Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Mars’ta ilk kez bir yapay zekâ tarafından keşfedilen kraterlerin görüntülerini yayınladı. Bilim insanları, keşfi yapan yapay zekâ modelinin gelecekte çok daha fazla bulgu sunacağına inanıyor.
Geçtiğimiz dönemlerde NASA’nın Kaliforniya, Jet İtki Laboratuvarı’ndaki bilim insanları, Mars gezegeninin yüzeyindeki jeolojik özellikleri ve işaretleri tanımlamak veya sınıflandırmak için yeni bir yapay zekâ kullandıklarını duyurmuştu. Geliştirilen modele Mars’taki olası kraterleri tanıma ve işaretlemeyi öğrettiklerini söyleyen araştırmacılar, yeni yapay zekâ aracının gezegenin yüzeyinde daha önce keşfedilmemiş küçük bir krater kümesini başarıyla tanımladığını açıkladı.
WebTekno’dan Okan Candoğan’ın aktardığı habere göre, bilim insanları, yapay zekâ yardımıyla keşfedilen kraterlerin Mart 2010 ile Mayıs 2012 tarihleri arasında gezegene çarpan bir meteor sonrası oluştuğuna inanıyor. Meteor parçalarının Noctis Fossae adlı bir bölgeye indiği ve gezegenin yüzeyinde 4 metre çapında küçük kraterler oluşturduğu düşünülüyor.
YAPAY ZEKAYI EĞİTMEK İÇİN 6.830 ADET FARKLI GÖRÜNTÜ KULLANILDI
Bilim insanları, bulguları sağlayan yapay zekâ modelini eğitmek için içlerinde Mars yüzeyinde bilinen çöküntülerin de bulunduğu 6.830 görüntüyle eğitti. Eğitilen model, daha sonra NASA’nın yörünge kameralarından alınan 112.000 görüntüyü incelemek için bir süper bilgisayara bağlandı. Son olarak yapay zekâ sınıflandırıcısının fark ettiği koyu lekenin gerçekten de bir krater kümesi olduğunu doğrulamak için NASA’nın HiRISE kamerası kullanıldı.
Ekip, yapay zekanın bir insanın normalde 40 dakikalık çalışmayla tespit edebileceği çarpışma bölgesini yalnızca 5 saniyede tespit edebildiğini söylüyor. NASA’nın Güney Kaliforniya’daki Jet İtki Laboratuvarı’ndaki bilim insanları ve yapay zekâ araştırmacıları, geliştirilen model ile zamandan tasarruf edileceğini ve gelecekteki bulguların sayısının artacağını düşünüyor.
Araştırmacılar, geliştirilen aracın gezegendeki yaşam hakkında jeolojik ipuçları içerebilecek meteor etkilerinin daha kapsamlı bir resmini çizebileceğine ve gelecekteki bilimsel araştırmalara katkıda bulunabileceğine inanıyor.
