Merkez üssü Düzce’nin Gölyaka ilçesi olan 5,9 büyüklüğünde depremde 1’i ağır olmak üzere toplam 68 kişi yaralandı. Deprem sırasında evden çıkarken düşen kişi yaşamını yitirdi.
Sarsıntı 6,81 kilometre derinlikte meydana geldi. Deprem İstanbul ve Ankara’da da ciddi şekilde hissedildi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), saat 04.08’de meydana gelen depremin ardından en büyüğü 4,3 olmak üzere 96 artçı deprem yaşandığını bildirdi. Kentte 8 bin konutta hasar tespit çalışması yapılacağı açıklandı.
‘İSTANBUL DEPREMİNİN ÖNCÜSÜ OLMA OLASILIĞI YOK’
Afet Yönetimi uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen, Düzce’nin Gölyaka ilçesinde meydana gelen depremin ilk değerlendirmelere göre, Kuzey Anadolu Fay hattı ile ilişkili olarak gelişen doğrultu atımlı Karadere fayından kaynaklandığını bildirdi. Özmen, “Düzce’de yaşanan bu depremin İstanbul depreminin öncüsü olma olasılığı yok” dedi.
Özmen, yaşanan her depremin olası büyük Marmara depremini akıllara getirdiğine işaret ederek, “İstanbul’un deprem tehlikesinin yüksek olduğu birçok çalışma ile zaten ortaya konulmuş durumda ancak Düzce’de yaşanan bu depremin İstanbul depreminin öncüsü olma olasılığı yoktur. İstanbul’a uzak bir noktada ve oldukça farklı bir fay hattında olması nedeniyle Marmara Denizi içinde olabilecek bir depremle ilişkisi yoktur. Marmara’nın deprem tehlikesi bu depremden önce ne ise şimdi de odur.” değerlendirmesinde bulundu.
ŞENGÖR: MÜTHİŞ KÖTÜ BİR HABER
Öte yandan Prof. Dr. Celal Şengör’den Düzce depremi üzerinden beklenen büyük İstanbul depremiyle ilgili korkutan değerlendirmeler geldi.
Fatih Altaylı, Şengör’ün değerlendirmelerini HaberTürk’teki köşesinde şöyle aktardı:
“Yazacaklarım dünyanın en önemli jeologlarından birinin ve Kuzey Anadolu fayını inceleyen uluslararası ekibin Naci Görür’le birlikte üyesi olan bir Türk jeoloğun görüşleridir.
“Fatih, bu deprem müthiş kötü bir haberdir. Bu deprem Kuzey Anadolu fayının hareketinin tüm jeologlar tarafından tam olarak anlaşılamadığının göstergesidir. 22 yıl içinde Düzce’de ikinci bir deprem bu. Oysa herkes Düzce’nin gerilimini boşalttığını ve uzunca bir süre ciddi bir deprem olmayacağını düşünüyordu. Öyle olmadığını gördük.
Bunun anlamı şu.
İstanbul depremi bayağı yakınlaşmış.
Stres birikimi had safhaya yaklaştı.
Naci Görür’ün dediği doğru. Bolu Dağı’na doğru da bir deprem bekleyebiliriz. Ama orada 1944 yılında bir deprem oldu. Stres var ama çok büyük bir depreme yol açacak kadar değil.
Asıl stres birikimi Batı’ya doğru oldu.
Yani Adapazarı, Gölcük ve İstanbul.
İstanbul’u bir kez daha uyarıyorum. Ve belki bundan sonra bir kez uyarma fırsatımız dahi olmayabilir. Sana tavsiyem İstanbul’dan, şehir içindeki evinden taşın. O kadar hazırlıksızız ki, bir doğalgaz boru hattının kırılması bile yeter. Taşın çünkü Fatih’siz bir hayat istemiyorum.”
yuru gıt. bunların hepsı felşaket tellalcısı. rant pesınde.