Daha önce yaptığı paylaşımda parti kurmak istediğini söyleyen Ezhel, katıldığı sohbet odasında “Zaten Rumlar gitmiş, zaten Ermeniler gitmiş. Ben bir de Kürtler giderse benim kalbim artık dayanmaz. Kürdistan’ı ve Kürt halkını savunuyorum ama bence zaten Kürdistan’ın başkenti Ankara’dır İstanbul’dur. Bir şekilde bu meselenin çözüleceğine inanıyorum. Ben de zamanında bir faşisttim. Otobüste iki kişi arasında Kürtçe konuşunca uyuz oluyordum. Çünkü bana böyle öğretildi. Güzel günler göreceğimize inanıyorum” dedi.
‘LAFLARIMI BAŞKA YERE ÇEKMEYİN’
Sözleri kısa sürede gündem olan Ezhel, gelen tepkilerin ardından Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Sevgili nefret kusan vatandaşlarım. Neresi olacak başkent pardon? Laflarımı başka yere çekmeyin. Söylediğim lafın anlamı şu (gerçi bunu paylaşmayacaksınız ve anlamak istemeyeceksiniz) ülkemizin her bölgesinin başkenti Ankara’dır. Siz bu lafa kızınca sanki bu ülkeyi bölmek istiyormuşsunuz gibi algılanıyor onu da ekleyeyim. Düşünsenize Abdülhamid Han’a terörist dediğinizi falan.” dedi.
‘BUNA İTİRAZINIZ VARSA BÖLÜCÜ SİZ OLURSUNUZ’
Ezhel, açıklamasına şöyle devam etti:
“Bu floodu umursamayacağınızı da bilerek tekrar yineliyorum. bu ülkeyi bölemezsiniz, ülkemizin güzide bir köşesi olan Kürdistan ellerinin de başkenti Ankara’dır. Demek istediğim budur teşekkür ederim. Buna itirazınız varsa bölücü siz oluyorsunuz. Ne derseniz deyin çok da fifi, ben ülkemi dünyada fişek gibi temsil edip sizin dünyaya yaymaya çalıştığınız zalim ve ahmak Türk algısını yıkıp yerine zekası ve adaletiyle akla gelen bir Türk imajı çizmek için size rağmen sizin için canla başla çalışacağım.”
‘BEN DE BANA VERİLEN TEPKİLERİN AYNINI VERİYORDUM’
Daha sonra tekrar sosyal medya hesabından yeni bir açıklama yapan Ezhel, “Ben de bana verilen tepkilerin aynılarını veriyordum. O yüzden kimseye kızmıyorum. Ben hala söylediklerimin arkasındayım. Birbirini seven, tüm renklerini yaşayabilen, yüzü gülen bir Türkiye için bu nefret duygusunun ne kadar engel olduğunu anlamamız dileğiyle.” dedi.
Ezhel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizin bölüneceğinden korktuğumuz için ülkemizi paramparça ettiğimizin farkında değiliz. Kelimelerden, dillerden, dinlerden, düşüncelerden korkuyoruz ve saldırganlaşıyoruz. Bu korkularımızı yendiğimizde huzur da bizi bulacak.
‘TEK İSTEDİĞİM ÜLKEYİ BİRLEŞTİRMEK’
Hakaretleriniz, laflarınız, tehditleriniz benim için ülkem uğruna kazandığım madalyalar gibi kalbimi süslüyor. Ama size kızmıyorum. Ben de sizin gibiydim. Şu an farklılıklara zamanında beslediğim kötü duygularımın karmasını yaşıyorum.
Üzüldüğüm anlaşılmamak, ülkeyi bölmek istediğimi, terörist olduğumu düşünmeniz. Benim ise tek isteğim ülkeyi birleştirmek, terörü bitirmek, kalbimizi birbirimize açmak, şu zor zamanlarda hepimizin birbirine ihtiyacı olduğunu anlatmak. Önyargılarımızı kırmak.
‘KİNİNİZ BU İSE SEVGİNİZİN ÇOK GÜÇLÜ OLABİLECEĞİNİ BİLİYORUM’
Biz Türk halkı olarak sinir uçlarımıza dokunan şeyleri rahatlıkla konuşabilmeyi öğrenmeliyiz. Bu sadece bizi daha da güçlü kılacak. Toplum olmayı unuttuk. Komşumuzu sevmeyi unuttuk. Dinlemeyi unuttuk. Birbirimize saldıra saldıra güçsüz kaldık.
Sizleri çok seviyorum. Bunca nefretin ve hayat mücadelesinin içinde pırıl pırıl bir gençliğiz. Çok güzel şeyler hak ediyoruz. Kininiz bu ise sevginizin çok güçlü olabileceğini biliyorum. Ülkemizi sevdiğinizi biliyorum. Sizlerle gurur duyuyorum. Hepimizle.”
