Şebnem Korur Fincancı, Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü’ne sahte işkence raporu verip tanıklık yapmış!

Eski TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın, Adil Serdar Saçan'ın 1999 yılında yürüttüğü Adnan Oktar Suç Örgütü soruşturmasında örgüt üyeleri için "işkence" raporu düzenlediği ortaya çıktı. Öte yandan örgütün eski üyesi Özkan Mamati, Veryansın Tv yayınına bağlanarak Fincancı'nın Adnan Oktar'ın müritleri için tanıklık yaptığını açıkladı.

featured

VERYANSIN TV

Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok ve Muammer Aksoy suikastlerine ilişkin şaibeli raporlarıyla gündemdeki yerini koruyan Şebnem Korur Fincancı’nın yeni bir skandalı ortaya çıktı.

140journos’un YouTube’da yayınladığı ‘adnan’ belgeseline göre Fincancı’nın 2005 yılında 6 yıl geriye dönük olarak Adnancılar’a “işkence yapıldığına dair” rapor hazırladığı ortaya çıktı.

2023’te hayatını kaybeden eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan’ın yürüttüğü 1999 yılındaki soruşturmada, Adnan Oktar’ın cezaevindeki müritlerine “konuşun” talimatı vermesiyle başlayan süreç, tutuklu örgüt üyelerinin suçlarını itiraf etmesiyle devam ediyor.

Videoda konuşan bir eski örgüt üyesi “Adnan Oktar hepimize bir talimat verdi: “Herkes suçlarını itiraf etsin. Savcılıkta bunu bir şekilde hallederiz, düzeltiriz” gibi şeylerde bulundu ve biz de suçlarımızı itiraf ettik” ifadelerini kullanıyor.

Daha sonra Fincancı, 2005 yılında Adnan Oktar Suç Örgütü üyelerine işkence yapıldığına dair rapor hazırlıyor.

Adnan Oktar Suç Örgütü üyelerinin ifadelerinden caymasıyla Adil Serdar Saçan’a da “işkenceci” iftirası atılmış” oluyor.

Videoda konuşan mağdur avukatı Sena Akkaya Ayvuran, durumu “Emniyet sorguları sırasında örgüt yönetici ve üyelerinin tamamı aslında suçlarını ikrar ediyorlar. Adnan Oktar da dahil, bütün suçlarını ikrar ediyorlar ve sonrasın emniyet aşaması bittikten sonra bu suçlardan ya da bu ikrarlardan sonra nasıl kurtulabileceklerini düşünüyorlar. Günümüz TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya başvuruyorlar ve bir işkence raporu alıyorlar. Ancak Fincancı, operasyondan 5 yıl sonra sadece Adnan Oktar ve suç örgütü üyelerinin beyanlarıyla Emniyet hakkında işkence raporu düzenliyor” ifadeleriyle açıkladı.

Eski örgüt üyesi Özkan Mamati ise, Adnan Oktar’ın AKP hükümetinin AB Uyum Yasaları çerçevesindeki işkence açılımına “konduğunu” belirtiyor.

Mamati, Adnancılar’ın işkence yalanını “Örgüt içinde benim de arkadaşım olan, mesela doğuştan göz kapağı düşük bir arkadaşım vardı, küçüklükten olmuş. Bunları sanki operasyonda, yani 1999’da olmuş gibi göstererek, 2005 yılında işkenceye uğradıklarına dair rapor verdi.” sözleriyle açıklıyor.

Öte yandan videoda, Fincancı’ya hakkındaki iddiaların sorulduğu, ancak kendisinin cevap hakkını kullanmadığı da belirtildi.

ÖRGÜTÜN ESKİ ÜYESİ VERYANSIN TV’DE ANLATTI: TANIKLIK YAPMIŞ!

Adnan Oktar örgütünün eski üyesi Özkan Mamati, Veryansın Tv canlı yayınında örgütün iç yüzünü anlatan çarpıcı açıklamalarda bulundu. Mamati, Fincancı’nın örgütle ilişkisine dair yeni bilgiler açıkladı.

Haftadan Kalanlar programında Eray Çelebi ve Serkan Öz’ün sorularını yanıtlandıran Mamati, Fincancı’dan sahte işkence raporu alan örgüt üyesinin kardeşinin Fincancı’nın kızıyla evlendiğini de açıkladı.

Mamati, örgüte tanıklık yaptığını belirttiği Fincancı’ya şu sözlerle seslendi:

“Örgüt, 2016 yılında firari yöneticisi Dr. Cihat Gündoğdu’nun bir kıza verdiği yüksek dozdaki ilaçla alakalı yargılanmasında neden sana gelip 2016’da mütalaa alıp takipsizlik alıyor. Bu da mı tesadüf?

2023 yılında örgütün Bora Yıldız isimli yöneticisi, Tekirdağ Adliyesi’nde yargılanırken neden sizi tanık olarak davaya davet ediyor? Siz nasıl bir insanmışsınız. 2005 yılından beri bu örgüt sizle yatıp sizle kalkıyor.”

‘ŞEYTAN’ KORUR FİNCANCI

Video, yayınlandıktan sonra sosyal medyada gündem oldu. Sosyal medya kullanıcıları, videonun özetlerini paylaşıp Adnan Oktar Suç Örgütü ve Şebnem Korur Fincancı’ya tepkis göstererek konuyu TT (Trend Topic) listelerini taşıdı.

Bazı X ve Ekşi Sözlük kullanıcıları ise, Fincancı’nın ismi üstünde kelime oyunu yaparak “Şeytan” Korur Fincancı yakıştırmasını kullandılar.

FİNCANCI’DAN AÇIKLAMA

Fincancı, iddialar sonrası sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yayımladı. 140journos’un kendisine ulaşmadığını iddia eden Fincancı, şu açıklamayı yaptı:

“İşkence kamu görevlilerinin kasıtlı, korkutma, sindirme amacıyla yaptıkları bir şiddet eylemidir. Fail kamu görevlisi olduğundan devletlerin önleme, uygulamama ve cezasız bırakmama sorumluluğu olan mutlak yasak bir suçtur. işkence görenin kim olduğu,ne yaptığı işkence suçunu meşrulaştıramaz.Ancak işkenceyi meşrulaştırma çabaları ve cezasızlık işkencenin devam etmesi için yaygın olarak kullanılmakta,işkencenin görünür olması çabalarının değersizleştirilmesi için tüm yöntemler işleme sokulmaktadır. Bir belgesel(?)olarak yayına girdiği anlaşılan son dizi de işkencenin meşrulaştırılması için hakikat dışı söylemleriyle kişisel olarak benim düzenlediğim tıbbi değerlendirme raporlarını sahte gibi göstermeye çalışmaktadır. Beni hedefe koyar gibi yapan, ancak son noktada çok tehlikeli bir duruma kapı aralayarak, işkence görenlerin zarar görmesine yol açacak ifadelere yer vermektedir. Adli tıp uygulamalarında tıbbi değerlendirme; öykü, tıbbi muayene, ruhsal değerlendirme, tetkikler ve bu aşamalarda derlenen verilerin tartışılması, ayırıcı tanı ile sonunda tanıyı içeren bir sonuçtan oluşur. Bu aşamalar ilk muayenelerde olmadığında eksikler tanımlanarak tüm inceleme adımlarının tamamlanması gereğini ifade eden bir değerlendirme de mümkündür. İşkencenin belgelenmesi için sürdürülen araştırmalar aylar, hatta yıllar sonra işkence tanısı koyabilmeyi mümkün kılan tanı yöntemleri geliştirilebilmesini sağlamıştır. İstanbul Protokolü de tüm bu aşamaları ve yöntemleri içeren bir kılavuzdur. Zarar verdiği ve zarar gördüğü iddia edilen tarafların varlığında bu taraflardan biri istediği olmadığında düzenlenen tıbbi belgeyi, kimi zaman da bu belgeyi düzenleyeni, kurumları değersizleştirmeye, bu olayda olduğu gibi nihai olarak işkenceyi meşrulaştırmaya hizmet eder. İşkenceyi meşrulaştırmak topluma zarar verecek bir girişimdir. Bir kez meşru görüldüğünde toplumun tüm bireyleri işkence görme riski ile karşı karşıyadır. O nedenle işkence ile mücadele eden insan hakları savunucuları kimin kime işkence yaptığından, meşru göstermek için ortaya konanlardan bağımsız ve ayrımsız işkenceyi görünür kılmak için uğraş verirler. Bir yargılama sürecinde olması gereken işkenceyle kanıt toplamak değil adil yargılama ile sürecin yürütülmesidir. Bir suç iddiasının araştırılmasında işkence görenlerin varlığı ve işkencenin görünür kılınması suçun araştırılmasını akamete uğratmaz. Tam tersine işkence uygulaması mutlak yasak olmasına rağmen devam ettiğinde, cezasız bırakıldığında ve suça dair delillerin uygun yöntemlerle toplanması yerine getirilmediğinde o iddia edilen suçun da örtbas edilmesine yol açar. Sahte rapor iddiaları da bu tıbbi belgelerin değersizleştirilmesi için yaygın olarak kullanılmaktadır. Yalnız bu ülkede değil, dünyanın pek çok ülkesinde bu tür iddialarla on yıllardır karşılaştım. Yapılan soruşturmalarda düzenlenen bütün raporların tıbbi bilgiye ve araştırmaya dayalı sonuçlar olduğunu kanıtlamış olsam da her seferinde denemekten vazgeçmediler, belli ki vazgeçmeyecekler. Diziyi hazırlayanlar öyle olduğunu iddia etse de ne yazık ki bana ulaşmadılar. Herhangi bir açıklama isteği de olmadı. İlgili tıbbi belgeleme süreci tümünde her zaman uyguladığımız gibi tıp biliminin olanakları ile ve birçok uzmanlık alanından görüşler ve ilgili tetkiklerin değerlendirmesiyle hazırlanmıştır. Elbette bu raporlar tıbbi ortamlarda tartışılabilir. Yeni tetkikler varsa değerlendirilir. Bir bilimsel yayının tartışması bilimsel ilkelerle yapılır ancak işkencenin meşrulaştırılması için kullanılamaz. Uygunsuz bu süreç ve sosyal medyada emek verdiğimiz kurumları da içine alacak biçimde yürütülen karalama kampanyası ile ilgili hukuki girişimlerde bulunacağımı da buradan paylaşayım.”

140JOURNOS’TAN YANIT: MAİL ATTIK

140journos, kendisine ulaşılmadığını öne süren Fincancı’ya ekran görüntüsüyle yanıt verdi. X üzerinden yapılan açıklamada, “Şebnem hanım merhaba, sorular belgesel yayınından önce aşağıdaki adreslerden tarafınıza iletilmiştir. tarafların haklarındaki iddialara cevaplarına platformumuz her zaman açıktır. sorularımızı açık olarak aşağıda da yeniden iletiyoruz. vereceğiniz yanıtlara belgeselin altındaki açıklamalar ve yorumlar kısmında yer verilecektir. bunun haricinde, serinin son bölümünde geniş çaplı bir cevap hakkı kullanmak isterseniz platformumuz bütün taraflara olduğu gibi size de açıktır.” ifadelerine yer verildi.

 

Şebnem Korur Fincancı, Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü’ne sahte işkence raporu verip tanıklık yapmış!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 12 Şubat 2024, 13:05

    Bu sahis, Ugur Mumcu’nun katillerinin de, verdigi ‘iskence yapilmistir’ raporu ile serbest kalmalarini saglamisti.

  2. Bu kadının bağlantısını bulmak lazım.Çok büyük işlerde parmağı olduğuna göre bağlantısı çoook yukarılarda.Allahından bulsun,gün yüzü görmesin

  3. Bu kacinci nanesi. Bu kadini yargilayacak savci araniyor.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!