Şentop’tan ‘Osmanlı’ eleştirilerine yanıt: ‘Hayalci değiliz’

featured

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, devlet olarak takip edilen siyasetin bazıları tarafından “Yeni Osmanlıcılık” diye eleştirildiğini belirterek, “Bazıları paranoyak bir şekilde bizi Osmanlı’yı kurmaya çalışmakla itham ediyorlar. Hayalci değiliz, hayal kurmuyoruz. Realpolitiğin farkındayız.” dedi.

Şentop, TBMM‘nin himayesinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) ve İstanbul Üniversitesi (İÜ) iş birliğinde “Bir Asrı Geçen Birikimle Misak-ı Milli’ye Yeniden Bakmak” temasıyla MSGSÜ Fındıklı Yerleşkesinde düzenlenen Misak-ı Milli Anma Programı’nda yaptığı konuşmada, 4 Eylül 1919’de toplanan Sivas Kongresi’nde alınan kararlarla Erzurum Kongresi kararlarının teyit edildiğini ifade etti.

Meclis-i Mebusan toplantıya çağrılarak Milli Mücadele‘nin milli irade ile koordineli olduğunun teyit edildiğini belirten Şentop, bu arada “İstanbul Hükümeti harici baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır.” hükmünün de verilecek mücadele için her türlü hazırlığın yapıldığını gösterdiğini vurguladı.

Meclis-i Mebusan’ın Misak-ı Milli’yi ilan etmesi için bir süre daha beklenmesi gerektiğine işaret eden Şentop, şöyle devam etti:

“Paris Konferansı, Osmanlı Devleti‘ni nasıl pay edecekleri hususunu Londra Konferansı’na bırakmıştı. İşte Meclis-i Mebusan da tam bu aşamada Misak-ı Milli’yi kabul etmişti. Böylelikle babalarının malını paylaşır gibi, bedelini kanımızla ödediğimiz vatanımızı paylaşmaya kalkanlara bizim sınırlarımız gösterildi. Esasında Misak-ı Milli, süreç üzerinde hızlandırıcı etki yaptı. İşgal altındaki bir ülkenin Meclisi tarafından alınan kararlar bir meydan okuma mahiyetindeydi. Misak-ı Milli’nin her maddesi aynı zamanda uluslararası işgal ve taksim planına bir cevap mahiyetindedir. Misak-ı Milli, milli hedeflerimizin manifestosudur. Hedefi, sınırları tarif edilen vatanımızda birliğimizi, bütünlüğümüzü temin edip, hür ve müstakil bir şekilde hayatımızı idame ettirmemizi sağlamaktır. Milletimize güven vermesinin yanında, muarızlarımıza da meydan okuyan bir bildiridir.”

‘İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI  PARİS KONFERANSI’NIN ÖLÇÜSÜZLÜĞÜ SEBEBİYLE ORTAYA ÇIKTI’

TBMM Başkanı Şentop, galip devletlerin 12 Şubat-11 Mart 1920’de Londra’da bir konferans düzenlediklerini ve İngiltere, Fransa ve İtalya başbakanlarının Anadolu’yu paylaşma konusunda uzlaştıklarını anlattı.

Aynı süreçte Osmanlı Devleti üzerindeki askeri baskının artırılmasına karar verildiğine değinen Şentop, 16 Mart 1920’de İstanbul’daki fiili işgal resmileştirilerek devlet dairelerine el konulduğunu ifade etti. Meclis-i Mebusan’ın basıldığını, amacın Osmanlı Devleti’ni hazırlanan anlaşma şartlarını kabul etmeye zorlamak olduğunu vurgulayan Şentop, San Remo’da son şekli verilen anlaşma metninin 10 Ağustos 1920’de Sevr’de imzalandığını anlattı.

Paris Konferansı’nın, adil bir barış konferansı olmadığının altını çizen Şentop, “Devletlerin zorunlu olarak imzaladıkları anlaşmalar, sadece sorunların ertelenmesine yol açmıştı. Nitekim İkinci Dünya Savaşı da Paris Konferansı’nın ölçüsüzlüğü sebebiyle ortaya çıktı. Dünyanın bu haksız planla güya parsellendiği Paris, yaklaşık 20 yıl sonra vahşi bir ateş ve işgal içinde kaldı. Bugün de Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki sorunların altında Paris Konferansı ile oluşturulan paradigmanın izleri yatmaktadır.” dedi.

Parlamento tarihine dair ilklerin hep Meclis-i Mebusan ile başladığını belirten Şentop, şöyle konuştu:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi de Meclis-i Mebusan’ın aslında bir devamıdır. Osmanlı Devleti, Türkiye Cumhuriyeti arasında nasıl bir alaka varsa, Meclis-i Mebusan ile Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında da aynı alaka vardır. O sebeple 23 Nisan 1920 tarihini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, yani parlamentomuzun kuruluş tarihi olarak değil, açılış tarihi olarak kutluyoruz. Çünkü Meclis-i Mebusan son oturumunu 18 Mart 1920 tarihinde yapmış ve ‘tatil’ kararı almıştı. Meclis-i Mebusan üyeleri daha sonra TBMM üyesi olarak görevlerine devam ettirmişlerdir. Meclis-i Mebusan’ın aldığı kararların en önemlisi işte bugün 101. yılını andığımız Misak-ı Milli’dir. Misak-ı Milli, milli iradenin kararıdır. Kararın en önemli boyutu Sivas Kongresi ile oluşturulan Heyet-i Temsiliye ile Meclis-i Mebusan arasında uyumlu bir ilişki olduğunu göstermesidir. Misak-ı Milli Kararları ile Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a ayak bastıktan sonra yürüttüğü çalışmaların onaylandığı ilan edilmiştir.”

‘KORUYACAĞIMIZ SINIRLAR, MİSAK-I MİLLİ İLE ÇİZİLMİŞTİR’

Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas Kongrelerinde alınan kararların, Misak-ı Milli ile teyit edildiğini belirten Şentop, “Milli Mücadeleyi butlanla malul addetmek isteyen fitne odakları açığa düşürülmüştür. Meclis-i Mebusan tarafından kabul edilmesi sebebiyle demokratik bir belge olan Misak-ı Milli’nin bir diğer önemli yanı Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarını tayin etmiş olmasıdır. Koruyacağımız, hak iddia edeceğimiz sınırlar, Misak-ı Milli ile çizilmiştir.” dedi.

Mustafa Kemal Atatürk başkanlığındaki TBMM Hükümeti’nin hedefine büyük ölçüde ulaştığının da altını çizen Şentop, “Büyük yangından Anadolu’yu kurtarıp, milli egemenliğimizi, istiklalimizi ilan etmeyi başarmıştır.” ifadelerini kullandı.

Misak-ı Milli’nin birinci maddesinde yer alan “Sözü geçen mütarekenin belirlediği sınır içinde dince, ırkça birlik, birbirine karşı saygı ve fedakarlık duyguları ile dolu, gelenekleri ile toplumsal çevrelerine bütünüyle bağlı, Osmanlı-İslam çoğunluğunca oturulan bölgelerin tamamı gerçekten veya hükmen hiçbir sebeple ayrılamaz bir bütündür.” ifadelerini de aktaran Şentop, şöyle konuştu:

“Emperyalist devletler tarafından ‘böl ve yönet’ taktiğiyle ve suni sınırlarla birbirlerinden koparılmış kardeş toplumlara bugün yaşatılanların bir daha yaşanmaması ve birliğimizin, dirliğimizin korunması için dikkate alınması gereken çok kıymetli ve bugüne de mesaj veren muhkem bir ifadedir. Bugün de milli egemenliğimizi korumak, milli varlığımızı devam ettirmek için mücadele ediyoruz. 101 yıl önce ilan edilen milli yeminin hedefine ve ruhuna bugün de aynı sadakatle bağlıyız. Bugün de ‘Bizim olanı, bizden olanı, bizimle olanı’ korumak, savunmak ve yaşatmakla mükellefiz. 101 yıl önce milli bekamıza yönelen tehditler, bugün de devam ediyor. Biz de maruz kaldığımız tehditleri artık sınırlarımızda karşılamıyoruz. Tehditleri sınırlarımızın ötesinde karşılayıp aziz milletimizi ve gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizi güvenli bir şekilde yaşatmaya çalışıyoruz. Misak-ı Milli sınırlarımız dahilinde olmasına rağmen Lozan Antlaşması ile sınırlarımız dışında kalmış bulunan başta Musul ve Kerkük olmak üzere Suriye’de bölgesel barışı ve Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden menfi gelişmeler, Türkiye’yi bu coğrafyada da askeri ve diplomatik açıdan aktif eylem içinde bulunmaya zorlamaktadır.”

‘OSMANLI’YI SEVİYORUZ VE GURURLA ANIYORUZ’

Misak-ı Milli ile çizilen sınırların, mevcut etnik, dini, tarihi yapıya uygun sınırlar olduğunu ancak bu tam olarak gerçekleşmediği için bugün birtakım sorunların uluslararası barışı tehdit ettiğini kaydeden TBMM Başkanı Şentop, şunları söyledi:

“Bugün ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyada yaşanan sorunları, Misak-ı Milli temelinde yeniden ele almak, sorunların çözümünde Misak-ı Milli’de kabul edilen prensiplerden yola çıkmak, adil ve kalıcı barışa giden yolda oldukça yararlı olabilir kanaatindeyim. Devlet olarak takip ettiğimiz siyaseti bazıları ‘Yeni Osmanlıcılık’ diye eleştiriyor. Evet Osmanlı’yı seviyoruz ve gururla anıyoruz. Tarihte kurduğumuz en kudretli devletimiz. Merhum şairimiz Yahya Kemal’in ifadesiyle, ‘Kökü mazide olan atiyiz.’ Harabati değiliz. Şerefle anacağımız, anlatacağımız bir geçmişten geliyoruz. Ama bazıları paranoyak bir şekilde bizi Osmanlı’yı kurmaya çalışmakla itham ediyorlar. Hayalci değiliz, hayal kurmuyoruz. Realpolitiğin farkındayız. Ama Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını, meşru hukukunu korumakta ve savunmakta sonuna kadar kararlıyız. Bunun adına kim ne derse desin. Kuruluşunun 100’üncü yılını görkemli bir şekilde kutlamak için sabırsızlandığımız Türkiye Cumhuriyeti’ni dünyanın en güçlü, güvenli, huzurlu ve müreffeh devleti haline getirmek için çalışıyoruz, gayret ediyoruz. Tarihimizin şanlı dönemlerinden aldığımız ilham ile geleceğimizi inşa etmek için uğraşıyoruz. Ülkemizi ekonomik, sosyal, kültürel anlamda bir çekim merkezi haline getirmeye çalışıyoruz.”

‘MİLLETVEKİLLERİ DARBE GİRİŞİMİNDE EMANETE SAHİP ÇIKTI’

TBMM Başkanı Şentop, Misak-ı Milli ile esasları ve çerçevesi belirlenen İstiklal Savaşı’nı kazanmanın gururunu yaşadıklarını dile getirdi. Geçen yıl Meclis’in kuruluşunun 100’üncü yılının idrak edildiğini ve çeşitli etkinliklerle kutlandığını hatırlatan Şentop, şöyle konuştu:

“İnşallah 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetimizin ilanının 100’üncü yılını da hep birlikte coşkuyla kutlayacağız. Bütün bu sürecin temelinde tarihi bir metin olarak Misak-ı Milli’nin bulunduğunu da bu vesileyle tekrar burada hep beraber hatırlatıyoruz. Misak-ı Milli’nin hazırlanmasına ve kabul edilmesine öncülük eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Misak-ı Milli kararlarını alan, akabinde bütün baskılara rağmen kararlarının arkasında duran milletvekillerini ve İstiklal harbimizin, Milli Mücadele’nin kahramanlarını rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Gazi Meclisimizin milletvekillerinin 15 Temmuz 2016 yılındaki darbe girişiminde bombalar altında aynı ruh ve inançla milletten aldıkları emanete sahip çıktıklarını belirtmekten büyük gurur duyuyorum. Milletimizi farklı ve güçlü kılanın da bu inanç ve ruh olduğuna inanıyorum.”

Anma programı sayesinde Misak-ı Milli kararlarının tekrar ve farklı yönleriyle ele alınarak milletin birlik ve dirliğine katkı sağlayacağını düşündüğünü dile getiren Şentop, katkı sunanlara teşekkür etti.

Şentop’tan ‘Osmanlı’ eleştirilerine yanıt: ‘Hayalci değiliz’

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 29 Ocak 2021, 11:39

    OSMANLI’yI kâhir ekseriyeti gayrımüslim Osmanlı işçi sınıfı ile birlikte arayan bir LiBERAL bir liboş bile yoktur (böyle liberalleri Robert College yetiştirirdi). Neden? ENVER paşaya DiSK’in Ecevit’e verdiği desteği vermemişti de, ondan. CHP işçi sınıfını “Türkleştimek”(!)le doğru bir iş yaptığından emîn olabiliyor mu? DiSK’e beylik vermişler, önce KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI yapmış NETEKiM.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!