İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Haber Türk canlı yayınında suç örgütü lideri Sedat Peker’in geçmişte “istihbarat elamanı” olarak kullanıldığını açıklaması yeni bir tartışma başlattı: “Sedat Peker ne zamandan bu yana ‘eleman’? Hangi istihbarat biriminde, hangi görevler aldı?”
Bakan Süleyman Soylu, önceki gün katıldığı Haber Türk canlı yayınında suç örgütü lideri Sedat Peker‘in istihbarat haber elemanı olarak kullanıldığını söyledi.
Soylu, “Bazen en büyük uyuşturucu kaçakçılığını onlar vasıtasıyla öğreniyoruz. Baktım ki, bir eleman spikerlik yapıyor. Bir sözcülük ortaya koyuyor. Bir sözcülük ortaya koyuyor. İddiaları ve iftiraları tamamen boş olsa da devlete laf ediyor, Türkiye’ye güya kendi adına vesayet ortaya koymaya çalışıyor güya, tırnak içinde. Ve herkese ipiniz elimde diyor ve Türkiye’de bir sessizlik hakim” dedi.
Çok dikkat çekmeyen bu sözler aslında büyük sorunun kaynağının ne olduğuna işaret eden önemli bir açıklama…
Sözcü’den Aytunç Erkin, deneyimli Hürriyet muhabiri Toygun Atilla’nın şu sözleriyle tehlikeyi özetliyor:
“Daha önce de Fetullahçıları sisteme entegre edip legalleştiren anlayış sonrasında da organize suç örgütü liderini sistemin içine dahil etti. Devlet, Fetullah konusunda kamuoyunu ikna etti ama Sedat Peker konusunda ikna ederken zorlanıyor. Çünkü adam gözümüzün önünde legal hale getirildi.”
Aytınç Erkin’in “Neo-FETÖ, Neo-Mafya ve istihbarat elemanı Peker” başlıklı yazısının satır başları şöyle:
“Organize suç örgütü mensubu Sedat Peker, birinci videosunda şu cümleyi kurdu: “Devletin içindeyim…”
Sedat Peker, 6’ncı videosunda da çok açık konuştu: “… Büyük skandallar benim gibi insanların anlattıklarıyla ortaya çıkar… Ömrü devletin içinde geçmiş, istihbaratta, poliste, askeriyede, siyasette, sokakta geçmiş… Benden çıkacak, bakkaldan değil ki…”
Peki bu bilgi ne zaman doğrulandı? Pazartesi günü!
Habertürk canlı yayınında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun şu cümlelerinin altını çizdim:
“… Hepimiz eski Türkiye’yi biliyoruz. Bir delinin her türlü sapkınlığın içerisinde olan kişinin söylediği ipe sapa gelmez sözler olarak görmedim. İstihbaratımızda binlerce elemanımız var. Terör örgütleriyle diğer organize suç çeteleriyle nasıl mücadele ettiğimizi biliyoruz. Bazen en büyük uyuşturucu kaçakçılığını onlar vasıtasıyla öğreniyoruz. Baktım ki, bir eleman spikerlik yapıyor. Bir sözcülük ortaya koyuyor. İddiaları ve iftiraları tamamen boş olsa da devlete laf ediyor, Türkiye’ye güya kendi adına vesayet ortaya koymaya çalışıyor güya, tırnak içinde. Ve herkese ipiniz elimde diyor ve Türkiye’de bir sessizlik hakim.”
O GÖREVİ KİM VERDİ?
Peker’e ‘eleman’ görevini kim verdi?
Dün yazdım… MİT’in 1996 tarihli Susurluk Raporu’nda şu tespit vardı:
“… Devletin içinde kontrolsüz güçlerin varlığı… Bu güçlerin devletin ihtiyaçları dışında da bazı istenmeyen faaliyetlere yönelebildiğini… Güvenlik kuvvetlerinin resmi güçler dışında bazı unsurları da devlet görevi adı altında kullandıkları…”
Raporda, “Örtülü operasyonlar, bütün demokratik ülkeler tarafından olağanüstü durumlarda, ulusal çıkarların korunması amacıyla başvurulan mücadele metotlarından birisidir. Ancak bu tür çalışmalar, bütün ülkelerde merkezi karara dayanmakta, etkili bir merkezi denetime tabi olmakta ve devletin meşru güçlerince icra edilmektedir” denilmişti.
Şimdi İçişleri Bakanı Soylu’nun “Baktım ki, bir eleman spikerlik yapıyor. Bir sözcülük ortaya koyuyor” cümlesiyle akla şu soru geldi: Sedat Peker ne zamandan bu yana ‘eleman’? Hangi istihbarat biriminde, hangi görevler aldı?
SİSTEME ENTEGRE EDİP…
Hürriyet’in deneyimli yazarı ve dostum Toygun Atilla’yla dün sabah İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun canlı yayını değerlendirirken Atilla şu tespiti yaptı:
“Daha önce de Fetullahçıları sisteme entegre edip legalleştiren anlayış sonrasında da organize suç örgütü liderini sistemin içine dahil etti. Devlet, Fetullah konusunda kamuoyunu ikna etti ama Sedat Peker konusunda ikna ederken zorlanıyor. Çünkü adam gözümüzün önünde legal hale getirildi.”
İşte mesele bu!
Fetullah’ın devlet kadrolarına yerleşmesine izin veren bir sistem kurdunuz, iş insanlarını, yoksul halkı, ‘cemaate’ mahkum ettiniz… 15 Temmuz’a giden sürecin taşlarını döşediniz yani sisteme uyumlu hale getirdiniz… Bu örgütle kavga edenleri de ‘Bana muhalif’ diye tasfiye etmeye çalıştınız! Bugün de… Miting yapmasına izin verilen, iş insanı ödülü alan, savcılık tarafından soruşturma açılmayan hatta koruma verilen bir kişinin illegal faaliyetlerini anlatırken kamuoyunu ikna etmekte tabii ki zorlanırsınız! (Bu video yayınlayan şahsın organize suç örgütü lideri olduğunu değiştirmez) Sorun şu: Fetullah gider, Sedat Peker gider, o boşluk Neo-FETÖ, Neo-Mafya ile dolar. Devlet buna izin vermediği zaman devlet olur!”
Ya siz pekerin istihbarat elemanı olup olmadığını araştıracağınıza Binalinin oğlunun ticari? ilişkilerini araştırsanıza ! Maltadaki şirketlerini man adasındaki şirkwtleri ilişkileri mal varlıklarını ucunun bşr yerlere gitmesindenmi korkuyorsunuz? Ayıp oluyor yakışmıyor Veryansın TV ye!
Sanırım hatırlarsınız. Asala terör örgütü birçok dışişleri görevlisini şehid etmişti. Devlet birşey yapamıyordu çünkü istihbarat elemanlarını aşıyorlardı. Bir dönem zorunluluktan dolayı devlet yeraltı örgütlenmesini kullandı. Ama bu zorunlu bir hal ve kısıtlı bir süre içindi. Şu an bir zorunluluk varmı sizce….