1. Haberler
  2. Siyaset
  3. Özgür Özel’den Erdoğan’a ‘hak vaki olana kadar’ yanıtı

Özgür Özel’den Erdoğan’a ‘hak vaki olana kadar’ yanıtı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Hak vaki olana kadar buradayız” sözlerine yanıt verdi. Özel, "Hak vaki olana kadar elbetteki Allah sağlık versin, Sayın Erdoğan’ın yaşamasına kimsenin itirazı yok ama hak vaki olana kadar asgari ücretlinin sürünmesine, emeklinin perişanlık çekmesine, gençlerin umutsuzluk çekmesine, suçsuz siyasetçilerin hapiste tutulmasına itirazımız var" dedi. Erdoğan'n 'hancı-yolcu' sözlerine ilişkin de konuşan Özel, "Burada biz yolcu değiliz hancıyız meselesinde illa bize söylüyorsa ayıptır söylemesi biz hanı yapanız, hanı inşa edenleriz" ifadelerini kullandı. Özel, TBMM gündeminde bulunan infaz düzenlemesine ilişkin ise "İnfaz yasasının son derece kötü, bir an önce getirilmiş ve iktidarın iyi yönetmediği teknik ve toplumsal bir sürece işaret ettiği ortada" diye konuştu.

featured

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Anahtar Parti’yi ziyaret etti. Ziyaretin ardından Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu ve Özel ortak basın açıklaması yaptı. Özel, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan’ın “Kökleriyle bağı kopmuş toplumlar ayakta kalamaz. Biz bu ülkede yolcu değil, hancıyız. Bize gazete manşetlerinden ömür biçenler oldu. Şimdi onların hiç biri yok, arkalarına bakmadan kaçıp gittiler. Elhamdülillah dimdik ayaktayız. Emri hak vaki olana kadar da yine burada olacağız” sözlerinin sorulması üzerine Özel, şunları kaydetti:

ERDOĞAN’A ‘YOLCU-HANCI’YANITI

“Sayın Erdoğan’ın bu sözlerini bize dair değil de parti içine yönelik söylediğini biliyoruz. Yoksa işimiz gücümüz Erdoğan’ı yenmek, iktidarı değiştirmek, vatandaşın yüzünü güldürmek. Buna motiveyiz. Hak vaki olana kadar elbetteki Allah sağlık versin, Sayın Erdoğan’ın yaşamasına kimsenin itirazı yok ama hak vaki olana kadar asgari ücretlinin sürünmesine, emeklinin perişanlık çekmesine, gençlerin umutsuzluk çekmesine, suçsuz siyasetçilerin hapiste tutulmasına itirazımız var. Sayın Erdoğan Allah ne kadar ömür verdiyse o kadar ömrü en iyi şekilde, en sağlıklı şekilde sevdikleriyle geçirsin. Bizim derdimiz vatandaşın yakasından düşsün. Burada biz yolcu değiliz hancıyız meselesinde illa bize söylüyorsa ayıptır söylemesi biz hanı yapanız, hanı inşa edenleriz. O yüzden Lozan’a da hassasiyet göstermemiz, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, Misak-ı Milli sınırlarına, üniter yapıya hassasiyet göstermemiz hancı ya da yolcu olduğumuzdan değil hanı inşa edenler olduğumuzdandır. Yol ve yolculuk meselesinde yolcu kendine çok önem atfederse bu kibre girer. Çünkü yol, yolcudan uludur. O yolu kendisi için inşa edilmiş ve esas olanın yolcu olduğunu düşünmeye başlarsa yolu yapanlara da açanlara da kendisine, arkadan geleceklere de kapar. Ön tarafa baktığında bu vefasızlıktır cumhuriyetin kurucuları için, demokrasiyi getirenler için, kendini siyaseten var eden daha önceki büyüklerine vefasızlıktır, arkadan gelenlere de itimatsızlıktır. Bir yolcu yolu kendine tarif ediyorsa o yolcuya yolun yolcudan ulu olduğunu hatırlatmak gerekir. Demokrasiyi tramvay diye görüp bugün işimize geldi bindik, işimize geldiğinde ineriz lafını, 31 Mart istasyonunda indiğini ve artık demokrasi tramvayında olmadığını hepimize her gün ispat ediyor zaten. Orada da vatman falan değiliz, o tramvayın raylarını döşeyeniz. O yüzden CHP bu tip polemiklerle hedef alabileceği ya da bir kendisi için avantajlı bir alana çekebileceği… Biz demokrasi fikrinin, sandık fikrinin sahibi olduğumuz için normal insan ömrü ile siyasi ömrü birbirinden ayırırız. Siyasi ömrü biçen de milletin ta kendisidir. Ne rakibiniz, ne halefiniz ne de selefiniz size ömür biçemez. Milletin kendisi ömür biçebilir.”

‘MECLİS’TE TÜM SİYASİ PARTİLERİN ÖNEMSEDİĞİ KOMİSYON OLMALI’

Açılım süreci hakkında da konuşan Özel, “Tarihsel bir tutarlılık içinde Meclis’te tüm siyasi partilerin önemsendiği, Meclis’i ve milleti temsil eden en doğru yapıda bir komisyonun oluşturulduğu, bu komisyonun millete demokrasi getirecek komisyon olduğu, bu komisyonun tüm hassasiyetleri dikkate aldığı, millete verilemeyecek hesabın, tutulamayacak sözlerin değil hepimizin birden güvencelerinin dile getirildiği samimi bir çalışma olması gerekir. Böyle bir noktada CHP on yıllardır söylediği yerdedir. Al ver pazarlıklarının olduğu yerde ya da hiçbir pazarlık yok denilip şimdi hepsinin ortaya döküldüğü yerde bir yandan da ‘bir de anayasa bir de anayasa’ diye tekrar bir anayasa taleplerinin dile getirilmesini de ihtiyatla, dikkatle, temkinle ve her zamanki söylediğimiz gbi önce mevcut anayasaya uymak hatırlatmasıyla cevaplamak istiyorum” dedi.

İNFAZ DÜZENLEMESİ AÇIKLAMASI

İnfaz düzenlemesi hakkında DEM Parti’nin “Mevcut hassasiyet gözetilmeden hazırlandı, derin bir hayal kırıklığı yarattı” yorumu ve ardından MHP’li Feti Yıldız’ın Eylül-Ekim aylarını işaret etmesi soruldu. Özel şu yanıtı verdi:

“Önceden ne konuştular, ne yaptılar bilmem. Ama AKP yine bu süreci kötü yönetti. Çünkü bir bayram arefesinde infaz düzenlemesini konuşursanız özellikle bu düzenleme kapsamına girebilecek herkesin bırakın kendisini evlatlarını, anasını, babasını, ailesini umutlandırırsınız. Sonra bu beklentilerin karşılanmadığı yerde de bir toplumsal tepki, toplumsal rahatsızlık ortaya çıkar. MHP’nin Eylül işareti nedir bilmiyorum ama şöyle birşey konuşmak lazım. Geçmiş süreçlerde işte bütün Türkiye’yi bağıra çağıra, bizlere kızarak ‘terör örgütü silah bırakacak kayıtsız şartsız bunun dışında hiçbir şey yok’ sözünün sahiplerinin bugün AK Parti ve DEM arasında ‘beklentimiz karşılanmadı’ deyince araya MHP’nin girmesinden bir şeylerin konuşulduğunu, bir beklentinin yaratıldığını çok açık ve net görüyoruz. Biz infaz yasasına yapıcı yaklaştığımızı, Covid affının zaten mevcut durumuyla anayasaya aykırı ayrımcılık içinde olduğunu ifade ettik. Ancak infaz yasasının son derece kötü, bir an önce getirilmiş ve iktidarın da iyi yönetmediği teknik ve toplumsal bir sürece işaret ettiği ortada. AK Parti’nin ülkeyi yönetme kapasitesinin kalmadığını, adeta paçalarından 23 yıllık tecrübeye tezat acemilik aktığını hepimiz görüyoruz. Ben yıllarca Meclis’te görev yaptım, görevde hep şunu söyledim; af derken, infaz derken iki şeye dikkat edeceksiniz. Bir içerde olanların ve ailelerin duygu durumlarına, ikincisi suçtan zarar görenlerin ailelerin ve toplumun vicdanının gözetilerek dikkatli konuşulması gereken bir süreçtir.”

CHP’nin 38’inci Olağan Kurultayı hakkında devam eden soruşturmaya ilişkin “Mutlak butlan kararı verilirse CHP’nin bir yol haritası olacak mı? Yakın zamanda Kılıçdaroğlu ile bir görüşme yaptınız mı?” sorusuna Özel şöyle yanıt verdi:

“Sayın Genel Başkanın bu soruyu burada cevaplamak isteyeceğimizden çok memnun olmayacağını düşünürüm ben. Çünkü bir başka siyasi partinin iç meselesi gibi konuları. Sadece şunu söyleyim, ilk günden beri aynı değerlendirmeyi yapıyorum. Soruşturma ve bu konunun bütünün tamamı sonuç odaklı, sonuç doğuracak bir mesele değil. Bu süreç odaklı bir mesele. CHP’yi tartışılır kılmak ve bunu akşam televizyon programlarında yoksulluk, işsizlik, dış politikadaki zafiyet konuşulmasın, Trump’ın Gazze’yi kumarhaneler merkezi yapma bahanesiyle Avrupa’ya yüz yıl yetecek hidro karbon yataklarına çökme planları konuşulmasın, Büyük Ortadoğu projesinin 2.0 versiyonu, Erdoğan’ın orada yeniden üstlendiği pozisyon konuşulmasın diye yeni bir gazetecilik ekolüyle bu meseleler konuşulsun isteyenlerin sonuç odaklı değil süreç odaklı meselesidir.

‘KİMSE BİZDEN GREVE ÇIKMIŞ İŞÇİYE LAF SÖYLEMEMİZİ BEKLEMESİN’

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde devam eden greve ilişkin soruyu da Özel, şöyle yanıt verdi:

“Sonuçta sendikal örgütlenme bizim çok arkasında durduğumuz haktır. Bu hak da ve bu hakkın doğurduğu yasal, anayasal hakların kullanımına söyleyecek hiçbir sözümüz yoktur. Ancak toplum, yani siyaset de, bu sendikal siyaset mücadele de bizim yaptığımız siyaset de makule göre yapılır. Ortalamaya göre yapılır. Ortalama vicdan, ortalama akıl, ortalama beklentiler bundan uzaklaştıkça makuliyetinizi kaybettikçe desteğinizi de kaybetmeye başlarsınız. Ben kimseye nasıl hakkını savunacağını söyleyemem veya işine karışmam ama haklılık zeminin terk edip çok uçlara savrulduğunuzda bu sefer toplumsal desteği kaybetmeye başlarsınız. Ben yıllarca hak savunuculuğu, meslek örgütü yöneticiliği yaptım. Kendi tecrübelerimden hareketle kamu vicdanında, işçinin ve onun taleplerinin destek görmesi gerekirken bu bu kadar eleştiriliyorsa o zaman bir dönüp bakmak lazım biz bir yerde kantarın topuzunu kaçırdık mı diye. Ya da geçmişte kantarın topuzu kaçtı şimdi bunu bir fırsat, daha da ileriye götürmeye çalışalım diye. Bir düşünmek lazım bunu. Kimse bizden greve çıkmış işçiye laf söylememizi beklemesin ama nasıl oranın hakları varsa belediye yönetiminin de hakları vardır. Belediye başkanı eldiveni eline geçirmiş çöp toplarken sen bu çöpü toplayamazsın, grev kırıcılığı yapamazsın. Bir başka işçi getirir, sendikasız işçi grubunu anlık ücretlendirir ve o çöpü toplatırsanız bu yasaya aykırıdır, bunu yapamazsınız. Ama bugün İzmir halkı çıktı kendi evinin önündeki çöpü kaldırdı, İzmir halkına mı grev kırıcı diyeceksiniz? O yüzden bu meseleler hassas, CHP örgütlenme özgürlüğünün teminatı bu işi Türkiye’ye getirmiş, tanıştırmış, savunmuş bir partidir. Nezaket, kurallar, kanunlar çerçevesinde ilerleyeceğiz. Bir çözüm mutlaka bulunacaktır” ifadeleriyle yanıtladı.

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya abone olun!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet