bilgi üzerine Yücel İskenderoğlu’nu arayarak, “Kazdağları’ndaki siyanür ile altın madenciliği konusundaki fikrini” sordu. Yücel İskenderoğlu’nun bu soruya “Yorumsuz” yanıtı verdiği belirtildi.
Çevrecilerden de henüz bir açıklama geldi.
TBMM’DE MADENCİLİĞİ SAVUNMUŞTU
AK Parti Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu, Kazdağları’nda yaşanan altın madenciliği ve orman katliamı ile ilgili madenciliğin yönetmelik ve kanunlara uygun bir şekilde yapıldığını söyleyerek, “Bugün, Çanakkale’nin çevre sorunlarını konuşacaksak sonuna kadar sözde değil eylemde çevreci olmayı savunmamızın samimiyet olduğunu unutmadan, öncelikle Çanakkale merkezde, 10 kilometre ilerisinde, çocuklarımızın denize girdiği Güzelyalı mevkisinde ne yazıktır ki lağım suyunun Çanakkale’de denize döküldüğünü unutmamak gerekir. (…) Bizler evlatlarımızı Çanakkale’de yetiştiriyoruz, Çanakkale çocuğu olmakla övünüyoruz, bizler buraya sahibiz ve eğer Çanakkale’nin toprağına zarar gelecek en ufak bir şey varsa biz burada, her zaman mücadeleye hazırız” ifadelerini kullanmıştı.
‘AĞAÇLARIMIZI KESEN BİZİM DEVLETİMİZ’
Çanakkale’nin Eceabat ilçesinde konuyla ilgili konuşan ve her şeyin kontrol altında olduğunu ileri süren Jülide İskenderoğlu, şunları söylemişti:
“Kesen hiçbir firma değil, kesen bizim devletimiz, kesen orman bölge müdürlüğümüz. Hiçbir şey kontrol dışında gerçekleşmiyor. Bugün kâğıdı kullanıyorsak, ahşap masada yemeğimizi yiyorsak aslında bunlarda bu kesilen ağaçlardan yapılan ürünler. Çanakkale’nin her ağacı bizim için kıymetli. Kesilen ağaçların yerine 3 milyon ağaç dikiyoruz kesinleri söylerken kimse dikilenleri söylemiyor.” İskenderoğlu’nun bu konuşmaları tepki toplamıştı.
