1. Haberler
  2. Gündem
  3. Sinan Ateş cinayeti davası ertelendi: İşte duruşmada ilk ifadeler…

Sinan Ateş cinayeti davası ertelendi: İşte duruşmada ilk ifadeler…

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in Ankara'da silahlı saldırı sonucu öldürülmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü. Ayşe Ateş duruşmaya 5 polis tarafından korunarak geldi. Ateş'e çelik yelek giydirildiği, Ateş'in yeleği duruşma salonunun önünde çıkarttığı belirtildi. Duruşmada ilk savunmayı yapan tetikçi Eray Özyağcı, Savcılık ve Emniyet’te verdiği ifadeyi değiştirerek emri Doğukan Çep’ten aldığı iddiasında bulundu. Öte yandan, sanık Özyağcı, savcı Durmuş Ali Kaya’nın ifade sırasında kendisine “Bu davanın siyasi olduğunu düşünüyoruz. Devlet Bey’den emir aldıysan söyle” dediğini öne sürerken, Savcı Durdu Özer’in de “MHP’li iki ismi ver yeter. Biz seni koruruz” dediğini iddia etti. Cinayeti azmettirdiğini söyleyen Doğukan Çep ise "Ben ayaklarından vurdurmak istedim, öldürmek istemedim" dedi. Duruşma yarın saat 09.00'a ertelendi.

featured

Çankaya ilçesi Çukurambar semtindeki Kızılırmak Mahallesi’nde, 30 Aralık 2022’de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in ölümüyle ilgili 22 sanık, bugün Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıktı.

Ateş’in öldürülmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü.

AYŞE ATEŞ’E ÇELİK YELEKLİ KORUMA

Davanın Ankara’da Sincan Cezaevi Kampüsü içerisindeki ilk duruşmasına Ayşe Ateş duruşmaya 5 polis tarafından korunarak geldi.

Ayşe Ateş’e çelik yelek giydirildiği, Ateş’in yeleği duruşma salonunun önünde çıkarttığı öğrenildi. Çevrede yüzlerce polis görev yaptı.

‘EKSİK BİR İDDİANAME İLE YARIM BİR MAHKEME KURULACAK’

Dava öncesi Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş basın açıklaması yaptı.

Ayşe Ateş, “Bugün eksik bir iddianame ile yarım bir mahkeme kurulacak. Bizim buradan beklentimiz ve isteğimiz şu, ayrılan dosyadaki 17 kişi hakkında gerekli işlemlerin hızlı yapılarak, bu dosyanın da bizim dosyamıza eklenmesi, eksik olan bu iddianamedeki boşlukların tamamlanarak, yeni ve doğru bir iddianamenin yazılması ve yargılamanın hızlı yapılması.” diye konuştu.

Suçluların adil şekilde yargılanmasından başka hiçbir talepleri olmadığını ifade eden Ateş, “Dilekçeler verdik, eksik deliller var, halen gelmeyen, dosyaya eklenmeyen deliller var. Bu delillerin hızlı bir şekilde dosyaya eklenmesi, eksiklerin tamamlanması, halen bazı arkadaşlarımızın ifadeleri eklenmedi, bu ifadelerin hızlı bir şekilde eklenmesi, iddianamedeki boşlukların doldurularak tamamlanması ve hızlı şekilde yargılan devamını istiyoruz. Şimdi mahkemede bunun hepsini dile getireceğim.” dedi.

‘MERSİN’DE BAZI TİCARİ BİLGİLERİ İSTİHBARATA BİLDİRDİ’ İDDİASI

Ateş, bir basın mensubunun, “Sinan Ateş’in Mersin’de bazı ticari bilgileri istihbarata bildirdiği yönünde iddialar vardı. Bu konuyu gündeme getirecek misiniz?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Bahsettiğiniz şey iddialardan ibaret. Ben elimdeki somut delillere, bilgi ve belgeleri dayanarak konuştum hep. Eğer bir gün o konuyla alakalı somut bilgi ve belge elimize ulaşırsa o gün onunla alakalı da yorumumu, söyleyeceğim şeyleri söylerim ama şu an için böyle bir şey mevcut değil. Ancak Mersin olayı tabii ki de bizim olayımızın öncüsü, oradan başlayarak, onun da değerlendirilerek, gerekli ifadelerin de alınarak dosyaya konulması ve hep birlikte işlem görmesi gerektiğini sayın mahkeme heyetine ileteceğim.”

‘NORMAL BİR HAYAT YAŞAMIYORUM’

Ateş, bir basın mensubunun “Bugün yoğun güvenlik önlemleri var, yanınızda da korumaları görüyoruz, bu korumalarınız uzun süredir var mı?” sorusu üzerine, “Yaklaşık bir buçuk ay oldu sanırım koruma talebinde bulunalı, uzun süredir korumalarım var. Yoğun güvenlik önlemleri altında yaşıyorum. Normal bir hayat yaşamıyorum. Evde, kızlarımla akşama kadar, çok gerekli haller dışında dışarıya çıkmadan. Bazılarının halen yaşamadığı ancak yaşaması gereken cezaevi hayatını maalesef bize layık gördüler.” ifadelerini kullandı.

SİYASİLER DAVAYI TAKİP ETTİ

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bazı siyasiler davayı izledi.

CHP lideri Özgür Özel ve CHP’nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ayşe Ateş’in yanına oturdu.

ÖZEL’DEN FOTOĞRAFLI PAYLAŞIM

Duruşma salonundan Kılıçdaroğlu ve Ayşe Ateş ile fotoğraflı bir paylaşım yapan Özgür Özel, “Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş suikasti davasını Sincan’da takip ediyoruz. Adalet tecelli edene, suikast üzerindeki sis perdesi aralanana kadar bu davanın takipçisi olacağız. Yanı başında olacağız demiştik, Ayşe Hanım adalet tecelli etmiştir diyene kadar yanı başındayız…” ifadelerini kullandı.

TETİKÇİ DOĞUKAN ÇEP DURUŞMA SALONUNDAN ÇIKARTILDI

Duruşma başlamadan önce tutuklu sanıklardan tetikçi Doğukan Çep, “Bay Kemal nerede?” diye bağırması üzerine salondan çıkartıldı. Ardından Mahkeme Başkanı, duruşmada tartışma çıkmaması için uyarılarda bulundu ve Çep’i duruşma salonuna yeniden aldı.

Yaşananların ardından sosyal medya hesabından açıklama yapan Kılıçdaroğlu, Buradayım! Mahkeme salonunda katillerin ve arkanızdaki ağababalarınızın gözünün içine bakıyorum!” ifadelerini kullandı. 

MHP’NİN KATILMA TALEBİ REDDEDİLDİ

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) adına avukatlar İbrahim Ethem Yiğit ve Çağrı Can Pak, davaya katılma talebinde bulundu. Sanıklar da MHP’li avukatların katılma talebini kabul etti. Savcılık makamı MHP’nin ‘suçtan zarar görmediği’ gerekçesiyle MHP’nin katılma talebinin reddedilmesini istedi. Mahkeme Başkanı da bu yönde karar verdi.

ERAY ÖZYAĞCI SAVCILIK İFADESİNİ DEĞİŞTİRDİ

Duruşmada katılma taleplerinin alınmasının ardından sanıkların savunmalarına geçildi.

İlk olarak tutuklu sanıklardan Sinan Ateş’e yönelik “toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Özel Harekat Polisleri tutuklu sanıklar Murat Can Çolak ve Aşkın Mert Gelenbey eskortluğunda Ankara’ya gelen tetikçi Eray Özyağcı konuştu.

Özyağcı, “Benim Ankara’ya gitmem lazım’ dedim Doğukan Çep’e. Bana araba ayarladı. Doğukan Çep’in azmettirici olduğunu saklamak için başlangıçta farklı ifade verdim sanki ben planlamışım sadece gibi, onu korumak satmamak için” dedi.

‘BEN SADECE AYAKLARINA ATEŞ ETTİM’

Sinan Ateş’e yönelik saldırıyı Doğukan Çep ile birlikte planladıklarını ve Doğukan Çep’in anlaşmazlık nedeniyle kendisini Sinan Ateş’i vurmak için Ankara’ya gönderdiğini açıklayan ve savcılık ifadesini değiştiren Çep, şu savunmayı yaptı:

“Aşkın beni aradı ve ‘acilen İstanbul’a gitmem lazım, işim çıktı’ dedi. Ben Suat abiden haber almadım. Doğukan’dan haber aldım bana Sinan Ateş’in yanında iki kişi olduğunu söyledi ve bana ‘Ayaklarından vur sadece Sinan Ateş’in, Diğerleriyle uğraşma’ dedi. Ben sadece ayaklarına ateş ettim. Ben kaçarken Sinan Ateş’in yanındakiler bana ateş etti. Ben de onlara. Ben kaçarken ‘Reisi vurduk, reisi vurduk’ diye sesler geldiğini işittim. Sonrasında motora bindik ve Gölbaşı’na doğru gittik. Ardından beni Doğukan aradı ve ‘Sinan Ateş ölmüş, ben sana demedim mi ayaklarından vur’ dedi. Ben de ‘Vallahi ben sadece ayaklarına ateş ettim’ dedim.

‘DEVLET BEY’DEN EMİR ALDIYSAN SÖYLE’ DEDİ’

Beni Yunan askerleri yakaladı. Bana ‘Türk müsün diye sordular ve dövdüler sonra attılar. Ardından da Türk askerlerini gördüm kaçmadım. Emniyete geldiğim ilk andan itibaren de baskı başladı bana. İşkence yapmadılar ama baskı yaptılar. Savcı Dursun Ali Kaya ‘bu davanın siyasi olduğunu düşünüyoruz. Devlet Bey’den emir aldıysan söyle.’ dedi.

‘MHP’Lİ İKİ İSİM VER YETER’ DEDİ’

Durdu Özer ise ‘MHP’li iki ismi ver yeter. Biz seni koruruz’ dedi. Ben de ‘Ne yaptığınızı anlamıyorum, buna alet olmam. Ben suç işlemiş bir insan olabilirim ama karaktersiz değilim. Tanımadığım insanlara iftira atmam. Bana araç fotoğrafları gösterdiler, insan fotoğrafları gösterdiler, Hiçbirini tanımıyordum. Bana ‘ölümden korkmuyor musun? Seçimden sonra her şey değişecek. Sana en yüksek cezayı yazacağım’ dedi. Ben Doğukan Çep’in has kardeşiyim. Benim abim Doğukan Çep’in Sinan Ateş ile yaşadığı sorunlar nedeniyle ayaklarına sıkmak istedim. O ne dediyse onu yaptım. Tahliye talebim yok.”

Özyağcı, savcılığın ardından cezaevine götürüldüğünü, araçların Ülkü Ocakları’na ait olduğunu basından öğrendiğini belirtti.

“Ben bu davanın baş aktörüyüm, azmettiricisiyim ifade vermek istiyorum” diyerek söz alan Doğukan Çep’e Mahkeme Başkanı, ”Sıran gelince ifade vereceksin” dedi.

VEDAT BALKAYA: YARDIM AMAÇLI SABAH 6 SULARINDA ANKARA’YA VARDIM

Duruşmada savunma yapan ikinci sanık, cinayette kullanılan motosikleti süren kişi olan Vedat Balkaya oldu.

Olay tarihinden bir süre önce cezaevinden çıktığını, iş bulma konusunda zorluk çektiğini anlatan Balkaya, sanıklardan Doğukan Çep’in “uyuşturucudan uzak durması” şartıyla motor alabileceğini söylediğini, kendisine verdiği sözü tuttuğunu belirtti.

Çep’in kendisine bir miktar para ve 2-3 tane de motosiklet ilanı attığını ifade eden Balkaya, bir süre sonra motoru aldığını, motoru aldıktan bir gün sonra sanık Çep’in kendisini aradığını anlattı. Balkaya, “Ataşehir’de buluştuk. ‘Ankara’da birinden alacağım var, Eray’ı Ankara’ya götürecek araba var ama getirecek kişi yok.’ dedi. Bunun üzerine yardım amaçlı sabah 6 suları Ankara’ya vardım” sözlerini sarf etti.

‘SİLAH SESİ DUYARSAN KORKMA’ DEDİ’

Sanık Vedat Balkaya, olay gününe ilişkin şunları anlattı:

“Ayın 30’unda öğlen 12.30 sularında Eray beni uyandırdı. ‘Alacağımız olan kişi gelmiş, almaya gidiyoruz acele et’ dedi. Eray arkama bindi, beni yönlendirdi, Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi üzerinde indirdim. Bana, ‘Silah sesi duyarsan korkma’ dedi. Bunun üzerine Doğukan’ı aradım, bir sıkıntı olup olmadığını sordum. Bir süre orada bekledim, sonra Eray bir hışımla geldi. Eray’ın yönlendirmesiyle yaklaşık yarım saat gittikten sonra bir petrol ofisine gittik. Eray iner inmez kaskı fırlattı. ‘Benimle İstanbul’a gelmeyecek misin?’ dedim. ‘Gelmeme gerek kalmadı, sen devam et, İstanbul’da görüşürüz.’ dedi. Kendisini bekleyen arabaya bindi ve gitti.”

‘ÖLDÜRÜLECEĞİNİ BİLMİYORDUM’

Balkaya, olay tarihinden önce Ateş’i tanımadığını, öldürülmesinden de haberdar olmadığını ileri sürdü. Masum olduğunu iddia eden Balkaya, Eray Özyağcı ve Doğukan Çep’in oyununa geldim” dedi.

Balkaya, “Bana alacak verecek meselesi dediler. Vurulma olayı deselerdi cezaevinden yeni çıkmış biri olarak asla yardım etmezdim. Doğukan’ı aradım, Eray tedirgindi, bir şey olduysa bana söyleyin dedim. Ben bu olayın aslını Kocaeli Emniyet Müdürlüğünde öğrendim. Eray’ın birini vurduğunu orada öğrendim. Beni buraya kandırarak getirdiler. Ben Sinan Ateş’i tanımıyorum, sosyal statüsünü bilmiyorum. Burada birinin vurulacağını, öldürüleceğini bilmiyordum” savunmasını yaptı.

Sanık Balkaya, suçsuz olduğunu iddia ederek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

SUAT KURT: SİNAN ATEŞ’İN EVİNİN ADRESİNİ ATAN BENİM

Sanık Suat Kurt ise Doğukan Çep’i çok iyi tanıdığını, Eray Özyağcı’yı bir kere gördüğünü söyledi. Doğukan Çep’in kendisinden Sinan Ateş’in kaçta girip çıkacağını söylemesini istediğini anlatan Kurt, “Tüm bilgileri atan benim, konumları Sinan Ateş’in evinin adresini atan benim” dedi.

cinayet suçlamasını kabul etmediğini belirten Kurt, şu savunmayı yaptı:

“Ben sadece Doğukan Çep’in bir kardeşine yardım ettim. Özyağcı ve Balkaya’yı tanımam. Doğukan tarafından dövüleceği, çok zor durumda ayağının yaralanacağını söyledi. Doğukan Çep’in ricası için yardımcı oldum. Dövülecek, kırılacak, yaralanacak benim meselem değil.

Ben böyle bir şey yaşanacağını düşünemedim. Olaydan haberim olsa kimliğimle otele kaydımı yaptırmaz, mobese kameralarının karşısına kendimi bu kadar atmazdım. Kapüşonsuz gezmezdim. Bunun cinayet olduğunu bilsem otobüse binmez, taksiyle kaçardım.

Rahmetliği görünce üzüldüm, vicdan sahibiyim. Görünce Doğukan’ı aradım. ‘Adam ölmüş’ dedim, Doğukan da ‘Maalesef abi’ dedi. Herhangi bir talepte bulunmadım. Kendimi cinayetin ortasında buldum. Tahliyemi talep ediyorum.”

DOĞUKAN ÇEP: BEN AZMETTİRİCİYİM

Tutuklu sanıklardan Sinan Ateş’e yönelik “toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen ve iddianamede azmettirici sıfatıyla yargılanması istenen Doğukan Çep savunma yaptı. Çep, Hasan Ferit Gedik cinayeti davasında aldığı ceza nedeniyle yardım istediğini iddia ettiği Sinan Ateş’e 650 bin TL para verdiğini ancak sözünü tutmadığı için cinayeti azmettirdiğini öne sürdü.

“Ben azmettiriciyim. Savunmamı yapabilmek için 2013 yılında Gezi olaylarına dönmem gerek” diyen Çep “Gezi olayları sırasında DHKP-C’li ve MLKP’li teröristlerle bir vuruşmam olmuştu. Hasan Ferit Gedik’e ‘sosyalist bir genç, uyuşturucuya karşı yürüdü’ vuruldu deniliyor. Efendim Google’da bir ‘Hasan Ferit Gedik’ yazın cenazesine bakın bir. Benim vurduklarım sonrasında Cebrail Günebakan, kırmızı fularlı kız Ayşe Deniz Karacagil falan Kobani’ye geçiyorlar. Ben yargılandım. CHP’nin milletvekillerinin duruşmalarıma gelmesine de alışkınım” diye konuştu.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı “Ne anlatıyorsun sen?” diyerek tepki gösterdi.

‘SİNAN ATEŞ’TEN YARDIM İSTEDİM’

İstanbul’da 2019 yılında Aziz Mahmud Hüdai Camisi’nde namaz kılarken Sinan Ateş’in geldiğini ve namaz kıldığını kaydeden Çep, şunları söyledi:

“Sonrasında ben ona gittim ve ‘soruşturmam var yardımcı olabilir misiniz’ diye sordum o da ‘tamam kardeşim’ dedi. ‘Kardeşim helal olsun, bizim hayal ettiklerimizi gerçekleştirmişsin’ dedi. ‘1 milyon TL para istiyorlar dosyanı halledecekler’ dedi. Ardından ben ‘bunu karşılayamam’ dedim. ‘200 bin TL ayarlamaya çalış o zaman halledecekler’ dedi. Ben bunu toparladım sonrasında Sinan Ateş beni Taksim’de bir otele çağırdı orada parayı ona teslim ettim ve beklemeye başladım dosyama dair gelişme var mı diye. 2021’de bir ‘200 bin TL daha vermemiz lazım, bu sefer başkasına’ dedi. Ben ayarladım bunu da. Üsküdar sahile çağırdı beni sonrasında orada parayı verdim, bana ‘sabret uzun süreli bir iş bu’ dedi. Kasım ayında benden paranın tamamını istedi ve ‘sona yaklaştık’ dedi.

‘PARAYA ÇÖKTÜ’

Ben sağdan soldan borç harç toparladım 250 bin TL. Sonra beni Ankara’ya çağırdı. Çukurambar’da bir pastanede buluştuk. Orada parayı verdim. ‘Bir daha ararsam artık tamamlaman lazım’ dedi. Sonrasında haber bekledim gelmedi. Aradım ‘Abi olmuyorsa zorlamayalım parayı bari geri alalım’ dedim. ‘Kardeşim böyle şey mi olur nasıl parayı alayım verdim’ dedi. Bunun üzerine paraya çöktü. Ben de ‘Ayağına sıkacağım, Ankara’ya gitmem lazım’ dedim. Yanımda da Eray vardı o ‘ben giderim’ dedi. Ben öldürmek isteseydim bunu söylerdim, kimseden çekinmem, ben yaralamak istedim. Üzüldüm gerçekten.”

‘SİNAN ATEŞ’İ KİM ÖLDÜRDÜ GERÇEKTEN BİLMİYORUM’

Mahkeme Başkanı’nın “Neden bunları savcılıkta ve emniyette hiç anlatmadın” diye sorması üzerine, “Emniyette bana Şevket ve Kerem komiserler işkence etti. 4 bin lira ile suikast mı yapılır efendim? Suikast girişiminde bulunmak istemedim. Kim vurdu Sinan Ateş’i bilmiyorum gerçekten” diye yanıtladı. Çep şu iddialarda bulundu:

‘AYAKLARINDAN VURMAK İSTEDİM’

“Biz insanları kandırdık cenaze, gezme vs. diye. Çünkü kafamıza koyduk bunu yapmaya. Suikast yapmadık ama. Suikast yapmak isteyen insan yüzünü kapatır, karşılarına geçer öldürür. Nasıl öldü bilmiyorum. Şok oldum. Dünya başıma yıkıldı. Zaten 4 gün sonra yakalandım. Ben ölmesini istemezdim. Biz suikast yapmaya gitmedik. Halk TV, Sözcü gazetesi… Ben bunların hiç şehit haberi yaptığını, şehit aileleriyle röportaj yaptıklarını görmedim. Ben cezama razıyım, ayaklarından vurmak istedim.”

‘SELMAN BOZKURT’UN AÇISI VURMA AÇISI’

Mustafa Kemal isimli bir kişinin tetikçi Eray Özyağcı’yı götürmesi için görüştüğünü açıklayan Çep, “O götürdü Eray’ı. Onu da yakmayalım evli barklı” dedi. “Selman Bozkurt’un açısı vurma açısı” iddiasında bulunan Doğukan Çep, “Ben ayaklarından vurdurmak istedim, öldürmek istemedim. Ölmesine gerçekten üzüldüm. Burada büyük şaibe var. Ayağından vuruyor Eray, mermi bacağına giriyor, efendim bakıyorum karnında mermi var. Ama o mermi MKE bir mermi. Eray’daki ‘Sterling mermi.’ Bence Selman’ın mermisi ile karnından vuruldu Sinan Ateş” iddiasında bulundu.

‘NEDEN SİZİN ALACAĞINIZ NEDENİYLE SİNAN ATEŞ’İN KALEMİ KIRILIYOR?’

Müşteki avukatlarından Hatice Daştan sanık Çep’e, “Neden sadece sizin alacağınız nedeniyle Sinan Ateş’in kalemi kırılıyor. Siz neden polislerce korunuyorsunuz” sorusunu sormasına sanık avukatları tepki gösterdi.

‘ÜLKÜ OCAKLARI’NI BİLMEM, ALAKAM YOKTUR’

Ayşe Ateş’in avukatı Ali Yücel’in kendisine “Sinan Ateş ile 2019’da namaz kıldım’ dediniz. O dönemde Ateş Ülkü Ocakları Genel Başkanı görevindeydi. Yanında kimler vardı hatırlıyor musunuz?” sorusuna “Ben Ülkü Ocakları’nı falan bilmem. Alakam yoktur böyle şeylerle. Ben onu gördüm gittim yardım istedim” demesi üzerine Mahkeme Başkanı “Soruya yanıt ver, ne alakası var bununla” dedi. Bunun üzerine avukat Yücel, “Sorularımıza cevap almadık” dedi.

Duruşmaya saat 14.15’e kadar ara verildi.

TOLGAHAN DEMİRBAŞ: BÖYLE BİR ŞEY OLACAĞINDAN HABERİM YOKTU

Aranın ardından Eski MİT görevlisi Çağlar Zorlu’dan Ateş’in adresini istediği ve Ateş’i düzenli takip ettiği soruşturmaya giren, cinayet sonrası dönemin MHP Milletvekili Olcay Kılavuz’a ait bir evde gözaltına alınan eski Ülkü Ocakları genel merkez yöneticisi Tolgahan Demirbaş savunmasını yaptı.

Bir suçunun olmadığını ve suçu işleyenlerle bir bağlantısının olmadığını iddia eden Demirbaş, “Hayatımda onlarla hiç bir araya gelmedim, hiçbir iletişimim yoktur” dedi. Demirbaş, “Sizlere şerefim ve namusum üzerine yemin ederim ki böyle bir olacağından haberim yoktu. Ben olay olduktan sonra öğrenmiş bulunmaktayım” ifadelerini kullandı.

Kimi neye azmettirdiğini anlamadığını öne süren Demirbaş, bir camiayı zan altında bırakmak için tutuklandığını iddia etti. Demirbaş, tüm suçlamaları reddedip “Somut deliller ışığında bir yargılanma olursa aklanacağıma inanıyorum” diye konuştu.

Hakimin “Telefonunuzda tespit edilen bazı hususlar var, Sinan Ateş’in uçuş bilgileri ile ilgili” diye sorması üzerine Demirbaş, “Ben telefonumu teslim ettim, olaydan 8 ay önce bir olaydı bu” diye konuştu.

Geçmişte yaşanmış acı bir olay olduğunu, Sinan Ateş’e karşı bir tepki oluştuğunu söyleyen Demirbaş, “Makdulün evinin önüne bir pankart asılması planlanmıştı. Pankartın asılacağı yer için çaba sarf edilmişti, herkes yapmıştı ben de yapmıştım. O bilgilerin maktülün evinin olduğunu bilmiyorum, gitmedim. Kimseyle de bunu paylaşmadım” iddiasında bulundu.

Sinan Ateş ile ilgili bilgi talep etmediğini ve Ateş ile ilgili bilgi vermediğini ileri süren Demirbaş, medyayı yanlış bilgi vermekle suçladı.

DAVA YARINA ERTELENDİ

Duruşma yarın saat 09.00’a ertelendi.

17 ŞÜPHELİNİN DOSYASI AYRILDI

Sinan Ateş cinayetine ilişkin hakkında işlem yapılan toplam 39 kişiden, haklarında yurt dışına çıkış yasağı getirilen diğer 17’si hakkındaki soruşturma, ayrı dosya üzerinden sürüyor.

Arkadaşı Selman Bozkurt ile 30 Aralık 2022’de Çankaya ilçesi Kızılırmak Mahallesi’nde bir binadan çıktığı sırada motosikletli 2 kişinin silahlı saldırısına uğrayan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Ateş ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, mayıs ayında mahkemece kabul edilmişti.

Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ve olay sırasında beraberindeki Selman Bozkurt’un “müşteki” sıfatıyla yer aldığı 22 sanıklı iddianamede, “müşterek fail” olarak yer alan sanıklar tetikçi Eray Özyağci, Vedat Balkaya ve Suat Kurt’un “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, müşteki Selman Bozkurt’a yönelik “tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 13’er yıldan 20’şer yıla kadar hapis, Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş’ın ise cinayete azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

Özyağci’nin ayrıca “ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak” suçundan 1 yıldan 3 yıla, Demirbaş’ın ise “zincirleme şekilde kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme” suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

İddianamede, diğer sanıklar, Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal’ın, “iştirak halinde işlenen suça yardım ettikleri” gerekçesiyle cezalandırılmaları gerektiği belirtildi.

Bu 17 sanığın, ” tasarlayarak kasten öldürmeye yardım” suçundan 15’er yıldan 20’şer yıla kadar hapsi istenirken, eski cinayet büro amiri Aykal’ın ayrıca kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak maktule ait kişisel bilgileri hukuka aykırı olarak temin ettiği gerekçesiyle ayrıca 3 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

 

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!