Ayasofya kararı üzerinden Atatürk’ü hedef almaya kalkanlara sert çıkan Nihat Genç, “Atatürk, Fatih’ten sonra İstanbul’u yeniden fetheden komutandır. Saygı duyacaksınız” dedi. Devlet içindeki tarikat etkisine de işaret eden Genç, “Şimdi kalkmışlar diyorlar ki biz müzeyi camiye çevirdik. Siz önce kendi kiliselerinizi camiye çevirin” ifadelerini kullandı.
Yazar Nihat Genç, Ayasofya kararı üzerine Mustafa Kemal Atatürk’e dil uzatanlara sert çıktı. İstanbul’un Fatih’ten sonra ikinci kez Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının fethettiğini belirten Genç, “Birazcık saygınız olsun. Bugün eğer ‘kılıç hakkı’ üzerinden gidecekseniz, asıl kılıç hakkı Mustafa Kemal’e aittir. Çünkü İngilizden İstanbul’u Mustafa Kemal kurtarmıştır. Peki o dönem İstanbul’u İngilize kim terk etti, siz onu söyleyin. İngiliz zırhlısına binip kaçan padişahı söyleyin” dedi.
Bugün tarikatları kiliseye benzeten Genç, “Şimdi kalkmışlar diyorla ki biz müzeyi camiye çevirdik. Siz önce kendi kiliselerinizi camiye çevirin” dedi.
Genç’in konuşmasının tamamı videomuzda…
Genç şöyle devam etti:
“Şimdi kalkmışlar diyorla ki biz müzeyi camiye çevirdik. Siz önce kendi kiliselerinizi camiye çevirin! Türkiye’de İslamiyet içinde yaşan kiliseler var. Bunlar savaşmamış, cenk meydanına g,itmemiş ama devletin zayıf noktalarını bulup, devlete çöreklenmiş. Devlet bunlar için bitmeyen çorbadır. Bunlar bitmeyen çorbadan nemalanmak için hurafeler, yalanlar uydururlar. Devlette ikilik yaratırlar. Bir otoriteyi güçlendirirler, şeyhleri güçlendirirler ve devlet içinde ikinci bir güç olarak ortaya çıkarlar. En güzel örneği FETÖ’dür. Fatih İstanbul’u fethettiğinde ilk ne yaptı, tarikatların elinden arazilerini, tekkelerini kapattı. Sonra da bu tarikatları kapatan kişi Mustafa Kemal oldu. Bu tarikatların, şeyhlerin müslümanlıkla alakası yok. Bunlar aracı kurumlardır kilise gibi.”
Tarikatların devlet içinde büyümeye başladığına dikkat çeken Genç, “Siyaseti şekillendiriyorlar” dedi.
Evet Mustafa Kemal Hz Muhammed’in övgülerine layık olmuş İstanbul Fatihidir.İstanbul alındıktan 8 sene sonra 1927 mayısında İstanbul’a gitmiştir.İstanbul Fatihi olmaklada hiç bir zaman övünme gereği duymamıştır.Bu olay ne kadar yüksek ahlaklı asil ruhlu bir insan olduğunun da kanıtıdır.Bu bozuk yaradılışlılar kılıç hakkı diyerek sanki Mohaç Meydan Muharebesi kazanmış gibi sevinmektedir.
Hayret Nihat abi, nasıl oldu da eleştiri yaptın ilginç