FETÖ’nün şike kumpası davasında, Mahkeme Başkanı Ahmet Uğuz, sanıkların kendilerini tehdit ettiğini açıkladı. Uğuz, yaptığı yazılı açıklamada “Türk Hakim ve savcıları bu tür tehditler ile inandığına karar vermekte çekinecek ve korkacak insanlar değildir. Çünkü bize birilerinden farklı olarak devlete sadakatin omuzda bir yük değil göğüste taşınacak bir şeref olduğunu öğrettiler” dedi.
FETÖ’nün sözde “Futbolda şike” soruşturmasında kumpas kurdukları iddiasıyla 88 sanığın yargılandığı davada mahkemenin verdiği kararın detayları ortaya çıktı.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, 50 sanık hakkında, “beraat” ve “ceza veya karar verilmesine yer olmadığına” karar verirken 5 sanık ise 1000 yılın üzerinde hapis cezasına çarptırıldı.
‘DEVRAN DÖNECEK’ TEHDİDİNE YANIT
Mahkeme Başkanı Ahmet Uğuz, duruşmada sanıkların kendilerini tehdit ettiğini söyledi. Milliyet’ten Elif Altın’ın haberine göre, Uğuz, yaptığı yazılı açıklamada, “Kamuoyunda 7 Şubat MİT Kumpası olarak bilinen dosyanın da yapılmasını 23. Ağır Ceza Mahkemesi olarak biz yaptık. Yaklaşık 1 yıldır sanıklar tarafından sistematik bir şekilde devrin ve konjonktürün değişeceğine ve yapılanacağına dair kimi zaman üstü kapalı kimi zaman da açık açık tehdit ediliyoruz. Bu tehditlere cevaben şunu ifade etmeliyim ki; Türk Hakim ve savcıları bu tür tehditler ile inandığına karar vermekte çekinecek ve korkacak insanlar değildir. Çünkü bize birilerinden farklı olarak devlete sadakatin omuzda bir yük değil göğüste taşınacak bir şeref olduğunu öğrettiler. Çünkü bize birilerinden farklı olarak hesaplaşmayı değil, ortada bir hesap varsa o hesabı devletin soracağını öğrettiler. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti varlığına kastedenleri kimi zaman bir gardırop arkasından kimi zaman Meriç Nehri’nin kıyısından kimi zaman ise yurt dışından saklandığı çukurdan yakalayıp Türk adaletine teslim ederek hesap soruyor, sormaya da devam edecektir” dedi.
SANIKLARA CEZA YAĞDI
Mahkeme Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’yı ‘haberleşmenin gizliliğini ihlal’, ‘resmi belgede sahtecilik’ ve ‘iftira’ suçlarından 1292 yıl hapis cezasına çarptırdı. ‘Futbolda şike’ soruşturma sürecini başlattığı iddia edilen polis memuru Lokman Yanık, ‘FETÖ terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım’, ‘iftira’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 161 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Dönemin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç ise ‘haberleşmenin gizliliğini ihlal’ ‘resmi belgede sahtecilik’ ve ‘iftira’ suçlarından 1971 yıl çarptırıldı. Dönemin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Ahmet Kalender, ‘haberleşmenin gizliliğini ihlal’, ‘resmi belgede sahtecilik’ ve ‘iftira’ suçlarından 1766 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılırken, aynı suçlardan Muhammed Kaya 1381 yıl 6 ay ve Ramazan Haktan Helvacı da 1005 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Tutuklu sanıklar İbrahim Emre ve Furkan Durmaz’ın tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme, sanık Lokman Yanık hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına karar verirken, sanıklar Nazmi Ardıç, Ahmet Kalender ve Muhammed Kaya’nın da tutuklanmasına karar verdi.
Bu alçakları telef edin, gitsin. Ne pişmanlık nede zerre merhamet var. Acımazlar hiç bir canlıya bunlar. Gübre bile olmaz bu şerirlerden. Atsan atılmıyor, satsan satılmıyor. Elimizde kaldılar. Apo gibi. Bir tanesinin dahi yaşaması zuldür.