CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Bizim de çok kabahatimiz, kusurumuz var. Bir başörtüsünü Türkiye’nin en temel meselesi haline getirdik. O kız çocuğumuz üniversiteye gidiyor mu, imkanını sağlıyor muyuz? Derdin o olmalı’ dedi.
Dünya Avşarlar Derneği’nin 4’üncü kuruluş yıl dönümü kutlamalarına katılmak üzere CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, akşam saatlerinde hava yolu ile Adana’ya geldi. Nezihe Yalvaç Uygulama Oteli’nde düzenlenen programa katılan Kılıçdaroğlu, Atatürk’ün savunma sanayi tesisi ve uçak fabrikası kurduğunu kaydederek, “Atatürk, 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi’ni toplar. Çünkü 1 metrelik demir yolu ülkede yoktur. 1923’de şu karara varırlar, ‘Bizim önemli bir savunma sanayine ihtiyacımız var’ derler. Kırıkkale’de entegre bir silah fabrikası kurulur. Ne oldu şimdi Kırıkkale’ye. 1925’de Kayseri’de uçak fabrikası kurulur. 1934’de Kayseri’de imal edilen ilk uçak Ankara’ya iner. Eskişehir’de savaş uçağı yapan fabrikalar vardır. Fabrikamız vardır. Genç Türkiye Cumhuriyeti 112 savaş uçağı imal etmiştir” diye konuştu.
UÇAKLAR MÜZEDE SERGİLENMİYOR
Türkiye Cumhuriyeti’nin ürettiği savaş uçaklarının ülkedeki müzelerde sergilenmediğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizim müzelerimizde imal ettiğimiz savaş uçağı yok. Neden çocuklarımıza bunları anlatmıyoruz? Hangi gerekçeyle anlatmıyoruz? Bizim o genç Türkiye Cumhuriyeti’nin imal ettiği savaş uçağı Danimarka’da müzededir. Danimarka’ya ihraç ettiğimiz uçak onların müzelerinde. Türkiye Cumhuriyeti’nin müzesinde bizim dedelerimizin ürettiği uçak yoktur. Uçağın logosu bir kağnıdır. Çünkü İnebolu’dan silahlar kağnılarla Ankaya’ya gitmiştir. Biz bunları çocuklarımıza öğretiyor muyuz? Hayır.”
‘TÜRKİYE EN KRİTİK DÖNEMİ YAŞIYOR’
Marshall yardımları sonrasında Türkiye’nin zor duruma girdiğini aktaran CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Marshall yardımlarını biliyorsunuz değil mi? Denizaltı yapan, dünyada uçak üreten 7 ülkeden biriydik. Bunları bize bedava verdiler. Uçak verdiler, çıkartma gemileri verdiler. Bizim fabrikaların tamamı kapandı. Kıbrıs Barış Harekatı ile uyandık. ‘Biz size silahı verdik ama izin vermedik’ dediler. İlk o zaman kafamız dank etti. Tarihimizi unutuyoruz ve unutturuyoruz. 16 devlet kurduk diye övünüyoruz ama bu övünülecek şey değil. 15’ini batırdık demektir. Türkiye kendi tarihinin en kritik dönemini yaşıyor. Pamuk, et, canlı hayvan ve mercimek ithal ediyoruz.” diye konuştu.
BAŞÖRTÜSÜNDE CHP’NİN DE KABAHATİ VAR
CHP’nin Türkiye’de çok kusuru ve kabahati olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizimde çok kabahatimiz, kusurumuz var. Var yani, gerçeği konuşalım. Bir başörtüsü meselesini Türkiye Cumhuriyeti’nin en temel mesele haline getirdik. Sana ne kardeşim ya, kadın ister başörtüsü takar, ister takmaz. O kız çocuğumuz üniversiteye gidiyor mu, okuyor mu, imkanını sağlıyor muyuz? Derdin o olmalı. Çocuklarımız okumalı, bilimi öğrenmeli ve hayatı sorgulamalı. ‘Neden Türkiye bu haldedir?’ demeli. Bunları yapmalıyız. Şu anda Ortadoğu’da Müslümanlar birbirini öldürüyor. Kim kazanıyor? Beyler, egemen güçler kazanıyor. Bedeli fakir, fukara ve hepimiz ödüyoruz. 3,5 milyon Suriyeli var Türkiye’de. Çoğu vatandaşımız onlara kızıyor. Suriyelilerin ne günahı var. Savaştan kaçmış gelmişler buraya. Kim Ortadoğu’yu bir bataklığa çevirdi? Kim onları getirdi onları? Sorgulamamız lazım. Klasik siyasi anlayışın dışına çıkmamız lazım. Bunları aşmak zorundayız.”
amma sallıyorsun. sorun zaten 2002 den önceydi. tabi senin için başörtü takabilme özgürlüğü sorun değil serbestliğin getirilmesi sorun. din insanların üzerine giydiği elbise gibidir her insan farklı giyinir farklı inanır yada inanmaz. laiklik fikren devlet işleri ile din işleri ayrılmasıdır. sen gibiler sadece şekle baktığı için sorun başlıyor zaten.
senın gıbı chplının…..
CHP sının altıokunda laıklık var. sen laıkllıgın ne oldugundan haberın bıle yok aslında varda yokmus gıbı davranıyorsun. oy ıcın kendını pazarlamada ustune yok(aslında baska sey soylenır ama hakarete gırer).partının ılkelrının cope atan abd ab usaklarından bırısın sen.chp nın ıcıne etmek ıcın orya getırıldın. bunu on sen soyledık kımse ınanmadı.
laıklıkte , devlet laıktır. dın ıstısmarı yapulamdıgı dın ısın ıcıne devlet ıslerıne karıstırılamaz.ne sekılde olursa olsun bu ulke 1923 ten bu yana 2002 ye kadar bas ortusu ıle ugrasmıyordu. vatandas dıncı dınsız olarak ayrılmıyordu bu yuzden. bu gun de ataturkculer kemalsıtler bıle gundelık yasamda kımseye taktın takmadın demıyor. ama devlet daırelerınde devlet kurumlarında bu ısı yol acamazsın laık ulkede. o zaman laıklıgı yok sayıyırosun.
ama senden cok dokuz secım kaybetmene ragmen senın pesınde kosan o uylerde delegelerde mılletvekıllerın hatta secmenlerde.
sız chp yonetımını maksadı coktan bellı ama bu ulkenın aydın gecınenlerı kendını modern ozgurlukcu sananları bıle halen mısıl mısıl uyuyor tıpış tıpış pesınden gıdıyorlar. yazıkalr olsun onlar. hele bır gıtsın hesabı ıcınde seytanla anlasma yapacak hale gelmısler . burunlarının ucunu goremıyorlar.
dersimli kemal’in bu sözü, AKP’nin kavramlarla oynayarak toplumu nasıl manipüle ettiğinin ve Y-CHP ile aydın geçinenlerin nasıl AKP’nin uydurduğu kavramların peşine takıldığının en güzel örneklerinden biri.
BAŞÖRTÜSÜ BAŞKA, TÜRBAN BAŞKA ŞEYDİR…
BU ÜLKEDE BU GÜNE KADAR HİÇ KİMSE BAŞÖRTÜSÜNE KARŞI OLMADI.
LAİK CUMHURİYETE BAĞLI VATANDAŞLARIMIZIN KARŞI ÇIKTIKLARI “TÜRBANDIR”. BUNUN DA ÇOK HAKLI GEREKÇELERİ VARDIR.
Aşağıda bunu anlatmaya çalıştım;
Başörtüsü, yüzlerce yıldır kadınlarımızın, annelerimizin başlarına örttükleridir. Şehirde bunun adı “eşarptır”. Kırsal yörelerde ise baş örtüsü deniliyor olabilir ancak formu aynıdır.
Sadece baş örtülür, çene altından diyagonal iki uç düğümlenerek bağlanır. Küçük farklılıklar olsa da genel kullanım biçimi ve formu budur. Bu memlekette bu tür bir örtünme biçimiyle bu güne kadar hiç kimsenin bir problemi olmadı.
Türban ise, seksenlerin başındaki İran devrimiyle birlikte, özellikle “lâik Cumhuriyete baş kaldırının bir sembolü olarak” ülkemize bir anda sokulmuş çok daha katı bir örtünme biçimidir.
Hepimizin bildiği gibi bir tek saç telinin bile görünmeyeceği bir biçimde saçla beraber yüzün de büyük bir bölümünün örtüldüğü, başın arkasının tamamen kapatılıp bohçalandığı, hatta türbanın açıkta bıraktığı alın kısmının ayrı bir bantla örtüldüğü bir örtünme biçimidir. Ayrıca bu kadar çirkinlik yetmezmiş gibi türbanın altından kafalarına bir de tas gibi bir şey geçirdiklerini biliyoruz.
EĞER DOĞAL BİR DEĞİŞİM SONUCU ORTAYA ÇIKSAYDI, ÇOK ÇİRKİN OLMASINA RAĞMEN, BU ÖRTÜNME BİÇİMİYLE DE KİMSENİN BİR PROBLEMİ OLMAZDI. AMA DEDİĞİMİZ GİBİ, ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, “LAİK CUMHURİYETE KARŞI BİR ÜNİFORMA OLARAK DOĞAL OLMAYAN YOLLARDAN BİR ANDA HAYATIMIZA SOKULDUĞU İÇİN” kim ne derse desin, lâik Cumhuriyete karşı dinci bir yapılanmanın sembolüdür.
Gelelim işin özüne;
AKP kendi militan kesimini konsolide etmek için türban söylemini kullanırken, lâik Cumhuriyetimize bağlı insanlarımızın “türbana karşı” olan haklı tepkilerini göğüsleme gereği duyduğunda türbana “başörtüsü” diyor.
Böylece toplumun türbana olan tepkisini -aklınca- başörtüsüne karşıymış gibi gösteriyor. Aynı zamanda, tıpkı bu haberde olduğu gibi, dersimli kemal gibilerin kafalarını karıştırıp, türbana başörtüsü dedirtmeyi başarırsa, buna karşılık olarak da “bakın bunlar zamanında annelerimizin örtünme biçimine de karşıydılar” diyor.
Aynen böyle devam edin Y-CHP’liler;
– Türbana başörtüsü,
– Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması olan lâikliğe, “din ve vicdan hürriyeti”…
Takılın AKP’nin peşine, birlikte kemirin Cumhuriyet kavramlarını.
Mantıklı bir ülke siyasi partilerler ülke geleceğini belirleyemez !
insanlar dünyanın hangi milletinden veya hangi siyasi grubundan veya Din’ininden olursa olsun Eğer
Akıl + Vicdan + Adalet ile karar vermezse Gudubet bir Ülke inşa eder.
Atatürk Dini Mafya örgütleri Tarikat’lar ve Cemaat’leri kapatarak çok güzel bir iş yaptı fakat Yönetimi Cahil Halk’a vererek ölümcül bir hata yaptı !
Yönetim Karanlık örgütlerin manipüle ettiği Halklara verilemez.
Adalet Bakanlığı = Türkiye Barolar birliği ile
Sağlık Bakanlığı = Tabipler Odası ve Sağlık çalışanları
Tarım Bakanlığı = Kooperatif ve benzeri oluşumlar
Ekonomi Bakanlığı = Ekonomi uzmanları + Mali müşavirler vb…… oluşumlar
şeklinde diğer bakanlıklar da oluşturulabilir !!
Şürekli bir kişinin ağzına bakıldığı politikalar değil , Sürdürülebilir ve Uzmanların ürettiği polştşkalar ile devlet yönetilibilirliği daha iyi olur diye düşünüyorum!