Sabah yazarından, ABD’nin mezhep tuzağına düşen İslamcılara Fetullah dersi!

featured

ABD’nin Kasım Süleymani suikastinin ardından ABD işgalciliğinden çok İran’ı hedef alan İslamcı yazarlara AKP’li Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna’dan yanıt geldi.

Kasım Süleymani suikastinin ardından, mezhep takıntısını aşamayan çok sayıda İslamcı yazar, ABD emperyalizminden çok sözde “İran yayılmacılığı”nı diline doladı. Bunlar, ABD emperyalizmi ve İsrail siyonizminin baş hedeflerinden biri olan Kasım Süleymani’nin ardından “katil”, “kasap” gibi iftiralar sıraladı. Az da olsa AKP’li yazarlar arasında bu tutuma tavır alan isimler oldu. Onlardan biri de Sabah yazarı Salih Tuna oldu. Tuna’nın bugünkü yazısının satır başları şöyle:

“PKK terör saldırısı ardından “Kürt sorununu” konuşmak neyse, ABD terör saldırısı ardından “İran ve Şia” meselesini konuşmak da odur.
Hülasa, terör saldırısının amacına istemeden de olsa hizmet etmektir.
ABD henüz maktulün kanı kurumadan, “Elinde binlerce Sünni kanı vardı” söylemini boşuna mı tedavüle sürdü sanıyorsunuz?
Kissinger’ın, 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından, “Bundan sonra çatışma Müslümanların arasında olmalıdır” şeklinde çizdiği hedef doğrultusunda yıllar yılı yatırım yaptıkları mezhep asabiyetini “kaşıyorlar” işte.
Yoksa katlettiği halkların kavmi veya mezhebi ABD’nin umrunda olmaz.
Sünni kanı zerre umurlarında olsaydı, 70 yıldır Filistinlilerin kanlarını döken Siyonist İsrail’i her daim arkalamazlardı.
Mesele ne ırk ne de mezheptir.
Bakınız, Saddam Hüseyin Arap bir “Sünni”ydi. Sadece Halepçe’de kadın çoluk çocuk 5 bin Kürt kardeşimizi katletmişti.
Lakin, idam edilirken kimi Şiilerin sevinç çığlıkları midemi bulandırmıştı.
Değil mi ki Saddam Irak’ı işgal eden ABD “sayesinde” (ve işgalcilerin nezaretinde) idam edildi, binlerce Şii Müslümanı katlettiğini bilmek bile bu çığlıkları mazur göstermezdi.
Kıymet hükmümüz şudur:
ABD emperyalizminin zulmüne maruz kalanların diline, dinine, mezhebine, kavmine, coğrafyasına bakılmaz.
Onun için Maduro’yu destekledik.
Ve, Bolivarcı Venezuela hükümeti de bunun için İran ve Irak halklarına başsağlığı dileğinde bulundu.
Agâh olalım.
ABD terörü ister bir Hristiyan ister bir Yahudi ister bir dinsizi vursun, sevinç çığlıkları atmak bize yakışmaz.

Başkan Erdoğan’ın “Bir ülkenin üst düzey generalini öldürmenin karşılıksız bırakılmayacağı belli” ifadesi bir durum tespiti olduğu kadar yarına yönelik bir nevi ön almak şeklinde okunabilir.
Ne alakası var demeyin, uluslararası hukuku hiçe sayan ABD’den her şey beklenir.
Nihayetinde, 15 Temmuz’da işgal girişiminde bulunan FETÖ elebaşına hala yardım ve yataklık yapan bir ülkeden bahsediyoruz.
Mavi Vatan’ımız için Libya tezkeresi Meclis’ten çıktığında Trump, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı arayıp, “Yabancı müdahale Libya’daki durumu karmaşık hale getiriyor…” demişti.
Biz de şimdi “Süleymani suikastı Ortadoğu’daki durumu daha karmaşık hale getiriyor” desek yeridir.

Bir de, mümkünse şuncağızı unutmayalım:
FETÖ elebaşı Fetullah, “Ahirette Cennet’e giden yol İran’ın içinden geçse oraya gitmem” derken…

Prof. Esad Coşan Hocamız şöyle diyordu: “Batılılar korkuyor, çekiniyor, istemiyor, sevmiyor diye niçin İran’ı dışlayalım, defterden silelim? (…) Batı’nın çirkin iftiralarına aldanmayalım, iğrenç politikalarına kanmayalım, onlar bizi birbirimize düşürüp kırdırmak; sonra da bakıp gülmek, alay etmek, kendi sömürüsünü devam ettirmek istiyor…”

Sabah yazarından, ABD’nin mezhep tuzağına düşen İslamcılara Fetullah dersi!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. 8 Ocak 2020, 07:04

    Adem Bey masum insan dedikleriniz, gene abd tarafından yaratılan (bunu trump da söyledi) ışid, el nusra ve el-kaide gibi vahşi ruh hastalarının oluşturduğu teröristler. Ben bölgede terörist dahi olsa hiçbir insanın öldürülmesini istemiyorum, ancak birde yaşamın bize dayattığı gerçekler var. Savaş istememek, pembe tablolar çizmek, bu çocukları kurtarmıyor. Emperyalizm Dünya nın her yerinde kontrol edebileceği gerginlikler, savaşlar yaratıyor. Bu nedenle emperyalizmin bölücü, çatışmacı oyunlarını boşa çıkaracak bölge insanlarını huzur ve zenginlik içinde yaşatacak politikalar üretebilmeli, bunları desteklemeliyiz. Bu anlamda Süleymani nin öldürülmesini kaba sert, ayrımcı, mezhepçi bir bakış açısıyla değil, farklı kaynaklardan bilgi alarak gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirebilmeliyiz. Ayrıca şunu da belirteyim: yarın abd nin bölgede (zaten ypg benim kara gücüm diyor) bir Türk güvenlik görevlisinin de bu şekilde değerlendirilip katledilmeyeceğinin garantisi var mı ? Bu Ülke bir Eşref Bitlis gibi büyük değerini gözleri baka baka kaybetmedi mi ? Muavenet gemimiz vurulmadı mı ? Bunları ne çabuk unutuyoruz.

  2. Adem kimsenin kimseden yardım talep ettiği falan yok, kendin çalıp kendin oynuyorsun.

  3. Salih Tuna Kardeşim Anlattıkların baştan sona kadar doğru Mezhep Taassubu ile yaklaşmayalım İranı Dışlamayalım hepsi doğru peki o zaman Kasım Süleymani ve yetkili Mollalarına aynı soruyu soralım Musulda ve Suriyede bu kadar masum insanın kanından bu adını ettiğimiz zat ve iran sorumlu değilmiydi hiç düşünmedilermi bir gün zalimler sizin kapınıza dayandığında hangi yüzle Sünni Müslümanlardan yardım talep edeceksiniz.

  4. Yazarı tebrik ederim.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!