Koronavirüs vaka sayılarında son dönemde yaşanan yükseliş sonrası kısıtlamaların kaldırılıp kaldırılmayacağı konusunu uzmanlar değerlendirdi.
Koronavirüs vaka sayılarında son günlerde yeniden yaşanan artış ürküttü. 24 Ocak’ta 5 bin 277 olarak açıklanan vaka sayısı, 27 Ocak’ta 7 bin 489’a yükseldi. Uzmanlar tedbiri elden bırakmayın uyarısının da altını çizerken, “Bu virüs en ufak bir gevşekliği affetmiyor” diyor. Hürriyet gazetesinden Meltem Özgenç’in haberine göre, uzmanların değerlendirmeleri şöyle:
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek:
“Birincisi kısıtlamalardaki süre çok uzadı. Zaman içerisinde bir gevşeme mutlaka oluyor. Normalleşme süreci konuşulmaya başlandı, ölüm sayıları ve vaka sayıları azaldı, hastaneler rahatladı bu da insanlarda bir rahatlamaya neden oldu. İkincisi ise dünyadaki özellikle İngiltere, Almanya, Fransa, Danimarka, Belçika, Hollanda, İspanya’daki artışları göz önüne aldığımızda, oralarda kısıtlamalara rağmen niye bu kadar çok yükseldi diye baktığımızda acaba diyorsunuz İngiltere kaynaklı bir mutant virüsün getirdiği bir şey mi? Biliyorsunuz mutant virüs Türkiye’de görülmüştü.
İkinci ihtimal bizi daha çok endişelendiriyor. Avrupa örneği beni gerçekten çok korkutuyor. Türkiye’de de böyle yukarı bir hareket bugün ve yarın da devam ederse bizim için de tekrar başa mı dönüyoruz korkusu var. İstanbul’da iyiydik, rahatlık vardı şimdi bir kıpırdama var. Bu da insanı ürkütüyor. Aşılar yaygınlaşana kadar rehavete kapılmamak gerekiyor. Bu hastalık en ufak bir gevşekliği bile affetmiyor. Çok dikkatli olmamız gerekiyor.”
İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Erk:
“Şu anda sömestre tatilindeyiz ve kayak merkezlerindeki görüntüleri hepimiz izledik. Maske, mesafe gibi kuralların hiçbirine uyulmadığını gördük. Artışı kurallara yeterince riayet edilmemesiyle açıklamak mümkün. Bütün dünyada vakalar artıyor Türkiye’yi de dünyadan ayrı izole düşünmenin anlamı yok.
Aşılanma başladı ama şu anda bir toplumsal bağışıklık elde edilmesi söz konusu değil. Aşılanma nedeniyle gereksiz bir iyimserlik içiresinde olmamak lazım. Gene kurallara uymak zorundayız. Maske, mesafe hijyen dedik ama bunun dışında da bir mekan problemi var. Kapalı, havasız ve dar mekanlarda kesinlikle çok fazla bulunmamak lazım.
Düştü dediğimiz vakalara baktığımızda pandeminin ilk dalgasıyla kıyasladığımızda, 11 Nisan’da vaka sayısı 5 bin 138’di. O rakamlara göre bile şu anda daha yüksek seyreden vakalar var.
Toplumsal duyarlılığımızı devam ettirmek zorundayız, buna devam etmezsek yine yeni bir dalga ile karşılaşmak olası gibi görünüyor. Dünyada pek çok yerde çok değişik mutasyonlar var. Virüsün enfeksiyon yapma kabiliyetinde bir artış söz konusu olduğu zaman Türkiye’nin de bundan etkilenmesi çok doğal.”
Gazi Üniversitesi İmmünoloji Anabilim Dalı öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Bulut:
“Son dönemde bir azalma yaşamıştık ama yine artış görüyoruz. Bunun bir kaç nedeni var. Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte insanlar kapalı mekanlarda daha çok bir araya geliyorlar.
Sömestre nedeniyle gençlerimiz ve yaşlılarımız da kapalı yerlerde bir araya geldiler. Bu dönemde biraz daha dikkatli olmak gerekiyor.
Maske, hijyen ve mesafeyi korumalı, rehavete kapılmamalıyız. Aşıyla ilgili de ‘nasılsa aşı geliyor’ diye bir rehavet gelişmiş olabilir. Ama gelen aşı yüzde 3,5’ine yapıldı, yapılacak bu aşamada. Bu toplumsal bağışıklığı sağlamaya yetmiyor. Bunun için toplumun yüzde 70’ine ulaşmak gerekiyor.
Bu artış bize mutasyonlu virüsün olduğunu gösterebilir ama veri olmadan kesin bir şey diyemeyiz. Bu artışı önlemenin tek yolu devlet desteğiyle 14 günlük sıkı bir kapanma. Rakamları en alta çektikten sonra önlemlerle devam etmek.”
Öte yandan salgında 3 hayati soru öne çıkıyor. Çin’den dün gelen ek 3.5 milyon dozla birlikte, aşılama çalışmalarının hız kazanması bekleniyor.
Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz:
Aşı olan, olmayan herkesin maske, mesafe ve hijyen kurallarına dikkat edip dolaşımdaki virüs sayısının azalmasına yardım etmeleri gerekiyor. 80 milyon vatandaşın içinde aşılanma oranı şu anda çok düşük.
50 milyon doz tamamlanınca 25 milyon kişi aşılanmış olacak. 2 milyon 457 bin 118 kişi hastalığı atlattı. Dolayısıyla yeni bir mutant çıkmazsa, aşılar olumlu yönde etkileyecektir.
Diğer iki mutanta karşı etkinliği konusunda laboratuvar şartlarında yapılan çalışmalarda yüzde 90 üzerinde etkinlik söz konusu. Son dönemde vaka sayılarının artışı, vatandaşın kurallara çok fazla riayet etmemesinden kaynaklanıyor. Uludağ otellerindeki görüntüler ortada.
Çünkü cumartesi, pazar günleri sokağa çıkma yasağı olduğu halde alışveriş bahanesiyle pek çok kişinin dışarı çıktığını görüyoruz. Tabii ‘aşı geldi olay çözüldü’ gibi bir rahatlık da var. İngiltere’deki mutant virüsün yarattığı yayılma, tüm önlemlere rağmen devam ettiği için şubatın ikinci yarısında Türkiye’de etkili olup olamayacağının da değerlendirilmesi, kısıtlamaların azaltılması konusunda etkili olabilir.”
Prof. Dr. Sema Kultufan Turan:
“Bizim aslında planımız 50 milyon aşı. Ancak tabii peyderpey gelen aşılar sürecin devam etmesi anlamında bizi rahatlatacaktır. Halkın aşıya olan duyarlılığı ve beklentisi çok yüksek.
Aşı kabulü çok iyi oldu. Oluşturulan aşılama sistemi de gayet iyi işliyor. O nedenle aşılama çok hızlı. Vaka artışının iki nedeni olabilir. Birincisi aşılama sürecinin başlamasıyla halkta rahatlama olabilir.