Eray Çelebi yazdı…
18 Kasım 2020 tarihinde Rum gazeteleri dikkat çeken bir manşetle çıktı.
İddia şuydu: 5 ülke KKTC’yi tanımaya hazırlanıyor.
Azerbaycan, Pakistan, Libya, Bangladeş ve Gambiya…
Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis’in partisi DİSİ’nin yayın organı Alithia gazetesi iddiayı daha da ileri götürdü:
“Ersin Tatar Bakü’ye yapacağı ziyarette Azerbaycan’ın KKTC’yi tanımasını gündeme getirecek.”
Hatta Rum kesiminin, KKTC’nin tanınmasını engellemek için Azerbaycan’la diplomatik temasa geçtiği de öne sürüldü.
İddia, 10 Kasım tarihli Azerbaycan zaferi ve Türkiye’nin iki devletli çözüme dair güçlü vurguları yaptığı bir döneme denk geliyordu. Karabağ zaferi, Azerbaycan’ın KKTC’yi tanımasıyla işgal altındaki topraklarının üzerinde kurulan “Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin tanınması” çekincesini ortadan kaldırmış; Ankara ve Lefkoşa, federasyonun sonuç getiremeyeceğini, tek çözümün iki devletle mümkün olacağını sık sık vurgulamaya başlamıştı.
PAKİSTAN’DAN “KKTC” PAYLAŞIMI
“5 ülke” iddiası konuşulmaya devam edilirken, Pakistan’ın resmi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım “KKTC tanınacak” iddialarını yeniden Türkiye’nin gündemine soktu.
Pakistan’ın Ankara Büyükelçiliği’nden yapılan paylaşım şöyleydi:
“Büyükelçiliğin Konsolosluk Ekibi, 11-13 Temmuz 2021 tarihleri arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne 3 günlük bir ziyaret gerçekleştirecektir.”
Mesajda dikkat çeken ifade “Turkish Republic of Northern Cyprus”dı. “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” paylaşımı, “Pakistan’ın KKTC’yi tanımaya yönelik adımı” olarak değerlendirildi.
PAKİSTAN BÜYÜKELÇİLİĞİ’NDEN VERYANSIN TV’YE AÇIKLAMA
Konuyu Pakistan’ın Ankara Büyükelçiliği’ne sordum. Büyükelçiliğin Basın Ataşesi ve Sözcüsü Abdul Akbar Bey, uzun zamandan bu yana Türkiye’de görev yapan, hassas dengeleri iyi bilen, Türkiye dostu bir diplomat…
‘ZİYARETİN AMACI…’
Akbar’ın yanıtı şöyle oldu:
“Şunu açıkça ifade etmek isteriz ki, bu ziyaretin amacı sadece Pakistan vatandaşlarına konsolosluk hizmetleri sunmaktır. Ekiplerimiz düzenli olarak pasaport yenileme, belge onayı vs. gibi konsolosluk hizmetleri vermek için bölgeyi ziyaret etmektedir.”
Yorumsuz aktardım.
“KKTC” DAHA ÖNCE DE KAYITLARA GEÇMİŞTİ
Aslında İslamabad KKTC ifadesini ilk defa kullanmıyordu. Daha önce eski Pakistan Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref Mehmet Ali Talat’ı “KKTC Cumhurbaşkanı” sıfatıyla ülkesine davet etmişti.
Bunu, “söz konusu paylaşımın zamanlaması manidar değil” anlamında söylemiyorum.
TATAR’DAN PAKİSTAN’A “TEMSİLCİLİK” TEKLİFİ
Zira Pakistanlı heyetin ziyareti, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi’ye Antalya Diplomasi Forumu’nda yaptığı tarihi tekliften yaklaşık 1 ay sonra yapıldı.
Tatar teklifi şu sözlerle anlatmıştı:
“Pakistan’ın KKTC’de bir temsilcilik açması için teklifte bulunduk. Sayın Kureyşi bizi dinledi, not aldı ancak henüz bir yanıt vermiş değil.”
Teklifin ardından temaslarda Tatar’la yapılan görüşmenin de olması, “Pakistan’dan Kıbrıs açılımı” beklentilerini öne çıkardı…
TEMSİLCİLİK AÇILACAK MI?
Ancak edindiğim izlenime göre, teklifin değerlendirilmesi Tatar’ın ifadeleriyle sınırlı. Yani “teklif geldi, not alındı ve yanıt verilmedi.”
Yanıtın ne zaman geleceğine gelince…
AKP İRADE GÖSTERECEK Mİ?
AKP 2002 yılından bu yana izlediği KKTC politikasında geç de olsa iki devletli çözümü dillendirmeye başladı.
Zira, 2004 Annan Planı’nın Rumlar tarafından reddedilmesinden sonra Türkiye’nin eline iki devletli çözümü uluslararası topluma anlatma fırsatı geçmiş, ancak kullanıl(a)mamıştı…
Talat’lı çözümler daha makul geliyordu… KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın ısrarla Türkiye’ye “iki devletli çözümün tam zamanı” demesine rağmen!
Aradan yıllar geçti…
Peki ya şimdi?
Ankara KKTC’nin tanınmasına yönelik adıma şimdi hazır mı?
Hükümetin iradesi, dost ülkelerin de Yavru Vatan’ı tanımasına yönelik bir politikaya dönüşecek mi?
Diplomasi koridorlarında, Türk ordusunun 1974’te gerçekleştirdiği askeri harekatın yıldönümü kutlamalarında verilecek mesajlara işaret ediliyor. Yani, Erdoğan’ın 20 Temmuz’da KKTC’ye yapacağı ziyarete… O ziyarette verilecek mesajlar, Ankara’nın iki devletli çözümü ne kadar istediğiyle ilgili güçlü işaretler verecek.
Rusya KKTC’yi tanıyacaktı ancak türkiye kırım adasını da rusya toprağı olduğunu tanımasını istemişti ve tabi türkiye kabul etmez
Pakistan ile Azerbaycan’in tanıması pozitif bir gelişme olabilir ancak asla yeterli degildir. Rusya’nin ve Cin’in boyle bir adimi olursa iste o zaman adanın diplomatik gelecegi icin ipler bizim elimize gecmis olur cunku bu ikisi de BMGK daimi üyesi. Onlarin tanidigi bir devletin meşruluğunun tartisması sonsuza kadar ortadan kalkar.
Fakat bu da yakin zamanda gerçekçi bir olasılık gibi durmuyor cunku Cin’in Yunanistan yatirimlari devasa boyutta. Kaldiki zaten pasifikte ve Aksai’de yiginla tartismali bolge problemiyle boğuşuyor.
Rusya’nin bu topa girmesi de akla pek yatkin degil gibi. Abhazya, Osetya, veya Kirim’in taninmasi karsiliginda Rusya’nin KKTC’yi tanimasini olası degil, cunku Rusya Kirim’i Hatay’la bir tuttuğunu zaten resmi olarak acikladi. Yani dediler ki Kirim’i tanimamaniz bizim Hatay’i tanımamamızla ayni şeydir. Adamlar misaki milli sinirlarina eşitleme yaparken nerde kaldı KKTC? Abhazya ve Osetya konusunda ise sadece yönetimsel olarak Moskova’ya bağlı olmaları yeterli Rusya icin. Bir taninirlik endişesi icinde degiller. Hele hele Osetya’yi Gürcistan’ın olası NATO üyeliğine karşı elinde tutuyor. Tiflis’e hukmetse Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü savunur.
Ama tabi, Ukrayna ve Karadeniz gerilimleri belki Rusya’ya KKTC konusunda fikrini değiştirtebilir. NATO’daki veto gücümüzün Rusya icin faydalar sağlayabileceğini daha once cok defalar ispat ettik. En son Belarus’ta gösterdik.
Fakat yine de eger AB’nin gözündeki vazgeçilmez yerimizin farkındaligi ile bir Kibris çözümü istiyorsak, KKTC’de bir referendum duzenleyip, yurt disi gözlemciler listesine Cin ve Rusya’yi da dahil ederek KKTC’nin Turkiye Cumhuriyeti’ne ilhakini gerçekleştiririz. Ustelik bu gözlemci onayı sayesinde de Kirim KKTC esitlemesi desteklenir ve Rusya’nin da ilhaki tanimasinin onu ta referendum oncesinden acilmiş olur.
AB’nin bize karşı en buyuk kozunu elinden almış olmak da cabasi. Biz Buyuk Turkiye Cumhuriyetiyiz. Bizde careler tükenmez.
Bize göre hava hoş, eninde sonunda KKTC’yi tanıyacaklar, yani düşünecek taraf biz değil GKRY olmalıdır. Çabalayan taviz veren biz olmayacağız. KKTC bir kere kurulmuş ve bayrağını sermiş. Biz vatan hainleri şifreli megallo idea’cıların Türkiye ve KKTC’ye sızmasını engelleyelim büyük iş yapmış oluruz. Churchill diyor ki ben her yedi kurşundan beşini hainlere , ikisini düşmanlara sıkarım. Bundandır İngilterenin istihbarat üyeleri, silahlı kuvvetlerinden çoktur