VERYANSIN TV
Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE), Mersin’in Gülpınar ilçesinde tepkilere rağmen inşaatı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin, su sıcaklığı giderek yükselen Akdeniz’i ‘soğutma suyu’ olarak kullanamayacağını, iklim krizinin çevresel felaketlere yol açacağını belirtip Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na karşı dava açmıştı.
MAHKEME REDDETTİ
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ne karşı ‘Soğutma Suyu Çevresel Etki Değerlendirme Raporu’nun alınması ve inşaatın derhal durdurulması talep edilmişti.
Mersin 2. İdare Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme ret kararı verdi. Açıklamayı Cumhuriyetçi Vatanseverler Hareketi’nden avukat İsmail Hakkı Atal yaptı.
‘KOŞAR ADIM FELAKET…’
Kararı istinafa taşıdıklarını belirten Atal, “Akkuyu Nükleer Santrali’nin soğutma suyu davasını AKP’li Mersin 2. İdare Mahkemesi reddetti ve kararı istinaf ettik. İklim krizi sürecinde Akdeniz’in nükleeri soğutamayacağı kesin olmasına rağmen, devlet aklının yok edildiği yeni Türkiye yüzyılında Türkiye Akkuyu’yla koşar adım felakete sürükleniyor” dedi.
BAKANLIK TEK BİR İNCELEME SUNAMADI
Atal, soğutma suyu yeterliliği konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan teknik bir inceleme talep ettiklerini, ancak bakanlığın bir inceleme sunamadığına dikkat çekti.
Atal şunları söyledi:
“Mersin 2. İdare Mahkemesi 22.06.2023 tarihinde Çevre ve şehircilik Bakanlığından “ÇED kapsamında soğutma suyu yeterliliği açısından yapılan/yaptırılan teknik bir incelemenin bulunup bulunmadığını sormuş, ancak Bakanlık 24.07.2023 tarihinde 23 sayfalık cevap dilekçesi sunmuş olmasına rağmen, soğutma suyu yeterliliği ile ilgili tek bir inceleme dahi sunamamıştı. Böylece iklim değişikliğinin deniz suyu sıcaklığına olan etkisinin Akkuyu Nükleer Santralinin güvenliğini ve çalışmasını etkileyip etkilemediği konusunda Bakanlığın hiçbir çalışma yapmadığı/yaptırmadığı da ortaya çıkmıştı. AKP’nin tamamen kontrol ettiği yargıdaki Mersin 2. İdare Mahkemesi ise verdiği ret kararına gerekçe bulamadı ve deniz suyu sıcaklığının nükleeri soğutamayacak kadar ısındığının ortaya çıkmaması için keşif ve bilirkişi incelemesi dahi yapmadan ret kararı verdi.”
MUHALEFETE ÇAĞRI
Atal, Akkuyu Nükleer Projesi’nin yaratacağı tehlikelere dikkat çekerek, muhalefeti de göreve davet etti.
Atal, şu ifadeleri kullandı:
“Akkuyu nükleer projesi nereden tutsak elimizde kalıyor; Akkuyu her an 7’den büyük yıkıcı bir deprem beklenen Kuzey Anadolu Ecemiş fay hattı üzerinde olduğundan bir deprem sonrasında patlamazsa, gelecek yıl 35 C’yi bulacak Akdeniz su sıcaklığından dolayı patlamazsa, İdlib’te 35 askerimizin üzerine füze atarak şehit eden emperyalist Rusya devletinin mülkiyet sahibi ve operatörü olduğu Akkuyu nükleer santrali Rusların Türkiye’yi işgali için bir kalkan olarak kullanılmazsa; en iyi ihtimalle Rusya Türkiye’yi 15 yıl boyunca soyacaktır. Zira şu anda yenilenebilir enerjiden devlet kwh 2,5 cent’ten elektrik satın alırken, Akkuyu’dan 15 yıl boyunca kwh 12,5 cent’ten elektrik satın almak zorunda kalacaktır
Bilimin ve bilimsel öngörülerin by-pass edildiği, idareyi hukuki ve bilimsel sınırların içine çekecek olan idare mahkemelerinin çevre-ekoloji -yaşam hakkı davalarını reddettirmek üzere AKP’nin kontrolü ve emri altında yapılandırıldığı yeni Türkiye yüzyılında, Türkiye Akkuyu’yla koşar adım felakete götürülürken, Akkuyu’ya karşı haklı mücadelemizin sürdüğünü; ölüme yatmış halkımıza, kulağının üzerine yatarak görevini yerine getirmeyen toplumsal muhalefeti sönümlendirme görevini başarıyla yürüten başta CHP olmak üzere muhalefet partilerine, avukatların örgütlü gücünü pasifize ederek AKP’nin yargıyı ve devleti rahatça ele geçirmesi için alan açan Türkiye Barolar Birliği’ne ve Barolara saygıyla duyururuz.
Bir Kızılderili atasözü “Yağmur herkesin üzerine yağar”. Akkuyu da patlarsa radyasyonlu zehirli serpintiler de Özgür Özel’in, Erinç Sağkan’ın ve kulağının üzerine yatan herkesin üzerine yağacak.”