1. Haberler
  2. Gündem
  3. Özgür Özel’den ‘O geri vitesi yedirirler adama’ dedi… Yılmaz Özdil’den yanıt geldi

Özgür Özel’den ‘O geri vitesi yedirirler adama’ dedi… Yılmaz Özdil’den yanıt geldi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gazeteci Yılmaz Özdil'in, "Özgür Özel geri vites mi yapıyor?" sözlerini eleştirerek, "O her şeyi çok bilen, çok kahraman abi 'Özgür Özel geri vites mi yapıyor?' diyor. O geri vitesi yedirirler adama" dedi. Özel'e cevap veren Özdil, "Aşkımız sebepsiz değil" ifadelerini kullandı.

featured

CHP lideri Özgür Özel, son günlerdeki saldırıların ardından kendisiyle ilgili “Armut gibi geziyor” yorumunu yapan gazeteci Yılmaz Özdil’e sert sözlerle yanıt verdi.

Katıldığı Sözcü TV yayınında Sözcü TV’ye de eleştirilerde bulunan Özel, Özdil’e yönelik “Sana o ‘geri vites’i yedirirler” dedi. Özel, şu ifadeleri kullandı:

“Ben cenazenin önüne geçtiğimden utanıyorum. Aynı gün eşimin evi, işi, kızımın adresini televizyonda hedef gösteriyorlar. O her şeyi çok bilen, çok kahraman abi ‘Özgür Özel geri vites mi yapıyor?’ diyor. O geri vitesi yedirirler adama. İğrenç söz ve yakıştırmalarla söylüyor bunu. Tabii, onu yayınlayan kuruluşun, yayın politikasını da bir yere çerçevelemek lazım.”

YILMAZ ÖZDİL: AŞKIMIZ SEBEPSİZ DEĞİL

Özel’in yayında söylediklerine Yılmaz Özdil sosyal medya hesabından yanıt verdi.

“Özgür Özel Sözcü Televizyonu’nda sanırım beni ne kadar sevdiğini anlatmış” ifadelerini kullanan Özdil’in paylaşımı şu şekilde:

“Özgür Özel Sözcü Televizyonu’nda beni ne kadar çok sevdiğini anlatmış sanırım, dışardayım izleyemedim. Unuttuğu şu var, benim onu niye bu kadar çok sevdiğimin -toplumun bilmediği ama illa ki öğreneceği- sebepler var, aşkımız sebepsiz değil yani.”

Özdil daha sonra da “Belki Sözcü televizyonunu izlemeyip kaçıranlar olabilir, vitesi yedirmesini heyecanla bekleyerek, -manuel vites mi, otomatik vites mi, orası şimdilik belirsiz- bir de ben yayınlayayım, naçizane katkım olsun” paylaşımını yaptı.

YILMAZ ÖZDİL NE DEMİŞTİ?

Özdil demişti:

“Güvenlik zaafiyet falan deniliyor. Aslında güvenlikçilerden dahil bir zafiyet yok. Sen Özel’in korumasına ‘güvenle koru’ desen, kuş uçurtmazlar. Bu siyasetçiler bayılıyor, yürüyeyim, rüzgar yapayım. Ben bir gazeteciyim, silahla geziyorum, ruhsat taşımam var. Ya da bildiğiniz bir imza gününe gittiğimde, anons edilmiş bir adrese gittiğimizde bizi koruyor 20 kişi tutuyor. Bu işler olur. CHP Genel Başkanı ama armut gibi geziyor.”

Sözcü TV’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özgür Özel, pazar günü İstanbul’da DEM Partili TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’in cenazesinde uğradığı fiziksel saldırıya ilişkin soru üzerine şunları kaydetti:

“Bizim yaptığımız görev, öyle korkmayı, sinmeyi, geri adım atmayı kabullenecek bir görev değil. Bunları göze almadan bu görevlere talip olmuyorsunuz. 1990’lı yılların o yönünü aklamak için demiyorum ama bu iktidar döneminde daha bundan bir yıl önce bir şehit cenazesinde kendi memleketinde organize edilmiş bir grubun sözlü ve fiziki saldırısına maruz kaldım, linç edilmeye çalışıldım. Kemal Kılıçdaroğlu, Çubuk’ta bir şehit cenazesinde linç edilmeye çalışıldı. Bu iktidar döneminde gazeteciler, akademisyenler, partilerin genel başkan yardımcıları evlerinin önünde sopalı, taşlı saldırılara uğradılar. Türkiye, eskide kalmadı, yenisi daha bile berbat, bunu kabul edelim. 1990’larda iktidarın ya da koalisyon ortağını rahatsız eden akademisyene sopayla saldırmıyordu kimse. O dönemde demokratik siyasetin önünde çok kirli eller vardı, o dönemi aklamayalım.

‘BİR EMNİYET MÜDÜR YARDIMCISININ AÇIK BİR KUSURU VAR’

Ben bunu bir partiye, şu gruba, bu gruba mal etmem. Daha büyük bir yükü sırtlarına vermek zorundayız. Bu olayın hızla araştırılıp tüm yönleriyle ortaya çıkarılması… Adım kadar eminim ki, mesele, önceden planlanmış, azmettirilmiş, talimatla yaptırılmış bir iş. Bir mesajı var, bir katil geliyor ve sana dokunuyor. Bu, şu demek. ‘Aklını başına al, bu adamın elinde daha önceden olduğu gibi bir silah da olabilirdi’. İki kişiyi öldürmüş, ‘bunu iki kere düşün’ diyorlar. Burada yapılan işin aydınlatılma sorumluluğu iktidara aittir. Bir emniyet müdür yardımcısının açık bir kusuru ve yönlendirmesi var. İstanbul Valisi, ilk dakika aradı, hakkını teslim edeyim. Sağlık Bakanı, İçişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı aradı. Hızla ve ısrarla ‘Bu işin bizle ilgisi yok’ dediler. Bu işin kimle ilgisi olduğunu bulmak da sizin göreviniz. Soruşturmanın çok geniş sürmesi lazım. Koruma ekipleri, aracımızı almak için bir yer tutmuş, herkesinki alınmış, bizimki alınmamış. Şimdi ana muhalefet lideriyim, oradaki 3 araçtan da devlet protokolünde çok çok öndeyim ben.”

‘BİZİM ARACIMIZI ORAYA KOYDURTMAYAN KİŞİ…’

Özel, bir soru üzerine aracını otoparka sokmayan İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Özbek’in bu organizasyonun içinde olup olmadığına yönelik soru üzerine, “Parçası değilse, parçası olandan emir almıştır. Onu bulup çıkarsınlar diye uğraşıyorum” dedi. Özel, “Adamın iki saat önce görüntüsü var, bana bakıyor, elini kolunu geriyor, saldırıya hazırlanıyor. Ben beklenmedik biçimde 18 dakika geç çıkıyorum, tabutun başına davet ettiler beni çünkü. Çıktığımız anda bütün salon boşalmış, adam gitmemiş. Tam orada sabırla bekliyor, geçeceğimi biliyor. Bizim aracımızı oraya koydurtmayan kişi, bu organizasyonun içinde değilse, biri ona demiştir ki ‘buradan geçsin Özgür Özel.’ Beni oradan geçirten kişi, o kişi. Biz kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduk. Talebim, namuslu bir muhakkik, şoförümü, korumalarımı, görgü tanıklarını dinlesin, sonra da o kişiye ‘Bunu niye yaptın, Özgür Özel’i buradan yürümesine niye zorladın’ desin. İçişleri Bakanı konuyu biliyor, soruşturma açıldığını söyledi. İfadeler alınmalı, somut gerçek ortaya çıkmalı, ben bunu söylüyorum” ifadesini kullandı.

‘NORMALLEŞTİRMEYİ KİMSENİN ŞEYTANLAŞTIRMASINA İZİN VERMEM’

Özel, bir soru üzerine, “Hayatımda çelik yelek kullanmadım, nasıl bir şey onu bile bilmiyorum. Çelik yeleğe falan kaldıysa iş, o iş bitmiş artık” dedi. Özel, şunları kaydetti:

“Biz 100 yıllık bir gelenekten geliyoruz, rasyonel siyaset yapıyoruz. Önemli olan, bir seçimi kaybettiğin zaman ne yaptığın, ne kadar demokrat olduğun. Bir seçimi kaybettiğin zaman, ‘Rakibini silkeleyin’ diyorsan, ona terör yaftası vuruyorsan, ona yolsuzluk iftirası atıyorsan o zaman demokrat değilsin. Bu kaybetmemeyi bilmemek. Biz 47 yıl kaybettik, böyle şeylere tevessül etmedik. Bir de kazanmayı bilmek lazım. Biz, 31 Mart’ta kazandık ve döndük, ‘Ülkenin artık birinci partisiyiz’ dedik. Esnafın, çiftçinin, emeklileri ortada duruyorken kısır polemikler yapmayacağız dedik. Hatta iktidara Deprem Bakanlığı kurmasını söyledik. Türkiye, bu davranışa büyük prim verdi. Temmuz ayının sonu, ağustos başında bugünkü gibi yüzde 40’lar sınırlarına geldiğinde ‘Bu normalleşme CHP’ye yarıyor, bize yaramıyor’ dediler. O zaman nasırımıza basan bir sürü operasyonlar oldu. Bu normalleştirmeyi de kimsenin şeytanlaştırmasına izin vermem. Siyasetin normali bu. Orada kaybettiğini görenler, ülkeyi anormal bir iklime, kutuplaşma iklimine çekmeye çalıştılar.

‘CHP, AK PARTİ’NİN 6 PUAN ÖNÜNDE’

CHP’ye ve İstanbul’un seçilmiş cumhurbaşkanı adayına bir operasyon başlıyor. Biz ilk andan itibaren, kendimize, arkadaşlarımızın namusuna kendimizin namusu kadar kefil olan bir çizgiyle bütün bir parti olarak darbe girişimi teşhisini koyduk. Ne terör var, ne yolsuzluk var dedik. Bu öz güven, sokağı, meydanları örgütleyen bu irade, DEM’li seçmenle, Zafer Partili gençleri doğru bir dille, adalet için, hukuk için örgütledi. Bugün SONAR’ın anketini söylediler, 6 puan CHP, AK Parti’nin önüne geçince herkes takkesini önüne koyup düşünüyor. Erdoğan o telefonu açmazsa, o yük onun üzerine kalıyor. MHP’nin düştüğü durum ortada. Bahçeli’nin açıklamasını duyduğumda ‘ayıp etmiş’ diye düşündüm. Siyaset kurumuna yakışmadı. Bir partinin adını, genel başkanının ismini anmamak, o partinin geçmişine, kurucularına saygısızlık. İnsani olarak ben bunu hak edecek bir şey yapmadım. Bu niye derseniz, MHP’ye düşman lazım. MHP, dostlukla, umutla siyaset yapma yetisini kaybetmiş bir parti. MHP, bir düşman bulacak, o düşmanın antitezi olarak kendini konumlandıracak. DEM gitti yerine CHP geldi. Ekrem Bey, 7 metre zindanda, göğün 7 kat üstünde siyaset yapıyor. Tayyip Bey, 1500 odalı sarayda, yerin 7 kat dibinde siyaset yapıyor. O psikolojide. Korkuyu, kaygıyı evde bıraktık biz.”

‘PANİK HALİNDE YAPTIKLARI BİR İŞ’

Özel, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun X hesabına erişim engeli getirilmesine ilişkin olarak, “Biz bu kanunu üç kez Anayasa Mahkemesi’ne götürdük, Anayasa Mahkemesi bunu iki kez bozdu, bunu OHAL KHK’sıyla çıkardılar. Olacak iş değil. Ekrem Bey twitini atıyor, ekran görüntüsünü biz ‘İmamoğlu Her Yerde’ hashtagiyle paylaşıyoruz. Bu süreçte İmamoğlu’na destek vermek isteyen X kullanıcıları, İmamoğlu’nun twitini alıp, bu hashtagle paylaşınca yeterince yayılıyor. Bu panik halinde yaptıkları bir iş. Dün akşam elektriklerin kapatılması gibi. Türkiye kamuoyu, zaten önemli olan bir buluşmayı bambaşka bir gözle görmeye başladı” ifadesini kullandı.

Özel, “Bunlar ahlaken tükendiler, psikolojileri bozuk, çoğunlukta değiller, azınlıktalar. İçeride çatlak sesler var. Şoktan çıkmak için el yükselttiler, ona da aynı şiddette bir cevap alınca şu an panik evresindeler, ne yapıyorlarsa panikle yapıyorlar. İyi bir şey söyleyeyim, paniğin sonu idraktir. İdrak edecekler. İdrak ettikleri nokta da daha rasyonel düşünmeye, tutuksuz yargılanmanın kendileri için de ülke içinde doğru olduğuna karar vermeye başlayacaklar” diye konuştu.

Özel, İmamoğlu ile yaptığı görüşmenin sorulması üzerine, “Ekrem Bey, dün akşamdan çok memnun, Konya’dan acayip keyif almış. O da bana dedi ki, ‘Artık kale male yok, hiçbir şehir kimseye kale değildir'” dedi.

‘ADINI ATATÜRK KOYMUŞ SEN KİMİN ADINI SÖYLEMİYORSUN’

Özel, açıklamalarının devamında özetle şunları söyledi:

“(Bahçeli’nin adını anmadan geçmiş olsun mesajı paylaşması) O bana 29 Ekim’de de alınmıyorsun değil mi dedi o günde biz kullanabileceğimizi ama geride bıraktığımızı düşünmüştüm. Siyaset organına yakışmadı diye düşündüm. Bir partinin genel başkanının adını anmamak veya partinin tüm üyelerine kurucularına saygısızlık. Adını söylemediğiniz şeyin adını Atatürk koymuş. İlk kongresini sormuşlar Sivas Kongresi demiş. Sen kimin adını söylüyorsun. O delice ben bunu hak etmedim. Devlet Bey iki defa hastalandı. Hastalandığında geçmiş olsun dedim. Aradım. Semih Yalçın’ın oğlunun ölümünde bana ağır hakaretler vardı. Camiye de taziyeye de gittik. Sinan Ateş cinayet prosedürünü uygular. Tweet atana tweet sildiriyorlar. Kimse atmıyor.

‘AKP İÇİNDE ÇATLAK VAR’

AKP’de çatlak var. Bu bilinmeyen bir şey değil. Bir partinin içinde bu kadar çok itiraz varsa bu nettir. AKP içinde ‘yanlış yapıyoruz’ diyenler çok fazla. Bizi büyük yolsuzluk var diye yola çıkardılar bir tane belge yok diyenler var. Bugün söylenenler yalan çıkıyor diyenler var.”

İMAMOĞLU VEKİL OLACAK MI?

Ekrem İmamoğlu olası bir ara seçimde milletvekili adayı olacak mı?’ sorusuna Özel, şöyle yanıt verdi:

“Can Atalay’ın serbest bırakılması gerekirdi. Can Atalay’la ilgili yeni AYM işlemi olmaz. Bu süreçte Atalay vekil seçildiği için yargılama durmalıydı. Karar okunup yeniden meclise dönebilirse bir dakika düşünmeden bir kez boşaltılırız, Ekrem Beyi doğal olarak kendisi de takdir ederse bir hamle olarak yapılır. Can Atalay’ı bırakmayan İmamoğlu’nu mu alacak.”

ÖZEL’DEN ŞAMİL TAYYAR’A YANIT: HADSİZLİK AMA BUNLARIN DA İŞİ BU

Eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar’ın “Ekrem Bey ve Özgür Bey arasındaki ilişkinin molaya ihtiyacı var” sözleri üzerine ilişkin soruya Özel şu karşılığı verdi:

“Şimdi burada tabii hadsizlik. Ama bunların da işi bu. Şundan dolayı. Diyor ki bir kere Ekrem Başkan’la biz evvel ezel haftada bir görüşüyoruz. Görüşürüz de. Burada da kardeşime gider gibi, abime gider gibi gidiyorum. Hem siyaset konuşuyoruz, hem de ben de biliyorum ki içeride ben olsam Ekrem Başkan da aksatmadan gelir. Buradaki mesele, bildikleri bir şey var. ‘Bu ikisi birbirine düşmezse AKP iktidardan düşecek. Bu ikisini birbirine düşürmemiz lazım.’ Bunun için her yolu deniyorlar, neler neler. Bu da onlardan birisi. Ama Şamil Tayyar’ın ta oradan işte ben izlememiştim, bana siyasi operasyon çekecek de benimle Ekrem Bey’in arasını birbirine düşürecek de bilmem ne. Bunun üstünden bize infinite olacak da bunun üzerinden nifak tohumu saçacak. Bunların umudu buralara kaldıysa bunlar hakikaten çok zor durumdadır demektir. Bizim aramızda bir kardeşlik hukuku, bir yoldaşlık hukuku, bir ortak Türkiye umudu var. Biz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini iktidar yapmak ve bu iktidardan kurtarmak için her şeyi göze aldık. Biz bunu dediğimizde Ekrem Bey hapiste değildi. Şimdi hapiste. Orayı göze aldı. Yarın ben hapiste olabilirim. Ben ölmeyi göze aldım, geçen gün yaşadığımız ortada. Ondan sonra herhangi birimize her şeyi yapabilirler. Yani her şey olur.

‘BİZ KOL KOLA OLDUKÇA TAYYİP BEY UYUYAMIYOR’

Ama meselenin özü şu, biz bu partinin 100 yıl önce kuranların bu memleketi kurtardığı günkü cesarette olmazsak ve biz birbirimize insani heveslerle, birbirimiz arasındaki kardeşlik hukukunu, yoldaşlık hukukunu zedeleyecek bir şey yaparsak o zaman Şamil Tayyar rahat uyur. Çünkü bilir ki Tayyip Bey de rahat uyur. Biz böyle oldukça, omuz omuza oldukça, kol kola oldukça birbirimiz için her fedakarlığı yapabilecek oldukça ve bu ülke için her şeyi göze aldıkça Tayyip Bey uyuyamadığı için Şamil Bey de uyuyamıyor. Bu kadar ucuz işlere biz pabuç bırakacak olsaydık buralara gelemezdik. Şamil Bey geldiği yere, Tayyip Bey’in onu listeye koymasıyla geldi. Ben geldiğim yere Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinin Genel Başkanlığına, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir partide liderin seçimli bir yarışla mevcut genel başkanın değişmesinin ilk olmasıyla geldim. Burada Ekrem Başkan da yol arkadaşımdı. Dünya kadar da Ekrem Başkan’ın emeğini hiçe sayarsak da ayıp olur, ama Ekrem Başkan gibi Manisa’sından, Denizli’sine, Malatya’sından tek tek ve o günden sonra 81 ilin sahiplenmesi… Ekrem Başkan hapisteyken aynı delege ile bu sefer bin 170 oy aldık. O bin 170 oy bizim aramızdaki yoldaşlık hukukuna duyulan güvendir. Bir sene önce yüzde 51’e 49 kazanılan bir seçimden yüzde 93’le kazanılan, geçerli oyların hepsinin alındığı, parti tarihinde Genel Başkanın anahtar listesinin ilk kez delinmediği, Genel Başkanın anahtar listenin üzerine ‘Benim aday listem, Özgür Özel’in anahtar listesi’ yazıp da listesini deldirtmediği, İsmet Paşa’dan beri ilk kez seçim yaşanıyorsa bu partinin üyesinin de delegesinin de seçmeninin de bu sürece duyduğu güvendendir. Şamil Tayyar’ın hazımsızlığı da ondandır. İnşallah bu yayını da o çıktığı kanal alıntılayıp da sizin kadar demokratik bir yayıncılık anlayışıyla Şamil Tayyar’a izletsin.”

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya abone olun!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet