Soğan fiyatlarıyla ilgili tartışmalara iktidara yakınlığıyla bilinen Sabah Yazarı Hasan Basri Yalçın da girdi. Yalçın, “Geçmedikleri Köprü” başlıklı yazısında Ramazan Bayramı tatilinin son gününde trafik yoğunluğunun arttığını söyleyerek, ülkede ekonomik sorunların olmadığını öne sürdü.
Yalçın, “Bayram tatili üç gündü. Cuma, cumartesi, pazar. İstanbul’dan perşembe bile çıksanız pazar gününe kadar dönmek zorundasınız. Pazara kaldıysanız trafik büyük sorun. Ben de ailemle beraber pazara kaldım. Bu sefer sadece İstanbul girişi değil tüm şehirlerarası yollar araba kuyruğuydu. Çok zaman adım adım gerisini yoğun akıcı geçirdik. Kabaca üç saatlik yolu yedi saatte tamamladık. Şükürler olsun. İnsan düşünmeden edemiyor. Sözüm ona ülkede ekonomik sorunlar var. CHP’lilere sorsanız ‘millet aç. Benzin fiyatları uçuyor. Soğan ateş pahası.’ Gerçekten ihtiyacı olan insanlar tabii ki var. Ama onlar hiçbir zaman ‘açız’ demedi, demez. Ama bundan böyle ‘millet aç’ diye böğürenlerin ağzına kürekle vurmak lazım.” ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
Soğan ve patatese gelen zamlar vatandaşların tepkisini çekerken birçok isimden de açıklamalar geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, soğan-patates zamları üzerinden bilim insanlarını hedef alarak “Her şeyden önce yol yenebilen meta değildir, bunu bilesin bay profesör. Yol yenmez ama yol sayesinde üretim olur. Beyefendiler şunu bilmesi lazım, bu domates de patates de bu yollardan gidiyor” demişti. Erdoğan, ekonomideki kötü gidişle ilgili eleştirilere de “Ekonomide sıkıntı varmış, yoo. Biz gayet iyi yolumuza devam ediyoruz” diye yanıt vermişti.
Kırmızı etin fiyatının altınla yarışır hale geldiği günlerde “Türkiye’de damak tadı değişti. Koyun eti ucuz ama tercih edilmiyor, kokusundan dolayı” çıkışıyla dikkat çeken Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ise “Şimdi yeni ürün çıkmaya başladı ya soğan fiyatları aşağı gitmeye başladı. Ben de onlara diyorum ki, git cücüğüyle oyna biraz cücüğüyle” diye konuşmuştu.
İnsanlarımızın çoğunun açlık sınırı altında, mutlu bir azınlık dışında kalanlarında yoksulluk sınırı altında çalıştığını, gençlerin yuva kuramadığını, ortalama evlilik yaşının 30’a dayandığını, her genç evlinin hak ettiği güzel bir koltuk takımı için yaklaşık 1 yıl yemeden ve ücretli s.çmadan para biriktirmek gerektiğini görmeyen, yalayıcıların gö.üne (gözüne) kürek sapı girsin. Nasıl olsa gözleri işe yaramıyor.
Esasen Bir toplumu çökerten şey saraylar değil o saraylardan beslenen soytarılardır. Yapıllan onca talan ve hırsızlığa göz yuman hiçbir şey söylemeyen bu soytarılar altı yedibin tl maaşla büyükşehirlerde hem kira verip hemde geçinmek zorunda kalan yaşlı başlı insanların ağzına kürekle vuruyor.Bu kıyamet alameti değil zaten kıyametin taa kendisi. Ne diyelim bu kibir zaten Allahın insana verdiği en büyük beladır . Belalarından kurtulmak nasip olsun inşallah.