Milliyet gazetesi Eğitim yazarı Abbas Güçlü, LGS sınavında bir köy çocuğunun soru kitapçığına yazdığı notu ‘onun gördüğünü Ankara hala göremiyor’ sözleriyle paylaştı.
Milliyet Gazetesi Eğitim Yazarı Abbas Güçlü, sosyal medyada dikkat çeken bir fotoğraf paylaştı.
Güçlü, “Sözün bittiği yer!” diyerek yaptığı paylaşımda, şu ifadeleri kullandı:
“LGS’de fakir bir köy çocuğunun soru kitapçığına yazdıkları. Her şeyi öyle güzel özetlemiş ki, onun gördüğünü Ankara hala göremiyor! Öğretmeninin yüreği parçalanmış!.”
Öğrenci, soru kitapçığına şunları yazdı:
“Okullar bize ne yapmamız gerektiğini öğretiyor. Beynimizi kullanmayı değil aynı robot gibi ama beynini kullanmadıktan sonra bunları öğren ne fayda eder. Beynini kullanabiliyorsa gittiğin okulun önemi yok. Hem bu zamanda okusan da meslek sahibi olamıyorsun ve hedefin zengin olmaksa bunu okuyarak yapamazsın. Beynini kullanmak gerek bunu da okulda öğretmiyorsunuz. Ben de beynimi kullanacağım ve kendimi geliştirip zenginliğe doğru gideceğim. Bence okul insanlara kendini aptal gibi hissettiren yer. Aslında çok zeki insanlar var ama onlar okul yüzünden kendini salak gibi hissediyor ve bu sayede o insanlar kaybetmiyor, o ülke kaybediyor. (Yazım kötü kurşun kalemle güzel yazamıyorum.)”
İşte o fotoğraf:
eleştirel,analitik,diyalektik düşünceden bahsedenler:siz daha kafanızdaki prangalarin farkında değilsiniz.önce o kafanızdaki ölü ideolojilerden bi kurtulun. İnsanları aptal yerine koyarken kendi zekanızı baz aldığınızın da farkında bile değilsiniz.
Diyalektik mi. O da ne.. Sen düzeni mi değiştireceksin. Sen kafamızın özgür olmasını mı istiyorsun. Kafamızı imamlara, tarikatlara vereli çok oldu. Yurdum insanı..
Sen ağa ben ağa bu inekleri kim sağa diyen bir milli eğitim bakanı var
Türkiye’de hiç bir İktidar beynini kullanan, soran, sorgulayan, öğrenen, bilen , uyanık, aydın yetiştiren bir eğitim sistemi kurmaz, çalıştırmaz. Özel okullar dahi müfredata uymak adına bu siyasete hizmet ediyor. Her şeyden önce köhne ideolojileri ve tarih öncesinden kalan siyaseti çöpe atmalı. Başka yolu yok. Ülke ve halk heba ediliyor. Ne uğruna ?
Aslında Ankara ya da okullar bunu çok iyi görüyorlar. Gördükleri için bu türden bir teşebbüsün ya da hamlenin gerçekleşmesine tahammülleri yok. Akademisyen olarak çalıştığım Aksaray Üniversitesinde öğrencilerdeki sıkıntıyı gördüğümden dolayı “Eleştirel, Analitik ve Diyalektik Düşünme”ye dair etkinlikler yapmaya karar verdim. İlkin Eleştirel Düşünme üzerine konferansı gerçekleştirdik. Belli bir gruba yönelik olmasına rağmen fakülte genelinde ciddi bir yankı uyandırdı. Etkinliklere devam etmeye karar verdik. Hatta diğer fakültelerdeki hoca ve öğrencilerden de katılıma dair talepleri oldu. Ancak bir süre sonra fakülte yönetimi bu etkinliklerden rahatsız oldu ve bize salon vermedi. daha acı olan ise, etkinliği yapmamıza izin vermediği gibi o gün o saatte fakülte binasını boşaltarak her tarafı kilitlediler. Korktukları şey, oluşturmaya çalıştıkları düzene ve bu düzene uygun eleman yetiştirmeye yönelik tehdit olarak görmeleriydi. Yetiştirmeyi arzuladıkları profil ise, eleştirmeyen, düşünmeyen, sorgulamayan ama her şeye boyun eğen, itaat eden insan tipi. Çünkü o zaman daha çok çalma, kandırma, korkutma, menfaat devşirme imkanı elde etmiş olacaklardır.
Kurgu olduğu çok açık.
Doğru Söylemiş