1. Haberler
  2. Siyaset
  3. Özgür Özel’den Bahçeli’ye ‘Öcalan’ yanıtı: Bunlarda Kürt sorunu yoktur, Erdoğan’ın kürk sorunu vardır

Özgür Özel’den Bahçeli’ye ‘Öcalan’ yanıtı: Bunlarda Kürt sorunu yoktur, Erdoğan’ın kürk sorunu vardır

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Erdoğan’ın bir kez daha cumhurbaşkanı seçilebilmesi için "Anayasal düzenleme yapacak görevi üstleneceğini" işaret eden MHP lideri Devlet Bahçeli'ye yanıt verdi. Özel, "Bunlarda Kürt sorunu yoktur, Erdoğan'ın kürk sorunu vardır. Sırf Erdoğan geçmişte 'Balda tuz bulunmaz bir tek senden cumhurbaşkanı olmaz' dediği Erdoğan için bir kez daha başkan seçilsin diye Öcalan'ı Meclis'e getirmekten bahsetmektedir" dedi. Özel, asgari ücrette kabul edilebilir son fiyatın 30 bin lira olduğunu belirtip "'30 yoksa biz bu işte yokuz' diyebiliyorsanız biz bu parayı alırız" diye konuştu.

featured

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

CHP lideri Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terörist başı Abdullah Öcalan’ı Meclis’te konuşmaya davet ettiği açıklamalarına ilişkin konuştu.

Özel, Bahçeli’nin “Bize göre Erdoğan tek seçenektir” deyip Erdoğan’ın bir kez daha cumhurbaşkanı seçilebilmesi için “Anayasal düzenleme yapacak görevi üstleneceklerini” işaret ettiği açıklamalarına yanıt verdi.

“Bahçeli aklındaki baklayı çıkarıyor” diyen Özel, “Sırf Erdoğan geçmişte ‘Balda tuz bulunmaz bir tek senden cumhurbaşkanı olmaz’ dediği Erdoğan için bir kez daha başkan seçilsin diye Öcalan’ı Meclis’e getirmekten bahsetmektedir” ifadelerini kullandı.

‘NADİR HASTALIKLARLA BOĞUŞANLAR PERİŞANLIK ÇEKİYOR’

Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Bu kürsüye ilk çıktığımda gündemimde diyabet hastası çocuklar vardı. Doğuştan şeker hastası. Devlet onlara şeker durumunun ölçülüp iğne yapılmasıyla ilgili masrafları karşılıyor. Bu iğne teknolojisi eski teknoloji. Türkiye’dekiler hariç dünyadaki çocuklar bundan kurtuldu.

Sensör takılıyor, iğne olması gerekirse uyarı geliyor. Hatta ve hatta artık insilün pompası var insülün salgılanıyor. Her insülünden annenin, babanın doktorun haberi oluyor. bunu anlattım. Bakan çıkıp en kısa sürede sorunu çözeceğiz demişti. Bir yıl geçti hala çocukların parmakları deliniyor. Sayın bakan benim canım yanıyor, sözünüzü tutmanızı bekliyoruz.

2011 yılında girdiğim ilk günden grup başkanvekilliğini bıraktığım son güne kadar yetim ilaçla ilgili muhalefet şerhi yazan biri olarak söylüyorum; çocuklar ilaçlarını istiyor. Nadir hastalıklarla boğuşanlar perişanlık çekiyor. Sağlık Bakanlığı bütçesinde grubumuz bunu savunmaya devam edecek. CHP iktidarında yetim ilaç politikası kalmayacak.

ANKET  AÇIKLAMASI

Bir yıl geçti. Bir yılın sonunda bir kamp yapmak üzere Antalya’ya gidiyorduk ancak o sırada Esenyurt halkının seçilmiş başkanına darbe girişimi başlayınca kampı iptal ettik. başında ve sonunda birer MYK toplantısı, grup toplantıları, yine tam gün bir parti meclisi toplantısıyla durumu ele aldık. Hiçbir partiye aidiyeti olmayan firmanın ortalama anketleriyle hepimiz inceledik ki CHP geçen sene bugün kararsızlar dağıtıldığında dahi en yüksek ölçüldüğünde 19, yüzde 13 en düşük durumda iken bugünden itibaren örgütümüzün kenetlenmesi ve aday belirlemede kadınlara, gençlere partimizin açtığı krediyle yükseliş sürüyor.

Partinin oyu bir ay öncesinde yüzde 30’u geçiyor. bu pazar seçim olsa sorusuna yüzde 34’lerde CHP cevabı geliyor. Sonra o büyük zafer geliyor… Ölçme, değerlendirme böyle bir şey. Veriye dayalı siyaset… Ben size ne Kilis ne Amasya ne de Manisa bıraktım müjdelemedik. O günden beri de aynı ortalamalara bakarak gidiyoruz. Parti kah düşmüş kah çıkmış. Ne zaman düşmüş? Eylül ayında. Biz içe kapanıp da kurultay konuşunca…

‘O KAPI KAPANDI’

Yine birbiriyle mi uğraşacak bunlar demiş millet. Ekim ayında yine birinci parti olduk. Üç büyük saldırı var CHP ve Türkiye’ye. Bir, Meclis Başkanını da dahil ederek yeni anayasa konuşalım. Cevabımız net. Hem Sayın Kurtulmuş’a hem Erdoğan’a dedik ki, mevcut anayasaya uymayanla anayasa yapılmaz, anayasa konuşulmaz. Vera babası Tayfun’a ve Gezi tutuklularının hepsi ailelerine kavuşmadan, AYM kararlarına uyulmadan, bu tip işler asla ve asla olmadan, attığınız KHK’lı mahkeme kazanmış, onlar haklarına kavuşmadan yani tam bir anayasal uyum olmadan bu kapıyı çalmayın dedik. O kapı kapandı.

‘KORKUYU ÖRGÜTLEMEK İÇİN…’

Biz asgari ücrete zam diyoruz. Asgari ücretin alım gücü düştü 10 bin liraya. Biz umutsuzluğu umuda çevirmeye çalışıyoruz. Aman dediler bunlar bütün anketlerde ileride. Anayasa sisi hem gündemi ele alacak hem de Tayyip Bey’in gönlünü yapacak. Sonra 3. Dünya Savaşı’nı konuşmaya, İsrail’in Türkiye’ye saldıracağını Meclis kürsüsünden söylemeye başladılar. Başta bazı liderlerin, bazı kıdemli siyasetçilerin de söylediği şey tecrübemiz sayesinde ortaya çıktı.

Kapalı oturum yapılacak dedik. Eğer hak verirsek susacağız ve destek vereceğiz ama sen bunu siyaseten yapıyorsan; söylemediğini ifşa edeceğiz. Gördük ki orada hiçbir şey konuşulmadı. Konuşulmayanı ifşa ettik. Millet bunun korkuyu örgütlemek için olduğunu anladı. Kanun teklifi vardı. Hepimizden 60 milyar toplayacaktı. Bütçe var, koy lazımsa. Yok senden benden alacak. Niye aidat, aidiyet yaratsın diye. Maskelerini düşürdük. Şimdi o kapalı oturumu eleştiren yok.

‘AKLINDAKİ BAKLAYI ÇIKARDI’

Tehlike büyük denirken o sırada savunma sanayii fonu teklif edilirken, TUSAŞ’a yapılan hain terör saldırsının hangi algıyı pekiştirdiğini ve örgütün hangi amaca hizmet etttiğini de aklımızda tutalım. PKK’nın bu eylemi kime yarıyor bunu kenara not edelim. PKK’yı ve bunları tanımak açısından. partimiz sürekli halkın gündemini konuşurken yeni bir saldırı ve hamle ülke gündemini meşgul ertmeye başladı. Bahçeli önce el sıkıştı. Sonra Öcalan’ı kendi konuştuğu kürsüye davet etti.

Bugün Bahçeli ‘Sözümün arkasındayım’ dedi. Esas bunu ömrüm boyunca saklayacağım aklındaki baklayı çıkarıyor. Birbiriyle huzura kavuşamayanlar, birbirleri ile bir arada yaşayamayanlar ayrımcılığı nasıl giderecek? Bu kapsamda lazım gelen anayasal düzenlemeyi yapmak önümüzdeki görevler arasında olmayacak mı? Sayın Erdoğan güvencedir, milletin sevdalısıdır, bize göre tek seçenektir diyor Bahçeli.

‘ERDOĞAN’I KÜRK SORUNU VAR’

Bir kez daha seçilmesi doğal ve doğru değil midir diyor. Bunlarda Kürt sorunu yoktur, Erdoğan’ın kürk sorunu vardır. Erdoğan’ın post sorunu vardır. Sırf Erdoğan geçmişte ‘Balda tuz bulunmaz bir tek senden cumhurbaşkanı olmaz’ dediği Erdoğan için bir kez daha başkan seçilsin diye Öcalan’ı Meclis’e getirmekten bahsetmektedir.

‘FETÖ TAKTİKLERİ…’

Bakın, her sabah belediyeye giden birini bir sabah telefonla çağırabilecekken, evden çıkışını bekleyip davet edebilecekken şafak operasyonlarıyla, FETÖ taktikleriyle balyozla kapıyı kırarken eşini ite kaka içeri giriyorlar. Yatak odasına polis giriyor. Uyumakta olan Ahmet özer’i yatağında yorganını bizzat açarak kaldırıp gözaltına alıyorlar. Bu uygulama sadece canlı bomba ihtimali olması düşünülüyorsa yapılır.

Eş zamanlı belediye kapısını kırıyorlar. Avukatlar gidiyor. Aramaya tanıklığa izin vermiyorlar. İmaj yok. Pek davanın aramada polis yok diye bozulduğu için FETÖ’cü süreçlerin bile ilerisinde işler yapıyorlar. Bizim avukatlara imaj vermiyorlar, bilgisayarı alıp bizim avukatlara bilgi vermiyorlar.

Elimde Ahmet Özer tutuklamasıyla ilgili TRT ve AA’nın alet edildiği üç yalan ve doğrusu var. Bir; Ahmet Özer, DEM’lidir. Yalan, 10 yıldır CHP’li. Remzi Kartal ile görüştü diyorlar. İddiadır. Kayıt yok. Ama iki AKP’li vekilin Kartal ile yemek yemişliği var, fotoğraf var. Üç, hesabına kaynağı belirsiz para geldi deniyor. Yalan, kızının kira bedeli o para.

‘İSTENEN RANDEVU ŞAHSİ VEYA SİYASİ DEĞİLDİR’

Esenyurt’a üzülüyorsan Mardin’e de üzüleceksin. Biz CHP Cezaevleri ve Toplumsal Davaları İzleme Komitesi olarak MHP’den 1, o günkü BDP ve bugünkü DEM’den 4 milletvekili tutukluydu. DEM ve MHP milletvekillerini tek raporda birleştiren, demokrasiyi ve anayasal hakları savunan bir partiyiz. Tarih, o vekillerin FETÖ kumpasıyla içeride tutulduğunu, 17-25 Aralık’tan sonra Erdoğan’ın ordumuza kumpas kurmuşlar dediğini hatırlatmak gerek.

Kayyım hangi partinin olursa olsun her demokratın karşı çıkması gereken bir sistemdir. İmamoğlu, genel başkanlardan randevu aldı. Fevkalade isabetli. TBB yönetim kurulu ziyaret etti. İçlerinde DEM’li, YRP’li, CHP’li var. Hepsi var. Yürekten teşekkür ederim randevu verenlere. İstenen randevu şahsi veya siyasi değildir. TBB diyor ki; ‘Gelin yönetime girelim. Eskiden AKP tek yönetiyordu, şimdi hepimiz yönetelim’ Bu yüzden fevkalade önemli gördüğüm bir girişim.

‘KAYYIM KARARLARI SİYASİ KUMPASLARDIR’

İlk kayyım atandığında yüzde 51 ile geldi Ahmet Türk, son seçimde ise yüzde 57 ile. Ne seçmeni ikna etmişsiniz ne de Ahmet Türk’ün demokratik zırhı içine işlemiştir. Kayyım kararları siyasi kumpaslardır. bu milletin vicdanından dönmüştür. Ne yaparsanız yapın bu ülkenin gerçek gündemini unutturmaya izin vermeyeceğiz ve konuşacağız.

‘2002’DE 8 ÇEYREK ALAN MAAŞ BUGÜN 2.5 ÇEYREK ALIYOR’

2002’de geldiklerinde en düşük emekli en az 8 çeyrek alıyordu. 2002’de 8 çeyrek alan maaş bugün 2.5 çeyrek alıyor. Asgari ücret 7 çeyrek alıyordu, bugün 3 çeyrek alıyor. KYK kredisi için Erdoğan ‘400 liracık’ diyordu; çeyrek altın alıyordu. İşte bunları konuşmamız lazım. Açlık ve yoksulluğu yaratan Erdoğan gitmesin, emekli bu rakamı duyup ayağa kalkmasın diye, öğrenci umutlarını çalan hırsızlara ‘Artık ben siyasetle ilgilenmiyorum, fırsatını bulursam yurtdışına gideceğim’ desin diye uğraşıyorlar. Bunları konuşmayı bırakmamaya, yakanızı bırakmamaya and içtik.

İktidarın neden bu yola saptığını görmemiz lazım. Vatandaşın gerçek gündemi konuşulmasından nasıl rahatsız olduklarını söylemiştim. Ne yaparsanız yapın, bu ülkenin gerçek gündemini unutturmanıza izin vermeyeceğiz. Vatandaşın karşı karşıya olduğu derin ekonomik sorunları perdelemenize izin vermeyeceğiz ve konuşacağız. TÜİK’e göre Ekim ayında enflasyon yüzde 48,6 çıktı ve yıllık enflasyon yüzde 39,7. Şimdiden Merkez Bankası’nın yıllık yüzde 38 olan, ki iki kez revize ederek düzelttiler, enflasyon hedefi 10. aydan aşıldı. Yani şu anda yıl sonunda yapacağız dedikleri enflasyon 10. aydan gerçekleşti.

‘MEHMET ŞİMŞEK GELDİĞİNDE ENFLASYON 38’Dİ, ŞİMDİ 48’

Bundan sonra olanlar hedeften sapmalar ki bu hedefi iki kere, iki kere değiştirdiler. Ve Mehmet Şimşek Mayıs’a göre, bu Mayıs’a göre enflasyonun gerilediğini söyleyerek vatandaşı avutmaya çalışıyor. Bir, bir; enflasyon sıfırsa hayat pahalılığı durur. Her enflasyonda fiyatlar artıyor demektir. 50 ise 100 liralık mal 150 olur, 40’sa 140 olur. Enflasyon sıfır olmadan hayat pahalılığı durmaz, altın kural bir. İkincisi, Mayıs ayı ile karşılaştırıyor enflasyonu. Oysa son seçimden beri, Erdoğan geldikten beri. Mehmet Şimşek evet görevde ama atayan kalem Erdoğan. Erdoğan geldikten beri mazot, bu son seçimde,

‘Oyun verin, oyunu bana verin çözeceğim. Bunlara vermeyin. Vatanı böldürecekler, bayrağı indirecekler, ezanı durduracaklar, susturacaklar’ deyip vatandaşı yoksulluğuna rağmen, vatandaşı hayat pahalılığına rağmen kandırıp iktidarda kalanlar; 17 ay önce mazot 19,37, şimdi 42,90. Artış yüzde 121. Benzin 21 liradan 43 olmuş. Euro 22’den 37, dolar 20’den 34, enflasyon 38’den 48.

Mehmet Şimşek, enflasyonu düşürecek Şimşek geldiğinde enflasyon 38, bugün 48. Öyle bir algı yaratıyorlar ki Şimşek geldiğinde 80’di, şimdi 38’e indi, yarın 8’e de iner. Geldiğinde 38’di, şimdi 48. Beyaz peynir 150 liraydı, 252 lira. Zeytinyağı 130 liraydı, 330 lira. Kıyma 340 liraydı, 558 lira. İşte size Mehmet Şimşek, işte size Recep Tayyip Erdoğan. Son seçimden bugüne kadar.

‘ASGARİ ÜCRETTE KABUL EDİLEBİLİR SON FİYAT 30’

Bu enflasyonla yeniden değerleme oranı yüzde 44 oldu. Bu şu demek: 4 Ocak günü sabahleyin iğneden ipliğe, devletin sizden aldığı her paraya yüzde 44 zam gelecek. En az yüzde 44,66’ya kadar arttırmaya da yetkisi var. Ama 17.000 liralık asgari ücret fiilen 10.000 liraya düşmüş, verildiği günkü satın alma gücüyle. Temmuz’da zam yapmadılar.

Şimdi de başladılar, “Enflasyona göre değil, hedef enflasyona göre vereceğiz.” Bunu yerleştirmeye çalışıyorlar. Yani asgari ücretliye şu enflasyon farkını bile vermeyip kendi hedeflerine göre verip asgari ücretliyi bir yıl daha ezmeye çalışıyorlar. Buradan açıkça bütün sendikalara sesleniyorum, yeni yeni kendisine gelenlere, görevlerini hatırlayanlara, her ay açlık fiyatı, açlık ve yoksulluk rakamı açıklayanlara söylüyorum: Biz büyük bir mücadele vereceğiz asgari ücret için.

Hepinizin, her işçiden, daha evladının sütü alınmadan maaştan sendika aidatı kesenlere; eğer asgari ücrete hak ettiği zam yapılmazsa, ki hak eden zam gerçek zam, yani asgari ücretlinin yaşadığı, asgari ücretlinin yaşadığı tüketim, asgari ücretlinin kendi enflasyonunu giderecek zam yüzde 80’dir, 35 bin liradır.

Ama hiç değilse hak ettiği, beklediği ve biraz olsun nefes alacağı 30 bin lira asgari ücreti hep beraber savunalım ve buradan seslenelim ki: “Asgari ücrette kabul edilebilir son fiyat 30. 30 yoksa biz bu işte yokuz” diyebiliyorsanız biz bu parayı alırız. Bu mücadeleye davet ediyorum herkesi. Ve biraz önce söyledim, ne istiyorlar? Bazı şeyler konuşulmasın, bazı şeyler konuşulsun.

‘ÖZER’İN KİMLİĞİ ÜSTÜNDEN KÜRTLERE ŞANTAJA DEVAM ETMEK İSTİYORLAR’

OHAL KHK’sı ile kayyım yetkisi aldıklar. O günden bugüne 149 kayyım atadılar. Siyasi sebepleri var. Alamadığı ili alıp ranta devam etmek için. Gidin gezin, Esenyurt kent suçları müzesi. 10 kat yerine 25 katlar, küçücük arsalara kocaman evler, altyapı korkunç ve Esenyurt’u o hale getirenler alıp talana devam etmek istiyor. Sayın Özer’in kimliği üstünden Kürtlere şantaja devam etmek istiyorlar.

Mardin’e atanan kayyım bu ve bu da Süleyman Soylu. birlikte gezerlerken kuyumcu seslenip ‘Sayın bakanım, size tesbih hediye etmek istiyorum’ diyor. Bu bildiğimiz kısım. Sonra bu kuyumcu kayyımın yönettiği belediyeye fatura kesiyor. Soylu, Eyüp Altın’ın kestiği faturayla tesbih almış. Sadece Soylu’ya da kesmemiş. 418 bin liralık hediye faturası. O kuyumcudan o kayyıma ve o kayyım ödemiş.

Şimdiki Spor Bakanına da kesiliyor ve bu faturalar ödeniyor. Soylu bu tesbih nerede? Faturasını Mardin halkı ödedi. İşte kayyım bu. Bunu yapmaya geliyorlar. Enkaz kaldırılmaya çalışılırken bir daha atıyorlar. Bugünün parasıyla o tesbih güya 350 lira, etmez.

‘ONLARIN KİTLESİ ÖCALAN’A İP ATINCA DA ALKIŞLIYOR, HALI SERİNCE DE…’

Baştan beri anlattığım sebeplerle bir el sıkıldı. İmkan vardı. Saygısızlık yapmadık, el sıkma kıymetlidir dedik. Terörü bitireceğiz dediler. Dünyada nasıl yapılıyorsa o yolla olması lazım dedik. Kürtlerin her birisi kendini benim kadar bu ülkenin sahibi hissedene kadar bu mücadeleyi vereceğiz dedik. Şeffaf, samimim ve mutabakatla olacak dedik. Şehit ailelerinin ve gazilerin rızası olmadan olmaz dedik.

Bu ülkede anneler ağlamasın, Türkiye’nin bütün parası bu işlere değil; işsize, yoksula atsın dedik. Bir büyük oyun var. Bugün o oyunun ne olduğu ortaya çıktı. Anayasayı değiştirsek fena mı olur, Erdoğan bir daha seçilse ne olur. Bir al-vere girilmiş. Ya bir nihayete ermişler ya da tıkanmışlar. Şu anda ya şantajla ya da algı yönetimi ile karşı karşıyayız. Onların kitlesi Öcalan’a ip atınca da alkışlıyor, halı serince de alkışlıyor. MHP’den bahsediyorum. Milletin aklını, vicdanını küçümseyen bir yaklaşım var.”

İlişkili Haber
thumbnail

Bahçeli’den bir ‘Öcalan’ çağrısı daha… ‘Sözümün arkasındayım’

Haberi görüntüle

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Eyy ÖZel efendi, bir sürü laf salatası yapıyorsun konuşurken. Bir de bu kelimelerle konuş ; chp, Atatürk, Dem, seyit rıza, ayaklanma, pekaka, demokrasi, altıtane ok

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!