Rusya’nın KKTC adımı neyin işareti? Prof. Dr. Hasan Ünal: Fırsat bu fırsat…

VERYANSIN TV

Rusya’nın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde (GKRY) bulunan büyükelçiliğinde görev yapan bir yetkili, Rus resmi Haber ajansı TASS’a yaptığı açıklamada, Rusya’nın yakın zamanda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) konsolosluk hizmeti vermeye başlayacağını duyurdu.

Habere göre Rus yetkili, “Çok yakın bir zamanda Lefkoşa şehrinin kuzeyinde konsolosluk hizmetleri vermeye başlayacağız. Çalışmalar düzenli şekilde yapılacak” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın konsolosluk açacağı iddiaları ise KKTC tarafından yalanlandı.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Konsolosluk açmak gibi bir talepleri olmadı. Ofis açma girişimleri vardı. İngiltere’nin de ofisi var. Rusya’nın da olması bizim için sakıncalı değildir. Burada birçok Rus var, tabii ki bir ofis açıp bir takım işlerini sürdürmeleri normaldir. Açarlarsa iyi olur” dedi.

Peki Rusya’nın söz konusu adımı neyin işareti?

ABD, İngiltere, İtalya, Fransa ve Almanya’nın KKTC’de konsolosluk hizmetleri vermesine dikkat çeken bir görüşe göre, Rusya’nın adımı “siyasi” değil; KKTC’de Rus vatandaşı sayısının artması, Moskova’nın bu adımını zorunlu kıldı.

Veryansın Tv’de Eray Çelebi’nin sunduğu “Gündem Özel” programında konuşan uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal’a göre ise Moskova’nın adımı siyasi bir sürecin başlangıcı.

Rusya’nın KKTC’nin önemini kavradığını belirten Ünal, Kıbrıs’ta iki devletli çözümün Rusya’nın çıkarlarına da uygun olduğunu, bunu Moskova’nın tartışmaya açık olduğunu söyledi.

‘TEK DEVLETLİ ÇÖZÜM KIBRIS’I AB VE NATO TOPRAĞI YAPAR’

Ünal “Kıbrıs tek devlet olduğu takdirde Kıbrıs otomatikman AB toprağı olur, bir süre sonra da NATO üyesi… Rusya NATO’nun genişlemesine karşı bu kadar mücadele ederken, Kıbrıs gibi Doğu Akdeniz’in en önemli noktasında bulunan bir adanın NATO toprağı olması Rusya’nın çıkarlarına ters.” dedi.

Ünal, çok kutupluluğun fırsatlar sunduğunu, bu fırsatları iki ülkenin de değerlendirmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:

“Rusya’nın çıkarları buradadır. Ama Ruslar da diyebilir ki; ‘Biz bunu yaparken Türkiye’den karşılığında ne alacağız?’

Bu konuda yürütülecek müzakerelerle Kırım konusunda da bir tür uzlaşmaya varılabilir. Çünkü Rusya Kırım’ı toprak bütünlüğünün bir parçasına benzetiyor. Rus yetkililer Kırım’ı Hatay birleşmesine benzettiğini işaret ediyor. Kırım’ın Rusya toprağı olmadığına dair BM Güvenlik Konseyi kararı da yok. Olamaz da. Ama NATO ve AB Kırım’ın Rusya toprağı olmadığını ısrarla söylüyor, biz de söylüyoruz.

‘ADIM ADIM…’

Bu noktada Türkiye şöyle yapabilir; adım adım Türk yetkilileri Kırım’ın Ukrayna toprak bütünlüğünün ayrılmaz bir parçası olduğu ve Türkiye’nin politikasının bu yönde olduğu şeklinde konuşmalarına yavaş yavaş son verirler. Ve Türk Hava Yolları da Kırım’a doğrudan seferler düzenlemeye başlar. Böylece iki taraf çok önemli konularda uzlaşır. Ve Akdeniz’de çok önemli bir adanın NATO toprağına dönüşmesi engellenir. Rusya’ya karşı kullanılması ihtimali de ortadan kalkar orta vadede. Hem Türkiye’nin hem Rusya’nın çıkarları büyük fayda görür. Ankara’nın “Kırım’ın Rusya toprağı olduğunu tanıyorum” demesine gerek bile yoktur. Rusya’nın adımı Ankara açısından bir fırsattır. Fırsat bu fırsat. Bu konuda iki ülke arasında görüşmeler yapılabilir.”

Programın tamamı için tıklayın: