Sığınmacı grevinin sözde siyasi talebi

featured

Jale Ak yazdı 

Geçtiğimiz günlerde konuya ilişkin yazımda bu kaçak sığınmacıların talepleri neymişmiş filan fistan gibi bir konuya hiç değinmeden, burada olmalarına ilişkin iki temel faktörü ele almıştım;

  1. Çürük sistemin yarattığı ve ucuz emeği sömürmek zorunda olan aç gözlü burjuva,
  2. Türkiye’yi demografisini bozarak bilmem hangi ‘bahar’lara sürükleme gayretinde olan küresel çete.

Grevler bir takım talepler doğrultusunda yapılır yapılmaya da, Türkiye Cumhuriyeti Devleti iktidarının karşısındaki muhatap kim? Sendika mı? Dernek mi? Ne? Asıl konu bu da değil, talep ekonomik de olsa, hukuki de olsa, siyasi de olsa değişmez. Son uç, ekonomi politiğin tam göbeğidir zaten. Ama bu siyasi talep o kadar absürt ki, gerçek bir sebep olamayacak kadar zırva ve uzay. Neymiş efendim Ümit Özdağ tutuklansınmış. İlk yazımda da üzerinde durmamıştım, bu kez de durmayacağım. Zira gerçek sebepleri gizlemek için en saçma, en salakça, en uçuk, en kaçık, en deli divane söylemler atılır ortaya ve onun şaşkınlığıyla gözler perde arkasında olana ve bitene kapatılır.

***

Devletin bir takım üretimleri vardır ki, stratejik öneme sahiptir. Bence pamuk da bunlardan biri. Zira hem lifi, hem çiğiti-yağı için yetiştirilen pamuk, sanayinin çok önemli bir hammaddesidir. Pamuk küspesi hayvancılıkta kullanılır meselâ.  Yazıyı rakamlara boğmayacağım. Ancak Türkiye dünyanın önemli pamuk üreticilerinden biridir ve tekstildeki üretim ve ihracat başarısını da pamuk üretimine borçlu olduğunu hepimiz biliyoruz.

Pamuk, Ege Bölgesinde özellikle Aydın’da çok fazla yetiştirilir. Aynı zamanda Balıkesir ve Manisa ile çevre illerde yetişmektedir. Ama en çok Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Şanlıurfa’da. Akdeniz Bölgesinde de başta Hatay olmak üzere Adana, Kahramanmaraş ve Mersin’de pamuk üretimi yapılmakta.

Pamuk hasatı, Ağustos sonu başlar ve hızlı bir şekilde Ekim ayı ortalarına dek bitirilir. Yani şu sıralar pamuğun hasat zamanıdır. Suriye de tıpkı Türkiye gibi savaş öncesi yıllarında pamuk konusunda dünya sıralamasına giren bir ülkeydi. Pamukta çalışmaya gayet âşina olan Suriyeliler şu an nerelerde çalışıyorlar diye küçük bir inceleme yapınca Güneydoğu ve Güney illerinde büyük bir yüzdenin narenciye ve sebze tarımı yanı sıra, çoğunluğunun pamukta çalıştırıldıklarını aşağıdaki haritadan da net bir şekilde görebilirsiniz.

***

Bu bölüme geçmeden önce, Türkiye’nin üretici konumda, kendine yeten bir ülke statüsünden yıl be yıl nasıl tüketici ve her tür hammadde için dışa bağımlı bir hale getirildiğini anımsatmak isterim. Süreci acı çekerek ve kahrola ola hep birlikte yaşadık çünkü. Ve Türkiye’de ekilebilen tarım arazisi miktarı 41 milyon hektardan 37 milyon hektara düşerken, bereketli Harran, Çukurova, Söke ovalarında üretilen pamukta yüzde 50 azalma görüldü. Yıllık pamuk üretimi 600 bin tona gerilerken, ithalat ise 1 milyon tona ulaştı.(26 Ağustos Yurt Gzt.) Sıkı durun şimdi, çünkü Türkiye Suriye’den pamuk ithal ediyor.

Üç yüzden fazla global markanın Özbekistan pamuğuna 2011 yılından beri uyguladığı yasak, 2022’nin Mart ayında kaldırıldı. Ve Özbekistan da bu yasağın kalkmasıyla birlikte pamukta liberal bir politika izleyeceğini açıkladı ki 2011’e kadar Özbekistan pamuk üretiminde Amerika’dan sonra ikinci sıradaydı. Rakamları merak edenler araştırsın, çok  milyon ton. Yasakla beraber altıncı sıraya gerilemiş olsa da, bu yazının konusu şimdi kaçıncı sırada olduğu değil, uygulayacağı liberal ekonomik politikadır.

Grev haberi öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özbekistan ziyaretini düşününce, Türkiye’deki pamuk üreticilerinin sektörü Özbekistan’a taşıyabileceğini düşünerek işgillendim doğrusu. Artık arazi mi kiralayacaklardır, yoksa direkt olarak pamuk artık oradan mı ithal edilecektir bilememekle beraber, bu pamuk hasatının tam da göbeğine denk getirilen grev… İlk yazımda eğer bu bir tiyatro değilse demiştim. Bakın eğer burjuva, yani burada pamuğun ve diğer sektörlerin krallarını kast ediyorum, grevden en ufacık bir mağduriyetleri olacak olsa, yeri göğü inletirlerdi. Ve derhal yedek işçi ordusu bulma telâşına düşerlerdi. Basında ve diğer medyada buna ilişkin en ufak bir hararete, paniğe rastlamıyoruz. Neden ki? Bu toprak ağalarının ürünleri, kârları bu kadar önemsiz olabilir mi? Ya da grev kırıcılar aportta bekliyorlar ve Suriyeli kaçkınların grev kırıcılara karşı saldırılarına tanık olacağız Allah korusun, aklıma bile getirmek istemiyorum.

Özbekistan’da pamukla alakalı neler konuşulduğunu bilmiyoruz. Basına sızabilen minik haber kırıntılarıyla yetiniyoruz.

Ümit Özdağ kaçak sığınmacılar için “canları cehenneme” şeklinde bir cümle kuruyor. On üç milyon kaçağı cehennemin bile kapasitesi almaz. Ama bu iktidar aldı ve hepsini en stratejik tarım üretiminin içine doldurdu. Bu grev, hazıra konma peşindeki üç beş ensesi kalının, çaldığı minareye uydurmaya çalıştığı bir kılıf mıdır, yoksa ikisi üçü bir arada, yani bir taşla vurulan üç kuş mudur anlayacağız.

Ve son söz olarak, kaçak sığınmacılar üzerinden bu ülkede pek çok oyun kurgulanıyor. Ve pamuk üretimini bitirme kılıfı da bunlardan biri olabilir. Türk Milleti’nin fazlasıyla sağlam bir duruş göstermesi ve uyanık olması gerekiyor. Yok siyasi talepmiş de, yok o tutuklansınmış da, yok bunun ağzına acı biber sürülsünmüş de… Bir yığın abuk sabuk zırva. Misafirliğin .oku çıktı ama burjuva hâlâ doymadı. Bir avuç ucuz emek sevicisi sırtlan yüzünden yaşanıyor tüm bunlar.

Sığınmacı grevinin sözde siyasi talebi

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. patronlar vatana ihanet suçuna iştirak ediyor.Türkçü bir iktidar bunun hesabını sorar.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!