Seçimin kaybedeni

featured

Nur Serter yazdı…

Cumhurbaşkanlığı Seçiminin tek kaybedeni vardır: Kemal Kılıçdaroğlu.

Sadece kaybetmekle kalmamış, 25,4 milyonun umudunu, heyecanını da silip süpürmüştür.

Seçim, Recep Tayyip Erdoğan’la Kılıçdaroğlu arasında değil, Erdoğan’a  inananlarla, ondan kurtulmak isteyenler arasında geçmiş, oylar Kılıçdaroğlu’na bir zorunluluk sonucu verilmiştir.

Millet İttifakının siyaset yelpazesindeki “uyumsuz çeşitliliği” büyük bir demokratik dönüşüm olarak açıklanmaya ve bu başarı Kılıçdaroğlu’nun hanesine kaydedilmeye çalışılsa da, bu İttifak CHP seçmeninin içine sinmemiş, ondan ancak zorunlu bir destek alabilmiştir.

Millet İttifakının görünür ve görünmez ortakları karşısında Masa’da ilke ve ideoloji ile temsil edilmeyen tek parti CHP olmuştur.

Kılıçdaroğlu’nun , CHP’yi “CHP’sizleştirme” karşılığında kurabildiği İttifaktan elde ettiği kazanım, seçmende karşılığı olmayan dört partiye verilen 39 milletvekilliği karşılığında, kamuoyu araştırmaları görmezden gelinerek  alınan Cumhurbaşkanı adaylığı olmuştur.

Tek Adam rejiminden kurtulma ve demokrasiye kavuşma sosuna bulanmış demagojik siyaset söylemlerinin arka planında yatan stratejinin irdelenmesi , gerçekleri seslendirenlere uygulanan sosyal medya linçi ile engellenmiştir.

Meral Akşener’e hakaret ve iftiralarla başlayan ve Muharrem İnce ile en insafsız boyutlara ulaşan organize kötülük hareketine karşı, Kılıçdaroğlu’ndan yüksek dozlu bir itiraz ve tepkinin gelmemesi de siyasetin etik değerlerden kopuşunun somut kanıtı olmuştur.

HDP ile yapılan ikili görüşme sonucu varılan mutabakatın içeriği kamuoyuna açıklanmazken, seçime günler kala CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu,  France 24’e yaptığı açıklama ile durumu gözler önüne sermiştir. Kaboğlu; “ HDP bizim açık olarak söylemediğimiz ortağımızdır” dedikten sonra “demokrasi ve insan hakları konusunda yapılacak Anayasa çalışmasında HDP’nin merkez parti olduğu” değerlendirmesini yaparak, konuya açıklık getirmiştir.

HDP’nin önde gelen isimlerinden yapılan açıklamalar da sürecin doğruluğunu kanıtlamıştır. HDP’nin giderek artan dozda, had bildiren, üst perdeden açıklamalarına Kılıçdaroğlu’ndan hiçbir itiraz gelmezken, Cengiz Çandar çıtayı daha da yukarı taşımıştır. “Kılıçdaroğlu bizsiz bir şey yapamaz. Tıpkı Van Mitinginde olduğu gibi. Biz varsak önümüzdeki dönemde CHP yol alabilir” sözleriyle adeta CHP’nin kendilerince tutsak alındığı imasında bulunmuştur.

Atatürk’ün Partisinin Genel Başkanı olmaktan çoktan vazgeçmiş görünen Kılıçdaroğlu tescilli FETÖ’cüleri ön sıralardan Meclis’e taşıyarak Helalleşme yelpazesini de zenginleştirmiştir.

Seçim sürecinde haksız yere cezaevlerinde yattığı iddia edilen şaibeli isimlere yönelik özgürleştirilme vaadleri arasında yer almayanlar ise sadece sahte kanıtlarla ölüme terk edilen 80 yaşını aşmış 28 Şubat Davasının Atatürkçü  komutan kadrosu olmuştur.

Türkiye Cumhuriyetini kuran partinin genel başkanı, son on yıllık dönemde Devletin belirgin iki temel özelliği olan laiklik ve ulus devlet konusundaki tehditlere karşı giderek artan dozda duyarsız kalmaya özel bir dikkat göstermiştir.  Seçim sürecinde bu kavramları telaffuz etmekten özenle kaçınmış ve bu konulara son derece duyarlı olan ancak iktidar olma heyecanına kapılmış CHP tabanının zorunlu suskunluğunu istismar etmiştir.

Kılıçdaroğlu, ne yazık ki kendisine teslim edilen Türkiye Modelinin ve onu kuran partisinin değerini takdir etmemiş, partinin tarihsel hafızasını sıfırlamış, AKP ile özdeş söylemlerle Kuruluş Dönemini suçlamış, Cumhuriyet dönemiyle yüzleşme sayfaları açmaya yeltenmiş ve Atatürkçüler dışında herkesle Helalleşmiştir.

Partisinin kırıp attığı “Milliyetçilik Ok’unu” ise ancak ikinci tur seçimlerinde hatırlamak zorunda kalmıştır.

Milletin değer yargılarını sadece dindarlıktan ibaret sayan,  Atatürkçü, laik ve ulusalcı refleksini küçümseyen  Kılıçdaroğlu’nun son atakları ne yazık ki inandırıcılıktan çok uzak kalmıştır.

HDP ile Milliyetçilik arasında sıkışıp kalması, izlenen siyasetin samimiyetsizliğinin de açık bir göstergesi olmuştur.

Her türlü ödün verilmiş, her kalıba girilmiş, bütün tuşlara aynı anda basılmış, tüm ilkeler çiğnenmiş, etik dışı organize baskılarla rakipler saha dışına itilmiş ama seçim kaybedilmiştir.

Seçimin tek kaybedeni vardır; Kemal Kılıçdaroğlu

Hem ne zaman? Ekonomi “nas”a kilitlenip batağa saplanmış, yoksulluk, hukuksuzluk, nepotizm, işsizlik, umutsuzluk soluk keser hale gelmiş, deprem 50 bin can almışken…

Kendisinden beklenen şey, işgal ettiği makamı bırakmasıdır.

Ancak görülen odur ki, aldığı oyları hatta parlamentoda kaybettiği sandalye sayısını  bile başarı hanesine kaydetmeye hazırdır.

İki adaylı bir seçimde aldığı Cumhurbaşkanlığı oylarının kendi kazandığı değil, Erdoğan’ın kaybettiği oylar olduğunu ise kabule hazır değildir. Oysa bunların büyük bölümü Erdoğan’ın gitmesi için verilen oylardır.

CHP’nin milletvekilliği seçimlerinde Millet İttifakı desteği ile aldığı oy % 25 dolaylarındadır. Kılıçdaroğlu’nun aldığı % 47,8’lik oyun % 22,5’i ise Erdoğan karşıtlarından alınan ödünç oylardır.

Erdoğan karşıtı muhalefetin tek adayı olarak aldığı oyları kendi başarısı olarak görmek ve CHP’nin aldığı en yüksek oy gibi göstermeye çalışarak koltuğunu korumak inandırıcılıktan uzaktır.

Siyasi başarısızlıkları kabullenmek hem siyasi olgunluğun hem de  demokrasiye inancın  göstergesidir.

Halkın umut ve beklentilerini gözyaşlarına dönüştüren Kılıçdaroğlu seçimin tek kaybedenidir.

Gereğini yapması da suskun çoğunluğun tek dileğidir.

Seçimin kaybedeni

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

8 Yorum

  1. 1 Haziran 2023, 08:11

    Makalede CHP’ne ve Sn.Kemal Kılıçdaroglu’na yönelik kalleşçe yapılan algı, kurgu ve montajlardan bahsedilseydi.

  2. yalan yok, eksigi var fazlasi yok. Kemal denilen sahistir bu secim sonuclarinin sorumlusu. Japonya’da olsaydi benzer durum (ki zaten olmazdi), adam coktan harakiri yapmisti. Burasi Turkiye. Hersey olursunuz, ama rezil olamazsiniz.

  3. Yerinde ve doğru tespitler. Boşuna ychp demiyorlar.

  4. 30 Mayıs 2023, 18:29

    Sayın Serter ne güzel anlatıyorsunuz.
    Şiarımız Atatürk Devrimleri ve Laik CUMHURİYETİMİZ dir.

  5. 30 Mayıs 2023, 17:47

    Doğru sözler.

  6. 30 Mayıs 2023, 17:39

    Görüşlerinize aynen katılır ,saygı ve selamlarımla teşekkür ederim sayın Serter.

  7. Bu kadar güzel degerlendirmeler yaptıktan sonra onun yanında kaybedenleri halkın önüne umut olarak sürmezsiniz umarım

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!