ABD’nin ‘meşru müdafaa’ oyunu, TSK ile Milli Savunma Bakanlığı (MSB) arasında görüş farkı yarattı. ABD ile Türkiye arasında imzalanan mutabakata göre, TSK ortak devriye sırasında, karşılaşacağı PKK/YPG’li teröristleri yalnızca ‘meşru müdafaa’ durumunda, yani kendisine bir saldırı olduğunda vurabilecek. Asker kanadının bu maddeye karşı çıktığı, MSB’nin ise ısrarcı olduğu öğrenildi.
ERDEM ATAY / Veryansın Tv
ABD ile Türkiye arasında yapılan güvenli bölge mutabakatındaki, “meşru müdafaa” kısmının Milli Savunma Bakanlığı bürokratlarıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri arasında anlaşmazlığa neden olduğu öğrenildi. Veryansın Tv, önceki gün de benzer bir krizin Amerikan askerli konusunda Dışişleri Bakanlığı ile MSB arasında yaşandığını duyurmuştu.
Veryansın Tv’nin edindiği bilgilere göre, ABD ile Türkiye’nin imzaladığı mutabakat gereği, iki ülke askerleri Suriye sınırında hazırlanması planlanan “güvenli bölgede” ortak devriye icra edilirken, karşılarına çıkan teröriste ya da terörist grubuna hiçbir şekilde müdahale edilemeyecek. Bu hak, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından sadece ve sadece saldırı karşı taraftan gelirse, “meşru müdafaa” olarak kullanılabilecek.
MSB ISRAR EDİYOR, TSK ŞERH KOYUYOR
ABD ile Türkiye arasında yapılan mutabakata, devletlerarası ilişkilerde kullanılan “meşru müdafaa” kavramının eklenmesi tartışma yarattı. Milli Savunma Bakanlığı tarafından kabul edilen, ancak TSK tarafından şerh düşülen maddeye göre TSK, PKK/YPG’ye kendilerine saldırı yapılmadan müdahale edemeyecek. Anlaşmazlık konusu olan maddenin uygulanması konusunda Milli Savunma Bakanlığı bürokratlarının ısrar ettiği, askerin ise bundan memnuniyet duymadığı öğrenildi.
İTİRAZIN TEMEL NEDENİ
Mutabakatta yer alan söz konusu maddeye göre, ABD ile Türkiye’nin sınır ötesinde birlikte yapacağı ortak devriye sırasında terör örgütü tarafından bir saldırı yapılmadığı taktirde Türk askeri hiçbir şekilde karşı harekata giremeyecek.
Veryansintv.com’un edindiği bilgilere göre, askerin bu duruma itiraz etmesinin temel nedeni şöyle:
“Meşru müdafaa tanımı Birleşmiş Milletler’e göre devletler arasındaki hukukla belirlenir. Bu madde ile ABD, “meşru müdafaa” tanımı altında PYD/YPG’yi meşrulaştırıyor. Bu terör örgütlerini koruma altına alıyor ve onlara bir ‘devlet’ statüsü tanıyor. Çünkü ‘meşru müdafaa’ hakkı sadece karşıda bir devlet varsa söz konusu olabiliyor.
Hem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına, dün yapılan kabine toplantısından sonra çıkan karara hem de Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamalara bakıldığında, ABD’ye güvenilmediğinin altı ısrarla çiziliyor. Ancak birçok bürokrat ve asker, bu sözlere ve açıklamalara rağmen neden hâlâ ABD ile anlaşmakta ısrar edildiğini anlamakta zorlanıyor.”
BİRLEŞMİŞ MİLLETLERE GÖRE MEŞRU MÜDAFAA
Birleşmiş Milletler’e göre, “meşru müdafaa” devletler arasındaki bir düzenlemeyi kapsıyor.
Buna göre, Birleşmiş Milletlerin tanıdığı devletler, herhangi bir başka devletin toprak bütünlüğüne ya da siyasi bağımsızlığına karşı, herhangi bir biçimde kuvvet kullanma tehdidine ya da kuvvet kullanılmasına başvurmaktan kaçınma yükümlülüğü altında. Bunun tek istisnası ise meşru müdafaa.
MEŞRU MÜDAFAADA TARAFLAR SADECE DEVLETLER
Birleşmiş Milletler Antlaşması 2/4’üncü maddede şu ifadeler yer alıyor:
“Tüm üyeler(BM’ye üye olan devletler), uluslararası ilişkilerinde gerek herhangi bir başka devletin toprak bütünlüğüne ya da siyasi bağımsızlığına karşı, gerekse Birleşmiş Milletlerin amaçları ile bağdaşmayacak herhangi bir biçimde kuvvet kullanma tehdidine ya da kuvvet kullanılmasına başvurmaktan kaçınırlar.”
Yine BM Antlaşması’nın 51. Maddesindeki düzenlemede de şu ifadelere yer veriliyor:
“Bu Antlaşmanın hiçbir hükmü, Birleşmiş Milletler Üyelerinden birinin silahlı bir saldırıya hedef olması halinde, Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli önlemleri alıncaya dek, bu üyenin doğal olan bireysel veya ortak müdafaa hakkına halel getirmez. Üyelerin bu meşru müdafaa hakkını kullanırken aldıkları önlemler derhal Güvenlik Konseyi’ne bildirilir ve Konsey’in işbu Antlaşma gereğince uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden kurulması için gerekli göreceği biçimde her an hareket etme yetki ve görevini hiçbir biçimde etkilemez.”
Akar ve Erdogan ile tayfasi zaten iyice sacmalamaya basladilar ama bakalim sonu ne olacak. Suriyeyle isbirligi yapip darbeci amerikayi suriyeden siktir etmeleri gerekirken darbeci amerikanin agizlarina bal surmesiyle bir anda mayistilar baslari dondu ne halt ettiklerinin farkinda degilller.
Boynundaki izlerin çoğalmasından korkuyor akar kutlarım tsk yı gerekeni yapmalıdır tsk belgeleri servisetsinler ikiyüzlüğü akp nin ortaya çıksın madem orada canlarımızı veriyoruz o itler oradan süpürülüp çıkartılmalı negerekiyorsa yapılmalı
abd bizimle yine oynuyor. yerli ve milli olanların ağırlıklarını ı artırmaları ve bu oyuna bi dur demeleri gerekiyor
Demek oluyor ki hala icerde oyunlari kurmaya devam etmek, Turkiyenin durumunu zorlastirmayi surdurmek isteyenler var. Ne demek bir baksa ifadeyle: “biz hainiz, biz bu YPG/PKK yi taniyoruz! Onlar incinmesin , rahat rahat, el kol sallayarak karsimda gezsin”
Ya yillardir Turkiyenin basina olmus belayla sinir otesi bogusuyoruz, alinan karara bak. O canlar gidiyor, aileler, millet perisan… Teklif edildiyse dahi niye kabul ediyorsunuz? Hic mi vatani, orada gorev yapan cani koruma niyetiniz yok! TSK ya bravo, demek hala ulkeyi seven, ileriyi dusunen var.
Aklinizi basiniza alin devlet islerine bakan beyler/bayanlar! Vicdaniniz ve gunahlariniz sizi bir gun gelir bulur. Ote tarafi dusunmuyorsunuz ama vatana ihanet cehenneme bilet! Bilmiyorsanin ogrenin, ayip degil! Inanmiyorsaniz bence inanin derim. Unuttuysaniz hatirlayin. Ekmegini yediginiz bu vatani sattiginizda, cocuklariniz, milletiniz ve tum komsulariniz da sizden kul hakki soracak, bu da ek olsun. Anlayana yeter de.. Soz bitiyor, bunlar hala yoldan cikmis halde devam ediyor…
Bu konuda en dogru ve mantikli aciklamayi ve analizi Vokan Ozdemir gecen video kanalinda yapti. ABD’ye sapina kadar bagli bir ekonominin dahada cokmesinden ve faturanin halk tarafindan dogal olarak kendisine kesilecegini bilen iktidar bu abuk subuk oyuna devam etmek zorunda hissediyor kendini. Ic politikada zaten neredeyse tum muhalefet ABDci ve Natocu iktidari kaydirmaya odaklanmislar, Istabul ranti ellerinden gitmis, ne yapacaklarini sasirmis durumdalar. Oldursen Suriye ile anlasmayacaklari icin, ulkenin kaderini ilgilendiren bu konuda cesur olamiyorlar. Sonuc budur ve duzelmesi zordur. Ortak devriye ve voltalarla vesaire milleti uyutmaya devam edeceklerini saniyorum.
Milli savunma bakanlığı, askerimizi dinlemeli.
Meşru müdafa kuralı devletlerarası hukukta geçerli değil mi? Eğer Pkk ypg ye karşı meşru müdafa maddesi uygulanılırsa onları bir devletin düzenli ordusu olarak tanımış olmanın temelleri atılmış olmazmı? Bence çok yanlış bir uygulama…
Bunlarla neden anlaşıyoruz anlaşılması güç. Şu şartları kabul etmek vatana ihanettir.