Halk Sağlığı uzmanı Prof. Ahmet Saltık, kısıtlamaların gevşetileceğini duyuran iktidara, “Şimdi 1 Mart’ta açılım-saçılım yaparsanız bu bir facia olabilir, salgın kontrolden çıkabilir. Masum insanların katili olursunuz, bunun bedelini ödersiniz. Yargı önünde bunun hesabı mutlaka sorulur, sorulacaktır” uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Ahmet Saltık, pandemi ile ilgili önlemlerin 1 Mart’tan itibaren gevşetileceği yolundaki açıklamaları gazeteci Semra Topçu’nun Youtube kanalında değerlendirdi. T 24’ün aktardığına göre Türkiye’nin durumunu, “Test sayısı indirildi, geç tanı konuyor, mutantlar kol geziyor, hasta havuzu boşalmıyor, aşının etkisi sınırlı ve üstelik yeterli aşı halen yapılamadı, bu veriler ışığında normalleşme olmamalı” diyerek özetleyen Prof. Dr. Saltık, şöyle konuştu:
“Salgın yönetiminde deve kuşu politikası izleniyor. İktidar özellikle büyük sermayenin baskılarından yılmış durumda, bir kez daha ölçüsüz hesapsız, bilimsel verilerle örtüşmeyen gevşemeyi sunmak ve ardından “Bakın olmadı ölümler arttı” diyebilmek için gerekçeye gereksinim duymakta… Şimdi 1 Mart’ta açılım-saçılım yaparsanız bu bir facia olabilir, salgın kontrolden çıkabilir. Masum insanların katili olursunuz, bunun bedelini ödersiniz. Yargı önünde bunun hesabı mutlaka sorulur, sorulacaktır.
‘AÇILIM SAÇILIM KUMARI’
Sürveyans çalışması yetersiz. Erken tanı, izole etme ve böylece bulaş zincirini kırmak gerekiyor. Ama bakanlık bunu yapmıyor, iş tavsadı. Belki de yapmak istemiyor. Çünkü sayısal verilerin yükselmesi yeniden açılım-saçılım kumarına el vermeyecek. Bu ortaya çıkmış olacak.
‘AÇIKLANAN ÖLÜMLERİ BEŞ İLE ÇARPMAK GEREK’
Sağlık Bakanlığı verileri güvenilmez. İktidar suçüstü yakalandı bir kez daha. Nüfus orantısı ile hesaplandığında kaba bir hesaplamayla Türkiye’nin ortalaması 100 binde 50’lere yakın çıkar diye tahmin ediyorum. Ama bakanlık 100 binde 9 ilan etmiş. Bire beş fark var. Dolayısıyla dünkü 8 bin rakamı, 8 bin değil 40 bindir. Dünkü ölümler 78 değil çarpı 5’tir kabaca. Ayıptır, günahtır, azıcık matematik bilmek gerekir, halkı aptal salak yerine koymamak gerekir! Bakın burada verilerle açıklıyorum, ortalama grafik bilgisiyle bu anlaşılır.
‘BURADAN BAŞARI ÖYKÜSÜ ÇIKMAZ’
Türkiye’de 28 bin kişinin koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdiği açıklandı. Gerçek sayısı bulmak için bunu da beş ile çarpmak gerek. “Bu ölümlerin en az yarısı önlenebilirdi. Bu ölümleri durdurmak için derhal 2-4 hafta kapanmak gerekli.
İzlenen bu akıl dışı, bilim dışı, insanlık dışı politikalarla masum insanların yaşam hakkını dahi koruyamıyorsunuz, siz nasıl insanlarsınız?
Hiç utanıp sıkılmadan buradan siyasal başarı öyküsü çıkarmaya çalışıyorsunuz, bu nasıl bir durumdur, bu böyle gitmez.”
Toplum bir şekilde verilerin gerçek değerini hisseder. Durum gereği dünyanın hiçbir ülkesinde gerçek değerleri hakiki veri olarak elde edebilmek mümkün değil. Tam kapanma konusu bir yıl önce mantıklı idi ancak tüm dünya aynı anda tam kapanmadığı sürece bir ülkenin tam kapanmasının hiçbir anlamı yok artık. Edinilen bir yıllık tecrübe ışığında tam kapanmanın gerekli olmadığı görülmüştür. Hiç kapanmadan başarılı olan Asya ülkeleri örnek alınırsa hiçbir ticari kurumu kapatmaya gerek yoktur. Yeter ki herkes bir şekilde ağzını burnunu kapatacak şekilde yüzünü örtsün, buna ilave maskeli insanların birbirine 1,5-2 metre maskesiz insanlar arasında 6-10 metre mesafe konulabilsin. Bu virüs kimsenin üzerine atlamıyor o nedenle lüzumsuz bir şekilde bir yere dokunulmuş ise elleri sabunlamak gerekir. Sadece lüzumsuz aktiviteler gönüllü olarak sınırlanabilse hiçbir kapanma önlemine gerek yok gibi görünüyor
Tutuklayın bu hadsizi, suçu toplumu terörize etmek!
“yok 100 le çarpalım”. Duyduğum selalara bakarsak; ki hepsi koronadan ölmüş olamaz. Değişen birşey yok. Korku pompolamayı ve insanlık dışı söylemleri lütfen bırakınız. Zira vur dedikçe öldürüyor politikacılar.