Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, tam kapanma hakkında “Görünen o ki yaptığımız onca hataya rağmen kapanma sürecinin sonunda yüzümüz az ya da çok gülecek. Ama bilelim ki bu ciddi kapanma da probleme kalıcı bir çözüm getirmeyecek” dedi.
Hürriyet gazetesi yazarı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu bugünkü yazısında tam kapanma ve etkileri hakkında görüşlerini dile getirdi.
Müftüoğlu, kademeli açılma sürecinde hassas davranılması gerektiğini ifade etti.
Müftüoğlu, “Pandemi sürecinin zor ve kritik bir virajındayız. Bir çeşit ‘sınırlı kapanma dönemi’ne girdik. Bu dönemi iyi değerlendirmek, kısıtlamalara ‘elimizden geldiği kadar’ değil, ‘daha da fazlası’yla uyum göstermek mecburiyetindeyiz” dedi.
Prof. Müftüoğlu, “Görünen o ki yaptığımız onca hataya rağmen kapanma sürecinin sonunda yüzümüz az ya da çok gülecek. Ama bilelim ki bu ciddi kapanma da probleme kalıcı bir çözüm getirmeyecek. Yapılması gereken önemli işlerden birisi de daha şimdiden kapanma sonrasının planlanması, tartışmaya açılması, halka açıklanması, daha doğrusu uygulanacak ‘kademeli açılma’ sürecinin nasıl olacağı konusunda toplumsal bir mutabakatın sağlanmasıdır.
Eğer daha önce yaptığımız yanlışları bu kapanmanın sonrasında da tekrarlar, kapılarımızı sonuna kadar ve kontrolsüz bir şekilde açacak olursak, çok değil birkaç ay sonra yeni bir dalganın daha kaçınılmaz olabileceğini unutmayalım” dedi.
Salgınla yaşamayı öğrenmeliyiz. Bundan sonra da salgın olacaktır. Kapanmak çözüm değil tabi. Önemli olan bilinçli hareket etmek. Kısıtlama kalkınca kafelere avm lere koşmak da nedir? Bu cahilliği halkın üzerinden almalı. Bunu öğretmeli!
Zaten profesör ünvanlı hangi doktorun dediği isabetli oldu ki. Sizin yaptığınız doktorluğu inanın ben de yaparım. Çok zor değil ki ortaya konuşmak. Salgının hızı durabilir de durmayabilir de. Belki salgın durmayacak veya da hız kesmeyecek ama ekonomi çarklarını durdurduğu kesin. Sizin gibi profesörlerden ne çok var ekranlarda. Ben artık akademik ünvansız sade doktorların beyanlarına daha çok itibar ediyorum. Çünkü ekranda olmanın büyüsünde henüz değiller.