VERYANSIN TV
Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması devam eden 10 sanıklı Necip Hablemitoğlu cinayet davasında bugün savcının, sanıkların ve avukatların talebi alındı.
Saat 10’da başlayan duruşmada ilk söz Hablemitoğlu ailesinin avukatı olan Ersan Barkın’a verildi. Barkın, Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesinden 4 gün önce Eskişehir’de ADD’nin bir konferansındaki görüntülerin dava dosyasına kazandırılmasını bir kez daha talep etti. Daha önce de Mahkeme heyeti tarafından talep edilen video kaydına ulaşmak için ilgili yerlere başvuru yapılmış ancak video kaydına ulaşılamamıştı.
‘İRFAN FİDAN VE MUSTAFA ÇALIŞKIN DİNLENSİN’
Ersan Barkın aynı zamanda şu anda Anayasa Mahkemesi üyesi olan ve daha önce 2015 yılında İstanbul Başsavcı Vekilliği görevi yapan İrfan Fidan’ın dinlenmesini talep etti. İrfan Fidan’ın 2015 yılında sanıklardan Nuri Gökhan Bozkır’ın ifadesini aldığı, davayı o dönem soruşturan Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Necip Cem İşçimen’e bu ifadeyi 8 ay sonra ulaştırdığı iddia edilmiş, bu sürenin neden uzatıldığı sorulmuştu.
Barkın aynı zamanda şu anda Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olan, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın da dinlenmesini talep etti.
FETÖ’NÜN EMNİYET İMAMI
Avukat Ersan Barkın’ın aynı zamanda dinlenmesi için talep etiği bir isim ise dikkat çekti. Cinayetin işlendiği tarihlerde FETÖ’nün Emniyet İmamı olarak bilinen ve KÖZ grubunun lideri kabul edilen Kemalettin Özdemir’in de cinayetle ilgili bildiklerini anlatması için mahkeme huzuruna gelip tanıklık yapmasını isteyen Barkın, Özdemir’in 2015 yılında A Haber’de yayınlanan ancak kaydı bulunamayan programa atıfta bulundu.
Barkın aynı zamanda Sabah Gazetesi Haber Koordinatörü olan ve pazartesi günkü duruşmada tanık olarak dinlenen ve 2020 yılında Ukrayna’nın başkenti Kiev’de Nuri Gökhan Bozkır’la özel bir söyleşi yapan Abdurrahman Şimşek’in kendisiyle birlikte Ukrayna’ya giden kameramanın da dinlenmesini talep etti.
SAVCININ TALEPLERİ
Barkın’ın taleplerinin ardından Mahkeme Başkanı, Savcı Zafer Ergün’e söz verdi. Savcı Ergün, Hablemitoğlu’nun ölmeden 4 gün önce yaptığı konferansın video kaydının adli emanetten istenip davaya kazandırılmasını, katılan avukatın dinlenmesini talep ettiği isimlerin tanık olarak mahkemeye çağırılmasını ve sanıkların cinayetin işlendiği tarihlerde sahte kimliklerle aldığı iddia edilen telefon hatlarının incelenmesiyle ilgili taleplerde bulundu. Savcı Ergün, sanıklardan Nuri Gökhan Bozkır’ın tutukluluğun, diğer sanıkların da adli kontrol şartının devamını istedi.
Savcı Zafer Ergün’ün ardından mahkeme heyeti sanıkların taleplerini aldı.
LEVENT GÖKTAŞ’TAN ENVER ALTAYLI AÇIKLAMASI
Sanıklar arasında bulunan Mustafa Levent Göktaş, kendisinin cinayet öncesinde ya da sonrasında Enver Altaylı ve Mustafa Özcan’ı hiç tanımadığını ve görüşmediğini, Enver Altaylı’yla ilk görüşmesinin de Eylül 2015 tarihinde olduğunu söyledi. Altaylı’yla sadece bir kez telefonla görüştüğünü belirten Göktaş, cinayetle ilgili hiçbir suçunun olmadığını ileri sürdü. MİT’e müsteşar olmak için herhangi bir başvurusunun olmadığını öne süren Göktaş, adli taleplerin kaldırılmasını, kabul edilmediği takdirde avukat mesleğini yapabilmek için ikâmetinin İstanbul’a alınmasını talep etti.
MUMCUOĞLU: ŞİMŞEK YALAN SÖYLÜYOR
Duruşmaya sesli konferans SEGBİS’le katılan sanıklardan Enver Altaylı da cezaevinde avukatıyla mesai saatlerinin dışında da görüşme isteğini mahkeme heyetine iletti.
İddianamede tetikçi olduğu ileri sürülen sanıklardan Ahmet Tarkan Mumcuoğlu da pazartesi günü dinlenen gazeteci Abdurrahman Şimşek’in yalan söylediğini ifade etti. Mumcuoğlu da adli kontrolün kaldırılmasını talep etti.
Sanıklardan Mehmet Narin de dinlenen tanıkların beyanlarına dayanarak ortada bir örgütün olmadığını, kimsenin bu örgütün varlığıyla ilgili en ufak bir görüş dahi belirtmediğini vurguladı. Adli Kontrolünün kaldırılmasını talep eden Narin, kendisinin bu davada verilen adli kontrol nedeniyle hem kendisinin hem de ailesinin çok mağdur olduğunu, bu kontrölün bir cezaya dönüştüğünü söyledi.
Mahkeme başkanı daha sonra sözü sanıklardan Nuri Gökhan Bozkır’a verdi. Kadınların Kadınlar Günü’nü kutlayarak söze başlayan Bozkır, tahliyesini talep etti. Kendisinin cinayet öncesinde keşif yapmadığını ileri süren Bozkır, Abdurrahman Şimşek’in de yalan söylediğini, bunu kanıtlamak için de Ukrayna istihbaratına avukatları aracılığıyla Şimşek’le yaptığı görüşmenin kayıtlarını istenmesi için girişimde bulunduklarını açıkladı.
‘RUS ORTAKLARIM…’
Kaçmasıyla ilgili açıklama yapan Nuri Gökhan Bozkır, kaçtığı sıralarda Rus ortaklarının kendisine ulaştığını, kendisini Rusya’ya kaçırmak için yat ayarladıklarını, Ukrayna’daki ortaklarının da kendisini Türkiye’den kaçırmak için uçak göndermeyi önerdiğini ancak kendisinin kaçmadığını iddia etti. Bozkır, “Ben kaçmadım, burada kalıp savaşmak ve mücadele etmek için…” dedi.
GÖKTAŞ ‘TANIMAM’ DEDİ
Sanıklardan Levent Göktaş, Abdurrahman Şimşek’in iddialarını yalanlayıp olaydan önce Enver Altaylı ve Mustafa Özcan’ı kesinlikle tanımadığını söylerken aksi ispat edilirse tüm suçlamaları kabul edeceğini belirtti. Nuri Gökhan Bozkır Ukrayna’ya giderken onun vekaletli avukatı olduğunu ama bu konuda hiçbir telkinde bulunmadığını kaydeden Göktaş, MİT Müsteşarı olmak için çalıştığı iddiası ıçin de “abesle iştigal” deyip, gerekirse 2002’de kendisine MİT Müsteşarlığı teklif edilip edilmediğinin Cumhurbaşkanlığına sorulmasını istedi.
Enver Altaylı da Abdurrahman Şimşek için, “Ben ve ailemle ilgili yüzlerce yalan haber yaptı. Yalan, yalan, yalan.” ifadelerini kullanırken Fikret Emek, “Savcı’nın benimle ilgili taleplerine ben de katılıyorum. Eskişehir görüntüleri önemlidir, aklanmamızı sağlayacaktır.” dedi.
Tarkan Mumcuoğlu da şunları söyledi:
“Abdurrahman Şimşek ve Zihni Çakır’ın zanna, off the record’a dayalı beyanlarının amacı ve kaynağı bellidir. Ben baştan beri heyete off the record bilgilerle değil belgeler ve tanıklarla savunma yaptım. Abdurrahman Şimşek’in hakkımda yeniden yaratmaya çalıştığı tüm algıları reddediyorum.”
Sanıklardan Mehmet Narin 2019’dan beri mağdur olduğunu, haksızlığa uğradığını anlatıp adli kontrol uygulamasının kaldırılmasını istedi. Aydın Köstem de şöyle konuştu:
“Bu davada yerim iki kişiyi tanıştırmak olarak yansıdı iddianameye. Bunun da doğru olmadığı ortaya çıktı. Gözaltındayken polislerin telkiniyle ama baskı değil, ‘Evet, Enver Altaylı ile Levent Göktaş’ı tanıştırmış olabilirim.’ dedim. Hatta polisler, ‘Bir kadeh bir şey ikram edelim.’ dediler, kabul etmedim. Ama sonuçta bu iki kişiyi tanıştırmadığım ortaya çıktı.”
‘MİT’TE İŞKENCE GÖRDÜM’
Sözlerine heyetteki kadın üyeler ve salondaki kadınların kadınlar gününü kutlayıp, “İyi ki varsınız, saygılar sunarım.” diye başlayan Nuri Gökhan Bozkır ise MİT’te işkence gördüğü iddiasını tekrarlarken ağlamaklı şekilde şunları söyledi:
“PKK’lı Şemdin Sakık’ı getiren ekipteydim. Devlet ona yapmadığını bana yaptı. Bunun vebalini ödeyemezler.”
Abdurrahman Şimşek’in iddialarının yalan olduğunu İspatlayacağını, bunun için Ukrayna istihbaratından ses kayıtlarını almak için girişim başlattığını belirten Bozkır, “Keşke Savcı Toygun Atilla gibi Abdurrahman Şimşek’i de benimle görüşmesinden döner dönmez sorguya alsaydı.” dedi.
İstanbul TEM’e ifadeye gittiğinde İrfan Fidan ve Mustafa Çalışkan’ın huzuruna çıktığını, MİT Tırları davasında Fidan’a gizli tanık olarak Ahmet Güneş Yasin’i kendisinin bulduğunu öne süren Bozkır, bu davadan kaçmadığını da belirterek tahliyesini istedi.
ADLİ EMANETTE KAYBOLAN KOVANLAR
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde sanık avukatlarının beyanları alındı. Av. Lütfü Top, Savcı’nın iddianamede yer verilen hususlarda tekrar tekrar sağa sola yazı yazılmasını istemesinin davayı uzattığını belirterek, “5 yıl soruşturma yaparken bunları araştırmamış mı?” dedi. Av. Top, Abdurrahman Şimşek’in, kendilerini katile götürecek en önemli delil olan boş kovanların bir süre Adli Emanette kaybolduğunu söylediğini hatırlatıp bunun doğru olup olmadığının ve kovanlarda neden parmak izi incelemesi yapılmadığının sorulmasını, ayrıca suikast saatinde devriye görevi yapan iki ABD Büyükelçiliği güvenlik görevlisinin dinlenmesini istedi.
GÖRÜNTÜLER 15 TEMMUZ’DA SELE KAPILMIŞ!
Levent Göktaş’ın avukatı Ali Soykan da şunları söyledi:
“Katılan tarafla ortak noktada buluşuyoruz. Biz de onların talepleriyle aynı şeyi istiyoruz. Bunun sebebi iddianamedeki eksiklikler, yanlışlardır. Eskişehir konferans görüntülerini Adli Emanete 2018’de kaydedildiğini bizzat Savcı söyledi. Yani bizzat kendisi kaydettirmiş. Ama yine kendisi, bu görüntülerin Emniyetten getirtilmesini istedi. Emniyet önce ‘Savcılıktan isteyin.’ dedi, sonra bu görüntülerin 15 Temmuz’da sele kapıldığını bildirdi.”
“2018’de kayıt yapıldığına göre, demek ki 2016’da sele kapılmış olamaz. Demek ki, dosya Emniyette bir klik tarafından manipüle ediliyor. Yalan beyanda bulunan bu görevliler hakkında suç duyurusunda bulunulsun.”
“Burada 3.5 saat Abdurrahman Şimşek’in hikaye ve yalanlarını dinledik. Haber kaynaklarını açıklamazken açıkça Savcı Necip Cem İşçimen’in adını verdi. Siz de Savcı da itiraz etmedi. Necip Bey ne yapar, bilemem; ama bu, Şimşek’in beyanlarının kasıtlı olduğunu gösteriyor.”
“Bu iddianamenin muteber tanığı Zihni Çakır ise kıblesi, nereye secde ettiği belli olmayan birisi. Savcı Bey’in Bylock kaydı olduğunu söyledi, ama Savcı değil ben itiraz ettim. Bu konu aydınlansın, HSK’ya sorulsun, Savcı zan altında kalmasın. Zihni Çakır’ın da yalan söylediği ortaya çıksın.”
Av. Ali Soykan’ın, tanık Av. Hüseyin Buzoğlu’nun Savcı’ya, “Bu iş Recep Tayyip Erdoğan’a kadar giderse siz de gidecek misiniz?” diye sorduğunu, Savcı’nın, “Giderim.” karşılığını verdiğini anlatıp, “Ama gitmedi.” demesi de dikkat çekti.
Tarkan Mumcuoğlu’nun avukatı Eren Turan da Zihni Çakır’ın hedef gösterdiği kişilerin suçluluğunu ispatlamaya yönelik bir soruşturmanın yürütüldüğünü belirterek Savcı Zafer Ergün’ün soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiğini, bunu Zihni Çakır’ın da ikrar ettiğini vurguladı. Av. Turan, “Benzeri bir faaliyeti Abdurrahman Şimşek’in de yürüttüğünü, FETÖ döneminde olduğu gibi bu dönemde de bilgilendirildiğini anlıyoruz” dedi.
