O yazının, o manşetin hesabını verdiler mi?

12 yıl önce bugün, FETÖ’nün kirli kumpasına onur intiharıyla yanıt veren Albay Abdülkerim Kırca için “Mermiye kafa atan” diyenler hâlâ aramızda.

Ergenekon tertibinin ilk şehidi Gazi Albay Abdülkerim Kırca, 12 yıl önce bugün FETÖ kumpasına canıyla direnip intihar etmişti.

Veryansın Tv Genel Yayın Yönetmeni Erdem Atay o dönem, Kırca’yı ölüme sürükleyen manşeti ve kumpas şehitlerini “tahta kurusu” diye aşağılayan isimleri hatırlattı.

Şöyle bir baktım…#HrantDink 25 bin kez anılmış…
Yıldönümü aynı olan #AbdülkerimKırca için 30 tvit bile yok!

İkisi de candı, bu toprağın evladıydı. İkisi de hainlerin pususuna düştü.
Biri şükür ki unutulmadı…
Diğeri hatırlanmıyor bile ve o bir kahramandı.

— Erdem Atay (@medreyata) January 19, 2021

“Hesabı soruldu mu?” diyen Atay, sosyal medya hesabından şu tepkiyi gösterdi:

“Şöyle bir baktım… #HrantDink 25 bin kez anılmış… Yıldönümü aynı olan #AbdülkerimKırca için 30 tveet bile yok! İkisi de candı, bu toprağın evladıydı. İkisi de hainlerin pususuna düştü. Biri şükür ki unutulmadı… Diğeri hatırlanmıyor bile ve o bir kahramandı.

Bir alçak vardı… Onuru için intihar eden Abdülkerim Kırca’ya, “Mermiye kafa atan tahtakurusu, koca fare… hesabı ödemeden nereye” demişti. O alçak hala aranızda… … ve tek bir kuruşluk hesap ödemeden bu millete küfretmeye devam ediyor.

Peki kahraman #AbdülkerimKırca’yı intihara götüren o manşetin hesabı soruldu mu? Star, hayatı PKK mücadelesiyle geçmiş gazimiz için dedi ki: “Madalyanın arkasındaki korkunç sır” Onu ölüme götüren manşeti atan gazetenin sahibi Ethem Sancak’ın vicdanı rahat mı?”

İĞRENÇ YAZI

Kırca’nın intiharının ardından bir yazı kaleme alan Engin Ardıç, Sabah’taki köşesinde iğrenç ifadeler kullanmıştı.

İsim vermeden intihar eden ve cezaevlerinde sağlık sorunları yaşan subaylara çirkin benzetmeler yapan Ardıç şu ifadeleri kullanmıştı:

“Galiba şafak attı, güneş doğuyor, tahtakuruları nereye? Kedisiz evlerde fareler vardır, kilerlere girerler, dolapları delerler, şunu bunu kemirip, sağa sola koşuşup baş köşede gezerler, bir pıtırtı olunca deliklere girerler…

“Galiba koku aldınız, kedi geliyor, koca fareler nereye? Dul anaların haylaz çocukları vardır, sandıkları kırarlar, paraları çalarlar, bohçaları aşırıp eskiciye satarlar ve sonra korkup sokak sokak kaçarlar… Galiba foyanız meydana çıktı, yakanız ele geçecek, ziyankâr evlatlar nereye?

“Bir süredir ülkemizde bazı kişilerin yaşadığı “sağlık sorunlarını” görünce bu yazıyı hatırladım.
Ayılanlar bayılanlar, merdivenden kayanlar, yurt içinde ya da yurt dışında kalbi sıkışanlar, mermiye kafa atanlar…
Efendiler, hesabı ödemeden nereye?
Yazının başka bölümleri de var. Son derece çarpıcı.
Umarım denk düşmez de hatırlamak ve zikretmek zorunda kalmam.”