AKP’li Metin Külünk, sosyal medya hesabından yeni paylaşımlarda bulundu.
X hesabından açıklama yapan Külünk, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a 5 ‘FETÖ’ sorusu yöneltti.
Külünk, şu ifadeleri paylaştı:
Sayın Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a soruyoruz.
1-İşgal girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016 tarihinde, o dönemde Diyanet İşleri Başkanlığında daire başkanı olarak görev yapan 3 kişinin, o gece Diyanet İşleri Başkanlığı’na gelmeleri için herhangi bir talimat ve görev verilmediği halde, ilgal girişiminin başarılı olması halinde, “FETÖ terör örgütü adına Diyanet İşleri Başkanlığını teslim almak üzere” Diyanet İşleri Başkanlığı’na gelen ve işgal girişiminin başarısız olduğunun netleştiği gece geç saatlere kadar Kurumda bekledikleri, Diyanet İşleri Başkanı olarak atanmanızdan sonra bu daire başkanlarının genel müdür olarak atanmasını, bunlardan birisinin ikinci dönem yeniden atanmamanız ihtimaline karşı yurt dışında bir ülkeye din hizmetleri müşaviri olarak atanmasını, yeniden atanmanızdan sonra ise başkan yardımcısı olarak atanmasını sağladığınız iddia edilmektedir. Başkan yardımcısı olarak atanmasını sağladığınız kişinin şikayeti üzerine, işgal girişimi gecesi yaşanan söz konusu olaydan bahisle, hakkında Fetöcü olduğuna dair dedi-kodu yaptığını ileri sürdüğü bir daire başkanı ile ilgili yaptırdığınız soruşturma sonucu teklif edilen disiplin cezasını neden uygulamadınız? Soruşturma raporundaki tespitin gereği olan işlemleri neden yerine getirmediniz?
‘RAHATSIZLIK’ SÖZLERİ
2) Hain işgal girişimi sonrasında FETÖ ile irtibat ve iltisak iddiasıyla görevlerine son verildikten sonra, haklarında Fetöcü iddiası bulunan müfettişlerin yaptığı soruşturma sonucunda görevlerine iade edilmeleri sağlanan bazı görevliler hakkında, yeni bilgi ve belgelerin ortaya çıkmasıyla başlatılan soruşturmalar sonucu kamu vicdanını rahatlatan göreve son verme işlemlerinin, şahsınızı ve atanmalarına destek verdiğiniz bazı üst düzey Başkanlık görevlilerini rahatsız ettiği iddia edilmektedir.
‘FETÖ İLE MÜCADELEYE İNANMAYAN…’
3) 15 Temmuz 2016 tarihindeki işgal girişimi sonrasında ilgili kurumlarından gelen bir kısım bilgi ve belgeler gereğince soruşturma başlatılmasını sağlamayan, pek çoğu şahsına emanet edilen bu bilgi ve belgeleri halefine vermeyen ve FETÖ ile mücadeleye inanmayan birisinin, başkan yardımcısı olarak atanmasını sağladığınız ve terör örgütleriyle irtibatlı personel hakkında yürütülen soruşturmalardan duyduğu rahatsızlığı şahsınızı dile getirmesine sessiz kaldığınız iddia edilmektedir.
‘SESSİZ KALDIĞINIZ…’
4) Haklarında FETÖ ile irtibat ve iltisak iddiası bulunan bazı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyeleri ile bir DİYK Uzmanı hakkında başlatılan soruşturmalardan duyduğu rahatsızlığı ve bu soruşturmalarda müfettişlerin tanık ifadelerine müracaat etmesini doğru bulmadığını birçok defa dile getiren, hatta bu hususta bazı üst düzey görevlilerle yaptığınız bir toplantıda, söz konusu soruşturmaları yürüten müfettişler tarafından tanık sıfatıyla ifadelerine başvurulan bazı DİYK Uzmanlarını makamına çağırarak, müfettişlerin ne sorduklarını, nasıl cevap verdiklerini öğrenmek için sigaya çektiğini, konuşmak istemeyen bazı uzmanların baskı sonrasında gerçeği itiraf etmek durumunda kaldıklarını anlatan üst düzey birisinin Fetö soruşturmalarına müdahale anlamı taşıyan bu tavırlarına sessiz kaldığınız iddia edilmektedir.
‘CEVABINIZ VAR MIDIR?’
5) Hakkında FETÖ ile irtibat ve iltisak iddiası bulunan bir DİYK Uzmanı ve daire başkanı hakkında yürütülen FETÖ soruşturması sonucunda, dosyalarında FETÖ ihanet örgütü ile irtibat ve iltisaklarını ortaya koyan bilgiler bulunmasına rağmen, müfettişe baskı yaparak ibra edilmelerini sağladığınız, bu dosyaların Atama Yer Değiştirme Kurulunda görüşülmesini beklemeden, yerleşik uygulamaya aykırı olarak, bu daire başkanından alınan bir dilekçe ile DİYK Uzmanlığına atamasını yaptıktan sonra, aynı daire başkanlığında geçici görevlendirdiğiniz, bu süreçte DİYK Uzmanı olan eşinin de bir İlahiyat fakültesine öğretim üyesi olarak atanmasına aracılık ettiğiniz iddia edilmektedir. Bu iddialara ilişkin bir cevabınız var mıdır?
