Kırşehir’in Mucur ilçesinde bulunan ve Ramsar Sözleşmesi başta olmak üzere “3 ve üzeri koruma sınıfı”na sahip Seyfe Gölü Kuş Cenneti, kış aylarına girilmesine rağmen kuruyan görüntüsüyle doğaseverleri üzüyor.
Yaklaşık 10 bin 700 hektarlık alana sahip, 27’si nesli tükenme tehlikesinde bulunan 187 kuş türüne ev sahipliği yapmasıyla Türkiye’nin önemli sulak alanlarından biri olan Seyfe Gölü, dünyanın önemli kuş göç yolları üzerinde yer alıyor.
Su seviyesinin yüksek olduğu yıllarda sonbahar ve ilkbahar aylarında flamingolardan turnalara, martılardan ördeklere, angutlardan çıkrıkçı kuşlarına kadar birçok kuş türünün konaklayarak görsel şölen oluşturduğu Seyfe Gölü’nde su olmaması nedeniyle aralık ayında sessizlik hakim.
Çeşitli kampanyalarda gölün kurumasını gündeme getiren doğaseverler, bu olumsuzluğun önüne geçilmesi için başka havzalardan ya da Kızılırmak Nehri’nden Seyfe Gölü’ne su getirilmesini, Kalaba-Seyfe Pompaj Sulama Projesi’nin bir an önce tamamlanmasını talep ediyor.
Seyfe Gölü Ekoloji Derneği Başkanı Ömer Çetiner, AA muhabirine, “3 ve üzeri koruma sınıfı”na sahip Türkiye’deki 4 sulak alandan biri olan Seyfe Gölü’nün durumunun, havzadan içme suyu alınması, bilinçsizce tarım alanlarının sulanması, yağışların azalması, kuraklık ve buharlaşmanın etkisiyle giderek daha kötü hale gelmeye başladığını söyledi.
10 YILDAN BERİ GİDEREK KURUYOR
Gölün son 10 yılda belirli aylarda kuruduğunu belirten Çetiner, “Göldeki kuraklık süresi daha önceleri yılda 2 ya da 3 ay olurken 2019 yılında bu 5 aya çıktı. Ekim kasımda yağış olmadığı için bu yıl gölün kuru geçtiği ay sayısı 6’ya çıktı.” dedi.
Buna rağmen kaz ve angutların gölün üzerinde görüldüğünü anlatan Çetiner, “Gölde su oldukça kuş sayımız ve çeşidimiz artıyor. Suyumuz olduğu zaman gölümüzde 187 kuş türünden çoğunu görüyoruz.” diye konuştu.
SEYFE GÖLÜ’NÜ KURTARMAK İÇİN ÖNERİLER
Gölün kurumasında küresel ısınmanın etkilerinin olduğunu ancak buna sığınmadan tedbir alınması gerektiğini aktaran Çetiner, alınacak önlemlerle ilişkin şu önerilerde bulundu:
“Seyfe Havzası’ndan alınan içme suları durdurulmalı. Derin kuyulardan alınan su miktarı kontrol altında tutularak, havzadaki su seviyesine göre verilmeli. Daha az su sarfiyatı ve daha fazla verim için vahşi sulama sisteminin yasaklanıp, damlama sulama sistemi zorunlu olmalı. Göle su girişi sağlayan devlete ait kılçık kanallar üzerindeki tehditler engellenmeli. Kalaba-Seyfe Pompaj Sulama Projesi hızlandırılarak Seyfe Gölü civarına su verilmeli. Acil olarak kuraklık yaşandığı dönemlerde havza dışından veya Kızılırmak’tan göle su takviyesi yapılmalı.”
“Mucur-Seyfe Ekoloji Koruma Projesi” kapsamında çeşitli koruma çalışmalarının yapıldığı göle, önceki yıllarda kanallar aracılığıyla bölgedeki pınarlardan su girişi sağlanmıştı. Göl, bölgede yağışların azlığı nedeniyle, son yıllarda kış aylarına girildiği dönemde bile kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.
Butun Turkiye icin; neyin nerede, hangi kaynaklar kullanilarak, kimler icin uretileceginin, ulke dogasi temel alinip, yasamsal gereksinimleri Millet’in tumu icin dikkate alan planlama olmadan ve basta insaat , madencilik, enerji sektorleri olmak uzere buyuk sirketler, Millet’ce kontrol edilmeden, yapilacaklarla bozulan dogal denge duzeltilemez, kayiplar onleyemez. Turkiye nin her yerinde dogal dengenin hizla bozuldugunu, farkli farkli yasiyoruz ve ders almiyoruz.