Ankara Şehir Hastanesi’ndeki gece nöbetinden çıktıktan sonra yaptığı trafik kazasında hayatını kaybeden Asistan Doktor Rümeysa Berin Şen’in, yoğun nöbetler nedeniyle kaza yaptığını belirten mesai arkadaşları, nöbet saatlerinin kısaltılarak çalışma şartlarının iyileştirilmesi talep etti. Hekimmler, Sağlık Bakanlığı önünde alkışlı protesto yürüyüşü gerçekleştirdi.
Ankara Şehir Hastanesi Kadın Doğum Kliniği’nde asistan doktor Rümeysa Berin Şen, cumartesi sabahı nöbetten çıktıktan sonra 38 AEK 935 plakalı otomobiliyle evine giderken yol kenarında park halindeki 06 KU 957 plakalı kamyona arkadan çarptı. Kamyonun kasasının altına girerek hurdaya dönen otomobilde Şen, hayatını kaybetti. Şen’in cenazesi, dün Zonguldak’ta düzenlenen törenle toprağa verildi. Marketten alışveriş yapmak için yol kenarında kamyonu durduran sürücü ise gözaltına alınmasının ardından mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
BAKANLIĞA YÜRÜDÜLER
Rümeysa Berin Şen, bugün görev yaptığı hastanede anıldı. Mesai arkadaşları, sabah saatlerinden itibaren hastane önünde toplandı. Sağlık çalışanları, Şen’in fotoğrafının bulunduğu, ‘Yastayız’ yazılı afişle hastane yerleşkesinden Sağlık Bakanlığı önüne kadar yürüdü. Bakanlık önünde sağlık çalışanları, alkışlarla uzun nöbet saatlerine tepki gösterdi.
Şen’in arkadaşı asistan doktor Muhammed Ali Karakoca, “Görüntülerde de gördüğümüz gibi arkadaşımız direksiyon başında uyuyakalmış. Bu da çok normal çünkü bir insan 36 saat aralıksız çalışıyorsa bu olabilir. Buralarda doktor başına yaklaşık 20 hasta bize emanet ediliyor. Bizler de bunun hakkını vermeye çalışıyoruz. Bizler de yeri geldiğinde 36 saat nöbet tutuyoruz. Türkiye’nin her yerinde de bu sistem yaygın şekilde kullanılıyor. Bazı kliniklerde doktor sayısının yetersizliğinden dolayı bu nöbetleri tutuyoruz” diye konuştu.
‘İNSANCA ÇALIŞMA KOŞULLARI İSTİYORUZ’
Ankara Tabip Odası Asistan ve Genç Uzman Hekimler Komisyon Üyesi Dr. Benan Koyuncu da yaptığı açıklamada, sağlık hizmetlerine yönelik talebin Kovid-19 salgınının da etkisiyle her geçen gün arttığını belirterek, bunun özellikle asistan hekimlerin iş yükünü fazlalaştırdığını söyledi.
Koyuncu, şöyle konuştu:
“Ayaktan başvuru ve yatan hasta yükündeki artış karşısında asistan hekimler uzun mesai saatleri boyunca birden fazla kliniğe bakmaya mecbur bırakılarak artan talep karşılanmaya çalışılmaktadır. Yıllardır asistan hekimlerin temel sorunlarından biri olan 36 saat çalışma, günaşırı nöbetler, eğitimi değil sağlık hizmetini önceleyen anlayış bizi bugünlere getirmiştir. Daha önce de bu çalışma şartlarının ölüm getirdiği vurgulanmasına rağmen çalışma şartlarımızda herhangi bir düzenlemeye gidilmemiştir.”
Asistan hekimlerin çalışma şartlarının iyileştirilmesini isteyen Koyuncu, “Hekimlik yaparken dayatılan insanlık dışı çalışma şartları nedeniyle bir arkadaşımızı daha kaybetmeye tahammülümüz yok. Uzmanlık eğitimi almak için geldiğimiz kliniklerde asıl görevimizin öğrenmek olduğunu hatırlatıyor, nitelikli eğitim istiyoruz. İnsanca çalışma koşullarının sağlanmasını, adaletsiz görev dağılımına son verilmesini talep ediyoruz.” dedi.
Koyuncu, ilgili yönetmelikte değişiklik yapılmasını ve nöbet ertesi izin hakkının ücret kesintisi olmaksızın, ön koşulsuz tanımlanmasını talep etti.
Hastane içinde de Rümeysa Berin Şen için anma töreni düzenlendi. Törene Ankara Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekim Opr. Dr. Aziz Ahmet Surel ile diğer sağlık çalışanları katıldı. Törende Şen’in fotoğrafının bulunduğu masaya iş arkadaşları karanfiller bıraktı.
Ölen doktorumuza Allah rahmet eylesin,
cenaze başına leş kargası gibi üşüşüp siyaset yapan kanı bozuklara bir çift lafım var.
36 ya da 48 saat nöbete girip bir hafta on gün arazi olmak devletin size dayattığı bir sistem değil sizin seçiminiz, 8 ya da 12 saatlik vardiyalarda görev yapmanızı engelleyen mi var, hayır yok, bir gün iki gün mesai yapıp haftanın geri kalanında mabadınızı gezdirmek istediğiniz için uzun nöbete razı gelen sizlersiniz, hatta ziv ziv gezeceği süreyi ikiye katlamak için kendinden sonraki nöbetçi arkadaşının nöbetini alıp üst üste iki nöbete giren meslektaşlarınız yok mu,