Sami Selçuk’tan Devlet Bahçeli’nin hakaretlerine sert yanıt

featured

Eski Yargıtay Başkanı, Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sami Selçuk, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendisi hakkında emekli amirallerin bildirisine dair yaptığı açıklamasına ilişkin ‘tam manasıyla namertliktir’ sözlerine aynı sertlikte yanıt verdi.

Cumhuriyet’in haberine göre, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında, “Yargıtay eski Başkanı Sami Selçuk’un, 4 Nisan darbe çağrısının mertçe kaleme alındığını bir gazete aracılığıyla açıklaması ise tam manasıyla namertliktir. (…) 2007 yılındaki Cumhurbaşkanı seçimini mimarı olduğu 367 düğümüyle krize sokan Kanadoğlu’ndan sonra şimdi de devreye beyni sulanmış Yargıtay eski Başkanı mı girmiştir?” sözleri hakkında düşüncelerini Selçuk şöyle açıkladı:

“Ben, fakülte dönemini de katarsanız, tam altmış altı yıldır hukukun içinde yaşıyorum. Askerlik ve staj dönemlerinde de hiç ara vermeden hukuk kitaplarını okumayı sürdürdüm. Bu dönemde örneğin beni en çok etkileyen kitaplardan biri merhum Nurullah Kunter’in “Suçun Maddi Unsurları Nazariyesi” yapıtıdır. 

Ne yazık ki, yeniden basılmamıştır. Yargı erki içinde yirmi yılım savcılık, sekiz yılım Yargıtay üyeliği, dokuz yılım daire başkanlığı, üç yılım birinci başkanlık olarak geçmiştir. Şimdi de on yedi yıldan bu yana Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yerleşik deyişle ceza ve ceza yargılama hukuku dersleri vermekteyim.

Cumhuriyet’te yayımlanan yazımda yeni ve fazladan bir şey söylemedim. Ceza hukuku konusunda uygulamada neler yaptımsa, her hocanın yaptığı gibi derslerde öğrencilerime neler anlattımsa onları özetledim. O kadar. Hukuktan anlamayan, hukuksal yaklaşımla politik yaklaşım ayrımını yapamayan, ayırt etme gücü ve zekâsı olmayan birinin değerlendirmesi, benim açımdan sıfıra eşittir. 

Kısaca bir hukukçu, eski bir savcı ve yargıç, yaşam biçimi nesnel ve yansız biri olarak hukukun dediklerini dile getirdim. Ömrünün çoğunu yargılama erkinde geçirmiş birinin görevi, şunun bunun dedikleri değil, şu bu ne der kaygısına kapılmadan, nesnel olarak bu konuda “hukuk şöyle der”den, Latince deyişle “juris dictio”dan ibarettir. Hukukçunun tek bir efendisi vardır, buyruklarını ondan alır, şundan bundan değil. O efendinin adı da “HUKUK”tur. Kimi bakar körler görsün diye bunu lütfen büyük harflerle yazın.

“İNSANLARI AŞAĞILAMASIN’

Selçuk şöyle konuştu: “Kimse bana efendilik taslamasın. Gücü yetiyorsa bilimsel temelde kendisi ya da kendisini bilinçsizce alkışlayanlar arasında hukukçu varsa onları da yanına alarak benim söylediklerimi çürütsün. 

“Namert”, yani “alçak, korkak, erdemsiz ; “beyni sulanmış”, yani “bunamış” diyerek insanları aşağılamasın. Hakaret, milletvekili yapay bağışıklık kalkanının ardına sığınarak mertliğini kanıtlamaya kalkışan zavallıların, yetersizlerin başvurdukları Brutus’vari bir eylem olmamalıdır. 
Mertlikten, namertlikten söz edenlerin önce kendileri mert olmalıdır. Sövgüler eski deyişle muhayyerdir. Değişmez huyları, sahibine geri dönüp onu vurmasıdır. Hakaretlerle düşünceleri ve hukukun dediklerini çürütemezsiniz. 

Ben, insanları bu denli zavallı, aciz yaratıklar olarak görmek istemiyorum. İnsan, gerçekten “eşref-i mahlukat”, yani bir “özgür hukuk kişisi”, dolayısıyla “yaratıkların en şereflisi” olmalı, her adımında bunu gözetmeli. Bu türden çarpık yaklaşımları benimsemiş olanlara karşı hukukçuya düşen görev şudur: İnsanın ne olduğunu anımsatmak, bilmiyorlarsa anlatmak.

“DOĞRU DÜRÜST TÜRKÇESİ BİLE YOK”

Konuşmanın sahibini tartışmaya açık ve hukuk açısından yeterli biri olarak göremiyorum. Doğru dürüst Türkçesi bile yok. Seçtiği dalı bile telaffuz edemiyor. Benim için “Yargıtay eski başkanı” diyor. 

Doğru dürüst dil bilgisi bile bilmiyor. Ben “Eski Yargıtay başkanıyım”. Bütün bunlar yüzünden de ülkem adına üzüntülü ve kaygılıyım. Yazdıklarımı bile anlayamamış birine ne söyleyebilirim ki?! “Muaviye’nin oğulları Hasne ile Hüsne’dir” sözündekinin de ötesinde burada dört değil, altı yanlış vardır.”

Bahçeli’nin Konuşmasını dinlemediğini söyleyen Selçuk sözlerine şöyle devam etti:

“Eski ve değerli bir milletvekili bana telefon etti. Çok üzülmüş, yüzeysel ve saçma bulmuş. “İğrendim, alkışlayanlardan da tiksindim, dayamayıp televizyonu kapattım” dedi. Adı bende saklı. Bence asıl düşündürücü olan, iki nokta şudur: O konuşmayı dinleyip alkışlayanların arasında hukukçuların da olması. 

Hukukumuz ve hukuk fakültelerimiz açısından çok acı bir durum bu. İsterdim ki, hukuk adına birileri karşı çıksın, bu kişiyi uyarsın. Ama çıkmadı. Çok yazık, düşündürücü ve utanç verici. İkinci nokta da şu: O bildiriyi bile darbe İMASI diye nitelendirenlerin, aynı günlerde 27 Mayıs darbesinin birinci insanının mezarına gidip çiçek koyarak dua etmeleri. Allah kimseyi böyle suçüstü çelişkilere düşürmesin.”

BAHÇELİ’Yİ MUHATAP ALMAM

Bahçeli ile görüşmek isteyip istemediği sosuna Selçuk:

“Hayır, hayır. Allah korusun ve Allah’ın gücüne gitmesin. Onlar, benim gözümde yalnızca bedenen vardırlar. Düşünce dünyamda yokturlar. 

Hukuk dünyamda ise hiç yokturlar. Çünkü düşüncelere söven biri, yalnızca size değil, Tanrı’nın yaratıkların en şereflisi dediği insana da sövmüş, dolayısıyla Tanrı’yı bile incitmiş, ona başkaldırmış biridir. Onu muhatap saymak, sizi de Tanrı’yı da inciten ve ona başkaldırmış biri yapar. Ben bu yanlışa düşmem. Böyle birinden olsa olsa uygun ortamlarda hesap sorulur. O kadar.”

Sami Selçuk’tan Devlet Bahçeli’nin hakaretlerine sert yanıt

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

12 Yorum

  1. Dogrusunu öğrendiğinde eyvallah demek yerine, ısrarla dogru bildiği yanlışı savunmak :)

  2. 26 Nisan 2021, 17:04

    Ağzına sağlık Sami Selçuk..Şu cahil adama ilk kez hakettiği şekilde cevap verildiğini duyuyorum.

  3. En doğrusu yargıtayın eski başkanlarından Sami Selçuk’tur. Yargıtay eski başkanı dilbilgisi olarak yanlış ve uyduruk bir ifade. Eski yargıtay başkanı da olur ancak ilk yazdığım en risksiz olanı.

  4. 26 Nisan 2021, 06:22

    Dediğiniz gibi ifade edilirse devrik olur. Bu arada bu sayfayı ziyaret eden ne kadar dil bilgisi gönüllüsü kardeşler var. (-17) vermişler.

  5. 26 Nisan 2021, 05:59

    Yargıtay başkanı bir isim tamlamasi, sıfat olan eski bu tamlamayı niteler.. yani eski yargıtay başkanıdır doğrusu.. Yargıtayın eski başkanı da diyebilirsiniz tabii.. ama “yargıtay eski başkanı” ile derdinizi anlatmış olursunuz belki, ama Türkçe dil kurallarına uygun olmaz.
    Eh, Bahçeli’nin pùskevit Türkçesinden de daha fazla beklenti içinde olmamak gerekir zaten. Başka bir çok alanda olduğu gibi.

  6. Bu bahçelinin şoförü kayıp mi

  7. 26 Nisan 2021, 01:11

    Eğer anlarsa gerekli cevabı vermiş sayın Hocam.

  8. Sayın yorumcu Nedim# .. Kuşkusuz siz doğru yazıyorsunuz. Yeni Meclis, eski Meclis olmaz. Yeni Yargıtay, eski Yargıtay olmaz, ama yeni başkan, eski başkan olur. Doğrusu; Yargıtay eski başkanı’ dır.

  9. Akp yi ayakta tutmakla görevli devlet bahçeli başka bir sorumluluğu yoktur

  10. Eski Yargitay Baskani söylemi dogrudur.Türkceyi dogru konusalim

  11. 25 Nisan 2021, 19:07

    Doğrusu dediğiniz gibi değil, misal “Eski Meclis Başkanı” denir, sizin dediğiniz gibi olursa “Meclis Eski Başkanı” demek gerekir bu da çok anlamsız olur.

  12. Birinin türkçesi bozuk oraya kadar doğru. Yargıtay kapatılmadı ki hâlâ açık, ama senin başkanlığın bitti yani eskidi, bunu artık ilköğretimde bile öğretiyorlar. Doğrusu Yargıtay eski başkanıdır.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!