Kurtuluş Savaşı’nı yok sayan İsmail Kahraman’a tepki yağdı

Rize'de yaptığı konuşmada şehirlerin düşman işgalinden kurtarılmasının kutlanmasına karşı çıkıp Kurtuluş Savaşı'nı yok sayan eski TBMM Başkanı Kahraman'a tepki yağdı.

featured

Eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman30 Ağustos Zafer Bayramı’nın arefesinde, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde kazanılan zaferleri yok saydı.

Kentlerin kurtuluş günlerini kutlamaya karşı olduğunu söyleyen Kahraman, “İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki. 2 Mart’ta da aynı şey var. Ruslar çekildi gitti. Çarpışmadık, dövüşmedik, vuruşmadık. Tarihi doğru dürüst niye bilmiyoruz? Övünecek büyük bir tarihimiz varken kölelikten kurtulduğumuz tarihe niye bayram diyeceğiz. Fethettiğimiz tarihe diyeceğiz” demişti.

İlgili haber: Kahraman’dan tepki çekecek sözler: İzmir’in kurtuluşunda kurşun sıkmadık

Karaman’ın sözlerine tepki yağdı.

Veryansın TV’nin twitter hesabından paylaşılan habere binlerce yorum geldi.

İşte o tepkilerden bazıları:

Ümit Özdağ (Zafer Partisi Genel Başkanı):

Kurtuluş Savaşını yok sayan, vatanperver atalarımızın ve anneannelerimizin mücadelesini küçümseyen zatların ismi tarihe nasıl kaydolacak acaba?

Muharrem İnce (Memleket Partisi Genel Başkanı)

“Eski TBMM Başkanı, işgalden kurtuluşun kutlanması seni neden rahatsız etti? Cahil misin? Hain misin? Amacın Milli Mücadele’yi ve kahramanlarını yok saymak, unutturmak mı?”

Cengiz Özakıncı (Tarihçi yazar):

“En Derin Tarih: Askerlerimiz ellerinde su tabancası, “dijın dijın” diye su fışkırtarak girdi İzmir’e..”

Sinan Meydan (Tarihçi yazar)

“Gözümüze bakarak yalan söylüyor! 15 Mayıs 1919’da İzmir işgal edildi. Çok sayıda Türk katledildi.10 Ağustos 1920’de Sevr imzalandı,12 Ağustos’ta Yunanlar,Sevr’de belirtildiği gibi İzmir’in yönetimini devraldılar.İzmir’de Yunan yasalarını kabul edip Yunan mahkemeleri kurdular.

Sevr’e göre Yunan idaresinde kalan bazı köylerin vergileri Yunanlarca toplanmak istendi. (BOA, http://DH.i̇.UM 20-14). 22 Ağustos 1920’de Osmanlı hükümeti, Sevr Antlaşması’yla terk ettiği yerlerdeki memurların maaşlarını kesti.

Sevr Antlaşması’na göre gümrük vergisinin “kıymet-i eşya üzerinden” alınacağı bildirildi. (BOA. MV. /220-72). “Sevr Antlaşması gereğince Yunan idaresine bırakılan bölgelerdeki memurların maaşlarının nasıl ödeneceğine” karar verildi. (BOA. http://DH.i̇.UM /20-14).

Arşiv belgeleri,Sevr Antlaşması imzalandıktan 2 gün sonra Yunanların,anlaşmanın onaylanmasını bile beklemeden İzmir ve civarına el koyup yönetmeye başladıklarını gösteriyor. Eğer Mustafa Kemal’in askerleri Büyük Zaferi kazanmasa, Sevr’e göre İzmir ve civarı Yunanistan’a kalacaktı.

Sevr’e göre İzmir ve civarında kurulacak Yunan bölgesinin sınırlarını belirlemek için İngiliz,Fransız, İtalyan hükümetlerinin atayacağı 3 üye ile Yunanistan ve Türkiye’nin atayacağı 1’er üyeden oluşan bir komisyon kurulacaktı.Belirlenen bölge Türkiye’den ayrılacaktı. (Md.65_69)

Bu bölgeyi yönetecek Yunanistan kendi askeri gücünü bulunduracak, Yunanistan bölgede yerel bir parlamento kuracak, bu bölgede askerlik zorunlu olmayacak,burada Yunan gümrük sistemi kurulacak,Türk uyruklular Yunan uyruğuna geçecekti. (Md.70-82)

İzmir ve civarındaki Yunan yerel yönetimi 5 yıl sonra MC’den bu bölgenin Yunanistan’a bağlanmasını isteyecek, bu isteğin MC’de kabul edilmesi halinde Türkiye, İzmir ve civarını Yunanistan’a bırakacaktı. (Md. 83)

Yani eğer Mustafa Kemal’in askerleri Büyük Zaferi kazanmasaydı İzmir ve civarı Yunan toprağı olacaktı. Bölgede yaşayan Türkler ya göç edecek ya da Yunan uyruğuna geçecekti. İşte Büyük Zafer sayesinde İzmir kurtarıldı,bu plan ortadan kalktı.Büyük Zafer,İzmir’i yeniden vatan yaptı.

Görülen o ki İ. Kahraman, Kurtuluş Savaşı sırasındaki YUNAN MEZALİMİNİ,işgalci Yunan ordularının kadın çocuk demeden katliamlar yaptıklarını,köyleri, kasabaları,hatta ekinleri yaktıklarını, kadınlara tecavüz ettiklerini, camileri yakıp ezanları susturduklarını da hiç duymamış!

Görülen o ki İ.Kahraman, 26-30 Ağustos 1922 arasındaki Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi sırasında yaklaşık 208 bin kişilik Türk ordusunun karşısında her bakımdan iyi donatılmış yaklaşık 225 bin kişilik Yunan ordusunun karşı karşıya geldiğini de bilmiyor! Cahil mi?!”

 

Mehmet Ali Çelebi (Bağımsız Milletvekili):

Tarihi Fesli Kadir gibilerden öğrenirsen olacağı bu İsmail Kahraman. Bak Büyük Taarruzda Türk-Yunan Orduları son durumu. Orada çelik çomak oynanmadı. Şehitlerimize,gazilerimize haksızlık ve hadsizlik etme!

Gamze Taşçıer (CHP Ankara Milletvekili):

Sizin gönlünüzün gerçekten de millet kurtuluş mücadelesi verirken kurşun sıkmayıp kaçanlardan, manda ve himayecilerden, İngiliz zırhlısına binip kaçanlardan yana olduğunu çok iyi biliyoruz. 6. Filo’ya secde ederken de aynıydınız, bugün de.

Gürsel Tekin (CHP İstanbul Milletvekili):

Adam bizim tarihçilerimize itibar etmiyor, bizzat cephede savaşanlara itibar etmiyor, şehitlikten utanmıyor, bakın bu kitap Yunan Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih Dairesi’ne ait. Kendisine hediye edeceğim alsın, okusun. Kurşun atıldı mı atılmadı mı görsün.

Fuat Serdar Aydın (Kurtuluş Savaşı Araştırmacısı):

Arkadaşlar, Kurtuluş savaşı inkarcısı cenaha defalarca gelin tv de tartışalım dedik. Kızmadan,ses yükseltmeden, sadece muharebe kayıtları üzerinden, hatta MSÜ/MSB de hakem olsun Ses yok. RT edin, lütfen. Hodri Meydan. Yaş sorunu olmasa İsmail Kahraman da gelsin diyeceğim ama

Ardan Zentürk (Yazar)

“Yazık… Lafın sahibini aklı başında görüp insanlar bu safsatalara inanıyor, sonra da bin akıllı, Kuvayı Milliye’nin büyük taarruzunu, kurucu dedelerin yok olmuş bir ülkeyi nasıl kurtardığını anlatmaya çalışıyor Sıkıcı Yorucu Neresinden baksan, berbat…”

Hakkkı Uyar (Tarihçi)

“Sadece fethettiğimiz yerleri kutlayacaksak örneğin Selanik, Sofya, Üsküp, Belgrad veya Budin veya Bağdat gibi yerlerin fethini neden kutlamıyoruz? Eski Osmanlı başkenti İstanbul, Edirne ve Bursa da elinde olmayacaktı. Malazgirt’e bile gidemeyecektiniz çünkü elinizde olmayacaktı.”

Alpay Anthem (CHP Mersin Milletvekili):

“Yunan’ın tarafında olunca normal tabi.”

Cem Say (Akademisyen-yazar):

“Kurtuluş Savaşı’nın yaşanmadığını söyleyen birisinin yıllarca TBMM Başkanlığı yapabildiği bir sistemde hayatta kalma savaşı”

Şahan Gökbakar:

Kurtuluş Savaşında 1919-1922, toplam 37.975 şehit verdik. Yunan işgalcilere 100bin kayıp verdirdik.Kısıtlı cephane bitince süngüyle, gögüs gögüse çarpıştı mehmetcik.”kurşun sıkmadık ki” demek, bu mücadeleyi veren binlerce şehit vatan evladına ayıp olmuyor mu?

Haluk Hepkon:

İnsan önce FETÖ’den aranan damadının üzüntüsüyle mi böyle konuşuyor diye merak ediyor ama sonra düşününce taşlar yerine oturuyor. Amerikan filosunu kıble bilip secde eden zihniyetin, işgalci Yunanın denize dökülmesinden rahatsız olması son derece normal

Mustafa Özbey (E. Amiral):

“Gazi Mustafa Kemal’in ilk başkanlığını yaptığı ve Kurtuluş Savaşı’nı yönettiği yüce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, böyle bir zatın yıllar sonra başkanlık yapabilmiş olmasının yorumunu size bırakıyorum. Benim yorumum, utanç verici…”

Can Kakışım (Akademisyen):

Cumhuriyetin kuruluş temellerine, felsefesine bu kadar uzak, hatta düşman olan kişiler bu ülkede en yüksek görevlerde bulundu. Atatürk’e küfredenler sarayda ağırlandı. Yine iyi ayaktayız.

Arif Kızılyalın (Yazar):

“Yaralı halde hükümet konağındaki Yunan bayrağını indirip İzmir semalarına Türk bayrağı çeken Yüzbaşı Şerafettin’den utan”

Pelin Batu (yazar):

“Kurtuluş Savaşını yok sayan, vatanperver atalarımızın ve anneannelerimizin mücadelesini küçümseyen zatların ismi tarihe nasıl kaydolacak acaba?”

Oktay Yıldırım (E. Astsubay – yazar)

“Sahiden AKP içinde dedeleri İstiklal Harbi’nde şehit ya da gazi olan bir Allahın kulu yokmu ki, buna ağzının payını verse. Kimse yok mu?”

“Bir de ”Tarihi doğru dürüst niye bilmiyoruz” demiş iyi mi? Doğru… Bir kurşun bile sıkmadılar, bizim dedelerimiz kanlarını dökerken, yeni evlendiği genç cariyesini de yanına alıp İngiliz gemisine sığınan Vahidettin’in arkasından ağlayıp durdular.”

Bartu Soral (Ekonomist-yazar):

“Keşke Yunan galip gelseydi”den, zaten kazanıp gittilere… Siyasal islamcılar ne Türk Milleti olabiliyor, ne o milletin verdiği Kurtuluş mücadelesini anlayabiliyor. Böyle bir hastalık bu.

Teoman Alpaslan (Araştırmacı Yazar):

İstiklal Savaşımızın “Kırmızı Şeritli Madalyalı” kumandanı Topal Osman Ağ’nın bunların babaları okusun diye Rize’de okul yaptırdığı yerde bu saçma sözleri sarfetmek, en başta Rizeli Kuvayi Milliyecilerin “Pir’i”, İpsiz Recep Emice’ye hakarettir.

Kurtuluş Savaşı’nı yok sayan İsmail Kahraman’a tepki yağdı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

11 Yorum

  1. hıyanetin vatan ihaneti sınırlarını zorluyor dinciler.sait mollanın torunları.

  2. 6.filoyu kıble edinip namaz kılandan ne demesini beklerdiniz? Cumhuriyet düşmanı bunlar.

  3. 30 Ağustos 2022, 09:46

    Yazdım basmadınız.Lütfen bu herifin seceresini araştırın zira bir Türkten
    böyle bir soysuz çıkmaz.

  4. Ne kadar acı!! Kuyuya taş atan …..ve onu çıkarmaya çalışan bizler! Ve bu safsatalara inanan ve bu zavallıyı dinleyen insanlar. Emperyalist yöneticileri ile birlikte yeniden tarih yazmak istiyorlar.

  5. Bir ülke neden işgal edilir…yağmalamak için..özellikle madenleri için..ozaman yapamadılar ama şu 20 yıl içinde işgal etmeden bütün madenlerimize el koydular..İzmir’de efem çukuru altın madeni şehrin hemen yanıbaşında…siyanür kokusu ciğerleri yakıyor..efem çukurunun tam karşıkıyısı olan Bayraklı’da da altın bulmuşlar..şimdi izmir bombalanır ve halk göçe zorlanırsa hiç şaşırmam..yerleşim yeri ora çünki…200km git uşak-eşme…yıllardır altın çıkarılıyor..çevresi çölleşmeye başladı bile…kuzeye çık bergama ovacık…bölgede kesif bir siyanür kokusu var..çölleşme başladı

    • 30 Ağustos 2022, 14:36

      Yasa gereği ülkemizde çıkarılan altının fiilen tek bir alıcısı vardır: TCMB. 2017 yılında yapılan bu düzenlemeye göre altın madencileri ürettikleri altını öncelikle TCMB’na teklif etmekle yükümlüdürler. O almaz ise başka alıcılara teklif götürebilirler. TCMB ise üretilen tüm altını almaktadır. Yeniden kurulan dünyada tek belirleyici dolar yerine yine altın olacak. Ülkeler altın stoklamak için yarışıyorlar. Elbette çevreye zarar vermeden çıkarmak gerek, elbette sıkı denetim gerek. Ancak ülkemizde yapılan altın madenciliğine saldırıları bu gerçeklerin ışığında değerlendirmek gerek bence. Gaza gelmeyelim.

      • arizona çölü altın madencilerinin eseri…tek bir ot bitmiyor şuan orda..çevreye zarar vermemesi imkanız siyanürün…süslü laflarla insanları ikna edip altını alıyorlar ve geride bir enkaz bırakıyorlar…

  6. Emeviler de tarihi çarpıtırlardı. Camilerde Hz Ali’ye sövdürürlerdi. Günümüzün Emevileri de Atatürk’e sövüyor. Yorum yapmaya gerek bile görmüyorum. Dolar 18, mazot 26. Bunları konuşalım.

  7. Mustafa sabrının soyundan gelen kimler var bu ülkede araştırılmasinda fayda var.

  8. bu demans için yazıp çizmeye değmez, ağzınıza, parmaklarınıza yazık.

  9. Türk İstiklal Mahkemesi iyidir iyi.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!