1. Haberler
  2. Siyaset
  3. Özgür Özel’den PKK kongresi sonrası ilk açıklama: ‘Silahların bırakılmasını sonuna kadar destekliyoruz’

Özgür Özel’den PKK kongresi sonrası ilk açıklama: ‘Silahların bırakılmasını sonuna kadar destekliyoruz’

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, terör örgütü PKK’nın kongresi hakkında yaptığı açıklamada "Biz terörün durmasını savunuyoruz. Terörsüz Türkiye'ye 'evet' diyoruz" dedi. "Silahların bırakılmasını sonuna kadar destekliyoruz" diye konuşan Özel, "siyasi tutsakların serbest bırakılması" çağrısında bulundu. Öte yandan Anneler Günü'nü kutlayan Özel, konuşmasını Kürtçe bitirdi.

featured

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından her hafta farklı bir şehirde düzenlenen “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingi bu hafta sonu Van’da gerçekleştirildi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, burada yaptığı konuşmada, terör örgütü PKK’nın kongresi sonrası dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

“Biz terörün durmasını savunuyoruz. Terörsüz Türkiye’ye evet diyoruz. Terör örgütünün silah bırakacak olmasıyla ilgili haberin bir an önce gelmesini, silahların bırakılmasını sonuna kadar destekliyoruz” diyen Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Birileri var olanı söyleyince kızsa da Meclis zemininde bugün Kürtlerin kendilerini eşit hissetmediği, her türlü kötü, yanlış, eksik uygulamaları düzeltecek yasal adımların hep birlikte atılmasını ve en başta kayyum uygulamasının son bulmasını, siyasi tutsakların özgür kalmasını bekliyoruz” 

Öte yandan Özel, Anneler Günü’nü Kürtçe kutladı.

‘TÜRK’Ü KÜRT’E KIRDIRMAK İSTEYEN…’

Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Bugün güneşin şehrindeyiz. Bugün saklanan feryatları, gizlenen umutları taşın altından çıkarmaya, bugün bu meydanda bir miting yapmaya değil, barışın ve adaletin sesini duyurmaya, barışın ve adaletin umudunu haykırmaya, bu meydanda baskılara, zulme, kayyıma, halkın iradesini tanımayanlara, darbecilere, cuntacılara karşı eylem yapmaya geldik Van’a! Eylem yapmaya!

Artık o eski siyaset dönemleri bitmiştir. Kaleler bitmiştir. Orası benim kalem, burası benim tapulu malım dönemi bitmiştir. Buraya Konya’nın selamını getirdim. Buraya Mersin’in selamını getirdim. Yozgat’ın, Samsun’un selamını getirdim. Buradan selam almaya, selamınızı ta İzmir’e götürmeye geldim. Selam olsun Van’a! Selam olsun Konya’ya! Konya’nın selamı Van’da, Van’ın selamı İzmir’de çınladıkça barışın karşıtları, dostluğun karşıtları, bu memleketteki Türk’ü Kürt’e kırdırmak isteyen, Alevi’yi Sünni’ye düşman gösterenlerin bütün oyunları bozulacak.

‘TÜRK’ÜN DEMOKRATIYLA KÜRT’ÜN DEMOKRATINI BİRLİKTE KUCAKLAYAN TÜRKİYE İTTİFAKI’YLA GELDİK’

Bir olacağız, hep birlikte başaracağız! Konya’ya, Konya’ya gidince, kimi diyor ki; ‘Özgür Özel, Cumhuriyet Halk Partisi, AKP’nin kalesine gitti.’ Kale male yok. Ne AKP’nin kalesi var artık ne CHP’nin kalesi. Artık tüm Türkiye, tüm şehirler, bu milletin, bu halkın, kardeşliğin kalesi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kaleleri Van’a feda olsun! Size feda olsun! Biz demokrasiye inanmış bir gelenekten geliyoruz.

Öyle ki Van’da oyumuzun arttığı da oldu, çok düştüğü de oldu. 1957’de yüzde 57 oyu da gördük, 2015’te yüzde 1,5’u da gördük. Millet karar verdi, 5 vekilin beşini de aldık. Millet karar verdi, hiç milletvekili çıkaramadık. Millet karar verdi 1963’te, yüzde 70 oyla belediyeyi kazandık. Millet karar verdi, Van’da belediyesiz kaldık ama hiçbir zaman Hatay’ı Vanlılara yüklemedik.

Kusuru kendimizde bildik. ‘Kendimizi doğru anlatamadık’ dedik. ‘Doğru söylemedik’ dedik. ‘Yeterince çalışmadık’ dedik. İşte şimdi artık Cumhuriyet Halk Partisi’nin sadece bir parti olarak değil, Türkiye İttifakı diye söylediği, yani sosyal demokratlarla muhafazakar demokratları, muhafazakar demokratlarla milliyetçi demokratları, liberal demokratları, sosyalist demokratları ve Türk’ün demokratıyla Kürt’ün demokratını birlikte kucaklayan Türkiye İttifakı’yla geldik!

Bu ittifak aslında sandığı savunan ittifaktır. Bu ittifak ya otokrasi ya demokrasi diyen ittifaktır. Bu ittifak önce demokrasiyi kurtaralım, ondan sonra aramızda yarışırız diyen ittifaktır. Bu ittifak tek adam anlayışına karşı halkın, halkların, milletin sesini duyan, duyuran ve eninde sonunda kazanacak olan ittifaktır. Demokrasi budur. Demokrasi kazananın yönettiği, kaybedenin sırasını beklediği rejimdir. Ama maalesef geçmişte demokrasiden istifade edenler, hatta ‘Ya biz demokrasi istemiyorduk’ diyenlere, ‘Bir trendir. Bir trendir. İşimize gelince bineriz, işimize gelince ineriz’ diyenler maalesef bugün sandığı, geldiği sandığı inkar etmekte, işlevsiz kılmaktadır.

Bunun ilk örneği de, son örneği de Van’dadır. Van bu konuda dertlidir. 19- 2019 yılında BDP’den Sayın Bekir Kaya yüzde 53 oyla belediyeyi kazanmış ama ardından Van’ın iradesine kayyım atanmıştır. Ardından 2019 yılında HDP’li başkan, birlikte sizlerin oylarıyla verdiğiniz yüzde 53 oyla, her iki kişiden birinin rızasıyla seçilmiş, göreve gelmiş ama yerine kayyım atanmıştır. 2024 seçimlerinde, daha bir yıl önce Vanlılar bu iki kayyıma, yani devletin ‘Seçsen de yönettirmem. Benim adayımı seçeceksin. Benim adayımı seçmezsen Van’ı size yönettirmeyeceğim’ diyen inada karşı kendi iradelerini asla sakatlamamış…

ÖZEL’DEN VAN VALİSİ’NE TEPKİ

İnada karşı kendi iradelerini asla sakatlamamışlar. Oyu bırakın bu baskılardan sinmek, geri adım atmak, arttırarak yüzde 56’yla Sayın Abdullah Zeydan’ı ve Neslihan Şedal’ı Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanlığı’na seçmişlerdir. Ancak bu milleti tanımaz, Kürde düşman, Kürt’ün iradesine düşman irade yine üçüncü kez Van Büyükşehir’e kayyım atamış, kendi adayını seçmeyenlere atadığı valiyi kayyım olarak dayatmıştır. Güvenlik, valinin valiliğine sözüm yok. Emniyet tedbirlerine sözüm yok. Ancak Vali’nin siyasetine sözüm var. Bir atanmış ve şu anda ayrıca Van’ın iradesine kayyım atanmış kişi bu meydana gelinmemesi için, gelinirse şöyle olur, böyle olur diye ricalar, örtülü tehditler, kulak çekmeler, mesaj vermeler… Vali efendi, valiliğini bil! Oturduğun yerde otur! Oturduğun yerde otur!

Ve Sayın Abdullah Zeydan ve Neslihan Şedal seçildiklerinde Van’ın bu iddialı, bu haklı, bu kendi iradesine sahip çıkan duruşuna daha ilk gün “Mazbatayı vermeyeceğiz. İkinci partiye mazbata vereceğiz.” diye bir hazırlığa giriştiler. O gün Vanlılar bu hazırlığa karşı itiraz ederken bu arkamda duran kardeşleriniz, evlatlarınız, canlarınız, canlarım geldi sizinle birlikte mücadele ettiler, o mazbatayı söke söke aldılar. Biz kazandığımız seçimde kazanmasını biliriz. Kaybettiğimiz seçimde saygı göstermesini biliriz. Ama biz asla ve asla milletin iradesine karşı çıkılmasına, direnilmesine, kayyım atanmasına, haksız tutuklamalara geçit vermedik, bundan sonra da vermeyiz.

Şimdi gündemde bir süreç ayrıca değineceğim. Ama ben söyleyince, çıkıp da, çıkıp şunu söyleyince ‘Kürt sorunu vardır’ deyince birileri kızıyor ya. Kürt sorununu, varlığını kabul etmeden güya, söylemeden çözeceklerini sanıyorlar ya.

‘İŞTE SANA KÜRT SORUNU’

Bak kardeşim, Kürt sorunu nedir biliyor musun? Kürt sorunu tam da budur. Manisa’da Manisalı belediye başkanını seçiyor CHP’den, geçiyor yönetiyor. Osmaniye’de, Devlet Bey’in memleketinde belediye başkanı seçiliyor, gidiyor yönetiyor. Rize’de, Tayyip Bey’in memleketinde Rizeler kendini kim yönetecek diye karar veriyor, oy veriyor, seçiyor, yönetiyor. Van’a gelince, Diyarbakır’a gelince, Batman’a gelince, Mardin’e gelince ‘Siz belediye başkanı seçemezsiniz. Seçerseniz de yönettirmeyiz’ diyor.

İşte sana Kürt sorunu. Kürt sorunu budur, Kürt sorunu. O yüzden, o yüzden bu sorunları mutlaka hep birlikte demokrasiye ve birbirimize sarılarak çözeceğiz. Bakın, sadece demin değil. Evet, geçen dönem tam 49 tane belediyeye kayyım atadılar. Şu ana kadar tam 145 kez çeşitli dönemlerde Kürt’ün iradesine kayyım atadılar ve bizim de belediye başkanlarımıza, 3 belediyemize kayyım atadılar. Bunlardan bir tanesi Türkiye’nin en büyük ilçesi Esenyurt’un seçilmiş belediye başkanı, öz evladınız Ahmet Özer’dir. Buradan selam olsun Ahmet Özer’e.

‘ÖZER’İN SUÇU ESENYURT’U BİR KÜRT OLARAK KAZANMAKTIR’

Ovacık’ta yapılanda, Ahmet Özer’e yapılanda aynı şeydir. Şimdi diyorlar ki; ‘Ahmet Özer terörle ilişkili.’ Bakın, Ahmet Özer’in suçu neymiş? Ahmet Özer’in suçu çözüme, barışa dair kitap yazmak. Ahmet Özer’in suçu, geçen sözüm sürecinde Abdullah Öcalan Ahmet Özer’in adını vermiş, ‘İyi bir akademisyendir, katkısı olur’ diye. Bunu yazmışlar iddianameye. Ahmet Özer’in suçu memleketi Van’da bir evlat ölmüş, evlat. Anneyi aramış. Anneye demiş ki; ‘Başın sağ olsun. Başın sağ olsun. Ölen çocuğun gibi çok kıymetli evlatlar yetiştirdin. Altı evlattan bir tanesi terör örgütü üyesiymiş.’ Bu yüzden terör örgütü üyesinin anasına ‘Kuvvetli evlat yetiştirdin’ deyince terörü övmek oluyormuş.

Bu sebepten Ahmet Özer içeride. Lafı eğip bükmeyelim. Açık açık konuşalım, açık açık. Ahmet Özer’in suçu Esenyurt’u bir Kürt olarak kazanmaktır. Kürt’ün iradesine de, Kürt’ün başarısına da tahammül yoktur. Bunu, bunu şöyle anlatayım; Allah gani gani rahmet eylesin. Çok yakın dostumdu. Hapisteyken de çok ziyaretine gittik arkamızdaki arkadaşlarla, bütün milletvekillerimizle. Sırrı Süreyya Önder, özel, özel bir hukukumuz vardı. Cezaevinden çıktı, geldi. Benim odanın önünden geçerken daldı içeri, sarıldı. İki üç ay önce cezaevinde son ziyaretimi yapmıştım. ‘Hoş geldin’ dedim. ‘Otur.’ ‘Yok’ dedi. “Racondur. Cezaevinde gelene, cezaevinden çıkınca ziyarete gidilir. Ama ilk çayı sende içersem bizim DEM’liler beni mahveder.” dedi. “Önce bir kendi partime gideyim, sonra gelip çay içeyim.”

İşte o Sırrı Süreyya Önder, bana hayatının önemli bir sırrını da emanet eden Sırrı Süreyya Önder, o sırrı bir kez de burada hatırlatayım. Bir Cumhuriyet şarkısı filmini izlememi istedi. Daha ilk haftasıydı. Gittik izledik. Sordu beğendin mi. Sana dedi bir sır vereceğim. Dedi ki, “O filmin senaryosunu ben yazdım” Dedim ki, “Peki niye afişe yazmadın?’ Sırrı Bey’in resmi okşamıyordu o zaman.

O zaman zulmediyorlardı rahmetliye. Onu terör örgütünü övmekten ceza veriyordu. ‘Adımı yazarsak filmde çalışana yazık ederler’ dedi. Niye dedim bana verdin. ‘Partinin birinci başkanını anlatmışım, sonuncusuna emanet ediyorum. Başka kime edeceğim.’ Kürt, Kürt olarak bir yere gelirse, o zaman ona huzur vermiyorlar dedi. İşte o huzuru kaçıranlara karşı huzur bulmaya geldik hep beraber.

‘BU DARBEYE MİLLET İNANMADI’

Bu darbeye elbette inanmadık. Millet inanmadı. Dünya kadar yalana hep bir ağızdan büyük bir mücadeleyle direndik. Bu darbe girişimi olduğunda Koştuk Saraçhane’ye girdik. 7 gün 7 gece kayyım ihtimaline direndik. Orada tek başına dursak başaramazdık.

Dedik ki, eylem yasağına rağmen, tarihi yarımadaya giden köprüler kaldırılmış vapur seferleri durdurulmuş metro istasyonları kapatılmış ama demokrasiye iradesine sahip çıkan milyonlar, 7 gün Saraçhane’ye geldiler direndiler. Darbeyi geri püskürttüler. Helal olsun demokrasiyi savunanlara. O günden sonra, köprüyü geçip 7 gün orada miting yaptıktan sonra, Maltepe’de 2.2 milyon kişiyle tarihin en büyük mitingini yaptık.

Ege’de de Konya’da da miting yaparak bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Ekrem Başkan’a arkadaşlarımıza özgürlük istiyoruz. Cesaretiniz varsa yargılama TRT’den yayınlanmalıdır. Hodri meydan.

‘SELAM OLSUN SELAHATTİN BAŞKANA’

Biz meydanlarda, sadece Ekrem Başkan’ı CHP’lilerin özgürlüklerini değil hangi siyasi görüşten olursa olsun tüm siyasi tutsakların özgür bırakılmasını talep ediyoruz. Selahattin Demirtaş’ın özgürlüğünü de savunuyoruz. Van Demirtaş’ı ayrı sever. Selam olsun Selahattin Başkan’a…

Ancak sadece Selahattin Başkan değil tutuklu belediye başkanlarının, Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ’ın da özgürlüğünü savunuyoruz. Saraçhane’ye çıktığımızda DEM’li gençler de Zaferli gençler de oradaydılar. Ama yukarıda biri vardı. İkisinin de başkanını o almıştı. İkisi de kaybediyor hep o kazanıyordu.

Bu oyunu bozmak için şöyle haykırdık; ‘Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz.’ Buradan AK Partili gençlere de sesleniyorum. Bu demokrasi meydanında AK Parti’ye de MHP’ye de ihtiyaç var. Demokrasiye ihtiyaç var. Biz darbeye karşıyız. Biz demokratik siyasetin arkasındayız.

‘BİZ KÜRT MESELESİNİ İNKAR EDENLERDEN OLMADIK’

Çözüm süreci bile diyemedikleri süreçle ilgili bir şey söyleyeyim. Sırrı Başkan anlattığında bunun adına ne diyeceğiz dedim. Vallahi bir şey demedik dedi. Geçen sefer önce çözüm seçim sonra barış dedik olmadı. Şimdi önce barış sonra çözüm diyoruz dedi.

Dedi ki bu sürecin garantörü biziz. Şimdi öyle günlerden geçiyoruz ki. Bu topraklar çok fırtınalardan geçti. Adaletsizliğin vurduğu kadar bu coğrafyayı hiçbir şey vurmadı. Biz Kürt meselesini inkar edenlerden hiç olmadık. Bu sorunun var olduğunu savunduk.

En başından beri samimi şeffaf, Meclis zemininde çözülmesi gerektiğini, bu süreçte zarar gören herkesin ortak mutabakatıyla anaların gözyaşının dinmesini savunduk. Ömrünü barış yolunda harcayan Sırrı Süreyya Önder’i şöyle bir kuvvetli alkışlayalım.

‘TERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE EVET DİYORUZ’

Dedik ki Kürtleri Türkiye’yi kendi devletleri olarak, uğrunda dedelerinin can verdiği devleti, demokratik, atılması gereken hangi adım varsa bu adımların hepsini hep birlikte atacağız.

Biz terörün durmasını savunuyoruz. Terörsüz Türkiye’ye evet diyoruz. Bugünlerde beklenen terör örgütünün silah bıraktığı haberini sonuna kadar destekliyoruz. Meclis zemininde bugün Kürtlerin kendisini eşit hissetmediği, eksik uygulamaları düzeltecek adımların hep birlikte atılmasını, en başta kayyım uygulamasının son bulmasını, siyasi tutsakların özgür kalmasını bekliyoruz. Buna evet demeyen bu sürecin dışındadır. Gözyaşının dinmesini canı gönülden savunanlarız.

‘SIRRI BAŞKAN’A SÖZÜMÜZ VAR…’

Sırrı Başkana sözümüz var. Bu süreç akamete uğrarsa, Kürtlere verdikleri sözleri tutmazlarsa da biz eninde sonunda iktidar olacağız, Türk ve Kürt’ün kardeşliğini mutlaka kuracağız. Son sözüm şudur. İmza kampanyasında imza atan ne diyor: İmamoğlu özgür olsun diyor, siyasi tutuklular özgür olsun diyor.

‘KÜRT ANNELERİN BİR DAHA EVLATLARINI KAYBETMEMELERİ İÇİN…’

Buradan Manisa’ya gideceğim. Manisa’ya gidip anamın yanına varacağım. Anneler gününde annemin elini öpeceğim. Manisa’ya gidip bütün analar adına onun anneler gününü kutlamadan önce, Van’dan bütün anaların anneler gününü kutluyorum. Kürt annenin de bir daha evlatlarını kaybetmemeleri için, o gözlerinden bir daha hiç yaş akmasın diye mücadeleyi hep birlikte veriyoruz. Tüm annelerin anneler gününü kutluyorum.”

İMAMOĞLU’NUN MESAJI OKUNDU

Öte yandan CHP Van İl Başkanı Seracettin Bedirhanoğlu, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu’nun Vanlılara mektubunu okundu.

İmamoğlu’nun mesajında şu ifadelere yer verildi:

“Van Denizi’nin kıyısındaki cesur ve kararlı yürekler, merhaba! Türkiye’yi umuda kavuşturma yolunda bir durak olarak gördüğüm Silivri Cezaevi’nden hepinize en içten selamlarımı gönderiyorum. Gönlüm bugün buluştuğumuz meydanlarda sizlerle birlikte olmayı isterdi. Türkiye’ye hukuku çok gören, halkın iradesini hiçe sayanlar buna engel oldular. Hükümleri şimdilik buna yetse de milletimizin yüreğindeki duaları, yerimizi azaltmaya güçleri yetmez. Meydanı dolduran yaşlısı, genci, kadını, erkeği, Van’ın asil evlatları, cesaretiniz, umudunuz, kararlılığınız için hepinize sonsuz teşekkür ediyorum. Hep birlikte bize yaşatılan bu karanlık günlerden kurtulacağız. Buna yürekten inanıyorum. Adaletin, eşitliğin, özgürlüğün sesi bugün Van Denizi’nin kıyısında yükseliyor.

‘VAN’IN NASIL BİR OHAL DÜZENİYLE YÖNETİLDİĞİNİ BİLİYORUZ’

Bu sesi kısmaya çalışanlar, bu iradeyi bastırmaya çalışanlar bilsinler ki başaramayacaklar. Türkiye’nin dört bir yanında halkın iradesine kumpas kuranlar aynı aklın temsilcileridir. Adil rekabetten kaçan, koltuklarını korumanın ihtirasıyla yanıp tutuşan, her türlü hukuksuzluğa gözlerini kırpmadan Van’da, İstanbul’da, Türkiye’nin her yerinde baskıyla milleti sindirmeye çalışıyor. Van’a ne yaptıklarını biliyoruz. Seçimi kazanamayacak nasıl Ak Parti adayını başkan yapmaya çalıştıklarını, Van’a neden kayyum atadıklarını, Van’ın nasıl bir OHAL düzeniyle yönetildiğini biliyoruz. Az kaldı, zincirler kırılacak. Milletin iradesini çizenler gidecek ve bizim dallarımız yeşerecektir. Bu tebessümü bu aziz millete çok görenler gittiğinde Van’ın yüzü gülecektir değerli arkadaşlar.”

‘İSTANBUL’UN KADERİ, VAN’IN KADERİ BİRDİR’

İstanbul’un kaderi, Van’ın kaderi birdir. Bize, İstanbul’a, Van’a, Türkiye’nin her türlü kumpasını kuranlar ilk hangimize saldırdığını biliyorsunuz. Erciş Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Özer’e kaybetme korkusunda eli ayağa dolanan bu darbecilerin hukuksuz kumpasları yüzünden cezaevindedirler. Van’ın evladı, ülke için yıllarca akademide çalışmış, evlatlarımızın eğitimini vermiş, Türkiye’nin demokratikleşmesi, Erciş’in ve Van’ın gelişmesi için çalışmış olan başkanımız Sayın Ahmet Özer’in özgürlüğüne kavuşmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.

Bu garabet düzeni hepimizin ortak mücadelesiyle sona erecektir. Barışa, umuda, Türkiye’nin güzel geleceğine birlikte yürüyeceğiz. Van’ın meydanlarında yükselen bu ses, İstanbul’un meydanında, Anadolu’nun her köşesinde yankılanıyor. Milletin sesi hiçbir baskıyı, engeli dinlemeden yükseliyor.”

MİTİNGİ İŞARET ETMİŞTİ

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, miting öncesi havaalanında gazetecilerin sorularını yanıtlamıştı.

Özel, “Önemli bir süreç bir yandan yürüyor. Neler söylersiniz?” sorusuna şu sözlerle yanıt verdi:

“Büyük bir heyecan var, görüyorsunuz. Güneşli havasıyla, sıcak karşılaması ile bugün bize ‘hoş geldiniz’ diyor. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi açısından da, Türkiye açısından da çok önemli bir gün. Bugün Van’da hem bundan sonraki süreç için hem içinde bulunduğumuz ve mücadele ettiğimiz darbe süreci için Van’dan önemli mesajlar vereceğiz. Bundan sonrası Van için, Türkiye için, Türkiye’nin barışı için güzel olacak ancak bunun olabilmesi için yüreğimizin bir kısmını İstanbul’da Silivri’de bırakıp buraya geldik. Bunun böyle olmaması gerekiyor. Bunun için önemli adımların atılmasını bekliyoruz. Van’dan, Türkiye’ye önemli mesajlarımız olacak. Herkesi mitinge bekliyoruz.”

Özel, terör örgütü PKK’nın kongresi sonrası yapılan açıklamayla ilgili olarak “neler söylemek istersiniz” sorusu üzerine, mesajlarını Van halkıyla buluşacağı meydanda vereceğini ifade etti, “Bunları söylemek için en uygun yer Van miting meydanı” dedi.

 

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. kılıçdaroğlu V2.0

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya abone olun!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet