CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi.
İktidarın asgari ücret politikalarını eleştiren Özel, “Seçim bitti, iktidar oldu. Temmuzda yapmayıp şimdi zam verilse bile yeterli olmuyor. Bir de utanmadan gerçekleşen değil, beklenti enflasyonuna göre zam vermeyi tartışıyorlar. Asgari ücret talebimiz 30, biz altına yokuz. İtiraza, mücadeleye devam edeceğiz. Bu memleketi size dar edeceğiz” dedi.
Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
İZMİR’DEKİ SOBA FACİASI
“Emekli bir felsefe öğretmeninin kızı Melisa. Erken evlilik yapıyor kendi tercihiyle. Hurda toplayarak yaşamını sürdüren bir erkekle evleniyor. Her sene bir evladı oluyor. Eşi hapse giriyor. Sosyal hizmetler defalarca gelmiş, gitmiş. 17 kez çocukları almak için gidiyorlar, vermiyor. Bu düzen içnde beş çocuğu olan ve hurda toplamak zorunda kalan 27 yaşında kadın acıların en büyüğünü hem yaşadı hem de yaşattı. Bu acılar bir daha yaşanmasın diye bir araştırma komisyonu kurulmasını talep edeceğiz.
ASGARİ ÜCRET MESAJI
Ekonomik kriz her alanda derinleşirken iktidarın ekonomi yönetimi kendine rasyonel, vatandaşa irrasyonel davranmaya devam ediyor. Ücretler, maaşlar yavaş yavaş eriyor adet tükeniyor. Özel iletişim vergisi… Hepimizin telefonundan alınan vergi 179 lira iken 278 lira olacak. Her ay bizden tahsil edilecek. Her birimizin verdiği gelir vergisi beyannamesi için damga vergisi 672 lira olacak. Elektronik ortamda veriyoruz yapıştırılmayan pulun vergisini alıyorlar. İğneden ipliğe bu zamlar yansıyacak. Bir yandan birileri asgari ücretle geçinmek zorunda kalacak. AKP iktidara geldiğinde asgari ücret 184 liraydı, çeyrek altın 27 liraydı. AKP’nin memura maliyeti ayda 7 çeyrek altın. AKP’nin her emekliye aylık maliyeti 5,5 çeyrek altın. CHP olarak en önemli iki gündemi şöyle ifade etmek isteriz. Emekli dernekleri Başkanı dedi ki 1 Ocak’ı bile bekleyemeyiz. Bize nefes aldırsınlar. CHP olarak öneriyoruz; emekli maaşı asgari ücrete denk olmalı ve derhal bu ay her emekliye bir asgari ücret yatırılmalıdır. 1 Ocak günü geldiğinde asgari ücret zamlanacak. Biliyorsunuz; asgari ücretin asında 14 Mayıs seçimlerinden önce gündem oradayken Erdoğan yılda dört kez zam vermeyi düşünebiliriz… Seçim bitti, iktidar oldu. Temmuzda yapmayıp şimdi zam verilse bile yeterli olmuyor. Bir de utanmadan gerçekleşen değil, beklenti enflasyonuna göre zam vermeyi tartışıyorlar. Asgari ücret talebimiz 30, biz altına yokuz. İtiraza, mücadeleye devam edeceğiz. Bu memleketi size dar edeceğiz.
Ülkemiz vergide adaletsizliğin en çok yaşandığı ülke. Arkamızdaki ülkelerin sayısı bir elin parmaklarından azdır. 666 milyarı ama teşvik ama vergi silme ama vergiden vazgeçme adları altından bütçeye koydular. Asgari ücreti 30 yapalım dediğimizde olmaz deyip sefaleti sürdürmek isteyenler var. Bir tane mandıra var orada. İki kişi önlü arkalı çocuğuna süt, evine peynir alıyor. Bir tanesi fabrika patronu, öteki orada bekçi. Türkiye’de dünya kadar para kazananlardan alınan vergi yüzde 14. Kimsenin servetinde, parasında gözümüz yok ama bu kadar adaletsiz bir vergi sistemine de eyvallahımız yok. Çok kazanandan çok az kazanandan az alacağız. Garibandan da hiç vergi almayacağız. DİSK geçen sene İstanbul’dan kalktı Ankara’ya kadar yürüdü vergide adalet için. Türk İş geçen ay vergide adalet için miting yaptı. Bu işin sağcısı, solcusu, AKP’lisi, CHP’lisi, DEM’lisi yok. Asgari ücret çok düşük. Açlık sınırı 66 bin lira.
Cebimizden beş kuruş çıkmayacak dedikleri şehir hastaneleri için 5 milyar doların cebimizden çıktığını bir kez daha kayda geçirmek isterim. Ne verecek asgari ücretliye? Enflasyona göre verse 48 vermesi lazım. Hesap yapıyor Tayyip Bey. Saraydan tasarruf etmemeye asgari ücretliyi, emekliyi ezmeye çalışıyor. Ezdirmeyeceğiz. Karıncanın kardeşi var o da CHP’dir!
Kazdağı’nın altını üstündeki zeytinidir derdik. şimdi madenler açıyorlar ve o madenler yüzünden 80 yaşındaki anamı gözü yaşlı bırakıyorlar. Orada gözyaşı döktü, şimdi de döküyor. Anacım, sil gözyaşlarını. Bu memleketin derelerini kurutanların da, anaların gözünü yaşlı bırakanların da iki elimiz yakasında.
ETKİ AJANLIĞI YASASI
Geçtiğimiz yasama yılında getirdiler, direndik geri çektiler. Şimdi noterlik düzenlemesiyle geri getirmek istiyorlar. Muhalefet, muhalif gazeteciler, köyünü koruyan köylüler için bir sopa olarak getirmek istiyorlar. Hukukun en temel beklentisini bile aramadan. Birisi bana muhalifse ben onu başkalarını etki ajanı olarak etiketlerim kimseyi de konuşturmam. Millet buraya milletvekili seçip yolladı, hukukçu arkadaşlar var. yabancı ülkenin buradaki taşeronu yakalanınca bir buçuk yıl ceza verebiliyoruz. Ama senin yazdığın gibi olursa dışarıdan çalışmalara YÖK para ayırmaz akademisyen fon bulur, etki ajanısın diyecekler. gazeteci dışarıdan fon bulur yayın yapar, etki ajanısın diyecekler. Otoriterlik bulaşıcı, birbirlerinden öğreniyorlar. Bu etki ajanlığının patenti sayın Putin’de. Sonra Gürcistan, Kırgızistan izlemiş. NATO Parlamenterler Meclisi’nde bu düzenlemenin demokrasiye tehdit olduğu bir karar bağlanmış. Bizim de üyelerimiz var hatta Faik Öztrak yönetici pozisyonunda. 18 üyenin 10’u AKP ve MHP’li. Bu 10 arkadaş NATO’da demokrasiye aykırı diye imza atmışlar. Devlet Bey için kolay, iki tanesini partiden atar. Senin milletvekillerin demokrasiye aykırı diye Mayıs ayında imza atıyorlar. Kırmızı alarm! Hayvan hakları ve kadına şiddet yasasında olduğu gibi kırmızı alarm! Tüm milletvekillerimiz etki ajanlığı yasasını geçirmemek için ellerinden ne geliyorsa onu yapacaklar.
24 Kasım Öğretmenler Günü’nün olduğu hafta MEB politikasını uzun konuşacağız. Arkadaşlarımız okullarda öğlen yemeği verilmesi hakkında kanun teklifimizi meclis’e sundu. Çocuklara okullarda bir öğün ücretsiz yemek CHP vaadiydi, geçen sene Eylül’de onu da kaldırdılar. Her 3 çocuktan bir tanesi kahvaltı etmeden okula gidiyor. Okul yemeği olmadığı için aç kalan, cebinde parası olmadığı için çeşmeden su içen öğrencilerin sağlığı tehdit altında. Belediyelerimiz okullarda sebil uygulaması yapıyor. Parası olan gidip su içecek parası olmayan yutkunacak, dayanamayacak ve çeşmeden sağlıksız su içecek… AKP’nin yöneticilerine bir kez daha söylüyorum. Biz öğrencilere yemek ve su vermeye, okulaları temizlemeye razıyız. partizanlık yapıp çocukları hasta etmeyin , aç ve susuz bırakmayın.
KAYYIM TEPKİSİ
Ahmet Özer halen tutuklu. Dün Serdar Ortaç hakkında iddia var, gece evine gitmişler. Kapıyı çalmışlar, duymayınca uyanmasını beklemişler. Uyanıp kapıyı açınca kendileri ifadeye davet etmiş. Doğrusu bu. Ahmet Özer’in kapısını kırdılar, eşini duvara vurdular, canlı bombaymışcasına o şartlar altında kaldırıp itibarsızlaştırdılar. Aramada avukat sokmadılar eve. Güya buldukları delillerle bir sürü yalan attılar. Remzi kartal ile telefonda görüştü diyorlar, kanıtı yok. Velev ki görüştü o dönem akademisyen. AKP’li olup olmamayla bir şey değişiyorsa bu nasıl hukuk sistemi? Ne terör örgütü üyesi? Ahmet Özer atadıysa şu PKK’lıları bir de biz görelim dedik 12 gün sokmadılar. En sonunda girdik. Dediler ki; kayyımı gördünüz mü? Şeytan görsün yüzünü! Göstere göstere seçilmiş CHP’li üyelerin odalarını göstermişler. Kayyımın bir odasını falan gösterememişler. AKP’li giriyor babasının evine girer gibi ama CHP’ye yasak. Neden? Ahmet Özer aleyhine delil uyduracaklar.
BAŞSAVCI AKIN GÜRLEK’E SERT SÖZLER
Mümkün olduğunca Akın’a düşürüyorlar, düşmezse Akın oraya koşuyor. Bir hakim başarılıysa yerinden oynamaz. Bir hakim başarısızsa sürersin. Akın Gürlek pinpon topu gibi. Dolaşıyor katlediyor. Şimdi gelmiş Ahmet Özer’i içeride tutacak operasyonu yapıyor.
Akın’ın yer değiştirmeme tazminatı yerine, yer değiştirme coğrafi tazminatını eşini SPK’ya koyup karşılarız. Aileyle uğraşmadım, uğraşmam. Ama SPK’ya atanmam vicdana uygundur diyorsa hanımefendiden özür dilerim. Ama o Akın Gürlek’in benden çekeceği var.
ERDOĞAN’A ‘OTOBÜS’ YANITI
Mardin’e gidip DEM otobüsüne çıkmışız. Gittiğimizde ne üstünde ne de içinde oldukları sivil plakalaı bir otobüsün üstünden konuştuk. Ülkenin cumhurbaşkanı benim söylediklerimi TRT tüm ülkeye yayar, duyanlar bana yeter diyerek siyaset yapıyor. Hadi televizyonda karşımıza çıkmıyorsun bari o kürsüde yapma. Otobüs ortada, plakası sivil. Ahmet Türk o kadar nazik ki ben çekileyim dedi. Olur mu başkanım, Mardin halkı kimi seçtiyse onunla çıkacağım buraya dedim. Erdoğan diyor ki; yalan söylüyor, samimi değil. Tayyip Bey, Siirt’e gidip meydanda kalabalığı görüp sonra da şiir okuyup yasaklı duruma düşen sen, partin iktidara gelince milletvekili de değilsin Baykal’ın demokratlığından istifade eden ve Anayasa değiştirten sen, geçen seçim yüzde 65 oy alan Siirtlilerin başkanına kayyım atayan da sen. Samimiyetsizlik budur!”