Davutoğlu, bir düğün salonunda partisince düzenlenen il kongresinde yaptığı konuşmada, Diyarbakır’ın medeniyetlere yol gösteren aziz bir şehir olduğunu, Diyarbakır’dan güç aldıklarını söyledi.
“Işık doğudan yükselir” diyerek Batman’dan başlattıkları il kongrelerine Ardahan, Şanlıurfa ve Şırnak’tan sonra Diyarbakır’da devam ettiklerini dile getiren Davutoğlu, “Kuramaz dedikleri Gelecek Partimizi kısa sürede kurduk. Şimdi bizden aldıkları cesaretle nice partiler kurulmaya başladı. Kurulsun onlar da hayırlı olsun. Memlekete kim güzel bir şey getirirse herkese saygı gösteririz. Bizde kimseyi suçlamak yok.” diye konuştu.
FAİLİ MEÇHULLERE SARILDI
“Korku ve tabudan hukuk ve adalet çıkmaz. Korkulara ve tabulara teslim olanların geleceği olmaz” ifadelerini kullanan Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Kürt meselesi esas olarak ülkemizdeki demokratik hakların eksikliğinden ve bu eksikliğin istismar edilmesinden kaynaklanmıştır. Sorunu yaşatan Kürt vatandaşlarımızın varlığı değil, geçen yüzyılda yaşanan parçalanmaların yüklediği abartılı korkular ve bu korkulardan kaynaklanan kısıtlamalar ve kısıtlamaları istismar eden terör faaliyetleridir. Biz Gelecek Partisi olarak bu kıskacı kırmaya geliyoruz.”
Davutoğlu, tarih boyunca Diyarbakır ve bulunduğu coğrafyanın büyük acılar yaşadığını savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uzunca bir süre karanlık olaylar yaşandı. Faili meçhuller, hukuksuzluklar, haksızlıklar. Bölgemiz bu acıları tecrübe ederek yaşadı. On yıllar boyunca insan onuru ve hakları ayaklar altına alındı. Çok acılar, sıkıntılar çektiniz ama umudunuzu da tebessümünüzü de hiç kaybetmediniz. Bizler de bu acıları unutmuş değiliz. Ülkemizin ve Diyarbakır’ımızın acılarını en yakından hissettik. Bir akademisyen, bir ilim adamı, bir vatandaş, devlet adamı olarak hissetmiş ve ülke yönetiminde bulunduğu süre boyunca bu acıların bir daha yaşanmaması için çaba sarf etmiş bir kardeşinizim. Bütün unvanlar, makamlar geride kaldı. Ama biz ezeli ve ebedi kardeşler olarak Diyarbakır’dayız.”
demokrasinin getirdiği hak ve özgürlükler gibi vatandaşa yüklediği sorumluluklarda vardır. demokrasinin özgürlüklerini sonuna kadar yaşayıp, hatta bunu ayrışmanın aracı yapmaya çalışıp yine aynı demokrasinin yüklediği sorumluluklardan zerre kadar bahsetmeyen zihniyetler bu ülkede sadece hazırlanmış senoryaların aktörü olmak için çabalayan tiplerdir. biz 100 yıl önce emperyalizmle boğuşarak kurduğumuz cumhuriyetin ne demek olduğunu hiç anlayamadık. malesef halada anlamakta zorluk çekiyoruz. insan kavgada düşmanından gözünü ayırırsa yumruk yer. bizimki aynen böyledir. emperyalizmle boğuşan halkımızın kavgası bitmemiştir ve bu kavgada düşman bellidir. emperyalizm ve onun bu çağda bayraktarlığını yapanlardan gözümüzü ayırırsak yumuruğu yeriz ve hep yedik, yemekteyiz. işte bu demokrasi, özgürlükler, kürt meselesine yaklaşırken düşmandan gözünüzü ayırmayın. çünkü düşman her girdiği yere demokrasi ve özgürlük diyerek giriyor. kürtlerin aç mı tok mu olduğunu sormayanlar onun dili ile uğraşıyor. kürtlere demokrası adına anadil talep edenler aynı kürt vatandaşa demokrasinin sorumluluğu gereği devlete-topluma-üretime sahip çıkması gerektiğini anlatmıyor. anti-emperyalist duruşu olmayan hiç kimsenin Türk halkı için söyleyecek tek kelime lafı, yapacaklarınında ruhu yoktur benim gözümde yoktur.