Veryansın Tv Genel Yayın Yönetmeni Erdem Atay’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında gündeme getirdiği ‘şaibeli diploma’ iddiaları gündemdeki yerini koruyor. Sözcü yazarı Saygı Öztürk’ün son iki gündür İmamoğlu’nun Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçişini konu aldığı yazıları dikkat çekiyor.
Öztürk, bugün “İmamoğlu: İşte benim diplomam” başlıklı köşe yazısında, İmamoğlu’nun, Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçişine ilişkin açıklamalarını aktardı. Yazıya göre İmamoğlu, “Başvurum kabul edildi ve İstanbul Üniversitesi işletme fakültesi İngilizce işletmeye geçecektim. Geçişte bir talihsizliğimiz oldu kabul edildik ama iki ders kabul edildi iki dersin dışındaki bütün dersleri sıfırdan alacağım. Yani ben 2. sınıftan, 20 dersle başladım. Başarılı oldum” ifadelerini kullandı. Ardından üniversitede okurken katıldığı etkinliklerden söz etti.
Yazıda İmamoğlu’nun amatör ligde kalecilik yaptığı ve okul takımında oynadığı gibi ‘bilgiler’ yer aldı.
Saygı Öztürk, yazısına ayrıca İBB’nin daha önce de paylaştığı diplomayı ekledi.
NİHAT GENÇ: SAYGI ÖZTÜRK, İMAMOĞLU’NU CAN SİPERANE SAVUNUYOR
Veryansın Tv yazarı Nihat Genç, Saygı Öztürk’ün yazısına sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla tepki gösterdi.
Nihat Genç, şu ifadeleri kullandı:
“Sözcü yazarı Saygı Öztürk, dünya yıkılırken bir telaşla kalkmış geçerli olmayan diplomayı ve İmamoğlu’nu can siparane savunuyor!
Göz göre göre Atatürkçü kitleye üç kağıt açıyor!
Üç kağıt kumarında oyuna-tufaya gelip kumar oynayana ‘keriz’ denir!
Bir kumar olarak ‘üç kağıt’ böyle bir şey değil mi, kağıtları ters çevirirsin ve ‘bul karayı al parayı’ dersin ve keriz silkelersin!
Oyuncu, yani keriz ‘karayı’ bulamaz ama üç kağıtı açan ‘parayı’ bulur, sormak lazım Sözcü yazarı Saygı Öztürk’e, karayı mı buldun parayı mı buldun!
Bazı gazeteciler vardır nedameli konularda ortaya atlarlar ve görevleri ‘kirli çamarşırları yıkamak’!
‘GAZETECİ GERÇEĞİ ORTAYA KOYAR’
Gazeteci ‘gerçek’i ortaya koyar, şaibeli isimlerin bulaşıklarını yıkamaz!
Geçiş belgesini ortaya koyamıyorlar, ki, bu adam Cumhurbaşkanı olacak ama yıkama yağlama gazlama yalama gırla gidiyor!
Cumhuriyet değerleri ve Türk bayrağı yerine İmamoğlu’nun .ötünü öpüyorlar!
Şaibeli İmamoğlu’nu enayi kitleye sevdirmek için bin bir fırıldak, İmamoğlu futbolcuymuş acayip futbol oynarmış, yani şimdi iyi, de futbolculuğunun konuyla ne alakası var!
Madem futboldan konuyu açtın Türk Ordusunu iftiralarla içeri tıkan FETÖ’cülerin televizyonunda tam da o günlerde Samanyolu’ndaki futbol yorumculuğundan da bahsetseydin!
Bahsedemez, çünkü kendisi de Samanyolu’nda programlar yapmıştır, şu Kurtlar Vadisi konseptini yazan Hiram Abas yetiştirmesi ve kendine Atatürkçü diyen Tuncay Özkan’dan Soner Yalçın’a kadar onlarca kitap yazdırtan ve MİT belgeleri taşıyan Ünal İnanç’la!
‘SÖZCÜ VE CUMHURİYET GAZETESİ ARKASI KARANLIK VE ŞAİBELİ POSTERCİLİK PAZARLIYOR’
Hayırdır, ne bu telaş, bir zamanlar da Altılı Masa’yı övüyor bizleri eleştirdiğimiz için dövüyordunuz, şu tertemiz seçmenlerin oylarıyla 39 vekili sattığınız tarikatçı, FETÖ’cü ve Saidi Nursicilere ve anayasa değiştirmek için şimdi AKP’yi destekleyen partilere!
Daha ne zorluyorsunuz, dingili kıracaksınız, Beşli Çete yetiştirmesi ANAP’lı bir laz müteahhit bozması AKP’den vekil olamayınca kalkıp seni satın alıyor, onu satın alıyor, bunu kafalıyor ve CHP seçmenine cumhurbaşkanı adayı olabiliyor, olsun, tamam, ama dürüst olsun!
Türkiye zaten 23 yıldır yalandan sahtekardan şaibeden pislikten yorulmadı mı, aynı filmi mazlum ve mağdur ve çaresiz millete bir 23 yıl daha yaşatmak mı istiyorsunuz?
Atatürkçülük, kişiliktir, bağımsızlıktır, cesarettir, milli iradedir, Cumhuriyet değerleridir, milli tarım, milli sanayi, milli kamu teşebbüsleri ve hukuk önünde hesap verebilen dürüstlük ve şeffaflık demektir, ancak bir gizli güç Atatürk’ü postere indirgedi!
AKP’nin Allah din satması gibi, hem FETÖ’cüleri hem Beşli Çeteyi hem PKK’lıları partiye doldur hem de Atatürk posteriyle bütün bu kiri şaibeyi, ört!
Cumhuriyetin kuruluşunu ve değerlerini ve hatta Altı Ok’unu inkar et ama eline posterini al enayi keriz avına çık, ne diyelim, hayırlı traşlar!
Sözcü ve Cumhuriyet gazetesi arkası karanlık ve şaibeli postercilik pazarlıyor, millet de afiyetle yiyor!
‘KOSKOCA CUMHURİYET’TE TEMİZ TEK BİR ADAM KALMADI MI?’
Kılıçdaroğlu’nu Seyid Rızalardan Şeyh Saitlerden yani vatan hainleriyle helalleşti diye eleştiriyorduk bizi tekme tokat dövüyor Kılıçdaroğlu için demokrasi dahisi diyordunuz, hayırdır ne oldu?
İpliği pazara çıkan Akşener’i o günlerde kıyasıya eleştiriyorduk, Uğur Dündar ağbiniz Akşener için ‘demokrasinin kraliçesi’ yazıları yazıyordu!
Davutoğlu gibi emperyalizmin savaş köpeklerini hala ekranlarda ağırlıyorsunuz! Babacan gibi ‘sıcak para ekonomisinin’ kuklalarını hala ekranlarınızda ve gazetelerinizde yerlere eğilerek el etek öpüp karşılıyorsunuz!
Beşiktaş’ın başına bela olan Murat Haznedar’a karşı yıllarca yazılar yazdık sonunda işte kirli dosyalar mahkemeler altından kalkamıyor, o yıllarda gıkınızı çıkartmadınız, çünkü o yıllarda CHP’lileri fonlayan besleyen Haznedar’dı ve Uğur Dündar ağbiniz hiç arlanmadan Sözcü gazetesinde ‘Murat Haznedar temiz adam’ yazabiliyordu!
Bu posterciler sorun bakalım kirli şaibeli adamları temizlemekten yorulmadı mı?
Koskoca ve 100 yıllık mazisi olan Cumhuriyet’te siyasetçi mi akademisyen mi bilim adamı mı sanatçı mı dürüst temiz tek bir adam kalmadı mı?
Ekmeleddin’in adaylığına karşı çıktık ve bizi yine dövdünüz, Uğur Dündar ağbiniz ‘Ekmeleddin’e oy vermeyenler evine Atatürk posteri asmasın’ yazıları yazmadı mı?
Son seçimden bir gün önce Sözcü TV’de Uğur Dündar ağbinizin karşınıza geçen İmamoğlu, servet beyanını eksik verdi sorusu karşısında, ‘hayır o benim servetim değil, şirketimin’ dedi ve bu aleni itirafın milleti enayi yerine koyan açıklamayı yediniz yuttunuz!
İmamoğlu gibi adaylar pek tabii çıkabilir ama şöyle düşünmeliler, yahu aday olduğumuz camiada kül yatmaz gazeteciler var, hesap sorarlar, önümüzü arkamızı masaya yatırırlar!
Mesela bir Yılmaz Özdil bir Uğur Dündar var, bu adamları enayi yerine koymayalım, açık dürüst harbi olalım, ama demiyorlar, çünkü ANAP’lı laz müteahhit fon ve destekle keriz silkelemeyi iyi öğrenmiş!
Oysa medya varlığı ve yapısıyla ‘sorun’ ve kir, pas, leke çözücüdür, karanlık ve şaibe bırakmaz, hesap sorar!
Tıpkı ‘insanlık’ gibi!
İnsanoğlu ve her canlı türü hayatta kalabilmek için güneşe ve suya muhtaçtır, gün geldi işte o bizim eleştirdiğimiz sizin .öt yaladığınız siyasileriniz güneşsiz ve susuz kaldı!
‘AKP’Yİ TAKLİT EDİYORLAR’
Mikrop ve parazitler ise asalaktır, kendi iradeleriyle ayakta kalamazlar, sizin gibi kirli yapılara tutunarak yaşarlar, zeki değil uyanıktırlar, bizim gibi hesap soranları değil sizin gibi pas, leke, karanlık, bakteri ve mikrop ve küf bulup oraya yapışırlar!
Bu posterci şarlatanların maşallah eko-sistemleri çok büyük ve aynen AKP’yi taklit ediyorlar!
Kardeşlerim, küf, pislik, mikrop, bakteri ve çamur ve bataklıklara iyi bakın, birbirini taklit edip hızla çoğalan mikroplar küfler bakteriler göreceksiniz, çünkü pislik, ışık ve temiz su almayan bölgelerde büyür!
Ekmeleddin’i Kılıçdaroğlu’nu Davutoğlu’nu PKK’lısı ve FETÖ’sü, sizin savunduğunuz ya da posterle örttüğünüz siyasiler neden hep mikrop pislik karanlık ve şaibe içinde!
Hadi geçtim hepsini, patronunun babasına bak namı diğer: Gölge Adam: Ertuğrul Akbay!
Türk mizah tarihinin en güzel insanı Oğuz Aral ve onun dünya çapında şöhret yapmış Gırgır dergisini, arşiviyle birlikte Oğuz Aral’dan çalan adam! Ve herkes biliyor ki Oğuz Aral hukuk dalaveralarıyla elinden Gırgır dergisi alınınca kahrından öldü ve Gırgır’ı çalanlar Özal’ın ‘gölgesi’ydi!
Türkiye zaten AKP sayesinde yağma talan sahtekar ve üç kağıtçı ve dolandırıcı bir ‘eko sistemin içine bataklığa gömüldü!
Bataklıktaki mikroplar bakteriler küfler zehirli çiçekler dikkat edin birbirini taklit ederek çoğalır, birbirini taklit eden bakterilerin siyonisti sağcısı sünnisi şiisi olmaz, hepsi yaşamak için bulundukları eko-sistemin karakterini alırlar!
Sorun da burada, bataklığı temizlemek için başka bir canlı türüne ihtiyacımız var!
Güneş ışığı ve temiz su, arayan!
Ancak malum posterci gazetecileri sadece bataklıkta yaşayabiliyor, ışık sevmiyor, istiyorlar ki birçok şey ‘karanlıkta’ kalsın, ki, küfümüz, bakterimiz, birbirine benzesin ve çoğalsın, AKP gibi!
İmamoğlu da kendiyle bir hesaplaşsın ve burası AKP’ye hiç benzemiyor, kek enayi değiller, kül yutmuyorlar, hesap sorabiliyorlar, desin, hayır, kekleri afiyetle yiyor ve iştiha açıldıkça açılıyor ve Beşli Çete’nin adamı bir zıpır başımıza Cumhurbaşkanı adayı olabilecek bir eko-sistem bulabiliyor kendine!
Kardeşlerim, milletçe biz, zaten bu çamuru bataklığıyla kirlenmiş mikrop üreten eko-sistemden şikayetçiyiz!
Bu kirli şaibeli karanlık eko-sistem gelecek iktidarda da yaşayacaksa sadece kendine benzeyen mikroplar ve bakteriler üretir!
‘GAZETECİLİK BATAKLIKTA YAŞAYAMAZ!’
Bu yüzden hırsızlar hırsızları mikroplar mikropları çok sever, birbirlerinin yüzüne aynaya bakar gibi bakıp ürerler ve sonsuz yansımaları seçmenden gençliğe ve ihalelere ve Allah ve Din ve Cumhuriyet gibi bütün temel değerleri karanlıkta bırakıp çoğalırlar!
Bu kadar çürük adamları nereden buluyorlar diye sormayın siyonizm ve emperyalizm gücünü bu herkesin satın alınabileceği eko-sistemden alıyor!
Gazetecilerin ve Cumhuriyet’in oksijene ve ışığa ihtiyacı var!
Pisliği lekeyi para ya da menfaat karşılığında yıkayıp güya temizleyen yazarlara ihtiyacımız hiç yok!
Gazetecilik bataklıkta yaşayamaz! O yaptı öyleyse ben de yaparım diyenler ihtimamla bataklıkta özel olarak yetiştirilmiş gizli sinsi güçlerdir!
Gazeteciler mikropları bakterileri zehirli otları ve siyasileri herkesi de kendine benzetip büyütemez!
İmamoğlu aday olacaksa pek tabii olur, ama o da hangi eko-sistemde yaşayacağını şimdiden bilmeli!
Ve fırıldak ve dümenle ve herkesi kafaya aldım, fonladım destekledim, artık o sırım pehlivan Atatürkçü yazarların alayını susturdum ve kuyruğuma bağladım diyememeli!
Bu pislik ve mikroplara gücü veren kimlerdir?
Işıktan ve temiz havadan korkan!
Cumhuriyet’ten korkan!
Hukuktan korkan!
Bir gizli güç ülkemizde kontrollü bir muhalefet için önce milli ve islami yapılar kurdu ve eş zamanlı posterci Atatürkçü yapıları!
Her dönem bağımsız ve eyvallahsız bir yeni gençlik ve nesil geliyor ancak her dönem bu milli heyecanlar bu kontrollü muhalefetin pençesinde çürütülüyor!
Kontrollü muhalefetin köşe başlarına da kullanışlı, emmeye gömmeye ve bataklıklarına uygun canlı türlerini bilerek seçerek ve MİT ve Mossad hesaplarıyla kasten seçip öne çıkartıyorlar!”
Sözcü yazarı Saygı Öztürk, dünya yıkılırken bir telaşla kalkmış geçerli olmayan diplomayı ve İmamoğlu’nu can siparane savunuyor!
Göz göre göre Atatürkçü kitleye üç kağıt açıyor!
Üç kağıt kumarında oyuna-tufaya gelip kumar oynayana ‘keriz’ denir!
Bir kumar olarak ‘üç kağıt’…
— Nihat Genç (@nihadagenc) October 1, 2024
Zaten kala kala bir VeryansinTV kaldi. Onu da bakalım ne zaman kapatacak lar.
Sözcü gazetesinin tirajı 90.000, Cumhuriyet gazetesinin tirajı 15.000 altına düşmüş. Bunlar hala vatandaşı uyuttuklarını zannediyorlar. Allah akıl, fikir ve vicdan versin