Afyonkarahisar’dan ‘Kybele Heykeli’nin nasıl kaçırıldığını anlatan araştırmacı, yazar ve alan kılavuzu Hasan Özpınar, “Afyonkarahisar’a gelen yabancı bir tarihi eser koleksiyoncusu, köylülerin o dönem kaçak kazılarla ortaya çıkarttıkları eserleri satın aldı. Yurda geri getirmek için de devletimiz çok emek verdi. Eserlerimize bu yüzden sahip çıkalım” dedi.
Türkiye’den kaçak yollarla İsrail’e götürüldükten sonra ABD’de müzayede evinde satılmak istenen, Anadolu topraklarına ait 1700 yıllık, ‘ana tanrıça’ ‘Kybele Heykeli’, yaklaşık 60 yıl sonra Türkiye’ye yeniden getirildi. İstanbul’da sergilenen ve Afyonkarahisar’a da getirilecek olan ‘Kybele Heykeli’nin kentten nasıl kaçırıldığını araştırmacı, yazar ve alan kılavuzu Hasan Özpınar anlattı. Heykelin köylüler tarafından bulunduğunu söyleyen Özpınar, meşhur bir koleksiyoncunun da o dönemde Afyonkarahisar’a geldiğini aktardı. Özpınar, şöyle konuştu:
“Frigler döneminden ve sonrasında yine Roma döneminde heykelleri yapılmış, 1964 yılında Çavdarlı köyü yakınlarında tesadüfen yapılan bir yol kazısı sırasında Roma dönemine ait eserlerin ağırlıklı olduğu kalıntılar bulunur ve bunlar tabii o dönemde büyük ses getirir sonrasında Ankara müzesinden yine bir ekip yaklaşık 15 günlük bir kazıyla geride kalan eserleri de ortaya çıkartır. Ortaya çıkan eserler de tarihi eser kaçakçılarının iştahını kabartır. O günlerde yine Afyonkarahisar’a gelen ve Türkiye çapında bilinen bir tarihi eser koleksiyoncusu diyelim. Çevre köyleri dolaşır ve bu dolaştığı sırada da Çavdarlı köyünde vatandaşların maalesef kaçak kazılarla ortaya çıkardıkları eserleri de satın alır. Ve bu eserleri o tarihlerde yabancılara sattığı da bilinmektedir. Gerek devletimizin kayıtlarında gerek emniyetin kayıtlarında, gerek müze kayıtlarında ve buna dair pek çok veri vardır. Bu eser ilk olarak İsrail’e kaçırılmış ve sonrasında tabi kimsenin haberi yok kaçırıldığından.”
‘MADDİ DEĞERİNİ ÖLÇMEK İMKANSIZ’
Tarihi eserin maddi değerini ölçmenin imkansız olduğunu vurgulayan Hasan Özpınar, “Nihayetinde geçen yıllarda yine ABD’de satışa sunulacağı haber alınıyor ve devletimizin gerekli girişimleriyle Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın girişimleriyle nihayetinde geçen 12 Aralık günü yurdumuza getirildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’mız yine bu konuda büyük çalışmalar sarf ediyor. Yurda getirilen eser de yine şu an geçici olarak İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor sonrasında inşallah Afyonkarahisar yeni müze binası bittiği zaman da burada sergileneceğinin ne mutlu ki haberini aldık. Bu tarihi eserlere değer biçmek imkansız, diyebiliriz. Sonuçta 2 bin yıla yakın bir geçmişi var; milattan sonra 3. ve 4. yüzyılda yapıldığı biliniyor. Bu tür kültür varlıklarının maddi değerle ölçmek imkansız, diyebiliriz” dedi.
