İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, geçen hafta Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile irtibatlı ve iltisaklı olduğu tespit edilen 445 aktif emniyet mensubunun açığa alındığını duyurmuştu. Söz konusu isimlerin, “Garson” kod adlı bir itirafçıdan ele geçirilen hafıza kartından çıktığı belirtildi. MİT’in uzun zamandır hafıza kartının üzerinde çalışma yaptığı biliniyordu.
Emniyet içindeki FETÖ operasyonu sonrası gelişmelerle ilgili iddialar gelmeye devam ediyor.
Gazeteci Tolga Şardan, FETÖ’cülerin başka cemaatler içinde kendini gizlemesi faaliyeti olarak bilinen “renklendirme” yöntemine ilişkin iddialarda bulundu. Emniyet içindeki FETÖ operasyonlarının ardından Menzil cemaatine yer açıldığı yönünde yorumlarda da bulunan Şardan’ın T24’teki yazısının satır başları şöyle:
“İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yeni yıla girilmesine üç kala yaptığı açıklamada, FETÖ ile temasının bulunduğu tespit edilen ve hâlihazırda görev başındaki 445 polisin açığa alındığını açıkladı.
Öncelikle şunu belirteyim; bu açığa alma işleminin Türk Silahlı Kuvvetleri çatısı altında yaşanan “tarikat / cemaat tartışmaları”nın yoğunlaştığı günlere rastlaması dikkat çekici…
(…)
Yerlikaya’nın FETÖ’yle bağı olduğu gerekçesiyle açığa alındığını açıkladığı gelişmeyle ilgili biraz detay vermekte fayda var.
Edindiğim bilgilere göre; açığa alınan personel, teşkilatta başkomiser rütbesine kadar olan polislerden. Henüz emniyet amiri ile daha üst rütbedeki polis müdürlerinden açığa alınan yok.
Aynı hafıza kartından 3 binden fazla personelle ilgili yeni veri çıktığı bilinmesine karşın açığa alınan polis sayısının 445’te kalmasının gerekçesi yaklaşan yerel seçimler olsa gerek.
Teşkilatta, tıpkı 26 Nisan 2017’de yaşanan 9 binden fazla polisin açığa alınması gibi bir uygulamanın benzerinin işleme konulmasının, seçimler açısından, ülke güvenliği çerçevesinde sıkıntıya yol açması mümkün.
Yeni veriler içinde, daha önce kamuoyunca bilinen, halen de FETÖ’yle bağı “kripto” düzeyde olduğu değerlendirilen ve deşifre olmamak amacıyla zaman içinde farklı tarikat / cemaat içine geçenler için kullanılan “renklendirme” tanımı yeni süreçte de önemli.
MİT’ten gelen veri listelerinde yer alan bazı isimlerin daha önce FETÖ içinde bulunmasına karşın şimdilerde başka tarikat / cemaat kadrolarından emniyet teşkilatında çalışmaya devam ettiği belirtiliyor.
Bu tabloya bağlı olarak bir bilgi daha vereyim; açığa alınan 445 polisin büyük bölümü il emniyet müdürlükleri bünyesinde görevli.
Bununla birlikte son günlerde Emniyet’in merkez teşkilatındaki önemli birimlerinde görev alan personelden branş dışı bırakılanlar var.
Uygulamanın anlamı şu; veriler üzerinden tespit edilen “sakıncalı / sorunlu” personelin özellikle operasyonel faaliyetleri bulunan birimlerden tayini çıkartılıyor.
Bu birimler arasında İstihbarat Başkanlığı, KOM Başkanlığı, Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı, Özel Harekat Başkanlığı, Terörle Mücadele Daire Başkanlığı gibi dikkat çeken birimler var.
Özellikli birimlerden “sakıncalı” görülüp branş dışına çıkarılan personelin bir daha yeni bir karar alınmadıkça aynı birimlerde çalışması olanaksız.
Tabii burada, “böylesi kritik birimlerde sakıncalı personel nasıl çalıştırılıyor?”, “söz konusu personelin referansları kim / kimler?” sorularının yanıtları önemli.
(…)
Bakmayın siz, Emniyet’in 400 bin kişilik teşkilat olduğuna. Herkes, herkesin seceresini bilir!
Açığa alma, renklendirilen personelin tespiti ve branş dışına çıkarma gibi tasfiye işlemleri, teşkilatın FETÖ bağlılarından temizlendiği görüşü kadar, deyim yerindeyse “şeytanın gör dediği” meselesini de gündeme getirmiyor değil.
Son zamanlarda tıpkı TSK’da güçlendiği gibi Emniyet içinde de kendisini hissettiren Menzil başta olmak üzere diğer cemaat ve tarikatlara yer açılmadığını düşünmek isterim doğrusu!
Ancak; gerçekleşen bazı kritik atamalar ve görevden almalar, bu iyimserliği ortadan kaldırıyor maalesef.
Umalım ki, karar vericiler bir an önce süreci yeniden değerlendirsinler. Tarikat ve cemaatlerden uzak duran kadrolarla görev yapsınlar.”