Muharrem İnce Cumhurbaşkanı adayı mı? Neden HDP’lilere koştu?

featured

CHP’li Muharrem İnce, HDP’lileri ziyaretinden CHP Genel Başkan adaylığına kadar merak edilen soruları yanıtladı.

CHP’nin eski Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce Habertürk’te soruları yanıtlıyor.

Didem Arslan Yılmaz’ın sunduğu programda Sevilay Yılman, Nagehan Alçı, Deniz Zeyrek ve Gürkan Hacır’ın sorularını yanıtlayan İnce, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

CHP, görevden alınan HDP’lileri neden ziyaret etti?
Kürt açılıma nasıl bakıyor?
24 Haziran gecesi neden açıklama yapmadı?
CHP Genel Başkanlığına aday mı?
Cumhurbaşkanı adayı mı?

İnce’nin açıklamalarından satır başları:

NEDEN AHMET TÜRK’E GİTTİ

DİDEM ARSLAN YILMAZ: Çok tartışılan bir dönemde kayyumlar meselesinde Mardin’de Ahmet Türk’e gittiniz. Destek verdiniz. Neden ihtiyaç duydunuz?

MUHARREM İNCE: Seçilmiş bir belediye başkanını ziyaret ettim. AK Parti ile çizgim neyse HDP’yle çizgim o. Açılım sürecinde sayın Erdoğan, sayın Ahmet Türk’le görüşmüştü. Ve o gün ‘Başbakan sıfatımla değil AK Parti sıfatımla görüşüyorum’ demişti. Sayın Bülent Arınç’ın dün Ahmet Türk’ün terörle ilişkisi olamayacağını söylemişti. Ahmet Türk’ün terör yanlısı konuşmalarına tanıklık etmedim. Bu kişiler savcılığa gitmişler, halk tabiriyle konuşayım temiz kağıdı, sabıka kaydı almışlar. Sonra YSK demiş ki, ‘sizin aday olmanızda sakınca yok’. Millet de yüzde 51’in üzerinde ‘gel şehrülemin ol’ demişler. Siz diyorsunuz ki, ‘teröre yardım ettiği gerekçesiyle görevden alıyorum’. Eğer böyleyse mahkeme kararının olması lazım. İdare, yürütme, istihbarata dayalı görevden alma yapamaz. Savcı bir sürecis başlatmış olabilir. TBMM’de uzun süre bulunmuş birisi olarak konuşuyorum. Herhangi bir konu yargıya intikal etmişse o konu hakkında soru önergesi verilemez, meclis araştırması istenilemez. Yargı süreci beklenir. Belediye yönetimine el çektiriyorsunuz. Melih Gökçek’i de el çektirdiniz. Hangi gerekçeyle öğrenemedik. Ne yapıyorsunuz, belediye meclisi biraraya geliyor, bir seçim yapıyorlar. Ahmet Türk’e gelince ‘olmaz ben valiyi atarım’. Sayın Erdoğan belediye başkanı iken belediyeden uzaklaştırıldı. O gün RP, ANAP, SHP’li meclis üyeleri vardı. Sayın Erdoğan’ın yerine gelen Ali Müfit Gürtuna’ya sadece RP’liler değil SHP ve ANAP’lılar oy verdi. Seçilmiş bir belediye başkanı el çektirildi, hak RP’nindir. RP’nin önerdiği isme biz de oy vereceğiz dediler.

NAGEHAN ALÇI: Neden Ahmet Türk?

İNCE: Ahmet Türk yakından tanıdığım isim olduğu için gittim.

ALÇI: Kayyum meselesiyle ilgili Diyarbakır’daydım. Hem görevden alınan Selçuk Mızraklı ile hem vali ile görüştüm. Sizin pozisyonunuzla ilgili CHP içinde kendini ulusalcı olarak tanımlayan çevreler içinde birtakım rahatsızlıklar olduğu söyleniyor. Ne kayyum ne HDP diye bir manşet atmıştı Deniz Zeyrek’in de yazdığı gazete. Yılmaz Özdil, 2020 yılında yumruk yediğinde ‘birçok insanın yüreğine su serpmişti’ diye bir yazı yazmıştı.

CHP’liler Ahmet Türk’ün kapısından ayrılmıyor! Bugünkü ziyaretçi Muharrem İnce

DENİZ ZEYREK: Ben o gazetede kayyumu savunanları sert bir şekilde yazı yazdım.

ALÇI: HDP’ye verilen destekle ilgili  rahatsızlıklar var mı?

İNCE: Bu yaptığım hareketten kazanır mıyım, kaybeder miyim diye bakarsanız halk kaybeder. Fransız siyasetçileri bilim ve akılla tanıştılar ondan sonra Fransa ayağa kalktı. Acaba buradan oy kaybeder miyim diye kaygım olmadı. Ben partiye aykırı bir iş yapmıyorum. İnandığım bir şeyi yapıyorum. Ben bu kayyumları doğru bulmuyorum. Geçmişte dokunulmazlıkların kaldırılmasını doğru bulmadım. CHP yönetimi ‘evet’ verdi ben ‘hayır’ verdim. Ben ilkeli davranılmasından yanayım.

‘BUGÜN OLSA ERDOĞAN’I CEZAEVİNDE ZİYARET EDERİM’

ZEYREK: Siz Selahattin Demirtaş’ı da ziyaret etmiştiniz?

İNCE: Ettim. Bütün adayları ziyaret ettim. Hapisteydi. Yalova milletvekili sayın Şükrü Önder, 70 yaşın üzerinde adamcağız, kalp hastası. Bir tane AKP’li ziyarete gitmedi. Ben İlker Başbuğ’u, Mustafa Balbay’ı da ziyaret ettim.

SEVİLAY YILMAN: Erdoğan’ı ziyaret ettiniz mi?

İNCE:Zor koşullar yoktu. Kebap partisiyle 4 ayı geçirdi. O zaman etkili değildim. Bugün olsa ziyaret ederim. O günlerde ziyaret edecek konumda değilim.

‘ERDOĞAN PYD’YE SİLAH VEREN TRUMP’A DOSTUM DİYOR’

YILMAN: O gün ne düşünüyordunuz?

İNCE: Erdoğan’ın görevden uzaklaştırmasını da doğru bulmuyordum. İster AK Parti milletvekilinin haksız hukuksuz yere 28 kişiyi bir odaya doldurarak, o sıcakta kalp hastasının bulunmasını doğru bulmuyorum. HDP’li oldukları için ‘teröre destek veriyor’ diyor. Size bir soru. PYD terör örgütü mü Türkiye Cumhuriyeti’nin gözünde. ABD, PYD’ye silah veriyor mu? Evet. Ama ‘dostum Trump’ diyor.

KAFTANCIOĞLU’NUN DURUŞMASINA NEDEN GİTMEDİ?

GÖKHAN HACIR: Epeydir ekranlarda yoktunuz. Ne oldu da sessizliğini bozuyor Muharrem  İnce? Mardin gezisi için de aynı şey akıllara geldi. İl başkanınız sayın Canan Kaftancıoğlu, geçtiğimiz günlerde 9 yıl 8 ay hapse mahkum oldu. Onun karar duruşması vardı. Oraya niye gitmediniz de Mardin’e gittiniz.

İNCE: Bazılarına yetişemiyoruz. Sözcü’nün bir duruşmasına katılabildim.

YILMAN: Bazılarına yetişememek mi, yoksa geçmişten gelen bir kırgınlık mı?

İNCE: Asla, böyle düşünülürse üzülürüm. Daha yeni görüştüm kendisiyle, 9 Eylül günü görüştük. Cumhurbaşkanlığı kampanyasında sayın Kaftancıoğlu bizim il başkanımızdı. Aynı minibüsün içinde 20 miting yaptık.

YILMAZ: Yeterli desteği gördünüz mü?

İNCE: Bu başka konu. Bence 1 yıldır nerede olduğumu medyaya niye sormuyorsunuz?

YILMAZ: Sayın  İnce’yi yayına ben davet ettim. Hatta bana ‘bu yayını neden yapıyorsunuz, siyasi mühendislik mi yapıyorsunuz’ diye soranlar oldu. Doğrusu üzüldüm.

İNCE: Ben yerel seçimde 30 vilayete gittim 85 miting yaptık. Kaz Dağları’na gittim. Protokole oturmadım, Fazıl Say’ın önünde oturup toz toprak içinde konseri dinledim haber olmadık.

ALÇI: Ekrem İmamoğlu siyasi rakibiniz mi?

İNCE: Arkadaşım benim, siyasi akrabam benim.

HACIR: CHP kurultay sürecine hazırlanıyor. Doğu ve Güneydoğu delegasyonu var. Mardin’de o delegeye gül atmak, mesaj vermek mi istedi diye soranlar var.

 

‘DİYARBAKIR’DAKİ ANALAR İÇİN ÖCALAN’DAN YARDIM İSTENSİN’

İNCE: Bu doğru değil.

ALÇI: Diyarbakır’da HDP il binasının önündeki anneleri ziyareti düşünüyor musunuz?

İNCE: Benim gittiğimde böyle bir eylem yoktu. Giderim tabii niye gitmeyeyim. Bu akşam her konu dahil bir tanesini ayrı tutarım, anneyi. Ama Diyarbakır ama Cumartesi annesi ama şehit annesi. Çok dikkatli konuşmayı seçerim. Bu benim hem milli hem dini görevimdir. Asla o anneleri incitmek isterim. İster HDP’nin ister CHP’nin ister AK Parti ister Cumhurbaşkanlığı’nın önünde, hiç farketmez. Bir annenin evladını aramasından daha insani, vicdani şey olamaz. Benim kendi doğrularım vardır. Doğrularım benim vicdanımdır. Ana vatan diyoruz. Ana vatanımızda analara ağıt yaktırıyoruz. Ana haber diyoruz, ana haberlerde kadın cinayetlerini anlatıyoruz. Anayasa diyoruz ilkellikleri dolduruyoruz içine. Asla eleştirmem, haklarıdır. Ama şunu söyleyeceğim. Bu çocuklar kaçırıldı ya da gönüllü gitti. Nereye gittiler? PKK’ya. Kurucusu kim? Abdullah Öcalan. Nerede? İmralı’da. Peki Nevruz’da Öcalan’ın mektubunu okuttu mu Erdoğan? Okuttu. Seçimde bir akademisyeni gönderim oy istedi mi istedi? Kardeşini televizyona çıkartıp oy istedi mi? İstedi. Şimdi aynı şeyi analar için yapsınlar. Sen oy için  Osman Öcalan’ı televizyona çıkardın. Şimdi analar için yardım istesin. Binali Yıldırım’a oy isterken yapıyorsun bunu. Ben de böyle söylerim.

ALÇI: Çözüm süreci doğru bir süreçti. Yıllardan sonra barış atmosferi sağlamıştı. Sonuna kadar götürülebilse Türkiye en önemli sorunu çözmüş olacaktı.

İNCE: Bunu tarihiyle anlatmaksak eksik olur.

YILMAN: CHP 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonra 31 Mart yerel seçimler derken sizinle beraber başlayan Kürt tabanı veya HDP’ye oy verenlere yakınlık devam etti. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz günlerde Kürt edebiyatçılarla biraraya gelip yaptığı konuşmayı çok önemsiyorum. Kürtçe’nin ana dil olduğunu, hak olduğunu söylemesi kıymetli değerli şeyler. Geçmişte çözüm sürecinde nasıl bir tavır sergilediğinizi biliyorum. Çok sekter, dik duruşunuz vardı, karşıt bir duruşunuz vardı. Aynı çözüm sürecini başlatırsa. Siz neresinde olursunuz?

İNCE: O günlerde grup başkanvekiliydim. AKP’li Atatürk’e laf söylüyordu, HDP’li İnönü’ye laf ediliyordu. Tek partiye CHP’ye ortak saldırıyorlardı. Ben de bir ona, bir ona cevap veriyordum. HDP’lilere ‘Ben sizinle Cudi dağına geleceğim, siz benimle milli maça gelecek misiniz’ diyordum. Türkiye’de yüzde 5’lik kesim terörü lanetlemiyor, kınamıyor. Bir yüzde 5 de burada var. ‘En iyi Kürt ölü Kürt’tür’ diyor. Bunlarla uzlaşma, çözüm olmaz. Atatürk yine kırmızı çizgim.

HDP ERDOĞAN’IN TEKLİFİNİ KABUL ETMEDİ DİYE HEDEF OLMUŞ

İNCE: Dokunulmazlıklar konusunda tavrımı biliyorsunuz. Demirtaş, Türk ziyaretlerimde tavrımı biliyor musunuz? Bir tavır alırken Alevi, Sünni, Türk, Kürt diye bakarsanız çözemezsiniz. Benim ilkelerim var. Hukuka, bilime, evrensel kurallara uygun mu, kamu yararı var mı, vicdanıma uygun mu? Oradaki kişi Roman, Ermeni benim için fark etmez. Benim için bir çocuğun ölümü bütün çocuklarla aynıdır. CHP’nin açılım yapmasına gerek yok. CHP Kürt sorunu konusunda kafa yoran bir parti. 1989’da o zamanki SHP rapor hazırladığında bize Kürtçü dediler. 1954’de Millet Partisi kapatılırken CHP itiraz ediyor ‘irticacı’ diyorlar. Açılım sürecinin başladığı gün 10 Kasım 2009’dır. Allah’ın bütün günleri kabağa girdi bula bula 10 Kasım’ı buldular. İş nerede değişti biliyor musunuz? 2015 seçimlerinde Erdoğan ‘Bana 400 milletvekili verin bu sorunu çözeyim’ dedi. HDP’nin seçime girmesini istemedi. Demirtaş ne dedi ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ dedi. İşte Erdoğan’ın kafasındaki HDP orada başladı. Sayın Bahçeli’ye sesleniyorum, HDP Erdoğan’ın teklifini kabul etseydi, seçimlere girecekti ve 400 milletvekili ile anayasayı ne hale getirecekti?

ALÇI: Açılım süreci yanlış mı diyorsunuz? Evet sonu yanlış bitmiş olabilir. Niyet olarak çok cesur, Türkiye’nin kronik sorununu çözmeye yönelikti.

İNCE: Kürt sorunu AKP’yle birlikte başlamadı. 200 yıldır var. 1800’lerden beri var. Türkiye’nin demokratikleşme, terör ve Kürt sorunu var. Kürt sorununu çözmek ilerici bir eylemdir, gerici bir kafayla çözülemez. Bir kere demokrasiye inanmak lazım çözmek için. Çözüm yeri Büyük Millet Meclisi’dir. Halktan kaçırarak, Oslo’da ‘İstediğinizi vali yaptık’ diyerek bu sorun çözülmez.

ARSLAN: Kandırıldı mı diyorsunuz?

İNCE: O süreçte kandırıldı. Kürt hareketi diyelim buna. Bu talepler üçe ayrılıyor. Bir bağımsız bir Kürt devleti kurmak isteyen ayrılıkçı bir grup var. Terörle çözmek istiyor. İki federasyon özerklik isteyen grup var. Üç ‘Ben Kürdüm benim sorunlarım, sıkıntılarım, dertlerim var, bunları çöz, ama beraber yaşayalım’ diyen bir grup var. Bu grubu ciddiye almalıyız.

CUMHUBAŞKANI SEÇİLSEM TÜRKİYE’Yİ AB’YE SOKMAYA ÇALIŞACAKTIM

ZEYREK: HDP hangisinde?

İNCE: Ortaya karışık yapıyor. Olmaz tavır koyacak. Siyasetçiler şunu sormalı, beraber mi, yanyana mı yoksa ayrı ayrı mı yaşayacağız. Bunu çözeriz. Bir kere samimiyetle. Eğitim dili, eğitim hakkı, ana dil, bunları tartışmayacağız. Eğitim alma hakkı başka bir şey ana dilini öğrenme hakkı başka bir şey. AİHM kararları benim için esastır. Modern dünyada yaşamak istiyorsak. Ben Cumhurbaşkanı seçilseydim Türkiye’yi AB’ye sokmak için çalışacaktım.

DEVLET ANADİLİ ÖĞRETMELİ

İNCE: Aleviler için şöyle oluyor. Öğretmen diyor ki ‘4 mezhep haktır, diğerleri sapık mezheptir’ diyor. Annesi ‘Biz aleviyiz diyor’ çocuk çelişiyor. Ben Türkçe eğitim aldım, ana dilim Türkçe olduğu için değil resmi dilim Türkçe olduğu için Türkçe eğitim aldım diyor. Eğitim alma hakkı başka bir şey, ana dilde öğrenim hakkı başka bir şey. Çocuğa resmi dilde eğitim yapmaya mecburuz. Büyük toplulukla ilişki kuracak. Ana dilini öğrenecek çocuk. Devlet öğretecek.

HACIR: Matematiği, fiziği hangi dilde öğrenecek?

İNCE: Ben karşı değilim ama o Kürt çocuğuna yazık ederiz. Kürt çocuğu o zaman üniversiteyi Diyarbakır’da bitirir ama gelip Yalova’da doktorluk yapamaz. Fransa’da Fransızcayı yan dil olarak öğretmezler. Bir resmi dilimizi öğreteceğiz, iki ana dili hangisi ise o dili öğreteceğiz, üç uluslararası dil öğreteceğiz.

ALÇI: Almanya’daki Türkler ile Türkiye’deki Kürtleri kıyaslayamayız değil mi?

İNCE: Almanya’da Türkler işçidir, Kürtler bu memleketin sahibidir. Toplulukların hakkı olmaz, kişilerin hakkı olur. Diyarbakırlı Memo’nun hakkı vardır, Yalovalı Ali Aga’nın hakkı vardır. Resmi dilimiz Türkçe’dir. Herkes resmi dille eğitimini görecek. Ama Pazarlı Laz derse, ‘çocuğuma Laz dilini öğretmek istiyorum, edebiyatını öğretmek istiyorum’ derse hiçbir sakınca görmüyorum.

ZEYREK: Bir arkadaşım aradı dedi ki, CHP 1992’den bu yana Kürtler’den ve muhafazakarlardan ciddi bir şekilde uzaklaştı. Kürtlerle barışma süreci başladı mı şimdi?

‘CHP 2011 SEÇİMLERİNDE BİLDİRGESİNİ CUMA NAMAZINDA OKUDU’

İNCE: Hatayı kendimi de dahil ederek CHP’de arıyorum ama bazen de karşı tarafta arıyorum. Rahmetli babamın cenazesinde mezarın başındayız.  Defnettik, aşağı inerken birisi ‘abi üzüntülüsün ama bir şey soracağım, ben seni kravatlı, şapkalı taziyeleri kabul eden birisi beklerdim. Oysa sen mezara indin, tahtaları koydun, üstün başında toprak oldu. Yahu CHP’lileri neden böyle tanıdık’. Dedim ki, ‘Yanılıyorsun Kılıçdaroğlu Tunceli’li bir babanın oğlu, Muharrem İnce kamyon şoförünün oğlu. Ben yer sofralarında büyüdüm, yer döşeklerinde yattım. Bizim halktan uzak neyimiz var anlamış değilim. Zaman zaman yanlışlar yapıldı. 2011 seçimlerinin seçim bildirgesini cuma namazı saatinde yaptılar. Bütün günler bitti, Cuma günü yapıldı. Olacak iş mi bu? Bu bilerek yapılmadı ama bu nedir? Bilerek yapılmadı ama böyle bir gaf olamaz. Böyle bi hata yaparsan halktan uzaklaşırsın. Türkiye’de erkeklerin yüzde 65’i cuma namazına gidiyor.

28 ŞUBAT’TA TÜRBANI SAVUNMUŞ

Muharrem İnce Cumhurbaşkanı adayı mı? Neden HDP’lilere koştu?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!