Mehmet Eymür’ün cenazesi kimleri buluşturdu? İşte karanlık MİT’çinin kirli geçmişi…

Eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür'ün cenazesi İstanbul'da toprağa verildi. Karanlık Gladyo eylemlerinin faili Eymür'ün cenazesi ilginç isimleri bir araya getirdi.

featured

Geçmişte yaptığı işkenceleri kendi ağzıyla itiraf eden eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, KOAH nedeniyle tedavi gördüğü hastanede dün 81 yaşında ölmüştü.

Mehmet Eymür, bugün İstanbul’da gömüldü. Levent Barbaros Hayrettin Paşa Camisi’nde ikindi vakti düzenlenen cenaze töreninde Eymür’ün eşi ve çocukları taziyeleri kabul etti.

KİMLERİ BULUŞTURDU?

AA’nın haberine göre cenaze törenine, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, oyuncu Saruhan Hünel, eski MİT görevlisi Yavuz Ataç, eski İstanbul Emniyet Müdürü ve eski Ordu Valisi Kemal Yazıcıoğlu ile çok sayıda kişi katıldı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, eski MİT Müsteşarı Sönmez Köksal, Alaattin Çakıcı ve Sedat Peker’in de aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin de cenaze törenine çelenk gönderdiği görüldü.

‘ATATÜRKÇÜYMÜŞ, MEMLEKET İÇİN FEDAKARLIKLAR’ YAPMIŞ

Cami avlusunda basın mensuplarına açıklama yapan Eymür’ün ablası İnci Tarzi, Eymür’ün “görevinden dolayı çok sigara içtiğini bu nedenle KOAH hastalığına yakalandığını” anlatarak, “hayata bağlı, Atatürkçü ve memleketi için fedakarlıklar yapan biri olduğunu” iddia etti.

Janset Eymür de yaklaşık 1,5 aydır yoğun bakımda olan eşini KOAH nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi. Oyuncu Saruhan Hünel de Eymür’le 16-17 yıl önce “yollarının kesiştiğini dile getirerek kendisiyle aile dostu olduklarını” anlattı.

Ulusal bir kanalda MİT’e ilişkin yapılan bir projede Mehmet Eymür’ün hayatını oynayacağı için Eymür’le birkaç ay dolaşarak vakit geçirdiğini aktaran Hünel, “Mesleki olarak dik duran biriydi. İçinde çok tatlı bir abimdi. Mekanı cennet olsun. Son görevimizi yapacağız.” dedi.

Eymür’ün cenazesi, burada ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Aşiyan Mezarlığı’nda gömüldü.

15 ARALIK’TA YOĞUN BAKIMA ALINMIŞTI

Parkinson ve demans hastalığı da olan eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, KOAH nedeniyle tedavi gördüğü sağlık kuruluşundan 13 Aralık 2023’te Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesine nakledilmişti.

İlk olarak hastanenin göğüs hastalıkları servisinde takip edilen, 15 Aralık 2023’te de yoğun bakıma alınan Eymür, dün hayatını kaybetmişti.

İŞTE KARANLIK GEÇMİŞİ

Eymür, MİT’in selefi Milli Güvenlik Teşkilatı’nın önde gelen üyelerinden Mazhar Eymür’ün oğlu olarak 1943’te İstanbul’da doğdu. Eymür, TED Ankara Koleji’ni bitirdikten sonra İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Yüksek Okulu’na katıldı.

1965’te takip memuru olarak öğrenci pozisyonunda MİT’te görev almaya başladı. MİT’te Hiram Abas’la birlikte MİT’in işkence evi Ziverbey Köşkünde sorgulamalara katıldı. Mahir Çayan ve Ulaş Bardakçı’nın öldürüldüğü operasyonlarda yer aldı.

1975’te Ankara MİT Bölge Dairesi Başkanlığı Takip Şube Müdürlüğü de yapan Eymür, 1980’de Bulgaristan’a gittikten sonra 1982’de Kenan Evren’in damadı Erkan Gürvit tarafından yurda çağrıldı. ASALA’ya karşı yürütülen operasyonlarda görevlendirildi.

Türkiye’ye döndükten sonra Mardin MİT Bölge Müdürlüğü’ne atandı. Daha sonra Ankara’da Kontrespiyonaj Dairesi içinde kurulan Kaçakçılık ve İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne tayin edildi. Başkan yardımcılığı görevine getirildikten sonra 1984’te Genelkurmay Başkanlığı’nın alınan izniyle Babalar Operasyonu’nu başlattı.

Tansu Çiller 1993 yılının ortalarında başbakan olduktan sonra Eymür, Mayıs 1994’te MİT’in Özel İstihbarat Dairesi başkanlığı görevine atandı.

31 Ocak 1995’te yeni kurulan Terörle Mücadele Şubesi’ne geçti.

Mesut Yılmaz, Mart 1996’da Çiller’in ardından başbakan olduğunda, elli kişilik dairenin feshedilmesini emretti. Yılmaz, Eymür’e bağlı ekibin “çeteleştiği ve çetesine MİT’in şiddetle karşı çıktığını, bu tür yasa dışı faaliyetlerin artık Emniyet Genel Müdürlüğü’nde (polis teşkilatında) yapıldığını” söyledi. Yılmaz, bu yasadışı grubun Fethullah Gülen’e bağlı olduğunu da belirtti.

Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Hanefi Avcı, Susurluk kazasını araştıran Susurluk komisyonuna verdiği ifadede Eymür’e bağlı çetesinin yasadışı olduğunu söyledi.

Eymür, Terörle Mücadele Şubesi’nden aldığı “Askar Simitko, Lazım Esmaeili ve Tarık Ümit olayı” dosyasına dayanarak, İkinci MİT Raporu (ilki 1987’de) olarak bilinen raporu hazırladı. Bu rapor izinsiz hazırlandığı için tartışmalara neden oldu ve daha sonra Eylül 1996’da sızdırıldı.

ABD’YE YERLEŞTİ

Ağustos 1997’de Eymür, ABD istihbarat teşkilatları ve güvenlik firmalarında MİT temsilcisi olarak Washington DC’ye atandı.14 Ağustos 1998’de Alaattin Çakıcı’nın yakalanmasının ardından Washington’dan merkeze çağrıldı.

Geri çağrılmasındaki bir diğer neden de; 1997’de Başbakan Yılmaz’a Eymür’ün görevden alınmasını ve Terörle Mücadele Şubesi’nin kapatılmasını tavsiye eden dönemin MİT müsteşarı Şenkal Atasagun hakkında rapor hazırlamak üzere 1998’de Türkiye’ye çağrılmasıdır.Türkiye’ye döndükten sonra emekliliği istendi. Emeklilik kararına direnince MİT Yasası’nın 19. Maddesi işletildi ve Mesut Yılmaz’ın da onayıyla Ekim 1998’de Şeker Fabrikaları’na müşavir olarak atandı.

CIA’YA YAKIN YAŞADI

Eymür 1999’da MİT’ten ayrıldı ve CIA’nın genel merkezinin de bulunduğu McLean, Virginia’ya taşındı. Terör uzmanı olarak CIA’e danışma teklifinde bulundu.Mart 2000’de Türk devleti ile Türk mafyası arasındaki bağlantıları belgeleyen bir web sitesi başlattı; devlet sırlarını ifşa ettiği için cezai suçlamalarla karşı karşıya kaldı.

Eymür hakkında, e-mail yoluyla ve açtığı web sitesindeki açıklamaları nedeniyle basına “Devletin gizli sırlarını ifşa etmek” suçundan soruşturma başlatıldı. Sitede yer alan bilgiler üzerine MİT, Eymür hakkında Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne suç duyurusunda bulundu. DGM Savcılığı yetkisizlik kararı vererek dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Cumhuriyet Savcısı Kasım Hacıkamiloğlu tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde, Eymür’ün adres tespiti ve kimlik bilgileri için Başbakanlığa yazı gönderildi.

KOZİNOĞLU’NUN AKTARDIKLARI

Eski MİT Dış Operasyonlar Dairesi Başkanı Kaşif Kozinoğlu, Mehmet Eymür’ü FETÖ’nün maaşlı aparatı olmakla suçlamıştı.

Kumpas şehitlerinden Kozinoğlu, Eymür’e ilişkin olarak, “Mehmet Eymür, Fetullah Gülen’den maaş almaktadır. Gülen’in tüm faaliyetlerini iyi bilen diğer bir şahıs da halen ABD’de öğretim görevlisi olan Soner Çağaptay’dır. Çağaptay, Gülen’in tüm sırlarını bilmektedir. Ayrıca Mehmet Eymür’ün çok yüksek maaş aldığı (ayda 50 bin dolar) ABD’den, Ergenekon’u kurgulamak üzere Türkiye’ye geri döndüğü; hakkındaki tüm davalardan Gülen mensubu yargıçlarca sıyırdığı; İstanbul’da Fetullahçı polislerce sıkı sıkıya korunduğu; eski Ergenekon savcısı Zekeriya Öz ve Turan Çolakkadı ile her hafta mutlaka görüştüğüne dair MİT’in elinde belge ve bilgiler mevcuttur. Mehmet Eymür, Emre Taner tarafından da korunmuştur.” ifadelerini kullanmıştı.

İŞKENCE İTİRAFLARI

Mehmet Eymür, T24’te 12 Eylül’den sonra yapılan operasyonlara dair konuşmuş ve işkenceleri kabul ederek, pişmanlık duymadığını söylemişti. Eymür’ün, “Dündar Kılıç’ın size yönelik ağır suçlamaları var. İşkence yaptınız mı?” sorusuna, “İşkence sayılmaz. Zaten oraya düşmek işkence sayılır. Gözleri kapalı devamlı, küçük bir hücrede kalıyor. Oraya düşmek yeterli” yanıtı tepkilere neden olmuştu.

Halk TV’de Özlem Gürses’in sunduğu ‘Perdenin Önü Arkası’ programına katılan Eymür, “Samimi söyleyeyim mi, o kadar çok sorgudan geçtim ki, yaptım dediğim hakikaten yaptım mı yapmadım mı onu da bilmiyorum. Gençken daha şeydim tabii, daha ataktım. Zaman zaman yanlışlar yapmış olabilirim. Elektrik kullanmadım ben, hiçbir zaman. Falakalardır, klasik, attım. İşkence tabii ki suçtur” demişti.

YEŞİL

İsmail Saymaz’ın, faili meçhul cinayetlerde yer aldığı belirtilen ve JİTEM davasının sanıklarından “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’la ilgili sorusu üzerine “Yeşil’e Başbakanlık kartı verilmişti bize gelmeden evvel. Kolordu komutanlığı toplantılarına katılıyordu” ifadelerini kullanmıştı.

Yıldırım’ın Elazığ MİT Bölge Müdürlüğü’nde göreve başladığını söyleyen Eymür, “Yeşil, bizim Elazığ elemanı olarak başlamış gençliğinde. Ondan sonra askerlerle çalışmaya başlayınca bizimkiler bırakmışlar” demişti.

Eymür’ün ifadelerinden satır başları şöyleydi:

“İşkence, ne kadarı işkence olarak kabul ediliyor, onu şey etmek lazım. Ne işkence olarak kabul ediliyor? Sorguya alınmak bile bir işkence. Gözleriniz kapalı, karanlık bir yerde barınıyorsunuz. (Sistemli işkence) Arada olmuştur, oldu o tip şeyler. Bütün dünya tarihinde var bu işkence, açın bakın Avrupa ülkelerinde yapılan işkencelere. İşkenceden işkenceye fark var.

İŞKENCELERİ BİR BİR ANLATMIŞTI

(Ziverbey Köşkü) Şuradan çıktı, yakalananlar biz gerillayız diyordu, Memduh Ünlütürk paşa vardı onun başında, cezaevinde kaçanların sorgularını yapan general. O, ‘siz gerillaysanız biz de kontrgerillayız’ diyordu. Özel Harp’te de var kontrgerilla harekatı.

Samimi söyleyeyim mi, o kadar çok sorgudan geçtim ki, yaptım dediğim hakikaten yaptım mı yapmadım mı onu da bilmiyorum. Gençken daha şeydim tabii, daha ataktım. Zaman zaman yanlışlar yapmış olabilirim. Elektrik kullanmadım ben, hiçbir zaman. (Yanlış yaptım dediği şeyler) Falakalardır, klasik, attım. İşkence tabii ki suçtur.

‘FALAKA ATTIM’

Elektrik kullanmadım hiçbir zaman. Falaka vardır, klasik. Falaka attım. Eğer bir insan ağır bir ceza alacak bir iş yaptıysa, bu insanın konuşması lazımsa, yaptığını biliyorsanız, bunu bir şekilde ikna etmeniz lazım. Eğer iyilikse bunu ikna edemiyorsanız daha şiddetli yollara başvuruyorsunuz. Neticede şöyle bir şey söyleyeceğim, beni bugüne kadar hiç şikayet eden kimse çıktı mı? Dündar Kılıç’ın ne anlattığını hatırlıyor musunuz? Tekerlek sokuyorlar, yuvarlıyorlar diyordu. İlk defa duyduğum bir şey.

UĞUR MUMCU CİNAYETİNDE AĞAR’I İŞARET ETMİŞTİ

Dündar Kılıç’ın alınması tamamen genelkurmayın isteği üzerinedir. Devlet bir takım yöntemler kullanabilir yani, onu söylemek istiyorum. Öldürme yöntemi değil tabi. Daha önce devletin kullandığı Yeşil gibi adamlar bir takım eylemler yapmıştı, bu gibi. Dünyanın her yerinde o tip cinayetler oluyor, sadece Türkiye’de değil. Kennedy cinayetini hatırlat mısınız? Türkiye’ye mahsus değil ki. Uğur Mumcu muteber bir insandı. Kendisini çok takdir ettiğim bir insandı, ara sıra görüşüyordum. Aramız gayet iyiydi. Uğur Mumcu’nun ölümünden sonra ben bunu belirttim, Bulgaristan’la bile arası kötüydü. Mehmet Ağar’a sormak lazım, ne manada söyledi bilmiyorum. Bizde bir arkadaşımız vardı, Yavuz Ataş diye. Uğur Mumcu cinayetinde kendisi görevli olmadığı halde araştırma yapmış. Dikkatimizi çekti o zaman. MİT Müsteşarı da kendisine görev vermedik niye gittin diye sormuş.

‘YEŞİL’E BİZE GELMEDEN EVVEL BAŞBAKANLIK KARTI VERİLMİŞTİ’

(Abdullah Çatlı) Bu benim dışımda olan bir şey, benimle alakası yok. İstanbul Bölge Başkanı Nuri Gündeş’in bir operasyonudur, ben muhaliftim buna. ASALA’ya karşı kullanıldılar sözde. Ben başından beri muhaliftim çünkü uyuşturucu işi yapıyorlardı ve Kürtlerle işbirliği yapıyorlardı bir yerde. Milliyetçi bir grup, Kürtlerle işbirliği yapıyor. Kürtler dediğim PKK’lılarla iş yapıyorlardı. Bu sahte kimlik, uzmanlıklar bizimkiler (MİT) verdi. Türkiye’ye döndükten sonra şeyi bilmiyorum.

Yeşil’i yurt dışında kullandık. Yeşil’de bize gelmeden evvel başbakanlık kartı verilmişti. Kolordu toplantılarına katılıyordu Güneydoğu’da. Mahmut Yıldırım’ı kastediyorum evet. Yeşil, ilk bizim Elazığ elemanı olarak göreve başlamış gençliğinde. Ondan sonra askerlerle çalışmaya başlayınca bizimkiler bırakmışlar. Sonra Güneydoğu bölgesinden çıkarıldı ve Ankara’ya yerleşti, yerleşince eskiden kendisini tanıyanlar bizim yurt dışı faaliyetlerimizde yararlı olabileceğini söylediler. Prosedürlere uyarak kendisinden faydalandık. Böyle adam kullanılır mı diyeceksiniz. Bizim yönetmeliklerimiz son derece uygun, temiz adam bizim işimize yaramıyor. Bizim için suç işlemedi. Biz bir kere onu sorguya aldık, bu konularla ilgili, bir para meselesi vardı. Fakat hep bu paraları daha önce de paylaşıyordu. İbrahim Şahin’le filan epey paylaştığını anlatıyordu. Babaların merhaba dediğimiz vardı, bilgi aldığımız vardı, sorguya aldığımız vardı.”

 

Mehmet Eymür’ün cenazesi kimleri buluşturdu? İşte karanlık MİT’çinin kirli geçmişi…

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Iyi yok burada da. Ismi gecen sahislarin tamami yuzunden bu haldeyiz. En basiti, Ahmet Taner Kislali, Ugur Mumcu ve Necip Hablemitloglunu korumus olsaydi bu devlet denen sey ve icindeki sozum ona Ataturkcu sahislar, sadece Turkiye degil, belki dunya bugun farkli bir yer olacakti. Feto olmayacakti, Adnan oktar olmayacakti, Adil Serdar Sacan isinin basinda olacakti. Akp belki yine olacakti ama boyle zivanadan cikamayacakti. Kala kala derin memed ve peynir tozcu oglu kaldi.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!